No. 1708 -23 TENKİT: Kırmızı Son zamanlarda, « Hikâye—büyük hikâye — Roman hakkında mülahazalar» isimli ve cidden istifade ettiğimiz uzun bir makalenin kiymetli münekkidi, «kırmızı ve siyah» atlı büyük bir hikâye çıkardı. Yukarda soylediğim Oomakalenin intişarı sıralarında, Cumhuriyet gazetesinde « kırmız ve siyahın» reklamını görmüştüm. Hikâye ve roman hakkında mülahazalar yürüten bir zat tarafından kaleme alınan eser şuphesiz ki, Onun için, tefrika gününü O gün geldi. ve ben mükemel olacaktı. sabursuzlukla beklemiştim. birinci tefrikayı okudum. Birinci tefrikayı —evet — okumuştum. Vak'anın zonguldak maden ocaklarında geçmesini şiddetle arzu ettiğim hâlde bu arzumun tahakkukunu maatteessüf göremedim. Bu tees- sürü izharetmeden geçemediğim için affederler. Her şeyden evvel, lisanda — çok sevdikleri bir muharririn — aradan seneler şiddetle söylemek isterim. Hikâyede lisan gerçe ikinci pilandadır; zira geçmesine rağmen, tesiri altında kaldıklarını lisanın dürüst ve yeni olması o kadar tabiidir ki üstünde hiç düşünülmez... Daha sonra, nisbeten eski yazılan satırlar, vak'a, tahlil yahut şiir mebzuliyetile affoluna bilir. Fakat « kırmızı ve siyah » büyük hikâye hacmini geçemiyecek diye — evvelce münekkit tarafından konmuş bir kaideye tebeiyyeten— mumkün olduğu kadar kısaltılmış; vak'alar ve vak'a DD) tahliller ihmal edilmiştir. Bunu yaptıktan sonra, eseri küçük hikâye O vakıt, daha toplu bir şekilde meydana çikar, ve kari doyardı. Halbu ki, kısa kısa nümerolarla biten satırlardan sonra, kari aç kalıyor ve daha çok şeyler bekliyor. 26 inci sahifada madam Hardenle Cemil başlayan aşka ait ilk buse Bu sahne o kadar çöcukca ve o idare olunmuştur ki, münekkit şeklinde yazmamak niçindir?.. eser bey arasında sahnesi kadar acemi var. UYANIŞ 303 ve Siyah Nahit Sırrı beyin o sahneyi şimdiye kadar hiç bir zaman yaşandığı zannediliyor. 7 inci kısımde gene madam Hardenele Cemil bey arasında — ayrıldıktan sonra geçen — diğer bir kısm var. Eserde vak'anın ihmal olunduğuna ve ihdas edilen vak'aların sathi kaldığına delil olarak bu kısmi göstermek isterim. Muhavere baş taraflar da merakaver olmakla beraber, cansızdır. Son taraflarda kuv- vetlı bir vak'anın doğacağı beklenirken madam Hardenin Eşref isminde bir uşakla yatması gibi, vak'a olduğu vehmedilen satırlar gorü- yoruz. Bütün bunlarla beraber — eserin vak'asiz ve az tahlilli olmasına rağmen edebi bir kıymeti vardır ve bilhassa teknik mükemmeldir. Son zamanlarda gazete sutunlarında müharrirlerinin kendi fuhuş hikâyelerini okumaktam mideleri bulanmış edebi kariler «kırmızı ve siyahın» sahıfalarında şübhesiz ki dinlenebileceklerdir. Şiir: Kadın Mukaddes duygularım sana eğlence oldu, Ey beni ölüm gibi kendine çeken kadın ! Bahtımı ters çeviren aşkının eli, yoldu Tatlı emellerimi gamlı gönlümden, kadin ! Aşkını daha derin duydum da unuttukça Gönlümde bugün aşkın gönlümden büyük oldu. Senin için çırpınan hissimi uyuttukça Kalbimde canlanan gam taşınmaz bir yük oldu. Güneşin cezbesiyle ona doğru yükselen Bir şehap, nasıl hızla koşarsı yanmak için, Senin güzelliğine şimdi koşuyorum ben, Yolunda canvererek derdine kanmak için .. Kenan Hüseyin N İyi ui 7P i V / W VENN Halit Fahri nz ŞİİR MECMUASI Satıldığı yer : İstanbul Ankara caddesi, kâğıt ve “ kitap pazarı. Fiatı ( 50 ) kuruş.