10 Ekim 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12

10 Ekim 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

734 UYANIŞ Garp şairleri : No0.1730— 45 Charles Baudelaire'in me Fransiz şairlerinin hiç birisine benzemiyen en marazi şair hiç şüphesiz (Şarl Bodler) dir. Bu şairin bütün hayatı ıztırap içinde geçti; ölünceye kadar hemecinsini en mülevves bir mahlük olarak gördü ve öyle terennüm etti. O dereceye kadar ki emsalsiz bir şaheser olan «Seyyiat çiçekleri» sernameli mecmuai eş'arının 9n yerinde anasından bahsederken kendisi de nefret ettiği insanlar gibi sefil ve iğrenç bulduğunu söyledikten sonra şu mısraları yazmaktan çekinmedi. «Anam beni dünyaya getirdiği zaman ellerini semaya kaldıra- rdı ki: rae şu piçi getireceğime keşke bir yılan meşimesi fırlatsa idim.. Mukaddesat ile eğlenen bu büyük, mütereddi şair manzumelerindeki münacatlarını bile şeytana hita- ben yapıyordu. Son derece afyona müptelâ idi. Bilhassa hayatının son demlerinde bu iptilâyı bir cinnet vardırmıştı. Şehvani bir hilkattı, Fakat genç kızlardan pek hazetmez, onlara karşı her nedense için için bir husumet beslerdi. Vakıa «bir lâşenin yanında uzanmış diğer bir cenaze gibi» adi yatağında behimi- derecesine bir Orospunun yetini teskinden sonra hissettiği yor- gunluğu ve ruhundaki azabı tahlil eylerken, bu mülevves ve satılmış kadının gençliğini, henüz bakir ve saf olduğu günleri arzulardı. Ah, o zamanlar bu kadının altın saçlarını ne derin bir meserretle çözecek ve onun safiyeti karşısında ne çılgın bir inşirah duyacaktı. Fakat bu duygusu pek zaif, ge- çici bir mahiyeti haizdi. Ekseriyetle genç kızlardan hoşlanmaz ve onları telinden büyük bir zevk alırdı. İhtimal pek genç yaşta iken bir ba- kire sevmiş ve aşkına mukabele görememekten müte- hassil bir növmidi ile bekârete karşı daimi bir husu- met beslemeğe başlamıştı. Bu muamma Bodlerin ve- fatından sonra da bir türlü halledilemedi. Şairin genç kızlar hakkında beslediği nefret hissi en ziyade hayatının son günlerinde perakende kâğıt- lar üstüne karaladığı buhranlı notlardan anlaşılmak- tadır. Bu notlar bilâhıra toplanmış ve aymea bir kitap şeklinde neşrolunmuştur. Bu notların bilhassa birkaçı son derece calibi dikkattır. Bodlerin hayatı- nın son haftasında bakirelerden maada bütün kadın- larada lânet savurmuş ve bütün bu hislerini adeta bir alev gibi buhranlı satırlara tevdi eylemiştir. Bü- tün bu kırık, hummalı cümleler Bodlerin tereddisini büyük bir vüzuh ile meydana çıkarmaktadır. Bu notlardan bazılarını zikretmek meseleyi ispata kâfi geleceğinden olduğu” gibi nakli karilerce istifa- deli görüyorum : «Kadın korku saçmalı!.. Açtır, yiyecek ister. Susuzdur, su «ister. Fakat ihtirasa gelirse onu ancak hayvanca bir kavrayış «teskin edebilir : >» * «Bazı kadınlar vardır ki bir nişanın kurdelesini andırırlar. “Çünkü pek çok insanların göğsünde kirlenmiştir. Yene aynı se- <“bepten dolayı rezil bir herifin pantalonunu ayağıma geçirmek <istemem. Muhabbette en can sıkan şey, bir cinayet olması ve «daima bir şerike mühtaç bulunmasıdır. # .. «Kadınların kiliseye gitmelerine nasıl müsaade olunuyor, buna <hayretteyim. Onların cenabıhak ile ne gibi müsahabeleri olabilir?.. .*« «Tabilerin genç kızları, baş sayi Ziy genç kızları !.. San'atın katili olan mel'un korkulu Esasen Lai ini ne demektir ? Küçük bir ahmak ve pis bir mahlük. En büyük bir ahlâksızlığa merbut en korkunç bir budalalık.. : .. Bu karmakarışık sözlerde tüy- leri ürpertici, müthiş bir buhran var. Şairin son günlerinden yadigâr kal- mış acı birer hatıra bile olsa onun yene mukaddesata karşı bütün gay- zını gösteriyor. Mamafih Bodleri bundan dolayı muatep tutamayız. Çünkü o, hayatta fazilet olabilece- ğine bir gün bile inanmamıştı. Fi- krince beşeriyet, adi ve rezil ihtira- sat içinde hergün biraz hayvanlığa yaklaşıyor ve böyle . mütemadiyen sukut ederek en eşna bir mahlük sırasına geçiyordu. » Charles Baudelaire e Bodlerin yegâne büyük eseri olan «Seyyiat çiçekleri» intişar ettiği zaman Fransada münekkitler birbirlerine girmişti. Çünkü harükulâde kuvvetli olan bütün o manzume- ler şeytani bir ruhun isyanları, tekfirleri idi. münek- kitlerden «Brontier» şairi fena halde hırpalıyor, fakat diğer taraftan Anatol Frans müdafaa ediyor ve bil hassa diyor ki : — Hakkınız var, İnsan ve vatandaş olmak itiba- rile Bodler son derece tehlikeli bir adam... Bunu kâa- bul ederim. Fakat ahlâk kaydından uzaklaşarak sa- dece san'at gözile bakıldığı zaman hâyret verici, müt- hiç bir şair.. Emsalsiz bir deha,.» Seyyiat çiçeklerinin bilhassa yedi manzumesi müd-“ dei umuminin takibatına uğradı. İlk tabın piyasada, mevcut nushaları toplatıldı. Ve diğer tablarda neşre- dildi. Mamafi Bodlerin vefatından sonra tabilerden biri şairin gayri münteşir eserlerini ve notlarını bir cilt içinde topladığı zaman mezkür matrut şiirleride araya sıkıştırmaktan vaz geçmedi. «Seyyiat çiçekleri» nde asıl kitabın sernamesini ta- şıyan birkaç parça manzume varki bir tanesi doğru-

Bu sayıdan diğer sayfalar: