No. 1730—45 UYANIŞ 7133 ve Sporları <Hayat bir mücadeleden ibarettir Sözü bugün herkesin ispat edilmiş bir kanun gibi kabul ettiği bir hakikattır. Artık bunu inkâr edecek hiçbir kafa tasav- vur olunamaz. Fa kat buna rağmen çoğumuz düşüne- meyiz ki mücadele için icapeden kuv- vete ve sağlamlığa ekserimiz malik de- ğiliz. Erkekler daha iplidai devirlerden- beri hayatın bütün müşkülâti ile mü- cadeleye o mecbur kaldıkları için tabii olarak bünye itiba- riyle —kadın vücu- dünün eski neza- ketini mahafaza et- mesine mukabil — çok büyük degişik- likler göstermişler- dir. Bu suretle kadın cinsinin maddi ne- ması bilhassa şark memleketlerinde git- tikçe azalmış ve nehayet kadın cin- sinde vücutçe fazla- sile hissedilen te- reddi baş göster- miştir. Halbuki ka- dında erkek gibi hayatta mücadeleye mecburdur. Çünkü oda bir zihayattır. Hayat kavgasında Tkazanabilmek için muhakkak surette bünyece neşvünemasını tamamen bitirmiş ol- ması lâzımdır. O halde uzun zamanlardanberi ihmal edilmiş olan kadın vücutlerine kabil olduğu kadar bir tena- süp ve bünye kudreti verebilmelidir. Burada her kesin aklına gelebilen bir sualfvardır: yö Ssiüğe “ 1 e < v Aceba kadında erkek gibi hayatta mücadeleye mecburmudur? Evet mecburdur! Fakat mübareze şekilleri ve sahaları tamamen ayrıdır. Onun içindirki bir kadın vücudu ne kadar nema kazansa bünyesine yetişemez, gene bir erkek Açık havada raks Kadınlar kendi. kısımlarında uğraşıp vazifelerini yapabilmek için kuvvetli olmağa mecburdur. Ayni zamanda ailedeki mevkileri hasebiyle güzel olmak ıztırarındadırlar; halbuki mütenasip bir vücude malik olmayan kadınlar çehre itibariyle ne kadar güzel olursa olsun fazla bir kiymet ve ehemmiyetleri olamaz. Yunanı kadimde erkekler kadar kadınlarda be- deni terbiyelerine riayet ederlerdi. Hele Isparta da kızlar ile delikanlılar ayni şerait tahtında jimnastik yapmağa mecburdular. Halbuki bizim memleketimizde daha düne kadar kafes arka- sında yaşamış olan kadınlık hem bede- nen hem de fikren pek ziyade zaifle- miştir. Kadın dedi- gimiz zaman yalnız hayvani ozevkleri- mizin tatmini için halkedilmiş birma hlük aklımıza ge- lirdi. Hiç düşün- mezdik ki o kadın ayni zamanda ço- cuklarımızın da an- nesi ve ilk müreb- bisidir. Lâkin şunu bilmemiz icap eder ki o tahsilden bi- behre olan anadan ilk terbiyesini âla- cak çocuk yarın hayatta ne kadar movaffak olabilir. O halde gelecek neslin de anahtarı o kadının elindedir. Memleketimizde bu kadar ihmal edilmiş olmasına mukabil kadın jimnastikleri ve sporları Avrupa kadınlık âleminde okadar fazla rağbet- tedir. Bugün Garp kadını atlıyor, koşuyor, yüzüyor ve nehayet okuyor, ve bizim bir çok erkeklerimize taş çıkaracak derecede okuyor. Son günlerde bu? jimnastikler Türkiyada da tatbika başlanmıştır. Fakat sahası mahdut bir şekik dedir. Halbuki biz isteriz ki) vatanın her köşesinde kadınlarımız fikren ve bedenen yükselmelidirler, Fa- kat ben şuna iman edenlerdenim ki biz her şeyden evvel ilme muhtacız diğerleri ondan aynlamıyan ar- kadaşlardır. Onun için kadınlığımız mevzii değil umumi olarak tenevvür etmelidir. Cahil ve sıska bir kadın ana olamaz. Ev kadını olamaz. Ve nahayet hayatta mevki sahibi olamaz. H. Refik