210 SERVETİFÜNUN No.1884—199 ÜÇ PERDELİK B k Bi Y | Yazan PİYES aş a Ir Oo M. Feridun Sait — Hiç.. Konuşuyorduk.. Bugünlerde çok Sait — Sen o zaman güzel bir kadındın. Buna canım sıkılıyor da.. diyordum ki.. Selma — (Şiddetle sözünü keserek) Sen kazık kadar boyunla yaptığından utanmıyor musun? Sait — (Şaşalar. Dili dolaşarak) Ne oluyorsun! Ben ne yapmışım? , Selma — Susl.. Beyhude zihninde yalan arama Ben her şeyi biliyorum. Sen bu aralık Emeli baştan çıkarmakla meğgulsün. Ne yapmak istediğini, mak- sadını açıkça söyle. Anlamak istiyorum. Sait — ( Kendini toplamıştır. Sukünetle ) Ortada gizli bir şey yok. Ben Emeli seviyorum, o da beni seviyor. İşte bu kadar. Selma — Bu kadar değil. Bunun sonu ne olacak? Sait — Sonu pek tabii olarak izdivaçla netice- lenecek, Selma — Yalan.. İzdivaç senin gibi bir sefihin ağzına hiç yakışmıyor. Karını ne ile geçindireceksin? Aldığın kırk lira maaşla mıf Kızımı senin gibi ahlâksız, kumarbaz bir sefihe vermektense kendi elimle öldürmeği tercih ederim. Maksadın evlenmek değil, kızcağızın bir kaç parasını elinden alıp yemek. Beni bilmiyor zannetme. Evleneceksin ha$ Ya benf Beni düşünmedin mi? Ben ne olacağım Sait — (Sakin) Sen mi ne olacaksın 9 Sen yaştaki kadınlar delikanlıların peşlerini bırakıp kızlarının gaadetile meşgul olurlar. Sen de öyle yaparsın. Selma — Yaf Bu kadar senelik fedakârlığımın imükâfatı bu, öyle mi? Ben yaştaki kadınlar yani ihtiyarlar.. Delikanlı da sen, öyle mi? Sait — Tabii, Benim Emel ile kaç yaş farkım var? Halbuki seninle,, Selma — Sefil1.. Defol git evimden, bir daha da buraya ayak basma, Sait — Benim için hava hoş.. ben giderim.. Seni zaten şimdiye kadar lutfen seviyordum: (Kapıya doğru gider.) Selma Alçak!.. Senelerin biriktirdiği hatıraları bak nasıl çigneyip gidiyor ! Sait — (Kapının önünde) Ben gitmiyorum. Beni sen kovuyorsun. Selma — (Mağlup) aramızda onbeş senelik bir rabıta var. Onbeş sene.. (Saide yaklaşarak) Nankör- sün gen, anlıyor musun? Nankörsün. Dünyada senin kadar nankör bir insan olamaz. Ben bütün gençli- gimi sana hasrettim, Dürüst, namuslu bir kadındım. Sen benim için bir çocuktun.. O yaz gününü unut- tun mu? Senin olduğum günü.. Ortalık cayır cayır yanıyordu. Emel o zaman miniminicik bir kızdı, Aşağıda uyuyordu, Ben balkonda çamaşır asiyordum. Sen bana yardım etmek istedin ve o bahane ile beni kucakladın. © boğuşmayı hatırlıyor musunf Sana nasıl mukavemet ettim! dayi seni sovmiyordum. ma — Ya ben? Ben seni adam yerine bile Gandi Fakat sonraları.. O yaz gününü takip eden ayları unuttun mu? Beni nasl kıskandığını, uykusuz geçen gecelerini hatırlayor musun ? (Saidi taklit eder) <Selme, senin beşkalarile konuştuğunu bile tahammül edemiyorum. Sait — Sen... Selma — (Sözünü keserek) Ben nef Ben de seni * sonradan sevmeğe başladım. Bunu saklamiyorum ki.. Maalesef ben de seni seviyordum. Hâlâda.. (Sesi tıkanır. Bir an durur. Sonra ağlar gibi devam eder.) Jlâlâda seviyorum. Onun için şimdiye kadar her şeye #ahammül ettim, onun için, görüyorsun, senden ay- rılamıyorum. Sen benim bütün gençliğimsin. (Yal- varır gibi) Sait, dürüst ol, ayıp şeyler yapma ve bana biraz merhamet et. Beni çok ihmal ediyorsun. Behimle oynama, beni biraz sev.. Demin söylediğin gibi lutfen sev.. Sait — (Kapının yanında ayrılıp sahnenin. orta- sına doğru yürür) Beni şimdi çağırmasaydın. daha sonra çağırmiya mecbur olacaktın. Selma — Maglup oldum. Daha fazla izzeti nefii- mi kırma, Biliyorsun, seni seviyorum. Fakat seni çağırmasaydım belki beni bırakıp ba kapıdan dışarı çıkamiyacaktın. Sait — Ben çıkar giderdim. Fakat sen beni ça- ğıracaktın. Bir kaç ay sonra.. bir rezalet çıkmasın diye.. Selma — Ne demek istiyorsun * Sait — Bunda anlaşılmıyacak bir şey yok.. Bir kaç ay sonru Emel benim karım olmiya mecbur Olanak.. Selma — Ne diyorsun? Yalan söyleme. Böyle sözlere tahammülüm yoktur. Bunu bilmelisin. (Saidin. yakasından tutup bağırarak) Söyle sefil, söyle.. Ya- Jan söyledim de. Saif (Oo Bağırme.. İşidiliyor.. Selma, -— (Bağırarak) Yalan söyliyorum de.. Sefil.. (O aralık Ragıp soldan girer. Evvela Saidin son- ya Selmanın yüzüne bakar, Karısına doğru giderken Sait süratla çıkar.) Onbeşinci Meclis Selma, Ragıp Hagıp — Sen mi bağırıyordun? Gözlerin kızar- mış,. Ağlıyor midin $.. Nen var? Selma — Hiç.. Hiç bir şeyim yok... (Kendini tutamaz. Hıçkırarak oturup başını ka- napenin arkalığına dayiyarak için için ağlamiya devam eder.) Devamı var Perde