e“ e 80 UYANIŞ Maekintosh, hüşünetle yle orada durmayınız, diye mırıldandı. İçeri ini” “kendinizi bana gösteriniz. e küçük odaya girerek yazıbanenin önünde — im ağlar ver! Elini bübreklerinin üstüne koydu, ve yüzü iztirap di. Birdeti, Maekintesli, genç adamın gözlerinin yazhanenin üstüne braktğı tabancaya takıldığını bissetbiz sonra, hiç konu gelmez gibi görünen bir sükülü daldı. Kalbi çürparak, Kanağın düşüncelerini tâkip etti. Yabancı. bir irade benliğini kaptı, ağzındaki tükürlik birden kurüdu; ve, nüzün Matwmanınkin- “den Kaçarken, gayri ihtiyari bir hareketle, kendi Min tevkif etmek ister gibi, elini boymund “göt Sanki hir kimse boğazından Hituyormüiş gibi boğuk bir sesle: — Burada bekleyin, dedi, Size dispanserden birşey aramaya gideceğim Ayağu kalktı. talk kuruntu mu? Güzlerinin Karardığını, ve sillaydığını zanneti, Nazarlarıyla hep, dimdik ve sessiz duran Manuma'nın kileri Karşılımak- ban çekinerek gözlerini kaldırmadı; halbuki, Kanığın, #lumak bir tavurla kapı turafını baktığını biliyordu, Makintosh'u hâkim olan kuvvet önu kapıdın dışa itti, fakat tabancayı dağınık kügitlar altına saklayan maşeri benliği oldu. Dispanserde bir hap ulurak, küçük bir şişeye yeşil bir şurüptun döktü, ve ev tarafından gelmese başladı. Bungalow'suna du tekrar girmekle istemediği için Murrna'ya: Buraya geliniz, diye haykırdı. Yanına gelince, ilâçlar snreti ispimalini anlattı. Acaba ne için Kanan bakışlarım kaldıramıyordu ? Konuştrken, gözlerini musrune Manuma'nn om uzunu dikmekteydi. Bü heriki, ilac aldıktan sonra savuştu, Muekintosl yemek salonum girdi; bir defe daha, okumaya muvullak olmaksınn, eski güzeteleri açtı Ev derin bir sükünet, içinde idi; Walker, ev üst katta aynmuşz kalmış, <inli matbakta meşgul, İki, mem balık uyumda... Gayrı tabil bir sakinlik hükümlermeydı, ve Labin- cnn her zaman bıraktığı yerde durduğunu ögrenmek fikri, Maintosl'un ziline twsalla, olmuğtu, Emin olmaya karar veremiyordu.. Şüphe tahanımilanzdu; fakat, kat'ivet duha fazla olücukt. Ter içinde idi. Nihayet, bi tübanmil olunmaz sessizlikten kartalmak için, dükkün bir kilometre mesafede olan Jervis namındaki inciye gitmeği kararlaştırdı. Bu, meleğin beyaz kan narana sahip olduğu muhaveresinden boğulmamayu kifayet ederdi. Maekintesli böylelikle ban galow'sunu, yazılemesini, alomda birşey bulunan, yahut biç birşey olmayan küğü yığınım burakıp kaçıyordu, Yeli tâkıp etti, Mir reisin vasi kulübesi önünde kendine bir selâm verdiler. Dükkünü geldi. Tezgihn ulnran dücirin kizi, ezik hututlu, beyaz gömlek ile pembe eteklik giyiniz, yanık derili genç bir kimse, içeriye girdiğini görünce biraz kizarlı. Zevgin ölün derviş Maekiutath kızımı alır ümidi ile, ddamadının hirliir şeye muhtar olmayacığım Kendine bilirmiş — Devsm edeğük — es'u) 5 AHMET İHSAN düsük dü No. 1794— 109 — Babam, bu sabahi gelen denkletilen eğyu çıkar- makla meşgul, Kendisini haberdar edeceğim, Genç İiz arka kapıdan çiknen, Maekintosh oturdu, Biran geçmemişti ki, ihtiyar ve şişinan olan Misires Jervis içeri girerek elini sıktı. Bu kadın, hânedan gsilesimlen oOOolup fazla muktarda wrüziye imülikti. Lüzumsuz derecede hörmel, ve ikram etme den samimi, hatımuvaz olamsı ile beraber mevkiini müdrik bulunuyor; ve azim onünasebetsizlikler hld- (na asil bir tavur muhafaza ediyordu. — Bizi artık temamile unutuyorsunuz, Mr Mackin- toslhy daha İm sibahı Terösa: Cunım, o Mr Maekin- tol'u artık hiç görmiyoruz, diyordu. Maekinlosl, bir gün bu ihtiyar yerlinin damlı olabilmek dikrile o tivedi. Herkes, zeveih bayar kanma tağınen yularm elinde olduğunu biliyordu. Bülün nufuzla işlerin idaresi kepdine aitti, Beyazlar için, Yalnız Misireş Jerviş olabilirdi; fukat, reis olan babası, hükümdar oğlü, ve hükümdar torunu idi. Derken içeri tacir girdi. Bu, mühip zevebsinin yanında pek marin, sakalı ağaran, ievkülade güzel ve dişleri çok parlak esmer bir ddarddi, Sartanca beyaz bir esvâp vardı, Britanylcagörünüşüne, von haveresini süsleyenarguyar nğmen, İngilizceyi yabancı olarak konuştuğu bhissediliyordu, Aile içide, anne- sinin lisanını kullanirdi Herkesin sayunu gitlen, fazla hörmet, ve ikram edici, müduhin bir byu vardı. — O, maşnllâk efendim ! Böyle nereden cikaiız İ Wiskiyi hazırla Töre, Müekintosh bizimle bir yur düm alacak. Ve, hemen mikafirinin gözlerinde hoğuna menin gideceğini gözeterek Apimudaki son havadisleri ün Jatmağa başladı. — Yu Walker ms? Son zamanlarda, artık gör Mez öldük. Bu halta içinde bir gün Misleres Jervis kendisine. bir domuz yavrusu yullayacık. Oradan Törösa atıldı; — Bü sabah atla avdet ettiğini gördüm. Sörviz kadehini kaldırarak : — Bihilinize! diye bağırdı. Mnekintosh içti. İki kadın, otürmüş, kendisine bakıyorlardı: imiatereş Jervis penivan içinde sakin ve müleazzim; Tdrâşa, Maekintosl'un. nazan ile karşılaştıkçn tebessüm etmeye müheyyü. Bu arada. dair — mitliş bir geveze yördü — Apia'da, Walker'i teknüt etmek zannı yuk- laştığını söylüyorlar. Doğtrnsu, ihtiyarladı artık, Ada- yatan (değişti; o. halâ farkın İkrar İara geldiğindenberi dn değil, İitiyar prenses ilâve elfi; — Çok İleri vardı, Yerliler hep gayri memnun, Jerviz bir kalıkahu içinde; — Ama, yol hikâyesi fevkalâde, Apia'da mlatlır ğun zaman, az kaldı gülmekten catlıyorlardı. Bu sevgili kosu Walker! Maokintosh, 69, valışi bir nazar attı. Nasil, bu yoldu ifadeye cesaret edebiliyordu ? Bir melez treir için, Walker, <MrWalk er» olucaktır. Dilinin ucuna bu küstahlık. için bir ner mukabele geldiz neden sabret- tüğinin farkina varmadı. Jervis © AHMET İHSAN Matbaası Limited