26 Mayıs 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

26 Mayıs 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

418 SERVETİFÜNUN No —1$67 182 — 415 inci sayfadan mabaat — sahifede ablamı kendime daha yakın hissettim. O dakikada üstünden seneler aşmış bu meşin kaplı defterde ablamın şefkatini duyuyor gibi idim.. Bandalyeyi pencerenin kenarına çektim, okumaya başladım. Öyle sahifeler oldu ki için için ve kalbimde birşey burkularak okudum. Ablamın nekadar içli ve nekadar hassas bir kalbi varmış meğerse... Ablamın defterinden Kıştan sonra bahar kötümüzün yollarında ve bahçelerimizdeki ağaçların dallarında göründüğü zaman nekadar sevindim. Dün topraklardan hafif bir buğu çıkıyor ve güneş âdeta ısıtiyordu. Bügün bahçenin çitleri arasından geçen derenin suları kayalar üzerinden daha hızla akıyor ve daha ziyade 8es veriyor. Bahar ve yaz diyince benim içim coşuyor, benliğim coşuyor, ve ben coşuyorum Baharda ben coşuyorum. o e Şe iie e e a Yaz; günleri, saavleri, dakikaları içinde tabiati olduğu kadar bizim gönlümüzü, kalbimizi de coştu- racak birşey saklıyor mubakkak.. Aşağı bahçenin papatyaları arasında oynayan Ümit beni yeşillikler arasında görünce koştu. Ben onu gönlümdeki bahar sevincile kollarımın arasında skarken: — Bak yavrum, dedim.. Bahar artık kendini gös- terdi. Bundan sonra şeninle bu bahçenin yeşillikleri arasında ne güzel oynayacağız.. Bilsen ne güzel. O, beni çok sevdiği gözlerimden öperken — Ablam.. diye boynuma sarıldı. Onu kucağıma aldım. Başka bir sahifeden. Onu Küçüksuyun urku taraflarında gezdiriyorum. Demin derenin kenrarındaki ağaçlıklar altında pek sâde bir yemek yedik. Burası okadar güzel ki.. Ayağımızın dibinden sular hafif şırıltılarla akıyor. Oturduğumuz yer çukura düşüyor. Başımızın üstünde geniş yaprakları yerlere kadar sarkan çınarlar yeşil bir şemsiye açıyor. Onunla sulardan atlıyor, tepelere kayalara tırmanıyoruz. Küme küme katırtırnakları arasında dolaşıyoruz. Tabiat okadar sessiz ki.. Bomboş bir arazı.. biz- dep başka ne bir'insan var, ne de bir hayvan. Ve biz tepeler üzerinde şarkı söyleyerek dolaşı- yoruz, iğimde pek tuhaf bir hiş var. İstiyorum ki en yüksek tepelerin en yüksek yerlerine çıkayım.. Buralardan görülen manzaralar çok daha güzel oluyor.. Küçüksu, vadinin orta yerinde ve güneşin altında bir civa parlaklığı ile kıvrılıyor. Ve tâ uzaklarda tarlalar arasında işçilerin çalıştığı görülüyor. Bir gölgelikte onu dizlerime yatırıyorum, Masal yerine ala söylüyorum. Ö, bir aralık uyuyor.. En sevdiğim şey o böyle uyurken ona derin derin doya doya ve pek yakından bakmak.. Ve onun hiç haberi olmadan yüzünden, gözlerinden öpmek, öpmek. Ve öpmek Ah..Ben bu çocuğu nekadar çok seviyorum.. Sen sahifeden, Artık her şey bitti.. — Evlen, evlen.. Muhakkak Ziya ile evlenmeli- şin.. Genç, parası var, Avrupada tahsil etmiş, istikbali parlak bir mülkiye memuru, muhakkak evlenmelisin. Ve annem daha bir çok geyler söyledi. Senelerdenberi anlatamadım ki ben evlenmiyece- gim. İnsan ancuk sevdiği bir kimse ile yaşayabilir. Yoksa... — Evlen, evlen.. Ve nihayet işte dedikleri oldu. Benim, evlenmiye- ceğim diye ısrarım üzerlerinde iyi bir tesir yapmıyor. du. Düşündüm ki onların da benim üzerimde bir hakları vardır. Bu hak karşısında benim fedakârlık etmem lâzım geliyordu. Bu düşünce ile Ziya ile evlenmeğe razı oldum. Bugün akşam trenile Ankaraya, oradan Ziya me- muriyetine dair malümat aldıktan sonra kim bilir Anadolunun hangi vilâyetine gideceğiz. Biraz evvel Ümidi kollarımın arasına aldım. Çok sevdiğim kardeşimi kollarımın arasında &on defa sıkarken dudaklarımı da yüzü üstünde gezdirdim. Sonra onu — ben giderken yanımda olmasın diye — Ka ime birile yolladım. Böyle yapmamiş ol- saydım muhakkak ki bu kardeş ayrılığına oda, ben de symğıği edemezdik. O; biraz sonra geldiği zaman benimle oynayacak diye sevine sevine giderken pencere kenarında benim de gözlerimden yaşlar yuvarlandı, kalbimde seneler- denberi sanki sicimle asılı duran birşey koptu.. İhtimal bir daha senelerce birbirimizi görmiyeceğiz. Ve ihtimal o, bu içli ablasını hiç bir vakit hatır- lamıyacak. Fakat ben buradan ayrıldığım bugünden itibaren nerede olursam olayım, vücudumda kalbim e zaman: mit, yavrum diye haykiracağım.. Yavrum, öaimlini güzel, benim çici yavrum. Yavrucuğum. Sehap Nafiz

Bu sayıdan diğer sayfalar: