234 UYANIŞ No 1807—119 MA NLES EE ANI Yasan: R. İhsan gürültü ve neşe içindeki plajın kumlu yamaç nda biten mavi dez, eügiide ük gökle Karş mısti, Tenha, durgun yüzün uzaklarda bir mari kanadı küdar ufak kalan yelkenli, goktunberi aynı yerde; sanki sabitti, O gün tabiat sciktan bir kefen içinde ölü idi. Renklere bürünmüş çpluklar yerden fakirin, semadin yakın bir delişet vardı ... Denizden binekimrek kalan gone bir kadin riğe: ler içinde kumlara yağıldı. etrafında teküsüf eden insunİnrın ağzında telâşli bir söz düyulduz doktar dokler 1. — Çok aslırapı veriyor dokter. — Sakin olumuz efendim, Yemin ederim ;ki sayan, ediş Dir şey yek... Bir iskonpit çarpış, Doktar etrafındakilere; bulanan çlağda, yağan atesle cehenneme — İitiz atüonyak, tentiirdiyot, parmk, bündaj ledli, s m3 Pat indise, ve bu küçük hizmet genç kadınla doktor arasmda “iddi bir dostluğun tecssiisline vesile ülmüştn. Yirmi sekiz yaşlarında, giizel çehreli, yakı: şıklı Tir göüç Ola Sabih gmüstnit ve şöhretli bir duktordu. b, bi mümasebetten çek memnun görünüyordu. Her İkisi de günlerin muayyen saatlerinde bin yoları almak ilzere plâja devam ediyorlardı. Birlikte geçen bu mahdi saniler esuğmnda osteyan elen mükâle meleri wpumi bahislerin çereivesini aşmiyonlu. Bir aydan beri tanişıyorlardı, birbirlerinin Lususiyetlerin- deli, hayatlarından me kadar wz balhisetmişlerdi. Bu İususta en ziyade ıstar edeni gene kadındı, Moktor, onu gizlemek istediği hiyutına nüfuz için gösterdiği bütün samimi itinalari rağmen ancak Şu soy günlerde; küçük bir yavrusu ile yalnız a makta olduğunu öğrenebilmişi. Bu hal, genç kadın için beslediği kuvvetli aizuluru tereddütten kürlür- müşti Doktor bekârdi, ever intihabı huşüsunda, pek müşkülpesent davranıyordu, Tasavvurlarmıda muhay- yel bir kadın tipi ve rulm vardı, Genç kadini in hayyülütmin fevkinde bülayotdu. Genç kadın, bir parasolün gölgesine uzanmışlı, O, me kadan büvretbahş, be kadar arzu verici idi, İğvakâr ölçüler içinde kısalan, uzayan, genişleyen, darlaşın beyaz tenli vücndu zarf bir maya İçinde yanı çıplaktı. San sağlamı kisi çevrelerinde göyrim en büyük zevkini, tattıran emkilsiz. bir. çehresi vardı Talisiz bir tesadüfle gözlerine dalan nazarlardan. «be diyyen aynlmamak arzularını uyamlıran. bir kudret, oülar kirpiklerinin büyük aralıklarında, sade esrar mlühiyeti ve mwvi “özibe, Ordar her zaman gibi o gin de ayni yerde ayni bahis üzerinde konuzuyorlurdu. bedbin fikirli iddi sözlerinde gok. tatlı bir ahenk, mwhnatabınn hayret ve itaai veren bir hususiyet vardı. Bayan duduklarında zoraki bir tebessiim dolaşıyor ve sönüyordu.. Gene kadının bu anlaşılmaz halleri doktoru 'ne Kanlar düşümdürüyordu. üzüyorlu. Kendi şen kalıka- larinn ppuukilerinin dde karışmasını ne kadar arzı elmişi, Ne vünlı bu kadının ınyatında 1... Gene kadın parasolü kaldırması için babineeiye işarei etti Akşam olmüştn. Muazzam bir teblo gibi durun tuhiatin renkler değişi, hareketler başladı, havada tatli bir rüzgâr nçuyonlu, Plajın sesli suhillerinde kol kola, ağız ağıza mizyan İşinde geçen çiftlerden biri, tenha zannettikleri doktor ve genç kadının nazarları önünde yekdiğerine hararetle sarıldılar; dudaklar birleşti. Bu aski manzara onlar hiç vas Damcı dezildi, dermnen çoktan başlayan bu ihtirasın onlarda zahiri bir hayatı yoktu. Birbirlerine bakım yorlardi, süküt ediyorlarılı. Gönç küdımn wii bu sükutu sl bu içten gelen sösleri susturmak için gene o esrarlı hallerine dönerek vakit, dedi. Dir, . üzül İir tereddütler solru; Bu akşam motorla avdeti kabul eder misiniz, dedi Hava gürel, deniz sakin, hem sizinle milim ür mesele için yalnız kalmak istiyorum. Mühüm bir mesele? Bü kelimelerdeki mana genç gadıı çok fazla düşündürdü ; ©, bir tebessümle cuvap verdi: — Peki. Giyitmek için odalarını çekildiler. Dr, kabinesinde mahsns bir itinm ile başım tarar ken gazlnodaki kemanın bisli sesi de hafif mirılilarlı uyuyordu, Gözlerinde namütenahi mesut tasvvurlar canlamyar, büyüyor ve uzayordu. Ah bir muvafukan&, yarabbi. Hayatında on be büyük sâüdet balişede: cekti, Oğün bu tasvvurlurmı snikaste uğratati bir hissi kablelvnku arzuların gene kadın izlar isin isticnli ettiriyordu.