46 SERVETİFÜNUN No.1870— 185 k K is Ye 1 e «fe VE ii Üç PERDELİK MANZUM PİYES 3 vaya ÜÇÜNCÜ PERDE Nedim'in ihtilâlden sonra Üsküdar'da 'ilica etiği evin yukarı katta ufak bir odası... Dipte bir uçtan öbür uca kadar (uzum sedir... Ortada, kafesi, altından küçük bir değnekle bir parça kaldırılmış bir pencere : pencerenin pervazı kenarında jbir çiçek saksı... Pen- cerenin koyu renkte perdeleri açıktır ve sedirin uzun yastığı üze- rine iki taraftan düşürülmüştür... Köşede izm yastık,. perdenin sağında minimini bir raf.. solunda bir yazi levhası... Sağda, birinci plânda bir konsol ve ayna.. aynanın önünde üzerine cam geçirilmiş bir eski zaman saati.. içerisine garip otlar, tüyler konmuş uzun bardaklar.. çini kâseler.. v.s... bilhassa büyük, üç kollu gümüş şamdan.. bardak gibi bazı evaninin üstünde dantelâlı, zarif, kapak şeklinde mukavvalar.. bir surahi... Sağda, ikinci plânda sofaya çıkan bir kapı... Solda, sahnenin önüne doğru büyücek bir mangal.. içinde tepeleme doldurulmuş ateş yanar. Mangalı etrafında jüc tane ufak, yuvarlak minder.. kahve takımı.. ayrıca fincanları ve cezve- İeri yıkamak icin kırmızı renkte cilâlı topraktan büyük bir kâse... Perde açıldığında, vakit akşama yaklaşmıştır. Yarı açık kafesten, hazin bir sonbahar semasının bir parçasile ;karşıdaki tekkenin yandan cephesi ve daha uzaktaki bir iki evin şahnişini ve bir selvi ile mesçidin minaresi görünür. MECLİS : NEDİM, DİLÂŞUP, ZEYNEP KADIN, ATEŞPARE Nedim. pencerenin yanında, dalgındır; mahalleyi «6e7- reğder. Üç kadın, solda, mapgalın ketarında, Zeynep kadının pişirdiği kahveyi içerek hafif sesle konuşurlar, ZEYNEP, fincanlara kahve doldurş- rak. Nedim'i gösterip yavaş sesle. Bugün yine pek dalgın! ATEŞPARE O nöbet tutmasın da Ziyanı yok, düşünsün.. DİLÂŞUP Beni unutmasında Tehlike ziyadeydi.. şimdi, şükür, tanıyor! ATEŞPARE, derin bir gayz ile, On gündür hep o kızı, Mestinaz'ı anıyor! DİLÂŞUP Bir de ölüm korkusu geçmiyor zavallının... Zeynep, Nedim'in E vav iğ götürüp yanına bırakır ve tekrer yerine gelip o yese dönerek. Zeynep kadın! ZEYNEP Efendim! taa şa. apaa sag. mean mina. apse Ke HALİT FAHRİ Sl — Geçen nüzhelardan devam — NEDİM , m beni yalının Şu anda düşünür mü dersin penceresinde ?.. ZEYNEP, birdenbire anlamıyarak. Paşan mı?... Dilâşup kolunu düârter. Ha.. şüphesiz... Nedim başını tekrar pencereye ceyirir, DİLAŞUP Dikkat edin, sesinde Bütün ruhu ağlıyor Paşadan bahsederken... Halbuki bilmiş olsa... ATEŞPARE Tüylerim diken diken Oluyor duşündükçe onun akıbetini. Paramparça etmişler sokaklarda etini | ZEYNEP Ah., Patrona.. Patrona.. Dilerim Allahtan bul! DİLÂŞUP Damadın da başını yedi, kahpe İstanbul! Bir ürperme ile, Boğdurtan Padişahsa parçalıyan köpekler! ZEYNEP Hey gidi devletli heyi ATEŞPARE Herkes ölümü bekler: Fakat müthiş, İbrahim Paşanınki çok mühiş! DİLÂŞUP Nedim duysa bunları mutlak ölur... NEDİM, pencereden dikkatle bakıp dışarsını göstererek, Bir derviş Geçiyor... Döner, elile Dilâşup'a işaretle. Nekadar da benziyor o Neyzene! Hani sütlüce'deki.. gel, bak, işte, Dilâşup! Boynunu hüzünle bükerek. Nasıl haber vermişti kan renginde bir gurup! Dedikleri galiba çıktı hep birer birer... DİLÂŞUP Hayır, bana inan ki, Nedim Efendi... NEDİM, meyus, Meğer