No. 1727—42 İpnos (Uyku İlahı Bulunduğu yer malüm değil — Madritte Prado müzesi— Aslı tunç olan bir mermer kopya — İrtilaa 4m. 50 — K IV üncü asır ( aslının tarihi ) . Uyku? gecenin oğlu ve ölümün kardeşi? Kadim yunanlı sanatkârın uyku ilâhını bir vecize ile ifade etmek istedikleri zaman yunanlıların duyduk- Tarı ghis, şairin bu tazarruundan başka birşey degildi: Uyku! Ey gecenin oğlu ve ölümün kardeşi ! Heykeltıraşi ve resim ölümün ikiz kardeşini, gecenin güzel oğlunu okadar terennüm etti ki ekse- Uyku ilâhi İPNOS kocaman kanatlarla alelâde kanatlı farkı ancak biraz meyus ve çok cazip simasına inhisar etti; acaba Uyku'nun başka bir hususiyeti yok mudur ? Bu felâket, başka timsallerle karıştırılmak felâketi yalnız insanın başına gelmedi. Faraza bir riya Sırtında meleklerden vazo ressamı birkaç kadın resmi yapıyor, onlara kanatlar ilâve ederek altlarına isimlerini yazı- yordu: Muzike,Armonya, Evnoiya. Fakat bu üç kadın hiçbir zaman isimlerinin delâlet ettikleri mefhumları ayrı ayrı, bariz vasıflarıyle temsil edemiyorlardı. Atina Akrapolisinde «Atina Nike-Muzaffer Atina» mabedinde altlarına muhtelif isimler yazılı heykeller vardır, ha- kikatta ise sanatkâr ancak namı müstearlar almış, yalnız bir tek timsali, «Nike-Zafer» yi yaratmıştır. Kadın san'atkâr, aşk, zafer, ölüm, hüsün, hile... .gibi mefhumatı insan şeklinde ifadeye uğraşıyor.. Bu büyük bir iş, bunun için bir ilâhi kudret lâzım: ibda. Bakar bakmaz, ziyaret eden, «A! demelidir, bu işte ölümdür ! Yahut: bu işte zaferdir.» UYANIŞ 689 Yavru bir geyik suda gölgesini görürmüş, Bundan ürker çekilir, mahzun mahzun yürürmüş. Günlerce böyle geçmiş, dolaşmış ırmakları, Hep kendi gölgesine uzanmış Susuz çöller dolaşmak bitirmiş kuvvetini; Kocamış bir geyiğe açmış felâketini. Demiş : Hangi kıyıda eğilsem sudan yana, İçerden bir canavar çıkıp bakıyor bana, aaa yaklaşır, çekilirim çekilir, mem cin mi, peri mi, yoksa bir hayal midir? Günter var ki enli dolaşıyorum susuz, Ne yedim, ne uyudum, hem açım, hem uykusuz. Yaşlı geyik dinlemiş bu söylenen sözleri, emiş”; Nefsin olmasın sakın gördüğün peri ? Hızrın Abıhayatı bulup içtiği yerde, O korktuğun gölgeyi sonra iç kana kana! Samih ifa İşte, böyle şayanı hayret bir plastik ibdaı, K.M. IV üncü asırda bir meçhul sanatkâr, Uyku fikrinde vucüde getirdi. İpnos, Uyku uzun saçları — Sorokton gibi— ensesinde toplanmış bir güzel Efepj*) tir, Uyuyan kâinat üstünde sakin geniş adımlarla yü- rüyor, eğilmiş gözleri yerde ve ayaklarının dibinde uyuyanlara muhabbetle bakıyor. Kollarının vaziyeti- ni, diğer tunç kopiyalar vasıtasıyla biliyoruz: aşağıya eğilmiş 8ol elile çiçekli bir haşhaş dalı tutuyor, yuka- rıya kaldırdığı sağ elinde ise, başaşağı çevrilmiş bir boynuz var, içinden lâtüfkâr bir mayi dökülüyor:Uykü! Şakaklarında kanatlar vardır, bu kanatlar Eros (Aşk) un ve Nike (zafer)nin sırtlarındaki geniş ve bü- yük kanat değildir; süratin remzi olan yahut Persen'in başlıklarındaki veya topuklarındaki küçücük okanatlardandır. Bunlar, bir gece kuşunun, kadife gibi, nekadar çırparsa çırpsın ses çıkarmıyan kanatlarıdır. Bu 15 yaşındaki erkek vucüdü, bir bahar gibi gü- zeldir : zaten uyku bahardır. Güzel çocuk, geniş adımlarla yürüyor, geçtiği yerde uykunun sükünunu veren bir ıtır saçı- yor. Sessiz kanatlı ilâh, lütüfkâr ve güzel yavrucuk ! Uyku, kâinata teselli veren uyku ! Praksitelesin Apolon ve Ermes'in haşhaş dalı R.EF. (9) Palestia meydanı Gerek hayat dolu ve san'atkârlara ilham veren bir yerder. Efeb ise biyığı terlememiş delikanlı demek- tir. İşte Efebi, Efebin, bulunduğu heyeti içtimaiyedeki büyük rolünü anlamak için Palestiayı bilmelidir. Efebi yetiştiren Palestir. Bunu başka bir etüt ile göreceğiz. R.F.