a : ha ı.rzak]arda, “0.ram mevi Cit 1, Sayî 14 : A le-— arzımıza bir. mılyon yelı yuz Ori dokuz “ hin'senede geldiğini, fennin bülmuiş. oldugunu . " “söylersek, artık insan ihatasının bu mesafeler ” 5 ye'namütenahilikler önünde - mutlak aczi- ni tebelluı ettirmiş oluıu Aletlerin ve fennîn son ölçü haddi, A- yuk güneşinde sıfıra müncer olur. Bu da altı yüz seksen tirilyon kilometfedir. “Buhndan (das namütenahiliklerde, yine ec- ise de, onları ölçecek hudut, öl- -ÇÜ Ve'salahıyetı All_ah bize vermemiştir. Bun- lar da yeni âletlerde görülebiliyorsa da, zavi- “ye tahassül etmedigınden ölçülememektâdir. Arzin dıl'ı esası 150 milyon kilometre olduğu- “ha göre Ayük gunesınde sıfıra müncer olma- .sı, bizde. sesimiz ayyuka çıktı, sözile işaret *etmek 1stedıgımız son haddi göstermektedir. Ducace burcunun Sl numaralı güneşi ile bizim güneşimiz birbirlerine saniyede takri- * ben-30 kllnmetıe yaklaşmaktadır. İlimi ve fen bunların iki yüz bin dünya senesinde birbir- ne kavusacagmı bildiriyor. Karnil Flamaryon üü eserinde arzın bugünkü hareketi mihve- rıyesmın degısmekte, yâni mesafe azaldığı - Tâ ki 17 saat gece 17 saat gündüz 'olduğu zaman, 'tırdıkça, arzın uzermde tutunmak ımkanları . da azalacaktır. Nitekim, Kur'anı Kerımde "(Kıyamet : zamanmda güneşin başınıza sardığımız sarık - gibi etrafmızda döndüğünü göreceksiniz) ve (Dağların hallaç Ppainuğu gibi atıldığını mü: ““şahede edeceksiniz) âyetleri ilmin, fentin — yirminci medeniyet asrında bulduğu ha.kıkat- <. lere harfi harfine mutabik bulunuyor K o—ode - > Büyük âlim Kamil Flamaryon â gore, bu T avanda cenup kuütbuna tesadüf! eden beşeri- » yet, yıldızların, başlarında çeşme gibi aktık— — larını göreceklerdir. Kur'anı Kerimde'de Ce- nabı Hak «Sen o süratle kaçacak msanlara söyle ki, kıyamet yıldızların aktıkları, zaman- ; ,dır » buyurmakla bize bir mucize olan kita- bında bütün bu hakıkatlerı bıldırmektedlr e Dunyamn en muazzam rasathanesı olan cazibe sıfıra müncer. . olacaktır. Bu hareketi mihveriye süratini ar- SEBİLURREŞAD - korkunç rasad âletleri, . Mmiştir : : 211 —— 'Am& llkadakl 5 N Wllson rasathanesmm kendi kendine: işle- mekte, gördüklerini filimlere tesbit etmekte ve mütehassıs âlimler bu filmler üzerinde tet- kiklerini yaomaktauırlar Dürbünlere insan- ların yaklaşması memnudür. Bir defa Kamil Flamaiyon, elli metre tulunde, minare gibi büyük dürbüne gizlice yaklaşmış ve gözünü " adeseye kor koymaz bayılmıştır. Uzun bir baygmlık devresi geçiren, dunyanın en bü- yük 111m adamı, âyilir ayılmaz, şöyle söyle- — Ya Rabbelâlemin! Sen ne büyük, ne . müuazzam — bir meçbhulün, biz âciz. insah- lar bu muazzam bedayiin meçhullerini hallet- meğe ka].kışnkca, elde ettiğimiz bir malüma 'mukabıl meçhullerini bin misli artırıyorsun' : Knuazzam rakamları hatırlatarak Sann Ha demiştir. Pırlanta burcu, büu rasad esnasmda kes- fedilmiştir. *K muz, bir rasad dersi vermek de- * Mev: ğildir. Ihm elinde müsbet hakikat olan bu kinin kudret ve âazametini tebellür ettirmek- tir. Bütün bunlar müslümanların kıtabmda “yazılı şeylerdir. Ve bize Cenabı Hakkı, kıtabı mubm böylece tanıtmaktad RRR ki-. - ir de insanları tetkik edelim: İnsan'de- * : dıgımız kendini beğenmiş mahlük, bütün bu akla sığmıyat büyüklükler yanında, gözle görülmeyen, mikroptan- dahâ küçük yirmi dördü erkek, yirmi dördü dişi 'kırk sekiz jen- den, yâni tohum atornundan * meydana gel- mektedir,. Mıkroplardan daha kücük olan bu Jen— lerden her biri insan karakterını, rengini; gözünü, boyunu dana getırmektedırler G Mevzn bazı terakkiler ve mevcudat için- de, bit iğne ucu kadar bile mevkii olmi miyan şu:-fâni âlemde ufak-tefek hâdiselerle kendini unütân âdemoğlu, - bütün tesellisini - ancak dinde bulmak suretile bu sonsuzluklar 1ç1nde kaybolmaktan kurtulab lir : - Cevat Rifat' Âtilhan , burnunu vesaljresini mey «