102 UYANIŞ No.1796— 11) Lâtin hitabetinin tekâmülü Çiçeron (km 43-84) Lâtin edebiyatının cumhuriyetin sukutiyle başlar yun üçüncü devrini iki kısma tefrik mutat olmuştur. Çiçeron un ismi işte bu kısımlardan birini kapar Bunun için de hitabel tarihinde onu lâyık olduğu büyük mevkii vermek #arüreti vardir. Çiçeron o Arpinom da doğdu. Çok genç iker Roma'ya geldi Zamanını meşhur notlara ili belâgat dersi aldı. Kavanin ilmi öğrenmeğe başladı, Fakat hitabet kudretini Koman iftihar ettiği meş hur hatipleri dinlemenin verdiği zevkten alrmıştar. Diktatör Silla'nın himayesiyle ilk müdafaalarına başladı. Sonra Anadolu ve Yunanistan'a kadar üç genelik bir seyahat yaptı. Bu seyahatının maksadı ne olursa olsun, şiiphe yok ki Yunan hitabetini yerinde tetkikten nefsini men edememiştir. Billa,nın. ölümünden sonra tekrar Romaya döndü. Ve müdufanlarına başladı. Bundan sonra şeref ve şöhret kapılarından girmesi çok gecikmemiştir. Bir kaç defa Müjistra ve 63 geneşinde de, konsül oldu. Bu esnalarda Katilina feğadi oluyordu. yer milletten âldığı itimat ile ve tam bir hükümet adamını lâzım &zim ile bu fesadı bastırdı, İber kan dökülmeleri aleyhinde bir çök düşman peyda etti. Hatta bir defa tehlike de geçirdi. 55 tarihinde Sezarın parmağı ulan bir şebekenin adamlarından Klodyüs tarafından senatoda ağır hücumları maruz kaldı. Senato'nun diğer tarafı iltizamı üzerine Roma'dan çekildi, On sekiz ay sonra gene geldi. Fakat memleket iklerine okadar karışmadı. Birinci triyümviratın avukatlığını kabul etti. Medeniyet harplerinde ise Pompe ye müarız hir cöphe aldı. Sezarın katledilme- siyle tekrar gençliğini elde etti. Ve öümhüriyete el uzatanlara mükabelelerde o bulundu. Bu (o vesarer, hayatının hatimesine mebde olmuştur, 2 Triyiümvirata o listesine itiraz ettiğinden 43 senesi 7 kününuevvelinde öldürüldü. Çiçeron Lâtin edebiyatı ile Ronin vatanını Aymi bir muhabbetle sevmiş ve bu heyecanı dalma yaşamıştır. ei hayatinin bağlıca. meğgalesi olmuştur. tabet Çiçeron'un asrında politika hayatından me Filhakika, w söz söylediği mmüdafaslardı bulunduğu zaman alkışların verdiği gururla sözünün kiymetini düşünürken, fırkasımn ve mefküresinin çizdiği yoldan kendini alamadı. Düşmaenlarnn hilesine tğrasa, DR olsa bile «Çümhüriyete faydalı olmaktan» vazgeçme soörbest bir mefküre adamının en. yüksek hükmünde idi. Daha vatandaşın nazannda hükümet vasılısi mükemmeli o bir Hitabet sahibinin, imövkic © doğrusu o hitabet en vazilesi idi, Çiçeron şaheseriyle Lâtin edebiyalı itüperilor luğunu kendi ismini verecöği yeni bir eyulet ilhak etmek istemiş ve bun da yap yaya Felsefesinde de ayni nizam altında Vevkalâde bir gayretin o izleri görünür. o Ö mağdur Olduğu zamanlarda felsefesi ile metin bir hülde kaldi. Ve felsefesi ile yaşadı, Çiçeron felscflode yalnız desenterese bir hakikat aramamış, belki onunla kendini terbiye edecek bir kapı bulmuştur. Bu itibarla büyük ihtimamlarin oçalıştığı felsi nü en örijinalini «Ahlâk» teşkil eder. Ahlâk onca hayata veçhe veren bir ilmidir. Bu itibarla onun yarattığı bu devri ihmal etmek Çiçeron'un şahsiyetine karşı haksız bir şey olur. Bu gaman şüphesiz ki onun zamanıdır. Fakat bu önu da, aşmıştır. Çiçeron her şeyden evvel bir edebiyat adamıdır. Çünkü Lâtin edebiyatı tarihteki mevkiini bunlarla kazandı, Birçok şerait ove ölçülerle varılan neticeler hatip Çiçeronu o Değmosten'in altında bırakır. Fuküt onun fikrini ifadede, Oizharda, onları kariinin gözü önüne serişte nihayet onlari oşıklamaktaki kabili yelleri, beşeri ve fevkalâde bir hasretin taşmasını dat ibarettir, O üslübunun bu siliriyle side Dâlin hitabetin de değil Latin edebiyatı tarihinde de asırların üpifi- dıramiıyacağı granit bir abide oldu. Katon Pün harplerini nutüklüriyleş Çiçeron'un zamanını ifadedeki kudreti kadar hiç bir zaman göstermedi. Fakat nutukları olmasaydı şüphesiz ki Koma'mn ibtişamım anlamak için büşkü eserler arıyacıktık. Ve bir manada denebilir ki beşerin zihni mahsnllerinini mirası çok azalacaktı. onun asil bir wkaracak Nesir Çiçeronlu, kemale gelmiştir. «Yirjii Lâtin şiirinde ye ise Çiçeron'da Lâtin nesrinde ayni mevkidedirs diyenler haksız değildirler. Zamanının bütün diğer hatipleri onun arkasından gelir. Bunlar aramada İlortansiyüs gibi onunla rekabete kalkışın gafiller de vardır. Fakat onlarda diğerleri gibi onun nasihatlarına nnlhiaç oldular. Onun en sevdikleri bile bitabetinin o kelimelerle boğülmuş olduğunu, eskilerin o perhizkârlığı o bulunmadığını söyleriler, Fakat gene onun İzinden yürümek mecburiyetinde kaldılar. Bu ne elim bir ricattır. Bu ne büyük bir zaferdir Halil Şaban