No.1809—124 SERVETİFÜNUN Yazan Pati Haurigot . Bü ineselede Prenses, Piyetin imdadına yetişti. Prenges, Piyeri artık ciddi himaye eyliyodn, © baloda delikanlıyı ahbaplarına tanıtmak ve reliberlik ötmek istiyondü. Piyer, bir kaç defa daha Prensesin Kabndillideki yalıina gitmiş ve her defasındu. bu eski Ti ürk yalısıma, içerisinin mefrugatına ve hayatına meclup ölmüş idi, Piyer, Rumeli yakasından bindiği kayıkla Boğazü açılıncı Kandillideki kirmizi yalıyı uanktan görür, yalınm pencerelerindeki kafeslere, Şarkkârı perdelere huyran olurdu. Buüğazicinin o kayıkları hile değişmiştir. Eski üharrirlerin tasavvm ettikleri o mec, narin, zarif iki üç çile Boğuziçi kayıklarımın şimdi yalm ismi kalmıştır, adi sandalları,, balıkçı sandallaşına bile küyık diyorlür ! Boğazın iki kıyısındaki dağları, retklerini, kırmızı topraklarını, o kıyılardaki Şark evlerini Piyer seyrederek kayiktü ilerliyor; sonra "Boğaym en güzel tepelerine bir takim Amerikali müteşebbislerin kurdukları gaz ve benzin depolirina "kazıyordu ... Yalıya yaklasıyorlardı; rıhtım, urkasındaki büyük kapı görülüyordu. Kuyık yanaştı, Piyer rilitimu atladı, iki basamak menliven çıktı, büyük bir kağ din cetin, avluya girdi. Burası beyaz niermer döğeli, aydınlık, ve etrafı egm idi, Sağındaki hüyük yemek odası doğru Noğazı marir, yukardan gelen akıntı sularını karşılıyor. Solda büyük bir imlşafir olası -. Olun adtndaki kayıkhaneden detizin çarpıntısi işitiliyer, Arka tarifin yalının İrahiçcsi hafif yokuş hâlinde devam ederek sokağa kadar gider, Al kattaki mermer avlanun bir kenarını kurulmuş olan çile meüiven yukanda büyük salonu çıkar, bunun tavanı eski Türk mimarisi usülünde sislen- miştir. Kenardaki ufuk hir salen Prensesin hieresi tir, Prensesin Çalışma İteresin penceresi denizi ve kargı taraftaki, İstanbulun fethi zamanından kalma ki eli bisarmi görür. meli bisürmdi eteklerinde, chi arkasının sıralanmış Türk mezarlığı Yanlır Anadöludün Rumeliye geçip İstanbaln fethe giden ilk Türk askerlerinin mezarları burada görülür, Güneş batıyor, o Rümelihişmmi kuleleri grubun evvelâ kırmızı, sonrü leylâki renkleri içinde kalıyor; akşatı gölgesi yavaş yavaş kalenin burellarım sanyo bü fevkalade inaizamayı seyrederken Prensesin Büz derini, Piyer, dediğimiz. salonda dinliyordu. Balonun onların ilmi BİR HARAŞO İSTANBUL İŞGAL ALTINDA İKEN Acide ussigne Tercüme eden Ağatk İsak — Devam - duvarlarında Prensesin birçok tanıdıklarının resimleri vardır; bunların baslar dünyaya veda etmişlerdir. İçlerinde İstanbulun geçimdiği inkılâp senelerinde ve tawharebelerde pök genç iken mefküresi ölüme O kavuşanlar da vardı, Onuda asköt, TERS, gemici, muharrir gibi mütefekkirlerin resimlerini bulursunuz ki hepsi bu mihmanüvaz yalıninın mi safirliğini etmişlerdir. Prenses bütün hatıyalarile dölü olan yalısını vok sever ve İstanbula mettundar. O, garba pek (en nazarlarla bakar. Prensesin hik ve akrabası, sm ile Avrnpadan gelip yalıda misafir olurlar, sonr geldikleri şehirlere dönerler, giderler, Kadın misafirlerini ağırlar, burada huzur «ve silkün içinde otürur, Piyer, owmülu konuştuğu zaman, «Biz i bu sakit uzletiâlın parlak güneş işığisiniz» derdi : z m - Bize bir Makedonya köylü esvalı v İnce Keteiden yapılmıştır etrafı kumuzı işlemelidir. © Esvabın yeşil kemerine şt hançeri geçiriniz; hançer bata pek kiymetli birdostumdan yadigâr kalmıştır... - Piyer, esvaln uydurdukları sonra rahat dans eyli- yebileceği ayak kapları aradı. Zaten Beyoğlunda bütün elbisesi ve antikacı mağazalar bu bale İle meşgul idiler. Sonra başına saracak bir de sarık İâzımdı. Büğülürt bulmak için Piyer bir kaç mağaza dolüştu, Bü nevi mağazaların sahipleri hep ihtiyar Yalım dilerdir, insafazdırlar. Yerden temennslar, iltifatlar savururlar, #onru müşteriyi dükledm içerine çekip kahve ve sizara İkram çderler, çeşit çeşik kumaşlar, tesbihler, antikülir, o deirileler, çubuklar, o leğen ibrilder, pabuçlar meydani çıkar. o Dahm son hileli Buhara halıları, yamasını sizin görmiyeceğiniz Bülüc secvadeleri yalımt alın neemi iseniz Alınanya dn Drekdenden yeni gelmiş sahte Şirvan - baliları yerlere serilir. Ha gihtelernrasıda ara suru İkili bir parça buluruz. Kova Şark | İstaibuldan (e İrsen, Afgan içerlerine kadar dalma şiir gibi halılar ve setümdeler işler, bunlar genigin, ahenkli, sade ve zeynetlidir ey Ö memleketlerin İaluti elleri ve hilketen sanatkâr doğan ve sanatkâr. olduğunun farkında, olmiyan mwühlükları bu gerin eserleri daima meydan ge Omar şairdir. Şiirlerini okuyacak yerde işler, taklarinın ayakları altun serer ! Bütün bu yetis eserlerin finikeri müşterisine im z