16 Nisan 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16

16 Nisan 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, 320 UYANIŞ dökişir.. Pazarlık uzun sürer ! Müşteriler hiç bilmi- yorsa istenilen fiatın tiçte birini verir.. Dükküne garip teklifler eder; «Bendim siz alımı, şayet İoşu- uuza gitmezse sonm bir buşkasile değiştiririz» der | Nihayet fiat takarrir eder; ihtiyar Yahudi sizi dük- kânn kapısına kadar getirir ve «Zarar ettim, siftah olsun diye veriyorum» diye yeminler savurur .... Balonun başlama santi yaklaşıyordu. Biyer tedarik eylediği esvapları giydi. Bir araba getirmek üzere uşağını gönderdi; hademe muallim efendiyi İm garip kıyafette görmekle gülümsüyordu, Piyer bir münasip apartman bulup nakletmeğe, mektepte ikamet etme- meğe karar vermişti, Ne kadar olsa mektepte delikanlı istediği serbestiyi bulamıyordu, Sonra Türklerde Abdülhamit zamanından kalma ziyade tecessüs tarafı Bâlonün verildiği batika dirkteranin dairesi, Harbiye caddesinde, Ermeni mezarlığı taraflarında idi. On dakika sonra araba bu dairenin önünde durdu; aynizamanda tevekkul eden bir otomubilden Ayı oynatan çingene ile ayı kiyaetine girmiş bir çift daha iniyordu; Piyer ayı ile ayıcının arkasından girdi, Balo böşlamiış idi; dâns salonlorina çıkan mer divenler adam almıyordu. Ayı şaşırmış, sakin duruyor. du; âyıci dör ayaklı arkadaşının etrafında bir kağ defa sıçradı, her taraftan alkış sesleri koptu, Piyer baloya pirince maske ve garip kiyafetler altında kimseyi tanıyamadı. Ortada bir alay Çinli, Japon, Hintli ve Kürtler, Tutanlar dolaşıyordu. Sonra Acemler, eski Türk nuiformaları, ve bir çok da Türk Hanımları vardı, Bu Hanmlarnm pek çoğü hakiki Türk kadını idi. Bir taraltu Yeniçeri takımını gördü, bunlar renga renk ölbiselerile, kurunu vusüti silâlılarile göze çarpı yordu; üzerlerinde mücevherli kılıçlar vardı, Piyer bir pencerenin önünde dostu Jünyan gördü; yannda bin Acem güzeli vardı. Kadının şivesinden İtalyan sevgilisi olduğunu unladı, Daha ileride Prenses Vasenbergi buldu. Ön sekizinci asır Türk saray kı- yaletinde giyinmiş olan Prenses hakikaten güzeldi, Pronsesin uzun ipekli eteklerini halayıklar Butuyor, “kendisi de heybetli dolaşıyordu. Piyeri çağırdı : — Beribör geliüir, #izi balo sahibesine takdim im! Piyer yürüdü, Çinli mandaren kadım kılığına girmiş Olan balu sahibesi Piyere dedi ki : — Dans etimek isterseniz elbette... Geliniz &izi dansi şeven kadınlara götüreyim. Piyer on kadar kadını rüksa davet eyledi, Gürip esvaplir altında bunlürm hiç birisini tanımak kabil değildi. Bu aralık yanlarından mücevherler içinde bir kadın geçti; ev aahibi Madam Piyere döndü; geçün mücevherli kadını hitap ederek : — Azizem,, müsadenizle size takdim edeyim, Mösyö Piyer Devoh ... Müdam x.. Havai şömen- diferler direktörünün zevcesi ... Piyer hürmetle eğildi, fakat derhal uzaklaştı. Bu mükellef kadin bir gün evvel Lubadan yakut yüzüğü alan, daha doğrusu yok bahasına kapatan Rum kü- ns idi Demek İstanbulun havai demir yolları müdürünün karısı