688 , UYANIŞ No. 1727—42 ları çürük resim telâkkisi, sağlam düşünen ve sağlam işleyen gençlerin tevali ettirecekleri bu kabil sergiler- le fazla yaşamayacaktır. Halkı iğfal eden, ve çalışan gençlerin teknik terbiyelerini azim bir surette sek- tedar eden bu virtuosite telâkkisinin silinmesi, bu vatanda samimi çalışan çocukların çoğalmasını intaç edecektir, Genç ressamlar sergisi, işte san'at tarihi- mizin bu dönüm noktasını göstermiş olmak, memle- kette, yeniliği samimiyet, tabiata hörmet, dikkat ve sedakat olan bir san'at anlayışı ithal etmiş olmakla son derece ehemmiyetli, estetisiyenler ve tarihciler tarafından kayda şayan bir hadisedir. Resim ve heykel avrupadan adapte ettiğimiz birer san'at uslübu oldukları için, daha birkaç seneler garbin tesiri altından kurtulmak imkânsız olacaktır. Fakat gençlerin ikame edecekleri san'at Lhote, Bourdelle, Ernest Laurent gibi üstatların sağlam ve samimi sam'atıdır. Çürümek bilmeyen bu temel taşı ile, bundan böyle yetişecek olan çocuklar, yarin dimağlarının ve hislerinin namusu ile bir natürmort, bir peyzaj, bir portre ve yahut bir büst yapmağa muktedir olacaklardır. O kurtulamaya- avrupai san'atin, ve bir azda yungend sistemi Ali ve Zeki beylerin eserlerinde nümayandır. Bu tarzı tersim,inkişaf için mu- vafıkmıdır, bilemem. Her halde fazla kat'iyet fazla arbitraire le resim yapan bu gençlerin tablolarında, pâlnlar, formlar hakkında, güzel bir, anlayış vardır. Ali, Zeki den sanki bir az daha lâtin, biraz daha elâstikidir. Karnaval un- vanlı kompozisiyonlar — ki bence ancak bir panodeko- ratij olabilir— ortada dans eden çift, resmin en güzel Hanri de Tonlouse — Lantve — i Henüz cağımız parçası olup, hatırlatır . Refik Fazil Ankarada görüp takdir ettiğimiz ya- tan kadından başka, Hale Asaf hanımın portresini teşhir ediyor. Bu resim güzeldir, karakteri vardır, görüş serbest, anlayışlı, geniştir. Biraz daha çalı- şılmak isteyen bir levhadir. Yine Refikin bir genç adam portresi sağlamlık ve kudret hissini verir. Portresi Refik tarafından yapılmış olan Hale Asaf hanım, peyzajlarında, portrelerinde ince, şahsi, nezih bir samat gösteriyor. o Onun atölyesinde çalışmasına rağmen Andr& Lhote un zalim tesirindan kurtulabilen bu genç kız, belki teknik itibarile bir az daha çalışmalı, fakat, dogrusunu söylemek lâzım gelirse, bütün gençlerde olan bu noksan, Hale Asafın resimlerine bir sekte vermiyor. Ne de olsa bu bir kadın san'atıdır. Bu san'at Hale Asaf ta ati için bizleri sevindirecek kadar kuvvetlidir. Buradan alınmış bir Muhittin Sebati Bey: Siyah bahçe ve yeşil babçe. manzara, biraz daha mahir olsaydı, bir Sisley ola- bilirdi. Cevat, yeşillerin ahenğini güzel meze ettiren daha ziyade dekoratif bir uslüpla tersim eden bir gençtir. Bu sergide, beğenmediğim bir pano dekora- tifin yanında teşhir ettiği ufak Brötanya manzaraları, resmi takdir eden amatörlerin duvarlarına asılabilir- ler, ve o duvarları tezyin ederler. Muayyen bir müdget için Cevat, tabir caizse, saglam ezberciliği bırakırda tabiata daha sadakatle bakarsa, bundan birkaç sene sonra çok kuvvetli bir peyzayjist olabi- lecektir, Ressam ve heykeltr Muhittin oSebati bey Bonrdelle ve Landonoky derslerini (dikkatle dinlemiş, müzeleri hörmetle gezmiş, Michel-dy'un Titien'in, Rapliael in gölgelerinin üzerinde hisset- miştir. Bu gencin büstleri şayanı dikkattir. İşte for- mun asaletini, yüzlerin derin inikâsını, çamuru yo- Zurup böyle yaşayan insan maskeleri yapmaktaki zevki burada görmeli. Koca Boudelle bu sergiyi gezeydi, Sebahattinin sırtını okşar, aferin oğlum derdi. Mahmut Celâlettin bey- de muayen usuller dahilin- de biraz fotografik biraz monoton bir uslüp vardir. Fakat, eski ressamlarımızda olmayan Probite nam me- ziyyet, burada numayan- dırki zaman ile Mahmudun çok lehine kendini göste- recektir. Şeref Paris payzajların- da, diger figür ve portre- lerinden çok eyidir. Bu peyzajlarda, siyah ve grıle- rin mezci ile gerçi bir az formüllü fakat büyük şeh- rin hususiyetini gösteren bir muvaffakiyet vardir. RESSAM Nurullah Cemal Eğer hatırlasaydık! Lillian Gard Biz düşünmedikki onlar bizi bırakıp giderler. Sırtımızda hayatın ağır yükünü taşıyarak, gün- lerimizi ezerek yürürken yalnızlığımız içinde inleriz. çünkü onlar gözlerimizden silinmiş bulunurlar. D Düşünmeyizki bize hayatın perdelerini açan eller: bizi terkettikten sonra arayacaklardır. Biz hep unuduruz! Höğer hatırlamış olsaydık, bu sefil hayata mukabil Buse ve Tebessüm arasında yaşardık ! Ölürdük 1... H. Refik