15 Kasım 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 7

15 Kasım 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cilt 1; Sayı 21 © FIRIR VE FETÂVA : Diş Doldarmak Meselesz Bir zat va'zederken herha.ngi bir maden veya gümüş, yahut altın ile kaplanmış olan ; diş sahıplermın güslü sahih olmadıgı hakkın- Bunun dogru olup olmadığı soruluyor. Zaman zaman başka taraflardan da bu hususta isti- zahlar vâki olmaktadır. Bundan tam otuz altı sene evvel Sebilür- resad bu meseleyi (cilt 12, No. 289, sahife 42- : mesıne gidilmemiş bulunmasıvle de zâhir ol- de muk;*.azidir. «Tafırı» yı: bilen hiçbir Tür- kün «Allah» 1 bilemediğ iği ise hatıra getirile- bilecek hayalâttan değildir ki, lafızda degı— şikliğin lüzum veya vücubuna akıl yata, $u halde, dört yüz küsur milyon nufuslu Islarn Alemi 1cmde en küvvetli, en medeni, en uya- * . nık ve aynı zamanda hakkiyle istiklâline en - sahip memleketımızde ibadetin davet ve ilâ- * ni vasıtasının, Resulü Ekremin sünnetine tev- “ fikan mufat, muayyen olan şekle İrcaı, hiç- bir bakımdan gerilik sayılamaz. Ne böyle ya- pılmasını 1st1yenleım ne de hakkıatm tecel- olmak itibariyle hatadan münezzeh değildir. Büyüklük ve İyi niyet, yapılmış yanlışta inat tup düzeltenler ' ise, elbette buğünküler kadar gelecektekilerin de - şükran ve minnetlerine istihkak kesbeylerler. «İnkılâp» ise bazan «yeni» yi ibdâ; bazan d. — eyanlış» 1 ıslah suretinde açıklar. «Ezan»ın, Resulü Ekrem Bfendimizin sunııetı şerifelerine aynen uygunluk suretiy- ' İs.okutulmasında daha fazla zaman geçirilmi- yecegmı biz,. Cumhuriyet hükümetimizin ki- yaset ve basiretinden beklemek ve ummakta haklı oldugumuzu ve dileğimizin her bakim- ak olduğunu kestirmekteyiz. «Ve mâ İ 'aleyna illel belacrul mubmn M. Raif Ogan 44; No, 302, sahıfe_ 278-280) esaslı surette izah “ile halletmiş olduğu için, artık böyle bir me- ; selenın munakasasma maahal kalmamış oldu- yorduk. Fakat din namıma söz en-bazı zevat, nedense, bu Müslümanların reddüde düşürüyorlar; bu suretle buyux bir hata 1slemıs bulunuyorlar Esasen dışe altm kaplamak meselesinin caiz olup olmaması, guslün sahih veya gayri sahih olması meselesinden mütevellit değildir. Bel- ki altınını mevzulehinin ğayüde kuHanılması esasından münbaistir. mı A'zam: «Zaruret, edna ile gıderıl—' miş olurıı diyor da yalnız gümüşle bağlanma- sını tecviz ediyor. İmam Muhammed ve alâ rivayetin, İmam Ebi Yusuf, gümüşle altını za- ruret hususunda ayırmıyorlar. Demek ki her - iki tarafa göre'de (yani hem İmamı A'zama, hem deİmam Muhammed ve Ebu Yusufa gö- re) dıs doldurmak meselesi hir zarurettir;, za- | rure_tı defi Tâzımdır. Bu hususta ihtilâf yok- tur. : : t n Bununla beraber gusülde vacip olan ci- heti izah edersek mesele kendiliğinden halle- dilmiş, diş kaplamanın ğusülle bir 'alâkası ol- madıgı Vazıh bir. sürette anlaşılmış olur. cihet, bilâ hareç yani meşakkatsiz yıkanması mümkün olan mahalli yıkamaktır Yıkamak: suyu velev ki bir kâtre olsun damlatmak 'su- retiyle akıtmaktır. Hattâ İmim Ebi Yusufa göre yıkamakta: su aksın, akmasın, âncak yı- kanatak yeri ıslatmak kâfidir “uBahirs de beyan olund.uduna göre, isal müteazzir veya müteassir olâan mahalle suyu * isal şart değildir. Buna mebni gözü yıkamak şart degıldn Cunku muzırdır. «Dürri Muhtarn da beyan olunduduna göre, kadına başını yıkamak zarar verirse ba- şını yıl—.amayı terk eder; bazılarına göre ba- şıihı Mmesheder. Kaş, bıyık, sakal sıkı olursa kılların diplerinir yikamak şart değildir Hanefi imamlarından Ebubekir Muham- SEBİLÜRREŞAD SA M N

Bu sayıdan diğer sayfalar: