70 SERVETİFÜNUN Yılbaşında Lahassüs: No. 1846—101 İÇİMİZİ DİNLİYELİM! İçimizi dinliyelim, kafa tasımızın içinde sayısız kuvvet membaları var, Kendi kendimizi duyalım, geçen dakikaların derinliği içine dalalım, yaşadığımızı bilerek yaşayalım; Önümüzde gittikçe berraklaşan manzaralar halinde arzularımızın koşuştuğunu görü- rüz, bizim bu arzuları beklediğimizi değil, bü arzuların bizi beklediğini sezeriz, dururuz, koşarız, gene duru- ruz. Renklerin, şekillerin, zevklerin, awların halitası; isyanlara karı kayılar ve esrarengiz bir kalıbın emirlerine itgat eder, Ve günlerin, ayların, yılların hapisanesi içinde söner gider. Geliniz bu hapisaneyi yıkalım, bizim hüviyetimize şekil vermek istiyen bu zalim kalıbı parçalayalım, bu yılların hapisanesinden kurtularak istikbalin ha- yatla ve kudretle tıklım tıklım dolu ülkelerine galdıralim, Bu kalbin tazyikinden çıkarak hürriyetin şeklini ve samimiyetin rengini alalım, Bize benziyen insanların ruhünda uyandırdığımız hakaret ve nefret bakışları, rüzgürların bataklıklarda kıpırdatlığı hnre- ketler kadar bile mühim değildir. Müşterek istekleri müşterek işler haline gelirken önüne çikan bütün şuursuzlukları kahredecek, bügün bize tereddütle bakan şavallılara zaferlerimizi tamtimak için yöni ölçüler verecektir. Bugün inanmayacaklar, bize müs tebit bir kalıp olinak isteyecekler, lâkin günler geçtikçe bizi tatmin edöü o mnzaffer yalanı onlar da aldanacaklar! Mademki arzularımız vardır, zaferle- riniiz de Olmalıdır. Mademki şu veya bu kuvvetle ramolan uyaal birer âlet değiliz, o halde ortaya koyduğumuz iş bizim hürriyetimizi ifade etmeli, mü- telakkin bir düşman istihzasile gülen yabancı bir tazyik değil bizim kendi varlığımız, kendi saadetimiz olmalıdır. Modern hayatin yeni kuvvetleri karşısında körlü- gün, miskinliğin, budalalığın doğurduğu şeyler barınamaz. Ölmüş olanlar ve öleceğine inananlar hayatımızın bir istiribi bile olmaktan fibizdirler; biz biribirine sevgi ve bürriyet sunan İnganlardanız, çünkü öyle olmak istiyoruz. Biz kâinat denilen: kö- caman aakineyi kendi hesabımıza işletiyoruz, biz onun için değiliz, o bizim içindir diyoruz; günkü öyle demek istiyoruz. İçimizde uyuklayan zevkler var. Kendi kendisini iİlade etmek istiyen, fakat sembollerin maddiyetinden ürken hareketler var, Hayatımız skreple yelkovanın devirleri arasına dolmuş arzuların, düşünüşlerin izdi- hamından başka bir şey değil. Nabzımızda şikâyetler titriyor, gözlerimizi kırptık- ça karşımızda aşılıp kapanan âlem bize hiç olmazsü bir nüğme kazandırınalidir diyoruz. Kayıtsız renkler- den, küstah tenklerden ve bizi tatmıyan renklerden bıktık, yeni bir istikbal istiyoruz, souk bir takvim değil, tokvimsiz, rakkamsız, koyu bir hayat istiyoruz. İrademize ısmarladığımız saadetleri hür hamlelerin musikisini, akıllı tesadüflerin okılavuzluğunu bekli- yoruz ve onlar da bizi bekliyorlar. Tarihin radyosunu kuluk verirseniz varlıklarımızın ihtizazını en MAĞrIr mânâsile duyacak ve ürpereceksiniz, irkeceksiniz ve bu kör şaşkınlığınız gittikçe bir zekâ olucak, bizi aceleci bir istikbal, sizi sabırlı bir mazi haline soka cak, #alerlerimiz aezinizi katarık koşacak, sonsuzluğa doğru götürecek, Tazilelin yürüyen mâbedi- ne girenler ebediyete kadar gidecekler... Bütün bu zaferlerin, sandetlerin yaradılışını seze- bilmek için ruhlarımızın dakikaların boşluğu içinde süzülüp derinleştiğini seyredelim. Hayatımızın ve her hayatin temizliğini, güzelliğini, iyiliğini bu rengârenk gükünuü tuttuğu ışıkla görelim, iyi güzel ve mes'ni olalım. peşine Muslih Ferit tayin için laboratuvarda Almanyada nevilerini muayene edilirken Yılbaşına takaddüm eden hafta İçinde. Hiristiyanlar, Noel yortusunu tesit ederler. Bu münasebeti çam ağaçları, mumlar ve oyuncaklarla süslenir. evlerde ağaçlar etrahna toplanılarak hoşça vakli geçirilir. Nocl münasebetile çam, mum ve oyuncak salışı artar. Resmimiz, Almanyada Noel mumların İaboratnarda muayenesini gösteriyor. # © “ N 2 Bi Dd A ini pi