ğa — N arif münevverlerindari birsi du sözünü tamaınlıyor, Muharrirlerden Yekta Buğıp Beye gelince, bütün seyahat müddetince devam eden çocuk neş'esini her dakika bir el çırpmnsile izhar etmek- tedir, Her şey onun için yeni bir Alem! her şeye, alin bahçelere, ufaklara, bütün tabiate hayran, Ne sevimli Ye ne:samimi bir genç tipi .. Bu aralık. Yağonun . koridorundan, Hasekinisi Hastaiesi serlabibi Esat HK.il bir nüktesi neğeyi büsbütün çoğalıyor, Tiç şüphe şok. İstanlar'un en ba oyla, sevimli doktordur. İşte artık İzmit Blend. Tren ilk merhaleyi aşan bir beyecanlı kalp gibi söluyarak ilerileyor, koskin düdük sesleriyle yölenlurı birer birer pencerelere ve köridora çekiyar. BİR ŞEHİT ANASI İzmit'ten kalktık. Şimdi, evtelee katır verdiğim üzere, hazin bir müldkata hazırlanıyorum. Dürnilipi- nar'da şehit düşen genç öğlünün İvana hasbet bir Türk Anası, ile görüşeceğim. - Haydarpapa'danberi aneik bir kere hatırım sorübildiğim bu Wiz pineye bir türlü oğlunulan balişe cesaret edemedim. İlk an- du bana okadar kolay gibi görünen bi vuzifç, sitrik çe ruhuma öyle ağır bakmadı baslamışlı ki.. Nihe- yet Orlnn Beye rica çim, beraber ninenin Yanık giltik. Şimdi ikimizde teesiirümizti yenimeğe çaldı. rak bu şehit uasny, İlk snallerimizi soruyoruz. Za: Şallı Kadın! ağlemıyor bile. Bilkkiş, gittikçe coşan sÂf ve yürekten bir ialüküile hatıralarını taplöriağa çalışarak, hislerini, püreh parça, dağınık billürlü gibi hayalimizin önünde seriyor, ışıldatıyor ve biz, öğ man, kahrimatılığın bütdn bir vecd ile ind etmiş olan bu Türk anasının karşısında, «nu derin ve ön şerefli birhüznün sew: kalbimizde duyüyorüz. Siyah çaişaki içinde yuvurlak ve buruşük yüzü bazan gürürlü parliyan, bazan tevekkül ve imütem işinde kaponir gibi olan bn kadın, bu nfhcik ve Zayıf vücnt, bu kuvveti nereden buluyor? Bu isliraba nasl katinmı- yor” Banu anhyamazsıtız. Bu Ghülümil ancak Türk adaları vergidir o analara ki oylârlarını date düğü ne yollar gibi harbe, $ şahmdete yollarlar; onlari çat cop. besinde öldüklerini heber aldıkları gür bir tek teselli İeri vardır, o du kartaluş müjdesiir. Bu. mtijde bu ösil anneleri, Layatırı darbesine katlidılıran bir tılsım, bir mucizedir. İşte karammızdaki şu ihtiyar armede on lardan biridir. Bize titrek bir sesler «Kimbilir şehit Terimizin ruhlar şimdi: mekadlar mesrurdur. Bizim Hâyurete izittiğimizi masıl hissetmişlerdir fe derken bütün benliğinin willi bir cezbeye tutulmuş gibi ı hissediyoruz, Oğlunun şehit olduğu top- rakları görmek arzusu, bu kadına bütün ruhunu, bir üleş gibi, teneffüs ettiğimiz havaya karıştırıyor, İn ruhlü biz de yümyarız, O unlatıyor, anlatıyor ve biz, karşısında, gözyaşlarımızı güç zaptediyorur. Bu nine bir değil, dört asker #masdir ve bunların üşünü betimiştir. Dört kızının üçü de ölmüştür. Bir bayat ki hey cephesi bir İstirap kaynağı! Fakat Dumlupmur'da ki şehidin hatıras bütün bu istırap Kaynağına öyle siliirkir bir şeref hâlesi germiş ki SERVETİFÜNUN No, 145 bunun füsunu altında bu muhterem; bu ermis kadın, caba çök zaman yaşıyabilir. Kulplerindeki dnalik anısını bütün yatalara merhem olan bir İftihar şule sile aydınlatınığı bilen bütün Türk analar, Türk her. şireler gibi. 1830) VESİLE HM. ANLATIYOR Vesile İlm; anlatiyor ve ben dağtik küğıllar üz6 rih& parça parça üotlar tutuyorum. İşte 6 nötlürın biraz mutntaşam bir şekli; Vesile Tim. Uluborlu'lü.,. eski bir zabit İarcmi,., Sekiz çocuğu olmüğ; dördü erkek, dördü kız. Zevsi Balkan harbinden evvel Manaslir'de ilayı vazife öderken çocuklar orada okuyorlarmı. Nihayet Balkan harbinde Manastır'da geliyorlar. Zeve galiba o aralık irtihal ediyor. Çocuklar yetim büyüyorlar. Yenile Elm: — Ah! diyor, vasıl! büyüdüler, nasil oküdular bilmem kis Benim gibi âciz bir kadından umulmıyasak birşey! Öyle melek bibi çövüklür, öyle ükille çocuklar! İşte ispat etliler. Beni de paylasamaz- berdi; Antem benim, annem benim diye, Validenin aynen kaydettiğim bu sözleri birer ok gibi kalbimize saplanıyordu. Sonra etkek çocuklarımın mnçeralarnı anlatmağa başladı. Fakat bir öğlundun ötekine geçiyor ve dalma. şehit oğlunun, Samleiğinin hatırasına dönüyordu. İşte İm dört türk gencinin annelerinden dinlediğimiz akibetlerini o sale yazıyorum, Önee en büyükten itibaren isimlerini sıralayın ; 1 — Bu büyük evlât, Şükrü B. Yüzbaşı, Suğdır. Halen Kars'ta bulumuyorma, Üç çovuğu vanulış Biri kız, ikisi oğlan, Nine torunlarından babsederken bir İhr gröğstinl. sevinçle kabartıyor — Allah budış- Me yavrularım... diyor, — Hilmi Nazilli Hastalamıp ölmüş. 3 — Ahmet Bai B, Danilapanar larbinde şehit olami, 4 — Erkek çocuklarım en küçüğü İsmsil Ağiz. Bir tramvay kuzasinda ayağım kaybetmiş Sonru Avrmpa'ya gitmiş, Heneler geçmiş, chan kendisinden hnber yok... Vesiis Ilman dört kyindan üçü de vefit etmiş, Yalnız Mir fanezi sağın O da İstanbul'da bazan kendisini görmeğe gelirmiş, Kudmeağızı ihiimal siz du tanıyacakarızdır. anl Sullanakmet'te Adliye bina sına diderken Ayasolya, camisi parmaklığı önünde hir set vardır, o seddin üstünde İiltiyar bir kadın sigara satar; Vesile Elm. işte bu fakir hâtundur. Fakat vatanına kalırımanlar feda eden bu kadının küalhi okadar engin ki. Ayasolşa enmisinin Adliye'ye karşı bir türbesinde bir yer odamnda oturuyormuş. Diyor ki; — Malsadım tütün satmak değil, Adiiye'nin karşısındaki taşın üstünde oturup gelip ceçwilere bakmak. Her gün beklerim, Avrupa'ya gidip kaybolun oğlum düönceek ve önümden geçecek diye... Kendi kendime hep ( Ahl şa yavruma benzer, şa yavrumu benzer. ) derim. — Devami 244 üncü sayfada —