362 UYANIŞ No. 1708—23 (mercure) hile ve çabukluğunu bağışlamıştı. Zeus Pandoraya bütün felâket ve fenalıklarla dolu bir çekmece hediye etmiştir. Onu gören Epi- metheus, kardeşi Promethetws'un Zeusden gelen hiç bir şey kabul etmemesi hakkındaki ihtarını unutarak, onunla evleniyor. Uzun muddet si- hirli çekmece kapalı kalıyor; bir gün Pandora merakını yenemeyerek kutuyu açıyor. Bütün fe- nalık ve felâketler etrafa yayilmağa başliyor ve o hayran ve perişan kutuyu kapıyor. Bu suretle hiç bilmeden (Ümit) in uçup gitme- sine mani oluyor. İ- leride ümit, felâket zamanlarında, insan- ların imdadına koşa- caktır. (Perugino) nun tablosu işte bu nefis “üsture mevzuunu tas- vir ediyor. Hakıka- tan şairane bir hikâye olan bu efsane bir | sanat adamının elinde kahramanının başka bir güzelliğe bürün- düğüne şahit oluyor. Resimde eski yu- nan güzelliğinin bütün bariz ve mümeyiz va- siflari görülüyor. Yunan ideal güzelliğinde dol- gunluğun büyük bir mevkii vardir. Tablodaki tevazün ve tenasüp bu mıkyasa göre resmedilmiştir. Pandoranin, çelenkli taşinin altından bakışlarındaki hayret ve teesşür hakkila ifade edilmiştir. Yünanlıların kullandıklari elbisedeki kivrimların letafetı dik- kata şayandir. Pandorada venusun kollarina tesa- düf etmekteyiz. Resmin her çizgisinde san'atkâr bir kalemin izlerini takip edebiliyoruz. Her san'atkârın eserine kendi ç ruhundan bir şey koydu- gunu biliyoruz. Yalnız bu ruhun asıl eserin ru- huyla anlaşıp kaynaşmasi lazımdır, Eserin muvaf- fakiyeti için bu tevazuha ihtiyac vardir. Biz Pân- dorada bu muvaffakiyeti diye sevmekteyiz. Hangi san'at eserini tetkik edecek olursak bu ruha tesadüf ederiz. Bil- «CERALD KEELYs in AT YARIŞI hassa çocuk tablolarında başka bir cazibe ve sevimlik vardır. Edmond Broek'un, bugünün san'atına mümune olan çocuk resimleri ha- kikatan nefis ve caziptir. Çocuğun /masüm ve temiz ruhu, bir kaç kalem zarbesile, miu- şamba üzerinde me güzel tesbit edilmiştir. Bu ruh her çocukta aynidir. Yalnız her birininn tabiat ve istidatlarındeki değişiklik onlara bir başkalık veriyor. İngilterede (Royal Academy)sergisinde geçen senenin son aylarında teşhir edilen tablo- lardada bu ruh an- laşmsaını Oogörürüz. Halbuki (oObu .san'atkârlarlarının ço- ğunda, yeni yeni asrın isimler taşıyan bir takım mesleklerin ka- lıpladığı görüyoruz. Bunlar uzun bir ihtiyacın tesiriyle gitgide temaşa eden- tezahürler lerin ruhlarında ; bir incizap uyandırmakta- dır. Resimdeki bu” ye- başkaf bir fırsatla avdet edeceğiz. : niliklere (bir tablosu) Görüyoruz ki san'at, hanği kisveye bürünürse bürünsün, sihirkâr tesiriyle, ruhlarda bir heyecan ve bedii bir zevk uyandırmaktadır. Acaba san'at niçin bizde heyecan uyandırı- yor diye sorulacak olursa, bu ımuammanın henüz halledilmediğini söylememek için diyeceğim ki: San'atkârın fırçasını idare eden ilham kanadı, san'at eserini seyreden- lerin ruhlarını da ür- bizde ki zevk ve heyecan bundan pertiyor. İşte hasil oluyor. Kâzım Sevinç ği“ tabley >