382 SERVETİFÜNUN No 1839 — | - e — 379 uncu sayfadan mabaat — Birden mnavinlerine döndü. Kısaca birşeyler ko- Muştu, Sonra sesini yükselterek salondakilere | hitap etti; — Beyler! ameliyeyi tehir etmek imkân mal esef çoktan geçmiştir Biz bir hayatla moes'u) olmak sifatile vazilemize devam ediyoruz. Netice bilinemez... Sesi büyük bir vicdan (ertanasının makesmiş gibi ibtızazlı idi, Yüzü, mi sadimelerine kulakları kızar şt. Vakit kaybetmek istemiyordu. Hayatını ellerine aldığı hastasına, tekrar eğildi. Büyük bir itidalidemle, we eşkisinden daha çetin ve daha çok seri, ameliye- sine devam etti... Salondakilerin bir kısım ilk vak'a aomda aşağı koşmuştu. Karışıklık devam ediyor, hayret, takdir ve korkü hislerile mweşbu bir kitle merdivenleri, sü- Jorü dolduruyordu. Ona gelince etrafile alâkadar değildi, ve artık muevenete bile ihtiyacı kalmamış gibiydi. Gürültüler devam ediyor, ve salonda Yalışi bir loşluk birakan dumanlar gittikçe kizasıyordu, öper tör bütün soğuk kanlılığı ile bıçağını son halâskâr hareketi de yaptırmıştı, Hastanın. fğtande âletler gittikçe azalıyor, ve yara gittikçe nfalıyordu. © Müderris yarayı kapamağa başlamıştı; Feci bir metiçeyi, geride Imakıyorlar denilebilirdi. Böyle di. Şünerek irmlesini takviye ediyor, kendi kendine tek kin yapıyordu. akal Zaman ilerledikçe mahir parmakları kızıl dumanlarla. dahın fazla yarışmağa anecbur kaldı. Salonda telâş ve beyecin son haddini bulmuşken dakikalar inadını saatleşiyordu.... Hemşirelerden biri kır saçlı müderise yaklaşı. Elindeki sisterilize gazsla imüderrisin alnında beliripi bononklaşarak gir kaşlarına inen terlerini, parıida- yanı yüzünü kuruladı, Yangın bir kontak deticesi © esna ders göste rilen aşağı kattaki projeksion “deiresinden çıkmıştı, Bina taş olduğu için salondaki siralarla döl uksi- nu ve birkaç film yandıktın sonra bastırılnaıtı, Ameliyesi mavafhilayetle biten hista uzak bir peviyonda yatıyordu. Henüz oyanmamıstı. Öpermtör Alımet Besim. iki rmmavini ile - büyük bir meraklı kitlesinin küpadığı — eaddeye çikbği “aman etiniye ölomabilleri avdete hazırlanıyor, İri Varı bir etlniye neferi sular akan kuldımnlarda ozünmuş hortumların fslayeleri il aslanırken, yanaklarını şi: girerek kısa, keskin bir avdet borusu çulıyordu. Nizamettin bir iki del onda sola döndüklen süt- ra gözlerini araladı. Bir müddet öyle kaldı. Sonra bir kâbüustan kurtulmak iater ibi sözlerini oğuşlur rarak yatağında doğruldu. Bütün gece uyuyamanmış dimağı imdesi haricinde bozuk bir gramafon plağı gibi hep ayni nokla elmhuda işliyerek yorulmuş, Dihayet, snbaba karşı dalmıştı. Kirk iki eilidel #mberi hususi üafek bir odada yatı yordu. Artik iyileşmiş, biraz zaliyetinden başka bir şeyi kalmamıştı, Arkasına İstaltane kaputunu alarak yataktan istorünu kal konünndan sü- kalkmadan yan tarnftaki peneerenin dirda, cami açtı, Her gün perdenin gülerek münebhihli bir saat sadakatile kendisini uyandıran güneş, perdeleri ivik odaya bir ziya şel blesi halinde aktı... Şimdi beyaz örtüler bol hir gü- neş içinde yıkamıyor, sürahinin içindeki suda nurdan kalın hatlar, kavisler teressiim ediyordu. Crvaltılı bir mayıs günü başlamak üzere idi, İslars bul sabalıın kesif sisini cüneşin ilk yaldızlı telleri ağır ağır dağıtırken, pencerenin altına kadar uzanan çam dallarında kırağılar parliyordü. Denizden gelen rüzgür, saçları arasında, cildinde duyuyor; sabahın serinliği sinirlerine bir duş tesiri yapıyordu. Gözleri girpıntık sulardan beniz çıkmış bir deüiz melikesi #ibi #isin beyaz bir tülle gizlediği Kız kulesine takıldı. Sonr gittikçe açılıp uzaklaşan ve ardında. birçok geyler saklıyormuş hissini veren dmunl engine daldı kaldı... — Müsaade erler misiniz, derecenizi kaydedevim:. © kadar delindi ki perdeleri açan hasta bakicinin bönjur dediğini duymamışti bile,. Vizite saati olmuştn. — Güneşin ziyaretini reddetmemielikiniz, Nizümi Bey, © kadar ihtiyacınız var kil. Tonbellik... Havu yine ie kadar güzel. Hemşite dereceyi uzatırken ilâve etti: «“Maamafih siz soğuk almışsınız güliba,. Öksürüyorsünuz!., biraz. erken uyandım dü... Bügün rüzgür var; isterseniz cami kapnyayın? Teşekkür ederim, zalimet olmazea. Herişire ile Konüşürken zilini tamamen meşguldü. Dimağı boş bir sarniç okadar akisler yapan kafasının içinde yine müz'iç bir uğulüun ile işlemeğe başluruştı. Daralan göğsünde kalbi sanki sıloşıyor, yavaşlıyordn. Y muhteşem sessizlik, haberi olmadan onu akşamki düşüncelerine sovkediyetmişti. Müderris yarında usistin ile kapla göründü. O her zamanki gihi çök neşeli idi. İki kuymak kadar selfal gözleri şefkatle eülümsüyorlu. Hastasından kiv- vet ilâcı bitirip. bitirmedizğini ve shlhuti baklkında bir iki noktayı anladıktan sona eline vemek tabe- dâsim aldı. yazdıklarını okumuyu başlamı. KE suyunu sebze çörbüsm bilir, Palates püresi ikili.» Çeliresinin bütün ciddiyeti silimişti. Yazar kon oyuncakların süyan bir çocuk safiyelile Niza- mettlne bukıyor, sonra tekrar suzuyordu — «Tereyağile kabak oturması üç... birde, kayısı hoşafı, elti vi dört! Asist: — Vakgğ Nizamettin Bey, dedi, bugün misafiri- miz sayılır. Kendisine daha uzun Jisteli bir veda Ziyafeti tertip etmek isterdik. isterdik mma, bu yürden hetüz zail midesini bozup kendisini hastahı- üede bir zaman daha alıkoymak, her halde anina sebelsizlik olar... Onu bir ayak evvel Karşıyaka'sını kavuşturmak dalın makbule geçer sünnederim, Siz ne dersiniz Nizami beyi... — Devamı 484 ünncü sayfada <>