No. 1794—109 SERVETİFÜNUN 71 Bir günden kalan son izler... Sasdet, diyorlar, fani bir şeymiş. Bize, valımz bizimle olduğu zamanlarda sadık kalabilirmiş. Fakat eleti öyle devamlı imiş, okadar derinlerde yaraları kalırmış ki zaman zaman sızlar, ve bizi en mesit dakikalarımızda ağlatırmış.... diyorlar... Ben, buna inanmiyorüm ; ve, hayır, diyorum ... Memi insanlar bizzat icat etmişlerdir. Yoksa İınyat yekpare uzaunatı bir saadet zinciridir. Her güzel kokulu çiçeğin asıl nefis kokusunu duyabilmek, dalın doğrusu 6 duyulan nefis kokunun derin zevkine erişebilmek için arasin onu yüzümüzden uzaklaştırıp; güzel görünüşlü, yakıcı renkli, fakat manasız lezzetli ger çiçeklerini göğsümlüze iiştirmeliyiz... İşte ozu man anlarız ki o güzel kokulu çiçeğin nefis koku: ganu duyabilmek için göğsümüzde gözleri yakavık parlayan, renklerinden başka hiç bir ifadesi olmayan birtakım manasız çiçekleri koklamak ve onlardaki boşluğu bilmek lâzımdır. Hayat zincirinin her halkasını teşkil eden saa- detin yeknesaklığını, kuruluğum gidermek lüzumunu hisseden insanlar Elemi muhayyilelerinin murazi bir fasliyetiyle icat etmişler. Bu suretle belki çok iyi, belki çok fena yapmışlar. Fakat şu imihukkük ki tabii insanlar için Elem masıl yoksn Büadet de okadar mühayyel bir şey, Onlar üçin Hayatın tek manası vardır. Onlar. için Hayat tek hatlı bir izin üzerinde akan sakin bir nehirdir... Birbirine pazarın şiddeti azalan ve ya coğalan yaşama badi- gelorinin birleşmesidir ki böyle muhayyel İki unsuru insanlara musallat etmiş... » Binmelis Hayatı bir Saadet nddedenler için yaşan fan ber lâhzamn bile izlerini taşırlar, Ve bü hatırala- ru yadiyle bir kat daha Sandet duyarlar. Elemileri daha az Sandet telâkki ederek yaşamanın sırrın vasıl olduğu gün Beşeriyet gayesine varmış olacak ... Buta bebim derin bir inamşım var... ö © gün ki derin Saadeti son damlasına kadar katre katre emerek içtim.. Hayalimde, pembe vetikli bir dünya... Gözlerimde, ideal hir yaşıyış.. Dir harabat şairi kadar hayatı rindane düşündüğüm bu daki- Kalar benim, ötekilerine üazaran daha çok sevdiğin stadet dakikaları oluyor. Dünyanın bütün bağla rından uzak, tabiatın koynunda, dizer bir inlâkki ile hüzuru Oİlâhide yalnizdik.. Gözleri, iri derin ve yeşil gözleri... Kivircik ve kumral saçları,» Kıvrık dudaklı, veni çatlamış bir mar vengsindeki uğg... Bir buhran gecesi Sabalı,. sabahı. Sabahı nerde © bir ümit gibi uzuk Sabah, sabah! Böyle eyvah Gözlerim bu dalga dalga #ifir gibi karanlığa Baka baka çıldıracak! Sabahı vok. her taraf gece, Her yer Zindan; Damarları ta içinden kıvrandınn Bir iskenre,. Gec, gere Bİ tutmayan, Görünmez bir zulüm gibi krumuş tuzak, çim için kımıldayan, Gece değil, bn bir yilan, Parçalamak istiyorm... parçalamak! A. Sırrı Namütenahi bir sarhoşluk verecek Okadar mefis kokulu bir çiçek .. Derin sevkini duyabilmek için serlerde yetişen nazlı, fakat mannsız lezzetli çiçekleri göğekümde taşidığım günler oldu... , yen, sand fazla yaklasmak için serden uzaklaştım, Bil ve inan kiz senin için, lezzetine erişebilmek isin sana hiyanet ettim... Kendi kendini yetiştiren çiçek, gerlerde bin miz ve niyaz içimde büyüyen vaki renkli çiçeğe son ve kalıkari darbeyi vurdu... Ölen şey, yapınncık.. Öldüren Kudret, tabiilik.. oldu... n Gözlerin, iri, derin ve yeşil gözlerin... Kivircik, küumml saolarn ve onlardan oOyükselen baygın koku... Kıvmk dudaklı, yeni Gcatlamış bir mar renigimleki ağzımı. Bir demet çiçek! Banlar, sandet dakikalarını dovam eden ve liç ölmüiyen hatıralırıdır... Bunlar, o günden kalan son izlerdir. » Saadet de, Elem gibi, ebetzinle özleri gönlü wiize hakkeden cu kuvyeli bir taşi kaderidir. Hasan Refik 12-930