No.1794— 109 Çaykofskinin musikisi | Valter Bemin tablosu | gibi cazip bulanlar olduğu gihi yaripsiyenler de çıkmıştı. Ve benim buna «kalıbın haricine çıkma hamlesi. deyişimi yadırgayanların murltılarını da işittim. Şu muhakkak ki kismen tasvipkür bakışlar, kısmen istihfafkâr o dudakbüküşler,.... bir aliâkanın uyandığınm. işarettir. «San'at hamlesinin merhale merhale tekâmülü sözü kadar «Orijinalite ibtilâsi, ekâönniriklik!» sözü de bunu gösteriyordu. Bu yeni #an'at hareketine karşı uyanan nlâkı , gok verindedir. bizde lif Nacinin olduğu gibi Avrupada da bu iddin ile ortaya atılmış olanlar, iddinlarının isbatı olmak üzere resimler vücüde getirenler görüyoruz. Orudada bu idi kadar iddiayı isbat için yapılan resimler etrafında lehte, sleyhte mülâhazada bulunan: lar çıkıyor. Ve orada, lehte, aleyhteki mülâhaznlar ek&eriya şiddetli münakaşalar şeklini alıyor, işin içine imühtelif meslekten kimseler karışıyor, San'at havası orada daha parıltılı, daha sürültülü! Resimle musiki... Elif Nacinin iddiasında ve eserinde karşilaştığımız bu mevzu üzerine bir tetkik meşreden Profosör Georg o Apgşüts, diyor ki: «Erits Has gibi tanınmış ressamlar rengi işittikleri iddin sındadırlar. Musiki, onların içinde hayaller canlandı ryor, bunlara renk ve çekil veriyor, böyle tablolar yapıyorlar, Kristof Natter, Rudolf Galbek, Valter Bem, Oskar Rayner ve diğer birçok san'at pedagoğlurı yöüçlerde musikinin oOftersim ve tasvir okabiliyetini esaslı surette artırdığını, orijinalite, hökikilik ve zenginlik esaslarından inkişaflarını temin ettiğini coktan kabul ekmiş bulunuyorlar. Lüdvig Kayner, Hans Vilderman, Törsten Fest, Albert Talhof gibi sahne işlerile meştul Vagnerin « Fligender Hollender » operasının prelüdü SERVETİFÜNÜN 73 olan san'atkârlar, sahne projelerini seneletdenberi ö arzda düşünüp şekillendirivorlüar ki temsili dinliyen ve seyrödende bir imtizaç hissi uyanıyor, olanbitenle isitilen bir ahenk teşkil ediyor. Ier gün tiyatroda r röldiğimiz bütün bu şeyler, filvaki bu sekilde yenidir, Fakat kudretli bestekâr Rişard Vagner, bütün düşüncelerin birbiri içinde Eeriyeceği, Oo İnsani en yüksek teshire ve vak'anın deruni yasayıs birliğine küvuşturacak olan şümil, tam bir san'at eserini güye olurak tasarladığı, Oona irişmek için uğraslığı sirada, bunu sezmiş bulunuyordu. Onun tahayyil ettiği, zamanının romünltik sün'atkâm sıfatile kismen halledebildiği bu gey, şimdi muayyen bir vazife hiik- münü almıştır.» Prot. Göorg Anşütse, hu arada sesli filimlerin gördüğü rağbetten bahsederek bu rağbetin ne yeni teknik, ne artık temini daha ziyade mümkün olan tabiilik, ne de başk bir şey tesirile olduğuna işaret ediyor, bu rüuğbetin büyük Alman edibi Voligane fon Götenin tahayyül etüği yüksek terkibin, 200 sene evvel Fransız pupüsı Kastelin aradığı derini venk ve ahenk birleşmesinin, bü eski rüyanın tahakkukundan ileri geldiğinde israr ediyor, Profesör, yeni tersim tarzının yavaş yavaş tarim linde inkişal sdeçeği kanaatini tesbit wjerek, «Bu, duyulan şeyin mücerret renk ve şekillere otahavvilü neticesine mile hususi mahiyette bir san'at $ variyörr” küydile bühsin ciddiyet ve ehemmiyeti üzerinde duruyor, LE N Mehmet Selim | Vulter Bemin tnblonu İ