A, m UYANIŞ ROMANYADA TÜRK TEMASASI Yazan: İbnerrefik Ahmet Nuri Bü yazdıklarını bir masal gibi okumayımz. Bu pek acıklı, pek gülünç bir hakikattr. Şarki Kumelinde, Balkanlarda hasbelzarure olun arkddaşlarımıza Türk temaşa hayslını göstermezi bir müddettenberi tasavvur ediyordum.Geçen ilkbalardan evvel oradaki bir dostuma maksadını yazmış, isimi: #aç etmiş ve muvafık bir cavap almıştım. Fakat geçen yaz Raşit Riza ile Anadolu türnesine çikip ta Erzuruma kader gittiğim için bu Balkün seşahr tini vakti merhununa tülik eylemiştim. Nasılsa benim bü teşebbüsümü haber alan bir zavallı hayalperest bü seyahatte binlerce lira kazan- mağı ümit ederek bir açıkgöz ve işgüzar arkadaşına meseleyi açmış. Sinemalarda gördüğümüz Baştıbu- cak ile Düztaban gibi bu hayalperesi ile açıkgöz derhal büşbaşa verip bir meclisi meşveret akdetmiş- ler ve hemen benim tiyasetim tahtında bir temsil hey'eli teşkil ederek Balkan turnesine çıkmağı karar vermişler. Bundan üç ay evvel bana müracaat etti- lor, Hayalperesti göylere tanırım. İşgüzar arkadaşımı ise ilk del gördüm. Zahiri halinde bir komilfoluk , vardı, onlara dedim ki : — Beyler, bu iş cok naziktir. Anadolu içine gidi- lir gibi oraya ulüorm gidilmez. Evvelâ mühim bir para, sonra kuvvetli bir tersil hey'eti lâzımdır. Dediler ki : — Diz bn iş için mühim bir sermaye koyneondız. Eğer siz de hey'etin riyasetini kabül ederseniz, istedi- giniz gibi kuvvetli bir temsil hey'eti teşkil etmek kabiliyeti yüzde yüz muhakkaktır. Bu sözü öyle kat'i teminatla söyledi ki imam mük için işgüzar zula iç yüzünü tarmumile bilmek İâzımeelirdi. Ben ise sahte sermayadarın zahiri hali ne bakarak inamverdim. Ve kendi kendime <maden- ki mühim bir sermayedar vardır, kuvvetli bir heyet teşkili mümkün ve kolaydır» dedikten sonr hayal peresi beyle işgüzar beyefendiye dönüp: — Bu halde filân gün filin yerde foplanalım. Filân ve filân aktör ve aktiris arayı davet ediniz. Onlara izim gelen avanslar veriniz. Katli teşkilâtı yapalım. Dedim. Ve tâyin edilen gün ve saatte randevu yerine gittim. Bir baylı müddet bekledim. Ne sörmü- heyetinden kimse geldi. bey kerime- yodarlardan nede temsil Ve nihayet haber aldım ki hayalperesi sini ve işgüzar efendi de yeni peylediği metresini alıp ü gün Varnaya hareket etmişler... Hayretili... Niçin? ne diyet ne yapmağa gitmişleri.. Ortada fol yok, Yurmürta vok!... Yazık sermayeyi beyhude yiyip tüke- teçekler!,.. Benim bu şaşkınlığıma ve tecssüfüme tabii gületsiniz. Hatta benim hüsnü wiyetle vaki olan hareketimi de sallığıma, daha doğrusu aldallığıma verirsiniz. IMakkınız var. İtiraz etmem, Ne ise uzatmayalım, günler geçti. Ben ba teşek. büzün suya düştüğüne O hükmedip dururken bir telölöl : — Alot,, Kimsiniz?... Vay sizmisiniz, İkavnlporesi bey? ne vakit geldiniz? — Dün geldim. Kızım. arkadaşım ve arkadaşım vofikam orada küldi. Varnadan m bu geliş? — Hayır Pazarcoktan, Evvelâ, Varnaya gitmiştik Orda iş bulamadık. Oradan Romanyaya geçip Pas yarcığu siltik. Kurada iş mükemmel, Hemen gidelim, — Ne ile gideceğiz! — Vapurla. — Onu demek istemiyorum. Mey'et hazır ım? — Hamrlamak kolay. Yalmz siz gitmeğe karar veriniz. — Birader! Hey'eti hazırlamık kolay ama evvelce intihap ettiğimiz üklör ve akirislerin Kartaleniz türneşine diyorsun bazısı Eskişelire gitmiş, bazısı çıkmış, burada kimse kalmadı. Oluruna bağlamz, Bir kaç kişi bulup gideriz, — Afledersiniz ben öyle tapon işe hey'etle gide meri, uğurlar olsun. Dedim, telefonu kapadım. İki üç gün sonra ha yalperesi bey refikâsile beriber bizim eve geldi, Telli pullu gözlerle beni kandırmağı başlad. Ben gitmemek için inat ettim, o götürmek için israr etli, Hatta benim izzeti nefsimi okşamak için derli ki;