29 Ekim 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

_2000 metr İrtifamnda kule Fransızlar 1937 sergisi için bir proje hazırlamışlar Pariste 1937 senesinde açılacak beynelmilel sergi için, Paris bele- diyesine 700 metre yülnekl'ığinğe bir kule projesi verilmiştir. Proje- ye nazaran otomobiller, kulenin ı— çindeki hafif meyilli yoldan tepesi- ne kadar çıkabilecekler. Kulenin * el m & K G L bî_r gn';-ıj, bir otel, bir konferans salo- mnu bulunacak ve bütün — bunların üstüne de ışığı yüzlerce kilometre- den görünecek kuvvetli bir fener konacak. Proje sahipleri buna “dünya fe- neri,, diyorlar. Fakat Paris beledi- yesi bu projeyi faydasız bulduğu için kabul etmemiş,. Fakat Parisli mühendis ve mi- marların cesaretleri kırılmıyor. Bu defa da yeni bir proje teklif etmiş- ler. Fakat bu proje de müthiş şey... İki bin metre irtifama kadar çıka- rdacak bu kulenin Parisin hava- dan müdafaası için de faydası ola- cakmış. Projenin — sahipleri şöyler an atıyorlar: — Geçenlerde İngilterede hava manevraları yapıldı. İngiltere payi tahtının havadan iyi müdafaa edi- lemediği anlaşıldı. — Fransada da öyle... Takip tayyareleri Parisin ü- şehirlerinden | Nevyork limanından Yedi milyona yakın nüfusile Nev york dünyanın en kalabalık şehri- dir. Bilirsiniz ki, Amerikalılar dün- yanım en istatistik — meraklısı bir milletidir. Bu istatistiklerden Nev- yorka dair bir kaç rakam alıyoruz. Nevyork limanından her ay elli muhtelif istikamete vasati 500 va- pur hareket etmektedir. Sokakların da 23,628 taksi işliyor. Her on bir d bir bil isabet etmekte- zerinden geçen bombard! tay- xarelerini tutmağa muvaffak ola- dılar. Çünkü bombard tay- yareleri üç bin metre irtifadan ge- Hiyorlar. Gelişlerini haber alan av- cı tayyareleri ise bu irtifaaa yükse- linceye kadar, ötekiler şehri yaka- rak, gelip geçiyorlar. Onun için biz tayyarelerin yer- den değil, iki bin metreden hava- lanmak suretile vakit kazanabile- ceklerini düşündük. Tasavvur etti- ğimiz kule 2000 metre yükseklikte ve mahruti şekilde olacaktır. Kai- desinin kutru 200, en tepesi de 40 metre genişlikte olacaktır. Tama- mile beton arme olarak yapılacak olan kulenin kaide duvarlarının ka- İmlığı on iki — metredir. Kule 400 metre kutrunda beton arme bir ze- mine istinat edecektir. Bu suretle ©on milyon tonluk siklet geniş bir a- razi) sahasma teşmil edilmiş olacak- tır. 600 metrede, 1300 metrede, 1800 metrede birer platform yapılacaktır En aşağıdaki platformun kutru 450 ortadakinin 399,50, en üstündeki- nin 357 metre olacaktır. Her platformun zemini tayyare- ler için geniş bir hareket sahasını teşkil edecdctir.ıBütün bu platform L , * - B h B | kayıp aşağı düşmeleri için meyilli çatılarda kapanacaktır. a o- büslerin tahribatını tahdit için de kuleye dahilen zırh yapılacaktır. Her pletformde oteller ve lokan- talar bulunacaktır. Hattâ en yuka- rıda hastaların temiz hava alma- ları için bir sanatoryom tesisi de 2e: Var G görü' Y ) z K | Dü altında bir elektrik santralı bütün tenviratı, asansörleri vesaireyi bes- İiyecektir. Yalnız bu kulenin inşası için bir milyar frank lâzımdır. Şimdiden elimizde yüz milyon — frank var. Bu para ile birinci platforma kadar kuleyi inşa edaeiriz. 