3 5 senelik iktisadi programın tahakkuku için çalışıyoruz, açılan fabrikalarımız çalışmamızın birer açık delilidir Türkiye, iktisadi buhrandan en az müteessir olan bir ölkedir Mik söz: Ayni hızım baş döndürücülüğü i- le bir yıl daha yaşadık. İşte bugüt cumhuriyete kavuştuğumuzun ta - mam on birinci yaşı!.. Bundan ev. velki tarih arkamızda bir külçe ke mik kadar cansız ve mânasız... E- vet, yalnız Türkün al kanile be - zenmiş zafer âbideleri olmasa sal tanatın altıyüz yılını öz evlâtlar hiç hatırlamazlardı.. Sefaletle sul- tanların şakrak kahkahalarını, ta- zallum feryatları ile Harem ağala- rının kırbaçlarındaki ıslıklarını bir ron zevki saray denen süslü zindan ların dört duvarı içine saklanan cariye eninine canan nağmesi der? Sadâbat, Mirgân kasırlarındaki şeh vet kusmuklarını Afrodit görsey - di, iğrenir aşkın şarabı da içmez di. Venüs doğmaz, Jübiter tufan olur da o sefalethanelerin üzerine iner: Kim bilmek ister, somaki sütun- lu avlulara tıkılan yetmiş iki millet dilberlerinin pâlüze gerdanlarmı kaplayan avuç, avuç, çıkın çıkm inciler sapan başlarında sızdırılan gözyaşmdandır. Atamın kanmı içen, kemikleri- ni eriten, dul ninemin gözyaşından nemli duvağını pis mahmuzlarla kirleten Şahın tarihi, dünün kara kaplısı uzaklaş bizden!.. Bir yıl daha!.. Bin yıl dah Hz »» Nasıl alındı, neler yapıldı? Bundan evvel on bir yıl evvel Ali Osman sefahethanesi yıkılıp başlamıştı. 1854 ten 1874 tarihine kadar izafi 5:296.190.000 altın frank hakiki 3,030.882.000 altın frank alınmıştı. 1890 dan da 1914 de kadar da 94 milyon altın Türk li rası bu borç yekünuna ilâve edil - mekten çekinilmemişti. Bu para ne reye gitti?.. İşte saltanatın ithalât fazlalığı: 1878 sönesinden 1915 senesine kadar? (338.000.000) altın Türk lirası dır. İşte bir taraftan miras yedice aldık, gene Avrupaya ödedik, borç la ödedik; milli servetimizle öde - dik. Bu kadar yanlış bir idareye te- varüs edildiği zaman memleket ih Hiyacını, yaşayışını derakap tashih edemzdik. Bunun için zaman ile sistematik bir şekilde çalışmamız kap ediyordu. Her sene harç ola - rak harice verdiğimiz paranm mem lekette kalmasını temin etmek için. iktısadimizin yeni bir rejim daire eşe kurulması teminine çalışıl - Bir devlet, bir millet teşkilâtı. na hiç te basit olmayan yeni bir ik- hsadi veçhe kurmakta milletimiz ciddi bir kabiliyet gösterdi. Evet, ilk zamanlarda hemen ihracatımız fazlalaşmadı. Fakat ithalâtımızı a- altmak, yabancı ellere mühtaç olma mak için, kendi mahsulâtımızı iş- lemek, kendi ihtiyacımızı temin e 'decek malzeme aldık. İşte son dokuz sene zarfında Av rupadan celbettiğimiz imar malze mesine verdiğidhiz para: Türk lirası İnşaat kerestesi ve a- 14.788.000 ğaçtan mamül Cam, taş, çimneto 45.166.000 Madeni mamulât Makineler Vapur ve makine 44.332.000 376.865.000 Bunun faidesini de geçen sene bn senede idrak ettik. İşte kendi ihtiyacımızı kendimiz temin etmek le şu mesut neticeyi elde ettik. 