No. 1839—154 Koman Feirikası: 6 ww, İLK AŞ m SERVETİFÜNUN 383 > a“ » ş “7, — Kızım Hamiyete a7? Pi H.R. Bazan gözüne kan geliyor, vüzü İipkızil kesiliyor ve göyü üzerimize atılıp bizi saza, solw parça paroi edip, serecekmiş gibi duürüyordu. Fakat, Zinayda, kondisine bakip şehadet parimağile hir tehdit savurur savurmaz, sindiği sörülüş ordu, Nihayet dermansız kalmıştık. Asil hovarln olun büyük Prenses bile, artik oyunların kifayetini ileri #ürdir. Geçveyumsı Önümüze beyaz bir peynir parçası ile j eliz ye- Şurupla Wir jamben veldi. Bunlam, ei leziz en mekler yerine memnuniyetle kabul ettik, rında renk vermek için kullanıldı soğa kokusu var- dr donuk, garip bir şeydi; kimse bir yudum bile iç» medi. Paviyondan yorgun ve mimnütenili bahtiyar ola rak çıktım. Ayrılırken Zinayda elimi şiddetle sıktı ve o muamınalı gülüşle güldü. i vurdu. Gecelin serinliği, ates saran yilzilme Ağıroj Bir firma İtazırlanıyor gibiydi. Kam bulutlur bilyiis vör, çoğalıyor ve çevrelerinin f(asmlasız tebeddillerile yılankavi hareketler vücüde geliyordu. Ağaçların ka- pitlik yapraklarım. sıyırmak, kuvvesili bir meltem esiyor, üfuklanın ötesinden gök gürlüyürdu... odütnü merdiveiindet girdim ve karyolamın önünde yere üve hizmet düştrm. Dadım, yatıyordu; üzerinden atlıyarık yatağa girdim. Uyandı, ve annemin bana yeniden kısdığım, adam yollayıp gağırlamlz istediğini, babamın bunun önüne geçtiğimi elini âpmeden yatağı girmem, değildi. Fakat, ba gece kabil midi? hem irrniğ, nülattı, Annemin moesbuk bir şey Dadıma yalmzei soyunup yatacığımı söyledim Fükat, ne soyundum nede ye mumu söndürdüm. yaktı. Bir sandalyeye oturdum ve uzun yatı yaşadım. Flissettiğim şeyler, benim için okadar yeni ve o derece tatlı idi ki, kımıldamıyordunı; etrafıma bakmıyor gibiydim. Gayet yavas ve ancak yaman zaman nefes alıyordum. Bazan birkaç saal evvelki maceranın, halıralamna gülüyor, bazan şev- diğimi, sevmenin pe olduğunu öğrendiğimi anlamık- tan mütevellit bir kanaat önünde titriyor ve kendi kendime «İşte okudar merak ettiğim aşk, bu olgcüki» diyordum. Zinaydanın çebresi, karanlıkta gözümün önünde yiizüyordu; yüzüyor ve gitmiyor, kayboluu- bir Jülya he yordu... Dudaklamnda | Kep o muaumalt gülüş vardi. Gözleri, buna biraz yandan bakıyordu ve bunlar ayni zamanda snal, hulya ve imnabbetle dolu idi. Tıpkı kendisinden ayrıldığım dakikada olduğu gibi,, Nihayet kalktım. Ayaklarımın ucunu basarak ya: (ağının yarina gittim ve soyunmakazın başımı ya vaşck yastığı, ilişkirdim; sanki hağin bir hüreket ya: pavsam, rühumuü doldürüp doldürüp taşan sevinç ve güzellikleri ürkütüp kaçırmaktarı korkuyordum... Yattım, gözüme uyku girmedi... ir aralık odumda bir giyamn imikaslarını (ark ederek oturup pencereye baktım. Cümlürm müphem surette hoyaza çalan esrarengiz İem'asile çerçeveler farkediliyordu. bartin! Delim, Filvaki fırtına idi, Fakat, çok tzaklarda, olmalıydı. Gük gürlemeleri bile duyulmıyordu. Yal tx uzün ve soluk lemr'alarile şemşekler, feşaya mt şin bir hab çiziyonur ve bu, bir ses gikürmakeızm ölen bir kuşun çırpan kanadı suretinde, bie milis rek veriyonin.... Yataktın kalktımı, sabalın küdar onuda kaldım. bir ami geri Ikalmmnılı. pencerenin önüne gittim ve Şemşekler çakmaktın Dilsiz va sakit odaya,.... Neşkngi bahçesinin ka tanilık Kesaletine.... Ve şemgeğin kıvılamları küre spdu, korkudan titriyor görüneü uzak binaların sari cephelerine baktım. Balayor ve bü mmanzamlardan gözlerimi alamı yorlam. Bü dilsiz şemşekler, bu hüpsedilmiz parıl” lir, tali heyecan velvelelerine görkeden akit ve esmtengiz tabii inkişallara benziyordu... Güm doğmak üzere idi. Fecir, kırımızı İekeler hü ide sökmeze başladı. Güneşin bhaşmetle yvaklişnmızı karşısında şemşekler sararıp solmuş ve eksile eksile şimdi hemen hemen nihayete ermişlerdi. Şimdi üm diren ihtizaz ödiyorlardi. Nihayet, doğan güneşin eolhdetinin ufku istilâsile beraber onu azümeli içinde böğülüğu tümamen. silirdiler; Bende de tipki böyle oldu. Büyük bir yorgunluk ve sükün hissettim. Fakat; Zinaydaın Kayali, bin bir hareket içinde rahumu fethetmişli. Ancak, nihayet o hüyal de sükün bulmuş gibiydi Bataklıklirda ui lardan kalkan kuğukusları gili, o etrafın sarın Til hoş ziyaretçilerden asude kalıyor, bei de ba halinde