1937 sergisi için belki 2000 — metrelik bir kule yetiştiremesek bile, 900 — metrelik bir kule çıkarmış - oluruz ki, o da bir şeydir. İleride hükümet para ve- rirse kuleyi yükseltiriz. Üzüm kürü Yapıyor musunuz? Memleketimiz — üzümün en bol yetiştiği memleketlerden biridir. Halbuki üzümden en az istifade e- den biziz. Halbuki başka memleket lerde herkes üzüm kürü yapar. Çünkü üzümün bir — tanesi hakiki bir kimya lâburatuvarı gibidir. Ka- buğunu soyduktan ve çekirdeğini çık? rdıktan sonra, üzünmün yüzde yetmişi sudur. Fakat daha neler var: Hamızı karbon, Hamızı kib- rit, Asit sülfürik, Kloridrik, siye- rik vesaire vesaire... Potas, kireç, mağnezi, humzu ha dit, humzu manganez. Amonyak, mevaddı zeytiye, tanen, iyot, bir miktar arsenik, glikoz, gerek skor- bote, gerek raşitizme karşı bir çok vitaminler... Bu kadar hassası olan üzümden istifade için kür yapmanın da bir usulü vardır: Sabahleyin bir kilo, öğleden evvel yarım kili, akşam ya- tarken yarm kilo... d imiş. Nevyorkta su — mecralarının tulü 4,180 İngiliz mili (İngiliz mi- Hi 1609 metre, bahri mil 1852 met- redir) Tahtelarz yolların tulü de 480 mildir. Nevyorkta 800 tiyatro var- kalabalık bir görünüş dır. Bu tiyatrolarda — 339,140 kişi oturmak suretile temsilleri seyrede- bilirler. Şehirde 32535 yataklı 138 hastahane ve bu hastahanelerde ça- lışan 11,575 doktor ve operatör var dır. Nevyork mekteplerinde 38,433 hoca 1,190,000 talebeye ders okut- maktadır. Nevyorkta her dört da- kika ve altı saniyede bir çocuk doğ maktadır. Her sene - 3,500,000 ton mekülât sarfedilmektedir. Her sa- niyede 190 kişi telefonla konuşu- yor. Nevyorkun sokaklarının tulü, Nevyorktan Los Angelose kadar, yani Amerikayı bir baştan öbür ba şa katedecek kadar uzundur, Üsek Açık söz Cemil evin kapısında oturuyor- du. Ya elektrik, ya terkos tahsilda- rı olacak, bir adam yaklaşarak sor- du: — Çocuğum beybaban evde mi? Cemil hiç yerinden oynamadan cevap verdi: < — Evde... Yemekten sonra dışa- rIya çıkacak, Ğ Adam kzms>- ini bir çaldı, i- AYA Marş söylenirken dinleyenler , ki çaldı, beş çaldı. Cevap veren yok. — Hani bana beybaban evde de- miştin?.. — Yalan söylemedim ki... beyba- . ten dışt d « Kd On birinci yıl Çocuklar, ; Belki içinizden daha çoklarınız on bir yaşlarındadır. Demek ki Cumhuriyetle beraber doğdunuz. Dünyaya gelişiniz. çok çetin zor- luklarla elde edilen mesüt bir dev- bür çoh _ı-ı' barlab0- ğuştular. Büyüklerinizin aklı seli- mi, iyi idaresi, ileri ve yerinde gö- rüşü, mensup olduğunuz — milletin kabiliyeti ve yüksek maneviyeti düş manın kat kat faik topunu, tüfeği- ni, hilesini yendi. Artık o menhus zamanlardan uzaktayız. Şimdi her geçen günde cumhuriyet mamuresi ne yeni bir çivi — çakılıyor. İçinde yaşadığınaız topraklar bundan son- ra daha gü: İleşecek ve zenginleş cek. Sizler büyüyüp cumhuriyet gi- bi mukaddes bir emaneti ele aldı- ğınız