330 SERVETİFÜNUN No, 1888—203 ÜÇ PERDELİK B k B . Y l Yazan PİYES aş a ır o M. Feridun Enis — Emel, istirham ederim.. Bu anda ne bü: yük bir azap içinde bulunduğumu tasavvur edemez- siniz. Söyleyiniz.. Bir kelime ile,. Eğer birini sevi- yorsanız, söz veriyorum, &izi bir daha rahatsiz etmi» yeceğim.. Belki bir daha beni görmiyeceksiniz.. Emel.. Emel — Şu andu kimseyi sevmiyorum, bundan emin olabilirsiniz. Enis — (Geniş bir nefes alır.) Oh., ne büyük bir kâbus geçirdim- Bu anda nakadar mesudum! Emel — Sözlerime dikkat ettiniz mi Enis Beyf «Kimseyi sevmiyorum!» dedim. Enis — Evet kimseyi gevmiyorsunuz, beni de gevmiyorsunuz.. Hiç, hiç sevmiyorsunuz değil mif Emel — Durun, okadar telâş etmeyin.. (Düşün- celi) Sizi sevip sevmediğimi şimdiye kadar düşün- medim. Pek samimiyim, buna inanın.. Yalnız.. yalnız sizin ahlâkınızı, fikirlerinizi pek beğeniyorum. Sizde bir çok delikanlılarda görülen züppelik yok. Ciddi ve şayanı hürmet bir gençsiniz. Görüyorsunuz ya «delikanlı demedim, sakın bana da kızmayın. Sizi takdir ediyorum. Bunu her zaman herkese söyledim. Enis — (Genç kızın elini alır) Sizi dinlerken kendimi dünyanın en mesut insanı addediyorum. Kalbim ümitle doluyor. Emel — (Hafifçe elini çeker) Hissiyatımı tahlil edeyim; Başka kadınların yanında bana herkesten fazla iltifat ediyorgunuz.. Etrafımda dönüyorsunuz. Bana çok hürmet ediyorsunuz. Herkes bundan bir mânâ çıkarıyor. Fakat siz böyle yaptıkça, doğrusunu söyleyim, (mütebessim) ben memnun oluyorum.. ifti- har ediyorum. Enia — Emel,, Emel.. (Emelin elini alıp dudaklarına götürür. O esnada birden sağdaki kapı açılarak Azize Hanım girer. Onları bu halde görür. Emel sertçe elini çeker.) Onbirinci meclis Evvelkiler, Azize Hanım sonra Cahit, Ragıp, Selma, Makpule, Azize — Maşallah.. Enis — (Keskin) Serenat bitti mif Azize — (Gençleri işaret e Devam ediyor. Emel — İçeride canınız mı sı Azize — Nasıl sıkılmasın, beni laz bıraktınız. Berlini aradım bulamadım. Emel — Biz de şimdi içeri geliyorduk. Gelin size Berlini bulayım. (Cahit, Ragıp, Selma ve Makpule yüksek sesle konuşarak girerler.) Cahit — Bunu kabul etmiyoruz, oyuna hile girdi. Makpule Vallahi değil, briçte hile olur mu? Selma — Mağlup oldunuz. Hileyi vaktile meyda- na çıkarmalıydınız. Emel — Yenildiniz mi baba Ragıp — Yenildik. Makpule — Ben bir parti daha oynamıya hazırım. Ragıp — Yoruldum, bana müsaade edin. Emel — Senin yerine ben oynayım, olmaz mı baba? Ragıp — Oyna kızım, Enis Bey, &iz oynamıy- cak mısınız? Enis — Yer olursa oynarım efendim. Selma — Enis Bey benim yerime oynasın. Azize — Ben de uynayacağım. Sıra bizde.. Makpule — (Kocasına) Sen de yerini bana ver. Cahit — (Mütebessim) Peki.. Oyna,. Makpule — (Haheşker) Haydi başlıyalım buyurun. (Soldan çıkar. Azize Hanım, Emel, Enis onu takip ederler.) Onikinci Meclis Selma, Cahit, Ragıp Cahit — Briç dediler mi karımın aklı başından gidiyor. Selma — Çok hesaplı oynuyor. Ben de onun sayesinde kazandım. Cabit — Şimdi kim kime karşı oynuyorf Selma — Ben de merak ettim. Gidip bakayım. (Çıkar) Ragıp — (Bir müddet sonra) Sana anlattığım mesele içimde bir ukte şeklinde duruyor. Cahit — Hangi meselef Ragıp — (Sesini alçultarak) Selma meselesi. Cahif — Vaz geç capım. Hâlâ unutmadın mıf Ragıp — Kabil mi? O gündenberi zihnim bu mu- ammâapın hallile meşgul,. Bu mesele hakkında sana bir şey daha söyliyeceğim. Cahit — Söyle. Ragıp — Gel içeri gidelim. Buraya giren çıkan olur. (Sağdaki odaya girerek kapıyı kaparlar. bir lahza boş kalır.) Sahne Onüçüncü Meclis Selma, Ragıp, Cahit, Şadan (Selma girer. Kimşe olmadığını görünce sağdaki odaya gitmek ister. Fakat O aralık kapı açılarak Şadan görünür. Şadan — Hanımefendi likörleri buraya mı getire- yim yoksa misafirlerin yanına mı götürmek lâzım? Selma, — Misafirlerin yanına götür. Beyler burada oturmak isterlerse ben 8onra onlarınkini buraya getiririm Şadan — Peki efendim. (Çıkar. Selma yine sağdaki odaya gitmek üzere iken kapı açılarak Ragıp ve Cahit gererler.)