O Cilt , Sayı 21-. ğını göz önüne getırmek işlerine gelmıyordu Başıbos gezmek, ihtiraslarının dızgınlerını Sâ- - larak nefsi emmarelerinin her isteğini ger- çekleştirmek, hevâ:ve heveslerıne kul kurban olmak. bırıcık tasaları ve bırıcık gayeleri idi. Cunku içleri bozuk ve. curuktu ve bu. yüzden heı .Şeyi uluorta “inkâr etmekle, her hidayeti arşılıyör ve Peygamberm eski Mmasalları tazehyerek ortaya attımı_nı id- dıa ediyorlardı. şeref veren,-İnsan aklına hurrıyet sağlayan, insan kalbine fazilet eken en yüksek hakikat- mekten ve bunlara değer vermekten âcizdi- ler.'Çünkü içleri bozuk, kafaları bir orumcek ağı, -kalbleri taş gibi katı idi. Onun için ı ya- İ le, sapıklık nahvetıyle hörtum gıbı şişen bu- runları yerlerde sürtülecek ve daglanacaktı “İçlerinin cırkmhgı yüzlerine vuracak, niha- et hepsi de belaya ugrıyacaklardı_ " Fakat bunlara gore burunlanmn sürtül- . Çünkü : dıkları 11ah1*vahıy, tarı.hı bir halukat olarak “şinen bıldıren “kutsi kaynak olduğunu anla— mıştı. D “Nitekim . Kür'anı Kerım bu surede Pey— " gamber E[endlmızın yüksek ahlâkinı'övdük- " ten ve Mekke bütün çirkinliğiyle belirterek buühların zillete - mahküm' olduklarını anlattıktan sönra' bun- ların yakın istikbalini bir temsil ile remze- derek ilâhi vahyi &mağal» telâkki etmenin ne - bir 1dd1a olduğunu apacık behrtıyor Ilahı vahyi, masal diye telâkki &d yördu ki bunlar toplanmışlar, ertesi güü er- : kenden bağlarına gidip mahsulünü devsırme—' sız ve ihtirazsızdı. Allah izin verirse, sağ ka- SEBILURREŞAD .- ve uyumuşlardı. Önlar uykud Onların «mâsal» dedikleri şey, msanhga -- lerdi. Fakat müşrikler, şeref, hürriyet, fazilet gibi yüksek ve büyük hakikatleri idrak et- — .mesi de, belâya uğramaları da birer nmasalıı" olmak icap ederdi. Halbuki hiç de öyle olma-. Taşırmış da söz dmletemezmıs onların bu «masalm diye karşıla-: .) .sal değil, fakat istikbale 'âif” hâkıkat]erı pe- : kadar aykırı ve ne kadar sahte ve temelsiz | _. müş: rıklerm “hali, o bağ sahıplerının haîme benzı—" ğe karar verinişlerdi. Fakat” karaıları istisna- rhrsak bir kaza ve belaya uğramazsak deme- mişler, üstelik fakirlerin hakkını tanımamak * ve hıcblr yoksulun gönlünü hoş etmemek i için de antlaşmışlardı. Bunlar bu şekilde sozleş—_ : . tikten ve kararlarını; #İnsafsızca tatbik etmek için ant içtikten sonra istirahate çekılmısler a iken bir Sırga veya yangın kopmuş, bağlarını Kkasıp ka- ” Vurmüuş ve o cennet gıbı bagı bastan başa kü- le çevırmıstl Bağ sahıplermın geceleym vukubulan " ve bütün ümitlerini boşa çıkaran hâdiseden- haberleri yoktu. Onun için ertesi sabah er- kenden uyanmıslar hırslarından bağın üze- rine yürücesine yola dökülmüşler, yolda hiç- “bir yoksulu bağa sokmamak dçin ayrıca fısıl— daşmışlar, kararlarmı tatbike azmederek dur- madan. 11er1emısl erd. Vaı sacakları yere varıp gözlerini açtıkları ) Zaman gördükleri manzara karşısında o dere- ce afallamışlardı. ki evvelâ? Yanlış yere mi .geldik, yolumuzu mu şaşırdık? demişler; son- - “Ya cezaya: carpıldıklarmı ve bağa yaklastırmı— yarak haklarımı yentek istedikleri yoksullar- dan daha yoksul bir hale geldiklerini anlamıq- lar ve yeise- kapılmıslard Fakat 1c1erınde bnaz aklı eren, hakkı tanır biri varmış.:. Onları yola getirmeğe uğ- te sevk letmek 1steımıs de kulak aşan olmaz- » Bü defa da bağın harap ve türap olmuş manzarası karşısında; yeisşin pençesine düşen - ve inim inim ınhyen arkadaşlarını tekrar | Hyandırmak istemi -— Ben size Al]ahın şanını tenzih edlnız' . demedım mıvdı usrıklermm mânevi çehresini *| * ©.. Dem -“Onlar da yeisin verdıgı perişan- lıktan uyanmıs]ar evvelce dinlemedikleri na- . sihatleri felâket. ve Iztirap içinde hatırlamiış- * lar; hepsı 'de Allahı tenzih ederek zulüm et- tiklerini itiraf etmıs]er daha sonra birbirle- “Fini levm ederek kabahati birbirlerine yük- Iemek 1stemıslerse de bBunun da bir netıce anlıyarak sonunda az, D 'seler olduklarmı ve cezayı hak ettıklermı ka- “bul. et“mşler tövbe ederek pişman olmuşlar, Allaha yonelerek bütün güvenlerini ona bağ- lamışlar: xUmnarız ki Rabbimiz, kaybettiğimiz baga bedel, bize daha huyırhsını ihsan eder» Bunları AL :7