zaman, onun vereceği feyiz ve kuvvetle bu topraklara yeni gü- zellikler, yeni servetler ilâve ede- ksiniz. Dur J ç n ş L îçı'n yıkılmayan hiç bir müşkül yoktur Yalrız kendi ferdi hayatınızda de- ğgül, milli hayatta da genç ve kuvvet- li bazularınız daha çok işler başar- mağa namzet duruyorlar. Bunu bi- Corneille Pierre Cornelle 1606 da Fransa- da Rouen'de doğdu. Evvelâ rahip- ler ona ilk tahsili gösterdiler. Tah- silini bitirince avukatlığa teşebbüs etti. Fakat kendisinde bu mesleğe karşı bir istidat göremiyordu. Bu- nun üzerine avukatlıktan vazgeçti. Ve tiyatro piyesleri yazmağa başla- dı. İlk yazdığı bir kaç komedi hal- ! km hoşuna gitti. O da bu muvaffa- kıyetten cesaret alarak Rouen'den Parise gitti. O sırada Fransanın ve Parisin en nüfuzlu adamı, on üçün- cü Lovis'nin başvekil tayin ettiği Riçhlieu idi. Richlieunin edebiyata merakı vardı. Onun için Corneille” ye hayli iltifatlar gösterdi. Fakat Corneille müdaheneden ve sırf ho- şa gitmek için el etek öpmekten hoşl. yan bir adamdı. Hattâ başvekilin yazdığı bazı komedileri kendisine gösterdikleri zaman, bu piyeslerin pek okadar beğenilecek şeyler olmadığını söylemekten çe- kinmedi. Bu, bir hakikatti. Fakat Lichlieu kızmıştı. Hattâ şaire ha- karette bulundu.. 1635 de Corneille mevzuunu bir İspanyol şairinden alarak Cid is- minde bir dram yazdı ve sahneye koydu. Bütün Fransa bu dram kar- şısında vect ve hayret içinde kaldı. Fakat şairin muvaffakıyetine ha- |: set edenler âdi ve bayağı tenkit- lerden çekinmeyorlardı. Güneş çamurla srvanır mı? Cor- neillein şöhreti bütün Fransaya ya yılmıştı. “Cid gibi güzel,, ağızdan ağıza dolaşan bir darbı mesel ol- Sevinç ve hayret muştu. Şair bundan sonra üç dram ve bir komedi daha yazdı. Bunla- rın hepsi Fransız edebiyatının şah- eserlerindendi. Artık herkes Cor- neille'i son derece takdir ediyordu. O zamana kadar Fransız sahnesin- de bu derece güzel eserler alkışlan- Daha hayatta iken ona lerek şimdiden öyle hazırlı Her geçen yıl, sizi yeni vazifelerini ze yaklaştırıyor. Daha çok onbir yıllara kavuşma nızı dileriz ve büyük bayramınızı kutlularız. " l_ı_alın evde ama; burası bizim ev de- Noktalı yerleri kurşun kalemle do ldurunuz, bakalım ne çıkacak? “büyük Corneille,, diyorlardı. Kral on dördüncü Louis Fran- sanın bu yegâne şairine hürmet ve muhabbetinin delilini göstermek is- tedi ve ona ölünceye kadar sefalet görmemesi için kaydihayat şartile maaş bağladı . Fakat — Corneille kraldan ziyade halkım gösterdiği tevecühten daha mütehassis olu- yordu. Kendi piyesini seyretmek için bazı akşamlar tiyatroya gelse, tanmır, tanınmaz ismi bütün seyir- dlerin A, A | '_' < p L büyük rütbede sinyorlar kendisimi selâmlamak için ayağa kalkarlardı. Hattâ devam eden alkışlar sahne- deki piyesin durmasına bile sebep olurdu. Fakat bütün bu şerefli günlerin sonu acı oldu. Corneille'in zekâsı son senelerde zâfa uğramıştı. Ken- disinden hiç beklenilmeyen bazı piyesler yazdı. Herkes inkisara uğ- radı. Bittabi düşmanları da fırsat- tan azami istifade ettiler. Artık on- dan sonra hep Racine okunuyor, Racine oynanıyor, Racine alkışlanı- yordu. Corneille derin bir kedere düştü. Kral bile lik tahsi uştı: ti. Nihayet zavallı Cid şairi — ki piyesleri hâlâ oynanır — arkadaş- larından birini himayesine sığındı. ve bir çok rakiplerinin nankörlüğü karşısında tedricen sönmeğe başla- dı ve 1684 te öldü. , tını | & LI, inliği: Oy İhmal iyi' şey değildir Dişlerinize iyi bakın! 