1924 1932 senesinde senesinde 503539 — 5473 İşlenmiş deri oo 3611523 O 468203 Yün kumaş (10845122 2767244 Pamuklu kumaş 52880829 16357191 Tes 3184217 297378 Deri mamulât Yukarıda soldan itibaren: İsmet Paşa Hazretleri temel GYK beki Gnl alma Sarasmilne GE LE > , Aşağıda soldan itibaren: Zongu Idakta Lâvvara giden yollar — Lâvvar — Limanda tahmil ve tahliye işlerini gören mekanik rotatif, altta İsmet Paşa Hazretleri ve Celâl Bey Zonguldakta Memleketimiz demir ağlarla örülüyor — Şirketlere ait hatlar haritaya baktığınız zaman Cumhuriyet Hükümetinin demiryolu siyasetinde takip ettiği usulü çok açık bir şekilde görürsünüz. Hükâmetimiz memleketin her taraf ını demir ağlarla örmüş ve bütün şehirleri biribirine » Bu sayede köylünün mahsulü daima na- kil için vasıta bulmakta ve her tarafa süratle akmaktadır. Bu memle - ket dahilinde fiyat birliği temin ettiği gibi herkesin ihtiyacı olan mal- ları ayaklarına kadar götürmektedir. Şu rakamlara bir bakalım: 1924 senesinde hükümet tarafından iş- letilen demiryolları 1734 kilometre ve şirketler tarafından işletilen yol lar 2,352 kilometre yani ceman 4,086 kilometre iken bu mikdar 1932 se nesinde dehşetli bir tezayüt göstermiştir. Bu saretle hükümet tarafın - dan işletilen demiryolları 3,600 kil ometreye yükselmiş, şirketler tara « bime işletilen 2,282 kilometreye düşmüş ve mecmınu 5.882 kilometre Ipekli mensucat 1434017 168834 Çimento 218940 — 51327 Şeker 12769965 3006100 Çivi, civata 1819286 (624678 87297838 23746428 Görülüyor ki, aynı cins mallar üzerinde 1924 senesinde harice 87 küsur milyon Türk lirası verdi- ğimiz halde 1932 senesi zarfmdâ 23 küsur milyon Türk lirası vermiş oluyoruz. Demek oluyor ki, siste - matik çalışmamızın, yeni iktısat re jimimizin faidesini yabancılara 64 1932 senesinden sonrasına ait olan istatistikler elimizde bulunma - dığı için kat'i malümat veremiyoru z. Fakat geçen iki senede mühim bir tezayüt daha kaydolunmuştur. Bu sene kıymetli Nafıa Vekilimiz Ali Bey tarafından işlemeğe açi ifer hattını bu me yanda zikredebiliriz. Halk şimendi - lan Elâziz şimendi ferin Elâzize muvasalatını büyük yapmıştır. Bu gidişle memleketimiz dahi dar ilerleyecektir. Yakında Ergani istikrazı sayesinde Erganiye varacak ve oradaki bakırları altın yapacağız. Bu tahviller halk tarafından ka - pışa kapışa alınmaktadır. Diğer taraftan gene Nafıa Vekili Ali Beyin teşebbüsü ile 699 kilometreden ibaret olan İzmir - Kasaba - Afyonka- rahisar ve Mağnisa - Bandırma hatları çok yakın bir mazide satın a - lınmış ve hükümete intihal etmiştir. abamesl ki milyon Türk lirasını kaptırmamak la gördük. Bunu daha esaslı ola - rak umumi ithalât ve ihracat mü - vazenemizde buluyoruz. Netekim, ithalâtrmız 1923 senesinde 60 mil- lira ihracatımızdan fazla iken Hudut hatları mez ; Devlet demir valları hatları Bir sevinçle harşılamış ve bayfası inde demir ağ en ince noktalara ka yon 910 bin Türk lirası fazlalaş - | mış olduğunu görüyoruz. 1930 se- nesi hiç şü iz Türk ik. tısat tarihinin bir dönüm nok- tasıdır.