220 SERVETİFÜNUN No. 1829— 144 Meşhur Alman Rejisörü M. Fritz Lang İstanbula Geldi Burada tetkikat yaptı ve tekrar memleketine döndü. İhtisaslarını anlatıyor Şehrimize gelen meşhur Alman sale vazii M.Pritz Lang, refikası Mo. Thea von Harboü ve Alman rü rüandısı M. Norbert Jügues şelirimizin güzel yerlerini Boğüziçini, Adalam, müze ve eamileri gezmişler Ayasolya cami uvlusmda olurmuş ve ulitarka birer kahve içmişlerdir. ML Fritz Lang ihtisasatını şöyle anlatınışlır : « — İştandal'ım güzelliğini hn rikülâde tabirile ifade edebilirim. İleride memleketimle İstanlmi arı sında telefon (muhaberesi o bile yapılabileceğini öğrendim, o çok memünn oldum: İstanbul'da şayani hayret bir İerakki eseri gördüm. Bu, #igin lehinize büyük bir kazançtır, İstanbul'a filim çevirmek için gelmiş değilim. Maksidım aynizamanda burasını zevesme de tanıtmaktır. İstanbul güzellik ve iklim itibarile emsalsiz bir san'at geliridir. Bilhassa rastgoldiğim ka- din ve erkek Türk tiplerinin beyaz perde üzerinde çök canlı tesirler yaratabilecek kudret ve kabiliyet te olduğu fikrindeyim. Şayet bir Weşhur Alman Fritz Türk Gilmi yapabilirsek bu milli tiplerden azami sutetle İstifmde eimek tasavvuraudayız. Ancak İym- rada Jâzitmgelen evsualı hiz stüdyo bulutmuması yüzünden Ülmimizin yalm harici aksamını bürnde çevirâbileceğiz.» M. Friiz beze, camiler hakkındaki intibalnı da şu sözlerle anlatiştır « — Aymsofya, Süleymaniye, Şultanalmet, Valide camileri gibi önünde : takdir ve düymümak. kabil benim. ( samimi san'at, öserleri perestiş hisleri değildir. - Fakat, kananlimi sorarsınız, en Ziyade beğendiğim Rüstempaşı camisidir. Ru,. benim ruhumun ifaderidir. Kariye onmiinin tezyinatım da çok &#verim, » Miri, Ted « — Yazık, Ayasofya güzel abidelerinizin nazarıdikkati calip kuvvetli birer Tesirleri yok. Bu, büylk bir noksnndır demiştir. Alman rejisörü ve refakaftinde- kiler, şelirimizde birkaç gün kaldık- tan sonra gilmistir. Rejisörün vücu- de getirdiği başlıen filmler, «Nibe- von Harbou da; natmii gibi sinema rejiörü Lang lüngen », «* Metropolis » ve «Aydaki kadin» dır. Hint Edebiyati ; Tagor'un nesirlerinden ii Aşka inan, istirap menbaı bile olsa, Kalbini kapama; Hayır, dostum, sözlerin muğlak, ben anlıyamıyorem. Kâalp,bir. şarkı ve bir gözyaşile verilmek için mey- dünü gelmiştir. Hüyır, dotsüni, sözlerin muğlak, ben anlbyamıyorum. Neş'« bir damla şebneih gibi narindir, gülümsiyerek ölür, Fakat keder Kuvvetli ve metindir. em ear kederli. bir aşk uyusun. Eri kile Hayir, destnm, sözlerin muğlak, ben sulyamıyorum, Totüs güneşte açılmağı ve ölmeği, ezeli, bir kışta tonmuronk halinde yaşamağı İercih eder, Hayır, dostum, sözlerin muğlak, ben anlıyamıy orun. IV Alihan şaheseri yalnız şen değilsin, Onlar kalplerinin güzelliğile Sr kadın, sen de erkekler gibisin: seni tezyin ediyorlar. eairler örtülerini örüyorlar; ressnmlar kılıyorlar. Beni gilgelestirmek ve dahü kıymetli yapmak için deniz incilerini, maden ocakları altınını, yaz bahçeleri çiçeklerini veriyor, Erkeğin azusu, gençliğini zaferle kaplıyor. Ben yarı — kadın. yürı — ruyasın. Tercüme eden ; İsmail Vasık fantezilerinin altm iplikleriyle vücudinin şeklini “Jöyemut