112 UYANIŞ No.1796—111 Bir nefret ürperişi (o ile, Mackintesh, birden, Walker öldü mü? diye kendine bir sual sordu. Her şeyden evvel arabadan çıka alı idir ba da cussesi yüzünden gayet güçtü. Nihayet dört sağlam adam “buna muvaffak oldular. Sarsıntılara ince bir iştikâ cevap verdi. Walker hâlâ yaşayordu. Yatağına kar dar götürdüler. Mackintosh yüzünü gördü. Yarım dü- sine kadar fenere rağmen, avlu karanlık içinde idi. Walker'in beyaz pantolonu kanla lekelenmişti, ve onu laşıyan adamlar kazı), yapışkan ellerini lavürlür yalarında temizliyorlardı. Maekintosh lambayı kaldırdı. İhtiyarı bu derece golgun göreceğinini beklemiyordu. Bu beriki, gözler kapanmış hâlâ nefes alıyorsa da, nabzı gayet zalft, Görünüşe bakılırsa, yavaş yavaş ölüyordu. Maekin- tosh böyle bir sademe ile karşılaşacağını tummarnış» ü. Yerli kâtibe bir ipodermik enjeksiyon hazırlama gin emretmek istedi. Sesi kısıldı. Memurlardan biri viski getirmişti. Maekintosh bununla ihtiyarın dudak- larını nemledi. Yere oturmuş, sükit, ve mephni yerliler odayı dolduruyordu. Arada bir, bir hıçkırık işidilmekte idi, Maekintosi havanın sıcaklığına rağ- meri elleri ayakları buz olmuş, bütün âzasile titre- mekten kendini güç tutuyordu. Ne yapacağından mitereğdditti. Walker'in kanı hep akıyormi idi ? Nasıl kesmeli * Kâtip şırmgayı getirdi. Maekintosh; — Benden fazla tecrübeniz var, dedi Siz yapmız, Başı çatlayacak gibi ağrıyordu. Enjeksiyonun tesirini beklediler. Bir müddet sonra, Walker, bata- etle gözlerini araladı, kendini kaybetmiş gözüküyor du, Mackintosl : — Sikin olunuz, dedi, Evde tahtı emniyettesiniz. Walker'in dudakları gülmeğe çalıştılar. — Beni altettiler, mırıldandı. — Jervis'in motom hemen şimdi Apin'ya gidi- yor. Doktor, yarın gelecek. Uzun bir süküttan sonra, daha şimdiden sapsarı olmuş ihtiyar: — Demek ölmüş olacağım, cevabımı verdi, Bir saniye, Maeckintosl'un yüzü mevtai bir sol gunluk aldı; gülmeğe teşebbüs etti; — Amma yaptınız ha! Kımıldanmayın, bir müd- det sonra, kendinizi gül gibi hissedeceksiniz. — Bana İçecek verin, kuvvetli bir şey olsun. Mavkintosh'un titrek bir elle karıştırdığı yarı sulu viskiyi, Walker harsli bir iştiha ile içti, Kuvveti, bir az yerine gelir gibi oldu içini çekti; ve, geniş oyüzüne hafif bir renk geldi. Bitkin, ne yapacağını şaşırmış, Maekintosl ihtiyarı tetkik odi- yordu. — e yapmam lâzım geldiğini söyleyiniz, dedi. Hömen yapacağım. — Böş zahmet. Beni yalnız bırakınız. Bitkinim. Yatağında son derece müessir idi: şişkin, vesim fakat, o kadar soluk, o derece halsizdi ki; sızısı, Nihayet zilini aydınlanır gibi oldu. — Doğru görüyordunuz Mae, beni haberdar et- miştiniz. — Allâhım, ne İçin sizin ile beraber gelmedim” — Biz, iyi bir oğlansınız, Mac: yalnız içmiyor © Müdürü mes'ül > AHMET İHSAN gunuz. Yeniden üzun bir şüküt oldu. Walker'ingit- tikee kuvvetten düştüğü bedihi idi. Bu dahili bir seylani demdi, ve cehaletine rağmen, Mackintoslı, ha- kikatı kabule mecbur oldu: âmirinin yaşamak için dnha ancak bir, yahut, iki saatı kalmıştı. Hareketsiz yatağin yanına dikildi. Belki yarım saal, Walker, gözleri kapalı istirahatta kaldıktan sonra, gözlerini açtı, — Yerime gizi tayin edecekler, diye yavaş medhinizi unutmadım. Yolum yarıda kaldı... Bitirilece- gime emin olmak isterdim... adanın dört bir etrafında, — Yerinizi istemiyorum. İyi olacaksınız. Walker füturia başını salladı: — Vaktim geldi; onları mülüyimetle muamele ediniz; en ehemmiyetli nokta bu Hepsi çocuk. — Devamı var — — 108 inci sayfanın devamı — (İçki kullananlar ve asabi olanlar çok güç ve geç uyurlar.) Ameliyat oldukça ilerlemişti; sessiz, hare- ketsiz bakıyorduk. Kloroform veren doktor birden irkildi, şaşitir gibi oldu: — Nefes dürmuş!... Çit yok. Bir ölüm sessizliği. Hocamız ciddi ve sakin. ameliyatı durduruyor, Kesilen yer İri örlüyor.. Suni tenellüs.. dakikalar saat kadar uzun. Beş dakika geçiyor... Nefes aldıl. Hocn biraz âsabileşmiş, hadisenin sebebini izahı ediyor. Ameli- yattan sonra bu ahiret kapısından bakıp dönen; has taya: — Nasılsınız amaca | diyoruz.. — Tlamdolsun oğul! diyor. g Bu gece velâdiye'de nöbetçiyiz.. doğum Fwöre GöğiZ. # w“ Doktor olmak için bir Doktora imtihanınız kaldı. Bu sene tam altıncı gene. bizimle beraber liseyi bitiren Oarkadaşlar çiradi Odişçi, eczacı, avukat kaymakam, lise muallimi, eletrik mühendisi... Biz hâlâ talebe. Bazan çok yorgun düştüğümüz zaman- lar bu tabsilin çok uzadığını söyler titizlenir ve sonra bir doktor olacağımızı düşünür, neş'elenir, güleriz. Doktoru imtihanı vereceğiz. Bi imtihan hakikaten pek heybetlidir, Talebe yirmi genede öğrendiğini anlatacak.. Halebeye evvelâ bir basta verilir, talebe onu muayene eder, hastalığını tanır, reçetesini yazar. Bir gün sonra büyük bir müderriş kütlesi önünde niçin © teşhisi Koyduğunn izah eder, itirazlara © vap verir, fikirlerini müdafaa eder. O talebe ne kadar sevinse azdırki bu büyük âlim kütlesine kabiliyetini tasdik ettiriyor, onların son masihatlarını dinliyor. O muhterem ve vefakâr ilim adamları, hocalar ımız da iftihar etsinler ki insaniyete bir fedai ar- kadaş daha ilive ediyorlar... AHMET İHSAN Matbaası Limited...