felâkete düşmüş Moskof kadınla- andan mücevherler topluyor, sonra onları takıp No. 1809—124 takıştırıp oşelirin en büyük balosuna mükellef bir Madam gibi davetli geliyordu! Piyerin yüreği bulanmış idi... Piyer dünsa başladı; sırtındaki beyaz, elbise deli- kanlıya çok yakışıyordu.Oynadığı ve beraber döndüğü kızların kimler olduğunu hiç bilmiyordu. Bir fnesi dedi ki; — Mösyö, zannederim, siz İstanbula yevi geldiniz? Ne güzel bülo değil mi *. Piyer Lubayı hatırladı. Hazırlama sözlerden bir kaç lane sarlederek Matmazelin esyabımı ve dans- taki tatlılığını febrik etti. Tebriklerden kiz müte hassis oldu; delikanlıyı anasına takdim etmek istedi. Dulaştılir, valde hanımı bulamadılar, bir dans dalın başladı. İşgal zabitlerinin çoğu uniformalı idi. İingilizlerin kırmızı ceketleri, İtalyanların kül renginde yalmt yeşil ve sarı kostümleri ve simsıkı uniformalari daimi dansları fena değil idi. En fena giyinmiş olan Fransız zabitleri idi, İçlerinde san çizmelerle gülenler bile vardı. * Birkaç ihtiyar Mösyö frakların üzerine bir Arap maşlağı geçirmiş, yahut büşına bir sarık takmış idi, Japon baş Komiseri kısa boylu, açik mavi ipekli esvabile herkesin hoşuna gitmiştir, oo, gülüyor ve sarı dişlerini çıkarıyordu ! Amerika baş muralıhasının karısı hiç bir danstan geri kalmıyordu. Kisa boylü ve şişmun ve hem ak saçlı olan bu kadın Türk kadını kılığına girmiş idi, Piyer bu kart karıle de danis etti ve onun ağzından fırlıyan İngilizce kelimeleri dinledi, Bona eski Padişahlar sarayı o mahallerinden Prenses Loylâmın kolum girdi, onunla raksu başladı. Piyer bu Sultan harımı hir Amerikalı kadın zann- etmişti, hatasını anlayınca itizara başlamak istedi: — Zatı fahimaherinden rica ederim ki... — Tralala,, Trnlaln 1. Kadın efendi böyle alaylı cevap veni, yanlışlık- tan memnuu olmuştu ve ilâve eyledi ; — Geliniz de size kızımı tanitayım. — Devamı var — — 307 inci Snhifleden mabat — Ancak her yabit, ber asker unutmamalıdırki harp meydam fedakârlık meydanıdır. Orada hangi asker daha ileri atilir, hangi asker düşmanın şırapacl ve kurşunlarından yılmayarak ayak direr, sonun kadar sebat ederse, vu asker mullakn kazanır. Tarih şev İrittirki osmanlı askerinden sebatlı, osinanlı askerinden fedakir hiç hir asker yoktur, Hepimiz. düşünmeliyizki başımızın ucumda peygamberimizin ve sahabei güzin elendilerimizin rulıları uçuyor. Şanlı babalarımız Başlarımızın ucunda bizim heyapacağımıa bakiyor, Eger onlürm hakiki evladı olduğumuzu göstermek, bir. den sonra güleceklerin İanetlerinden Kurtulmak istersek çalışalım. Zengirler altında inleyen üç vüz milyon islâm ve eski vatandaş lerimiz hep bizim rmuzafferiyetimize dua ediyor, Ölümden kimse kurtulmayacaklır. Ne mutlu ileri gidenlere, ne mutlu vatan yo. lunda şehit olanlara... İleri! dalma ileriki. zaferi, gan, şehadet, cennet, hep İleride ölüm ve zillei geridedir. Mübarek ve mukaddes şehillerimizim ruhuna «fatihas | Padişalım çok yaşa! Moşkumandan Vekili Enver “AHMET İHSAN Matbaası Limited.

Bu sayıdan diğer sayfalar: