No. 1797—112 — Beyfendi evdeler mi? Diye sorunca, öbürü; — Hayır efendim, Avrupada.. Bir hafta sonm gelecekler... Cevabını vermişti. Bü darbe ona çok ağır gelmişti. Mamati yapacak * bir gey yoktu. Omuzları düşük, suratı asik, hitkin bir tavırla, büyük bir neş'e ve limit içinde tırmandığı, ba dör © kai merdiveni iniyordu,. Tam dür bir bir dönemecte İki kişiyle burun buruna çürpışı. Karanlıkta önüne bakmadan hizli fuzlı yukarı tırmanan bu saygıszları görmek için başını kaldırdı, Bir genç kadını, yatında ki delikanlınm âdeta kolları arasında, bön bön yüzüüc bakıyordı, Mer ikisinin de çehrelerinde «Ne “ aptal adams diyen bir ifade üşikür olarak okunuyur. > du, Delikanlı kadının belinden kolunu çekti, biraz geriye kaldı ve önden kadim geçimikten sönra kendi de ilerledi. Yanından geçerken kindar nazarlar- İon süzdü, Sonra biraz ötede bekliyen genç © kadının tekrar beline sarıldı; birkaç basamak yükar- dan kısık bir kalıkaha ile baygın bir kadın sesi duyuldu: — OE. Sıkma, eriyorsun... , Merdivenleri inmekte devam etti,, Tramvay... Tünel... Vapur... Ve Beykoz... Bu defa pek ümitsizdi. Gene (oOaradığım bulumuyacağını tahmin etmişti. Filvaki yanıİmamıştı. Kapıdaki o şhreilik Oşümanık bir tavırla OEfenüi n © Hazretlerinin İstanbula indiğini ve ancak son vapır İn geleceğini yılışa yılışa anlatmıştı, Vapur önü köprüye getirirken artık canından bezmiş bir haldeydi. İskeleye adımımı atar atmaz © Modu vapırunu kaçırmamak için koşmağa başlamıştı. ; Modanın iskele yoküşunu tırmanırken kendi kendi- © he <Gene boş, Gene boş. Hep nafile.» diye marildanmışta... Fakat bü dela, hiç ummadığı halde, çok iyi kabul edilmiş. Bol Bol gormüş.. Bol bol cevaplar almıştı. ” Kapıdan çkarken yüreği bir parça genişlemişti, Bu gayretle Kadıköyüne oradan da Haydarpaşaya yayan gelmişti, Fakat gerdan içeri girerken yörgünluk- tan bitkin bir haldeydi. Ekspresin düdüğü işililince Gbekliyenler urasında bir kaynaşma oldü.. Nihüyel islimlerle titreyerek o lokomotif durdu. Vagonların > küpıları açıldı.. Bekliyenler, beklenenler. Birbirinin © kucağında ağlaşan bir insan kümesi, © Kendisinin bu buhtiyarlar arasındaki mevkiini sündü: Hiç... Gelenler arasında şayan ehemmiyet bir sima Ku, Zaten bunun dahan evvelden talimin etmişti, il garda ne polis, ne de asker müfrezesi vanlı,. ; kâğıtlarını çıkardı ve gu kelimeleri yazdı: . Aksam; ekspres beş dakika teehliürle salimen & Mmuvasilet etmiştir.» Köprüye dönmek işin vapura bindiği zaman gece tünbulun üzerine bir kâbus gibi dödeli çadir. hara ve Boğaziçi sularındn o aydınlıklar k kırk akisler halinde uzamp gidiyordu. İskiz ve e A, yn A e m Şa aysız bir geceydi. Suların kâltan renginde Ve kumıldanışında davet edici bir nağme var gibiydi... e Hem yaziyor... Hem düşünüyordu. Masa büşma oturak bir Sant olmuştu ki hem yazıyor hem düşünüyordu. Bir günlük hayatımı bir sesli filim gihi. gözlerinde ve kulaklarında yeniden vaşıyordu. Bütün topladığı mülâkatları, hayadisleri kabil ulduğu kadar şişirmiş, ve matenddit defa ilâveler yapmış; fakat gene bir sütundan fazla yazacak şey bulümamışlı. Düşünüyor. Düşünüyor.. Kafasını patlatacak kadar düşünüyordu,.Ne yapabilirdi?. Bir kon sütun bu.. Tafla dolmaz ki. Yazacak yekun ki,, Yamındaki telefon çaldı, Ahizeye yapıştır Alo, neresi... Mürettiphane mit, — Ne,, Neyi istiyorsunuz! — Bon haberleri mit.. — Bir saate kadar gidiyormusunuz?, — Peki gönderiyorum.., Ahizeyi çarparak yerine ast... Son İmberleri isüiyorlardı.. Ne yapmalıydı”.. Bu, bir sütunu nüsl doldurmalıydı.. Naci büyük bir buhran içinde kıvramyordu. Kargı duvardaki saatin akrep ve yelkovan korkunç bir sür'ütle koşuyor... ve koşuyordu. Odünn kapısı açıldı. Eşikte bir mürettip belirdi: — Usta son haberleri alımağı beni gönderdi, — Peki oğlüm,.. Onbeş yirmi dakika sönrü hazır, ben telefon ederim... Mürettip kapıyı örtüp çekildi, Navi, ayağa kalktı. Odanın içinde aşğı yukarı gezinmeğe başladı... Yüzünde müthiş bir ssabiyetin izleri, teknllükleri vardı.. Bir iki dökika son birdenbire durdu, Karar vermiş insanlar gibi harekâtın- da bir sükünet belirdi. Sandalyasını çekip oturdu. Bir tomar ince uzun kâğıdı önüne çekti,... Ye yazma ga başladı: «Bu göve sünt on raddelerinde matbaamızda gok garip bir intihar vak'ası olmuştur,. Tahrir silemizden Navi Bey geç vakit matbaaya gelmiş,, O gün topladı. gı havadisleri yazmağa ye ve'bu #snada bilinmeyen bir. . > . m . . , . . . . . . . . . » : . . . . B Yazıyor.. Yazıyor, Kelem küâfidin üzerinde koşuyor... Koşuyor... Beş on dakikanın içinde sekiz kâğıtık yazı yazmıştı. Başını kaldırdı, Kalemini birakti... kügitları saydı, bir vere topladı. “Sonre tele fonn aöti; — Allo.. Orası mürettiphane değil mi? Bon haber ler hazı bir adam gönderip aldırmız. Yazıya, İâzım geleü serlevhaları ve ilâveleri tahrir müdürü yapar Yasi gili sütün iizerine ve İrapan puntolarla dizkisini.. Telefon küpadı.. Tir zarf ile bir mektup kâğıdı yıkardı: SERVETİFÜNUN 127