İthalât fazlalığı milli serveti kemiren ödenmez bir borçtur. İh- racat fazlalığı da bir milletin re- fah miyaridır, Ticari müvazenemiz hakkında daha şümullü bir fikir e dinmek için milletler cemiyeti ista #stikinden şu adetleri gözden geçi relim: 1928 senesinde 23.500.000 1929 » 59,8U0,000 Altın dolar ithalât fazlalığı 1930 senesinde (o 1.900.000 1931 — 300.000 1932 ” 7.300.000 1933 i 10.100.000 Altın dolar ihracat fazlalığı 1929 senesine kadar ticari mü « vazenemiz daima aleyhte iken 930 dan itibaren lehimize çevrildiğine şahit oluyoruz. Son üç senede gör- dü; üz ihracat fazlalığı olan 19 milyon 600 bin altın dolar doğru- dan doğruya milli servete ilâve e- dilmiş bir yekündur. Bunadn baş- ka, unutmamalıyız ki, inşaat mal zemesi, makine ve saire olarak ge #irdiğimiz imar ihtiyağı karşılığı eşyanın bedeli son on senede ver- diğimiz para da heba olmamıştır. Bunlar bugün, yarın ve bütün bir istikbâl için memleketimize birer verim membalarıdır. Günler, aylar, seneler gçetikçe faidelerini görece ğiz. Demiryollarımız, fabrikaları - mız, bâkir topraklarımızın saklı ki lan zenginliğini meydana çıkara - caktır. Bilhassa yarınki neslimize refah ulaştıracaktır. Dü ll Evet, itiraf etmeliyiz ki ticaret bacmimiz küçüldü. Fakat bunda â mil olan ne konulan gümrük resim leri, ne de harici ticareti takyittir. zamanında len tetbirleri almasaydı bugünkü hissedilen yaşama güçlüğü daha çok, amma pek çok fazla olurdu. Türkiyenin 1933 senesindeki: İhracatı 43.900.000 Altın dolar Ithalât 33.800.000 ,, » Fark (o 10.100.000 Altın dolardır. Her şeyden evvel ihracatımı « zın ithalâtımızdan 10 milyon altm dolar fazla olması bugünkü buh- ran asrında mühim bir muvaffakı yettir. Fakat 43 milyon dolarlık bü ihraç blânçosu Türkiyemiz için az dır. Hakikati saklamadan da söy - liyebiliriz ki, buhran bize de kıs « men girebilmiştir. Kısmen dedim. hem öyledir de. Çünkü bizde niha yet yarıya yaklaşan bir harici tica ret noksanlığı vardır. Lâkin bütün bütün dünya ticareti üçte bire in « miştir, İşte sözümü #sbat eden adetler £ (1 numaralı istatistik tablosuna racat 1929 da 33 milyar iken, 1933 te 1i milyara düşmüştür. İthalât ta 1929 da 35,6 milyar iken 1933 te 12,4 milyara inmiştir. Dünya u- mumi harici ticareti yüzde 66 kay bederken Türkiyede bu felâketten büsbütün masun kalmasına imkân tasavvur etmek samimi ve ilmi bir düşünce mahsulü olamaz. Bizim memnuniyetle ( karşılayacağımıa bir vaziyetimiz vardır: Yaşama ve ticaret güçlüğü bizde bütün diğer memleketlere Omazaran (daha azdır; hem onlar birçok eski sene lerin ticaret melekesine, sermaye taazzuvuna sahiptirler, Bu muvaf- fakıyetimizi de gene cumhuriyete elbirliği ile çalışmamıza medyu - nuz. Lâle devrindeki bolluk ile buhran asrındaki memleketi imar ve zenginleştirmek arasında da el bet büyük fark vardır. Eski zaman ların ümitsizliğinden kurtularak bugünkü parlak neticeyi elde et - mek Türklerin siyasi ve iktısadi rüşdüne inkâr kabul etmez bir de Jildir. İşte daha birkaç senelik kü çücük bir mazisi olan Merkez Ban (devamı on birinci sayfada |