15 Kasım 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 5

15 Kasım 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

D00 CÜİL1, Sayı 21 , .SEBİLÜRRESAD İ Her Tanrı '—"Allah,, Degıldır' Amma, “Allah,. Tanrıların da | : ğ Allahıdır. Yazan:. M. RAIF OGAN Falih Rıikı Atay gundelık gazetelerden B bırınde çıkan tabirler ve ıstılahların Türkçe- leştırılmesıne daır yazısında: bir' dine giren eski Turkler : kavramlau (1) dılleımcle olmıyan mukaddes ke- dimeleri bile Türkçeleştirmek ıstemışler «Allahı a gökten başka bir şey demek olmıyan «Tanrıp 3 yı karşılık koymüuşlar. " Demektedir. Bu bir yanlış davadır ve bir an once duzeltılmesı hem lugat bakımından, hem din bakımından gereklidir. «Tanrım olsa olsa belkı «ilâh» karşılığı olabilir. Fakat «Al- * dah», ismi hâstır, 'ismi zâttır ve ıtlakı aricak. <<A1l.ahn a muhassas ve münhasırdır. «Al- lah» a «ilâha denilir; fakat İnsanların mu- : hayyelelerinin yarattıgı her ilâha «Allah» de- * nilemez. | £ taplarındaki Mitoloji «esatirv fasıllarında, eski i> İnsanların her kuvvet ve sıfatı timsalleştire- rek; yer, gök, güzellik, hayır ve şer, su, içki vesair kuvvet, madde ve sıfatları birer «ilâh» sayıp ayrı ayıı. isimlerle adlandırılmalarm— “den gaflet olunmuştu. “Muharririn sözü, tarih 'Söi"üsiyle dahi yanlıstıı Islamıyetten önce ve sonra başka bir dine salik eski Türklerin uTanıın hakkın- ve görenekleri üzerinde durmak İcap etmez. “Ancak, İslâmı kabul ile Islam camlasına gir- taiş bulunan Türklerin de «Kelime-i Şehadet» Ve «Kur'ann ı hiçbir tadile ve elfazında hiç- bir. tebdile maruz tutmadan olduğu gibi ka- bul etmiş ve pek de doğru yapmış oldukları Müuhakkaktır. «AHah», kendi ismi zâtını Kur- an Jle kullarına aynen « Allahn seklmcle teb— , D MeELum demek olacak, ehadıyetten gayrının 1sımlend1rılemıyecegm— | “daki düşünce ve adlandırmalarındaki gelenek liğ: buyurmus olduguna göre.-bu kelime üze- rinde artık hiçbir süretle değiştirme yapıla- mıyacağı kesindir. Allah, sıfaflarına müteal- lLik sair isimlerini de kullarına bildirmiş ol- makla beraber, «Allaha lâfzı münifi bunların hepsini de içinde: toplamış bulundugundan İs- lâmın. «AHahr min karşılığı -yalnız din ba- kımından değil, lügat ve tevsim noktasından da- ne «Tanrı», ne de başka- herhangı bir İü- gatle ifade olunamaz Tanrı; Allahın yerlerin, erin, bilinen ve bılınemıyen bütün.mev- cudatın hattâ «adem»in dahi hâlikı, mucidi olması itibariyle Allahın sıfatlarından olabi- lir ve sıfatı zikr ile mevsufun zatıni murat ka- - btlinden Allah Taâlâyı bu kelime ile dahi kastedip anmak caiz ve mümkündür. Bu; bir nevi zikri cüz'; iradei kül kabilindendir. Amıma; iman ve usuh dinde, «Tanrın, &Allahı keli- * mei ilâhiyesinin ne tam tarıîı ne de o keli- menin aynıdır. Meselâ: « Yaradana sıdu—ıdımw da derız «Yaradan» elbette «Allah» tir, bu bakımdan meğlülü elbette zâti ilâhidir. Fa- kat, aAllahıı yalnız « Yaradan» değildir. Böy- le olunca; Allahu Taâlânın bütün kudret ve sıfatlarını içinde toplayan eşsiz kelime;:Alla: hın kendme verdiği isimdir. O da « Âllah» tir:" Tâbirleri, ıstılâhları, delâlet edıcıler1 Turkçeleştırmek işinde wkelime», ı<lugat» «tâBir»; hattâ ibare; usuli imana taalluk &y- leyince öonu Şârii Âzamın bize teblıg ve talim buyurduğu şekiller ve lâfizlardan baska SU- |Yetlerle ifade ve edâ caiz olamaz Dmı mua— ' melâtta; lâfız ve kelımeler mefhum ve meal- . lerle mübadele edilemez. Kur' anım tercüme- sinin aynen «Kur'anı sayılamaması ve, ter- ' : -cümenin'aslına mutabakati.ne kadar kuvvetli olursa olsun onun' Kur'an yerine ikamesiyle ibadatta ve tââtta kıraat olunamaması da bu sebepten ötürüdür. Böyle tini ilân ve Müslümanları farizanın edasına davet maksadiyle muayyen zamanlarda okur natlı «ezan» daki «Allah» adihı hiçbir kar: arşı- lıkla değiştirmek münasip olmaz. Kaldı ki,

Bu sayıdan diğer sayfalar: