Bugünkü sayımız 12 sayia “VAKI Akbaba, Gençlik, Sinema ve Çocuk Sayfaları im 1$ inci Yıl * Sayı : 5184 Tülin mabilenin idi i #< Hatıraları.. Perşembe, 16 Haziran (6mcia;) 1932 Sayısı 5 Kuruş iyi Bütçe Encümeni 932 Bütçesini ikmal Eti İktisadi Bizde ötedenberi vatan hıya- eti çok mahdut bir şekilde ta- Bınmış, mahdut bir manada te- lâkki olunmuştur. Bir adam mem'eketi aleyhine (casusluk ederse, yahut harp halinde düş- man tarafına geçerse vatan bas ini olur. Rejim aleyhine hareket de böyledir. Fakat birtakım kim- Selerin öyle hareketleri vardır ki met cesi itikarile millet aleyhine- dir; kv bareketter memleketin umumi menfaatlerine karşı açık | bir suikast mabiyetindedir. Bu- Dunla beraber bu hadiseer as- keri veya siyasi şetil ve mabi- yette olmadığı için okadar na- zarı dikksti celbetmiyor. Hatta Vatan hıyaneli olmak şöyle dur- sun, alelâde bir suç olarak bile görülm'yor. Halbuki bu telâkki yanlıştır, ilfarz ötedenberi mem- lekelimizde öy'ea adamlar vardır ki tunlar birtakım tesadütlerin yardımile, yahut. karışık ve ka- rank yolarile çok par akazan- mak fırsatım elierine geçirirler. Kazanırlar, kazanırlar. Fakat ka- zançlarının hasılatını memlekette tutmaz'ar. Milli budutlar baricine kaçınırlarlar, Ecnebi memleket- lerde saklar. Bu noktai nazardan bu adam ar memleketin-asevetini tarzı çok Hiyanet mütemadiyen harice akıtan bir nevi &memebasma tulumba rolünü oynarlar. Bunlar memleketin ka- nıni kurutmak için mitletin vücu- duna yapışmış bir nevi iktisadi ve mali sölüktürler. İşte bu nevi harekete (iktısadi hıyanet) diyoruz, bu cins adam- larada (vatan haini) nazarile ba- kıyoruz. Çünkü bir memleketin milli müdafaa kuvveti yalnız si- | tâbtan, istihkâmdan, tayyareden, wubtelif harp gemilerinden niha- yet bütün bu harp vasıtalarını kullanacak olan askerlerden ve zabitlerden ibaret değildir. Kezalik bir memleketin milli müdafaa kabiliyeti sadece idare şeklinden, rejminden gelen bir suvvet de'değildir.Bir memleketin her tür'ü müdafaa silâhları milli servet menbâlarına istinat eder. Milli servet milli - müdafaanın temelidir. Binaenalevh bu te- mele her ne süretle olursa olsun zafarwe hasar yapanlar, o servet wenbamın kuvvetini her ne şe- kilde olursa olsun kıranlar ve eksiltenler, büna mukabil mem- leketten aldıklarım ecnebilere verenler vatana hiyanet etmiş olurlar. Bu itibar ile Türkiyede Mehmet Asım i Aletarafı 2 inci sayfamızda | maznun olarak bir çek fırıncılar mes'ul olanlar vardır. Fakat bu hut işin bu safhası gayet ehemmi ekmek narhımı, buğday fiatı yed olarak yükseltenler, Binaenaleyh inmiştir? Bu müddet zarfında piy ler grupu bulunduğunu unutmama! rından ve süliştimalinden feryat edi sonra birdenbire buğday dokuz kuruşa © da ekmek buhranı başladı ve devam etti, F şimdi ihtikâr meselesinde mahkemeye sevkediliyor. fırmeların arkasında asıl buhran: lüyor. Doğrusunu iyetsizmiş gibi g i kuruş olduğuna asada kimler kaç kuruş! söyliyelim. bir mantıkla muhakeme etmek, çok Yanlış bir harekettir. Bir kere İstanbulda çıkân €&mek meselesinin bir ihtikâr ve spektilâsyon eseri olduğunda şüphe yoktur. Evvelki hafta çarşamba günü İstanbul azarın yedi kuruş olarak tayin ve ilân etti. İki gün Bu fiat yüksekliği iki üç gön sürdü. Aynı zamanda fırınlar- at üç gün sonra yağmurlar başlayınca buğday fiatını sun'i tekrar fiatları dokuz kuruştan yedi kuruşa indirmiye mecbur oldular. birinci derecede aranacak Şey şudur: Ruğday fiatları na- sı) olmuştur da birdenbire yediden dokuza çıkmış, bir kaç yün devam etmiş, sonra gene birdenbire yediye n, ne kadar buğday alıp satmıştır? Her halde İstanbulda değirmencilerin ve buğday tacirlerinin defterleri, zahire borsasının ile değirmencilerden un almış olan fırıncıların makbuzları ve defterleri, bu vaziyeti olduğu gibi göstere - tektir. Bu vesikalar üzerinde yapılacak tahkikat kimlerin buğday ihtikârına teşebbüs ettiğini, bu Spekülâsyon muhakkaktır ! Mutlaka büyük suçluları aramak lâzımdır Birkaç gün içinde meydana çıkan ve yağmurlardan sonra birdenbire kapanan ekmek ihtikârından Hiç şüphesiz bu fırıncılar a ı sebebiyet veren b Hal böyleyken küçük fırıncıların ve ekmek satıcılarının ihtikâ - or da değirmencilerin suiistimallerinden ya hiç bahsedilmiyor, ya - nda hakikaten de değirmenci- Hadiseyi bu tarzda belediyesi kayıtları işten mes'ul olan asıl büyük mücrimlerin kimlerden ibaret bulunduğunu İspat edecektir. Yunan güzellik Kraliçesi Aynarozda! —.— Erkek kıyafetine girerek papasların yanına niçin Sanayi , Maadin bankası! ikiye ayrılıyor Aldığımız habere göre Sanayi ve maadin bankası yakında e ayrıla caktır. Bir kısmı sanayi ofisi, bir kıs- mı kredi bankası şeklini alacaktir. Sanayi ofisi teşkil edilince, şimdi Sanayi bankasına merbut bulunan fabrikalar, obu; ofise raptedilecek, ofis tarafından idare olunacaktır. &redi bankasına gelince, bu banka - dü sanayi erbabına kredi temini işile mesgul olacaktır. Bu husustaki kanun lâyihası, mee ! lise sevkolunmuştur. Meelisin bu se- Beki içtimaıda müzakere edilerek kanuniyet kespedecektir.. Yeni kanun meclisten Sonra, sanayi ve maadin bankası tas- fiye olunacaktır. Gerek sanayi ofi -| İeri Ankarada olacak, İstanbulda da Sinin, gerek kredi bankasının merkez “ Gobi çöllerinde. çıktıktan Sanayi ve Maadin bânkası” şubeleri bulunacaktır. Türkün ilk ana yurdunda yapılan bu seyahat neticesinde Wweydana “ çıkan barikalâde eser, dünyanın her ta- rafında o büyük bir alâka ve takdirle karşı- lanmaktadır. Ömer Rıza B.in lemile dilimi: 28 çevrilen bu Mühim öser ber Sün dördüncü Sayfamızda ve kolaylıkla bir titap haline ge- tirilecek bir şe- kilde Vakıt ka- tilerine takdim © © edilmektedir. Resmimiz bu eserde bahsi geçen Çinli aktörleri €rijor. 1900 Yunanve Avropa güzellik kraliçesi Mel. Alis Diplaraku Atina, 15 (Hususi muhabirimiz - den) — 1930 Yunan ve Avrupa gü - zellik kıraliçesi matmazel Alis Dip- larakunun birdenbire ortadan kay - bolması, fevkalâde merak ve alâka w- yandırmıştır. Güzellik kıraliçesinin ne olduğu araştırılmış, neticede erkek kıyafeti ne girerek, Aynaroza gittiği öğrenil miştir, Aynaroza kadınların her ne suretle olursa olsun girmesi, asırlar danberi yasak olduğundan, matma - zel Alis Diplaraku, oraya ayak basa. bilmek için, erkek kıyafetine girmi - ye mecbur olmuştur. Aynaroza niçin gittiği heniiz belli değildir. Herkes Obunun o sebebi- ni merak etmekte ve muhtelif tah - minler yürütülmektedir. Diğer taraf tan, memnuiyet bilâfıma bir kadınm Aynaroza girmiş olması papas'arı| çok kızdırmıştır. Yunanistanm her tarafında bu hadiseden hararetle bahsedilmekte - dir. 932 bütçemiz Varidatımızla Masarifimiz # Mütevazindir > — Ankara, 15 (Vakıt) — Bütçe | encümeni 932 bütçesini ikmal £ etti, Varidatı 169,084,000 kü- sur lira, masrafı 169,072,000 | lira olarak kabul etti. Önü- müzdeki hafta müzakeresine başlanacaktı | İtalyan maarif nazırı Dün Yunanistandân geldi, ve akşam üzeri memleketine hareket etti İtalya Maarif nazırı M, Balbino i Giuliano, dün sabah Loit Triyesii no kumpanyasının Avantino va- purile Yunanistan'dan şehrimize gelmiş, akşa-Xi trenle İtalya'ya hareket etmiştir. Misafir İtalyan nazırını hükü « metimiz namına selâmlıyacak o » lan İstanbul Valisile Belediye tü - rizm şubesi müdürü Ekrem Besim Beyler,yeni Sayyat muşile va” pura geçmişler, Vali, M. Giulia - no'ya “Hoş geldiniz,; demiş, ken - disini Perapalâsta, şerefine veri « lecek öğle ziyafetine davet etmiş, nazır bu daveti kabul etmiştir . Dün sabah Ankara'dan gelen İtalyan sefareti maslâhatgüzarı M. Koch'la İtalyan konsolosu M. Salermeo Mele, ikinci konsolosu M. Sili, o şehrimizdeki İtalyan Nazır vapurda mektepleri müdürleri, Koloni na « (Lütfen sayfayı çeviriniz) “Yeni bir maskaralık daha! Fransızlar Türkiyeye sattıkları malın parasını pek zorlukla alırlarmış ! İstanbul ticaret mahafiline Pa - risten garip garip bazı haberler gel- miştir, Bü haberlere göre merkezi Pa riste olan Türk — Fransız ticaret o dası adını taşıyan teşekkül son haf- ta içinde toplanmış bir hayli müna- kaşalardan sonra hâzırladığı raporu alâkadar yerelre göndermiştir, Bu raporda Türkiyenin ve o Türk tacirlerinin aleyhinde bir çok sözler kullanılmaktadır. Bir fıkrası şudur: “Türkiye — Fransa iktisadi münasebatı- mi inkişaf ettirmek için çok ümitler besi yoruz. Fakat Türkler başın tarafa tevec - cüh etmektedirler. Masmafih Türkiye a - gıkça Fransaya teveccüh ederse bu müna- sebet kolaylıkla inkişaf eder., Raporda Türk tacirleri kında mama a italyada gençlik PE da şünlar söylenilmektedir: Bazı tacirlerimiz müstesna olmak Ürere bütün Fransız tacirleri Türkiye ile Türk ta- cirfori ile muamele yapmıya | hahieke- des gildirler. Çünkü bu tacirlerimiz. Türkiyeye mal satmanın pek çok zor olduğunu ve bu- na mükubül paranın da bin bir müşkülâtia, tereddütle alındığını söylüyorlar. Bu çok doğru. İnsan ba vaziyeti ne sw retle tavsif edeceğini bilemiyor. Raporda bundan mazda, Türk ta Girleri aleyhinde gene bir çok sözlere tesadüf edilmektedir. Istanbul ticaret odası bu raporu tetkik ettirmekte ve Türkiye ile Türk tacirleri hakkında söylenen sözleri tesbit ettirilmektedir. N Ticaret odası bu fikirleri protes- to edecektir, teşkilâtı Baş muharririmiz, Mehmet Asım Beyin, italya seyahati intiba- larma ait 1l inci yazısı bugün dördancü sayfamızdadır. Resmhsuz bu yazıda tetkik edilen, teşkilâta mensup gençlerden bir kısmını, evuelki sene İstanbula yaptıkları bir ziyarette. gösteriyor.