No. 1855 — 170 ŞEHLEYENT Kadınların hepsine kolların açık, şair! Etme, bırak bize de bir tek yosmacık, şair! KEDİM Vakti var, bıyıkların henüz yeni terledi! Şehlaveni somurtur. LEYLA, yavaşça Dilâşup'ü. Oğlancağız üstadın sözüne içerledi. ESMA, tebsn,ümte. Neyse, Nedim Efendi, derdiniz anladık, Şimdifşakrak Nedim'i dinliyelim biz artık! Ay yükzelir. KEDİM, kulyalı, Şakrak Nedim.. bu unvan Divanıma yaraşır, Yoksa kalbim bilseniz ne dert, ne hicran taşır! Gerçi ben zevk içinde yaşarım gece gündüz, Fakat bana yâr mıdır her âşık olduğum yüz? Kemirirken bu şüphe bir kurt gibi içimi Mısralarım haykırır yalandan sevincimi. Lezzetine kandığım güzellere gelince, Yadederim hepsini gece ay yükselince. LEYLİ İşte yine Sâdâbat üstüne yükseldi ay. DİLAŞUP Dilberlerin adını sırasile haydi say) KEDİM Atlarını unuttum, tatları kaldı yalnız! BİLAŞUP, müzak ve hayoranla. Ya Mestinaz?.. BEDİM O başka.. o bugün sevdiğim kızl. Diâşup, yayrlihtiyart hereketile hoşnutsuzluğunu ima eder. MESTİNAZ, küşkim sahneye girerken şairin son sözünü işiderek, Eksik olma, şairim, henüz bana sadıksın! LEDİM, birdenbire başaşetle, Gel, ey dilber, şairin seni göğsünde sıksın| Kızı göğsünde sıkar, Bilsen nasıl hasretim visaline bu im Saçlarını okşasam, gözler'yi okşasam Hele öpsem, koklasam şu miline benleri.. ESMA, halden anlıyan pişkin bir gülümseme ilg. Sıkmamalı sanırım böyle sevişenleri.. Gelin biraz bunları başbaşa bırakalım! Nedim ile Mestinaz'a döner. Siz biraz söyleşiniz, koklaşınız bakalım, Hazırlayıp geliriz biz içki sofrasını. IRYLA, yavaşen Dilâşap'a. Yavrum, sen de gel unut bu akşamki yasını! DİLAŞOP, sinirli. Beni zorla Nedim'e âşık edeceksiniz. ESMA, kısların sözlerina kulak verttek. Ah Sâdâbat kızları.. hepiniz çiçeksiniz | rakılması lüzümunu - ihsas eden bu dargun ve düşünceli, kadınları takiben çıkar, sağdaki köşke girerler. SERVETİFÜNUN 227 Elile Mestinaz'a işaret eder. Nedim ila Mestinazın yalnız bi- işaret üzerine, Şahleveni, biraz MECLİS UNİ Nedim, Mestinaz — Havuz başında yalnız — MESTİNAZ Kaç gecedir, şairim, gözlerim yolda kaldı. NEBİM Bilmiş olsan benim de kalbim nasıl bunaldı, Lâkin terkedemezdim meclisini Vezirin... MESTİRAZ Koskoca Vezir bile olmuş senin esirin | Sen olmasan Çeragân sefası yapamaz mı? Zevki Damat Paşanın yalnız işret mi, saz mı? Biraz da sefa sürsün, kuzum, Fatma Sultanla? KEDİM, nag'eden siyada moyus bir sesle. Rindolan eğlenmeli geçip giden zamanla! MESTİNAZ Nedim, Nedim, ne capkın, ne pervasız ruhun var! Hiç keder duymadın mı? NEDİN Belki öyle sanırlar. MESTİRAZ, hayretle, Belki mi? MEDİN Evet. Belki. MESTİNAZ, dudaklarını bükesik, Demek mes'ut değilsin! HEDİM Gizlediğim hisleri başkaları ne bilsin! Kulaklarda neş'eyle çınlıyan mısralarım Karşısında emin ol ben gönülden ağlarım. Belki asırlar bile aldanır eserime, Alkış tutar gölgeme belki benim yerime. Ben neyim ?.. herkes için şuh Nedim, şakrak Nedim, Fakat ben doğmasaydım bu ömrü çeker miydim? Gençlik bir hüma gibi bir kere konar başa, Lâyıktır böyle ömrü çalsalar taştan taşa... MESTİNAZ Doğrusu esef ettim -senin bu sözlerine | Genç değilsen ne çıkar, hayatta eksiğin ne? Zevkin var, şerefin var, bak bir de Sevgilin var, Dinleyeni gaşyeden bülbül gibi dilin var; Şairlikte yektasın, sevişmekte emsalsiz, Hatta belki bir gecen bile geçmez visalsiz... HEDİM, kaşlarını çatarak, Nestinaz ! MESTİNAZ Sus, 3: şair Nedim, bilirim, Nasıl ömür sürersin.. — Devamı var — üz Ümmi