34 UYANIŞ Iktisadi bir konusus N sene evvelki İstiklâl seferberliği, geçen seneki okumak seferberliği, mutlaka memle- ketimize bir iktısat-tasarruf seferberliğini getirmeliydi; biraz geç kaldı amma, o da geldi. Artık ileriye istira- hatle bakabiliriz. İstiklâlini kazanan bir millet irfan- da geri ise kazandığını muhafaza eyleyemeyeceği gibi, tasarruf ve iktisadı bilmeyen bir millet için de hayat Rakkı yoktur. İktisat ve tasarruf, tek tek insanların ve sonra toptan milletlerin baş umedesi olmak lâzımdır. İktisat ve tasarrufu hasislik, tamahkârlik, eli sikilik ve niha- yet nefsini mahrum etmek manasını anlamıyalım, İktisat ve tasarrıf kelimelerini ben tam ilmi manasile kullaniyorum. İlmi manasile anlaşılan iktisat, kendi başına yüksek bir ilimdir ve bir tabii kuv vettir.Bu ilmin kendine mahsus kanunları vardır; hem öyle kânun- lar ki insanların yapacakları başka kanunlarla, vere- cekleri emirlerle ve alacakları tedbirlerle asla cere- yanını değiştirmez; çünkü iktisadın tabii kanunları, kuvvetini kendi cereyanının menbaından alır ve başka hiçbir kuvvete boyun eğmez. İktisat ilminin kurduğu bu tabii kanun, insanlara tek tek ve milletlere hep birarada olarak : yalnız kazandıkları kadar para sar- fma izin verir, İnsanlar veya cemiyetler kazandıkla- rından Ziyale sarfederlerse kendini gösterir , derhal iktisadi buhran Bir milletin kendi. ihtiyaçlarını kendi vasıtasile azami olarak temin eyleyebildiği takdirde bile bu buhran muhakkak olunca, ilim ve sanat âleminde geri kalarak ihtiyaçlarının pek çoğunu ecnebiden al mağa mecbur olanlar için daha zorlu olacağını söylemeğe lüzum yoktur. İnsanların tek başına ve yahut milletlerin topluca kazahdıklarından fazlasını sarla, tabii iktisat kanununca mezun olmadıklarına göre, ziyade alıma kalktığımız gibi, evvelâ elimizde avucumuzda eskiden müdahhar bulunan servetler ha- rice akmağa başlar; sonm borçlanırız. Buna en beliğ misal, Tanzimattanberi bu memlekete istikraz ile ge- tirilen milyarlarla altın liraların, fazla sartlarımızdan dolayı, biz görmeden gene geldiği yere doğru akıp gitmesi ve yerlerinde yeller eşmesidir! Elimizdeki altın liralar akıp gittiği gibi onun yerine, kağıt para varsa ve o kağıt paranın karşflığı milletin istihsal kuvveti ise, istihsal kuvvetinden fazlasına gittiğimiz gibi «ticaret denilen teraziyi derhal aleyhimize ağır bastırırız. Türk kâğıt parası nüfusu- muvazenesi» muza ve milli servetimize göre çok azdır; Devlet milli paramızın ö halde Niçin iki senedir yüzde yirmi kadar hakiki kıymetinden kaybeyledi * Çünkü istihsalimizden ziyade mal alıyoruz; alınan her şerefini muhafaza eyliyor : niçin yükselecek yerde düşüyor ? malın bedelini millet istihsal eylediği servetle ödeye- cekiken, gerek menfaatlı tesislere ve gerek istilâke malm bedelini tesviyede mutlaka milli para ile ecnebi parasını satın almağa mecbur kaliyor, ve buda bir «arz ve talep» kanunu kuruyor; hasr icin aldığı çok «talep» edince «arz» pahalı gelir, kambiyo aley- himize olur. Kambiyo terazesine bu iktisadi kanunlardan başka hislerin, korkuların ve düşman şayialarının da tesiri yardır. Ve en ziyade tehlikelisi umumi korku dur. Umumi korku iki hafta evvel başgöstermişti; Hükü- metimiz işi derhal gördü, anladı; en pratik yoldan işe başladı; evvelâ Borsa'daki çıkışlara hakim oldu, sonra indirtti; ve daha mühim olarak Başvekil Paşa bize müjde verdi; bundan sonra kat'i lüzum olmadıkça, hariçten mübayaalar yapmayacağız, memelekette eşi bulunan şeyleri kullanacağız dedi. Şimdi vazife hepimizindir, milletindir. Atalardan kalma sozü hatırlayalım; yorganımıza göre ayak uzatalım; ve şunlam hatırda tutalım : Iı — Lüks (Luxe) bize göre değildir. İhtiyaçları- mızı sade ve sağlam eşyadan temin edeceğiz. Bundan başka Biz, liriz . ancak semere veren masraflar yapabi- — 2 Memleket sevelim, mamulâtını kusurlarına rağmen. 3 — Avrupa'da bir makine iş görüyormuş diye derhal o makineyi getirmeğe kalkmıyalım. Bir ma- kine kendi kendine iş görmez ; makineyi işletecek hünerli adam ve işi idare eyliyecek ilmi kafalı müdür lâzımdır. Mekanomani hastalığı vahimdir. 4 — Kendi milli paramıza itimat eyliyelim ki, iti- timat umumi olsun. Hulâsa şudur ; Hükümetin gösterdiği yolda ahenkle ve samimi- yetle yürümezsek bütün milli servetin kazana kon- muş su gibi buhara munkalip görebiliriz, göz açalım! olabilmesi felâketi Ahmet İhsan