'Aranızda dişlerimizi ihmal eden- Ter kim bilir ne kadar çoktur. Hal- buki bütün hayatımızda size lâzım olacak olan bu dişlerinize azami itina göstermeğe şimdiden alışır- sanız ilerde pişman olmazsınız. Diş temizliği, ağız diş fırçalamasında zım gelen bazı şeüler var. Onları ıöyleyelim: ( yık ve bilinmesi lâ - zin üzerinde bir pas tabakası gö- rürseniz, bunu gümüşten temiz bir , kaşığın ucu ile hafifçe - kazıyarak kaldırmız. Bunu müteakip ağzmızı tuzlu su ile çalkalayınız. F Dilinizi eski veya yeni ne olursa olsun bir diş fırçası ile fırçalamak kat'iyyen tehlikelidir. Ağzmızı şöyle yıkaymız: Ağzmızı yıkamak için bir tuzlu suya ihtiyaç vardır. Bu tuzlu su ağzı; mikroplarm fena ve zararlı faaliyetlerinden meneder. Bu tuzlu suyu şöylece yaparsı- nız: Bir yemek kaşığı kadar temiz tuzu bir bardak ılık suya atın ve e- ritiniz. — Bu tuzlu su ile ağzınızı çalkala- yınız. Bu tuzlu su en az 2 dakika ağ - zınızda iken bekleyiniz ve #onra Tekrar çalkalayınız ve tükürü- Hüz. Bir kaç defa yaptığmız gargara- lar da dilinizin arka tarafını boğa- zmızı, bademciklerinizi de garga- va şeklinde temizleyiniz. — Bütün bunlardan - sonra bir bardak temiz su içersiniz. Dğı fırçalamağa gelince: ,..Diş fırçalamak; oldukça mühim dir ve hem de acele ile olmaz. - Karşı karşı ya. yoyun -» ( | iyisi ve amelisi, sabah ve — akşam “İyi temizlik yapar. * gündüz hemen fırçalar dururlar, Fakat usulsüz yapılan bu fırçal&' madan fayda yerine zarar hasıl o lur ve neticede de temizlik olma- mış olur. | Dişlerinizi her yemekten sonrö fimçalamak pek muvafıktır. Faka! buna her gün her zaman mad- di imkân pek te olamaz. Onun eli olmak üzere yemekleri müteakıp günde iki defa bir diş macunu, di$ tozu veya sabunu ile fırçalamaktır! Dişleti fırçalarken bütün satıh « lerini ve bilhassa arka dişlerin ve| ön dişlerin dil taraflarını ihmal et memelidir. , Fırçalamak; üst dişlerin yanak we dudak yüzleri için yukarıdan a* şağıya doğru. - Alt dişlerin yanak vedudak yüz" leri için yukarıdan aşağıya doğru. Öğütücü yüzleri için ileri - geri ve devzi hareketler yaparak. icrâ8 olunmalıdır. Fırça; -bu hareketler da dişler ar da gizl kalmış olan bütün yemek parçö' cıkları ve saire gibi, yağ tabakale' rmı sürükleyerek temizlemiş olur: Fırçanız; küçük olmalı ve kıl- ları sık olmamalıdır. Kılların yu * makları iki sıra üzerine olmalı ve her bir sırada da altı yumak bulu? malıdır. Diş fırçaları küçü kolursa daha Çocuk mantığı | — Baba, elektrik lâmbası insa * ni isırır mi?.. . — Hiç cansız şey insanı ısırır w oğlum... el eT dâ A, ü köpeğinin ağzındaki kafesten o - na da takmışlar?.. | İi

Bu sayıdan diğer sayfalar: