Belki on beş sene sonra Bir gece... Mevsim yaz mij.. Yangın harabelerinde Sana her yer bir saray! Ne istersen hepsi var! Belki yaz, belki de kış, Sizin baler Düşünmesek olmaz m Bu taş, toprak Mevsimi... Yağar Siz işidin sesimi, me o. aydi ölte çığlığını! Kariler, Bu bize yeter! Velhasıl Bir gece Gelin bakalım nasil Bulacnğız Yanan evin yerini! Belki yillar geçtikçe Savrulan küllerini Gülüstan bulacağız... Gökte bir iki yıldır. Bir de ay. Bünlar yaz, kıs ölürler... Zevkalalım bari bundan!.. Çık istersen kovuğundan, Kon şu kayrulmuş ağaca | Orada öt acı acıl Yık istersen Bu ağacı! Zaten çürük, kurmuştur, Haydi kanatlarını vurl Bak, uzakta havlıyan Köpekler de Başka viranelerde Dolaşıyor! Belki bunlar yaklaşıyor Senin malikânene! Yaklaşsınlar se ne? No.1846 —161 SERVETİFÜNUN ze Bir ay, belki bir sene sonra, Yaşa baykuş! Belki beş sene sonra, Yine keyfin yerinde! Mi İşte bak yi Yeter ki hiç susma senli. j Baykuş! ye » baka ari ye - Hele bakalım ne var Meleği i ayi Fia yolcular One Gece epi ilerledi. Bir ay, yahut bir sene, Yahut beş sene, Ge Yahut on, on beş sene Böyle ilerledikçe Sonra ne buluyoruz? Ay aşağıya iniyor, Birçok ev daha yanmış!... — Toparlak ay — l Gözlerimiz dumanlanmış, e eza bir kedi eee iyavlıyan Derin bir teessürle Bir baca | Boğuluyoruz.... Arkasına #öniyor ER Bak hele! Ay baktıkça, battıkça, sie Ne beklerken ne bulduk Bu yangın duvarları, ir Bunca zamandan sonraj.. Arkamızda yürüyen Lai We yürürken toprakta başlarım sürüyen z 3 Sira sira Birer heyulâ gibi ortadan'siliniyor... . Hep yangın duvarları... P j ş j Her kovuk MAN Bir baykuşa yuva olmuş! : vE i Halit Fahri | (Mi v : vi oi