18 Eylül 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

18 Eylül 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MILLİYET PAZARTESİ 18 EYLOL 1933. Tütün konferansı Dün Yunan Iktısat nazı- rının riyasetinde toplandı İstanbulda toplanan Şark tütünleri konferansı işini biti Kon | feransın dün sabahki celsesine Yunan İktsat Nazırı M. Pesmazoğlu riyaset etmiş ve bir Tütün Ofisi teşkili, sark | tütünlerinin himayesi i Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristanın ecnebi memleketlerde rekabeti (kaldırmaları ün istihsalâtının tahdidi etrafın- da hâsıl olmuştur. Hazırlanan itilâfname bugün imza edilecektir. Dün Ticaret Odası tarafından To- katlıyan otelinde murahhaslar şerefi- ne bir öğle yemeği verilmiştir. Yemek- te M. Pesmazoğlu da hazır bulunmuş- tur, M, Pesmazoğlu dün Perapalas 6- telinde bize şu beyanatta bulunmuş- tr: in — Tütün konferansının buşünkü eelsesinde bulundum. Şimdiye kad elde edilen neticeler, et ricidir. rür etmiş büro teşkiline karar verdi ui merkezi nerede bulunacağı henüz te- karrür etmemiştir. Merkezin İstan- bulda olması teklif edildiği gibi bunun münavebe ile memlekette toplan- mar fikri d teferrüat kabilinden olduğun Tütün bürosunun vazifesi tünlerini hariç piyasalarda himaye et- mek ve tüccara bu hususta yardım et- mektir. Büro tütün ticareti sine mani olacak değildir. Konferans, Türk, Yunan ve Bulgar Hükümetlerine müracaatla Milletler Cemiyeti Maliye komisyonu nezdinde teşebbüsatta bulunarak, ın memleketler mümes- Bu teşrikimesainin diğer nevi mahsu- lüt satışı etrafında da vücuda getiril ve burada gördüğümüz hüsnükabu!'« teşekkür etmekle beraber, unutulm”- hâtıralarla sizi terkettiğimizi bir de fa daha söylemek isterim.,, Altı sanatkâr bir grup yaptı Muhitimizin sanatla sıksık teması” nı temin edebilmek için alarında bir fikir anlaşması yapan genç sa- patkârlarımızdan altı ressam bir grup teşkil etmişlerdir. Bu grup seneniri muayyen ayların- da muhtelif sergiler yaparak bu retle halkımızm sanata karşı alika- iyadeleştirmiye çalışacaklardır. ti ressam ne dünkülük ve bu k gibi veya buna benzer her başka bir iddia gözetmemekle münhasıran eserlerini teşhir etmek, neşriyatta bulunmak, kenfe- ranalar tertip ettmek gibi gayeleri i £ etmektedirler. Devamlı mesai- lerini halka ızhar ve onun yeni sanat- la temasını temin etmeğe çalışacak 0 lan bu grupun adı “D,, grupudur. Ve biri heykeltraş, beşi rosam olan bu genç sanatkârlar şunlardır: Zühtü, Nurullah Cemal, Cemal Sait, Elif Naci, Zeki Faik, Abidin Dino Beyler, Memleketimizde bir piâatik sanat ce. reyanı açacak olan “D,, grupuna mu- vaffakıyetler temenni ederiz. Biz de iştirak edecek miyiz Beynelmilel Ticaret Odasma iştira- kimiz Ticaret Odasında mü- teşekkil bir komisyonca tetkikat y. pılmaktadır. Komisyon azasından Ti- <aret Odası Umumi Kâtibi Vehpi Be- yin mezuniyetten avdetini müteakıp bu husustaki proje ikmal edilecektir. Pollste “Niçin öldürdü Karısını, parasını alan adamdan hıncını çıkarmış! Beyazıt meydanında Lâmbomun Ya- niyi tabanca ile vurarak öldürdüğünü yazmıştık. Dün bu hususta bir muhar- ririmiz şu tahkikatı yapmıştır: Lâmbo Küçükpazarda oturmakta- dır. Elbise boyacısıdır. Ve 28 yaşında: Bundan bir buçuk sene evvel Kara- gümrükte oturan kaynanası Fotika öl- müştür. Bundan bir ev kalmıştır. Bu ev kendi üzerlerine çevrilecektir. Bu i- 4i başarmak için bir ahbap vastasile ko- misyoncu olarak Lâmbo bulunmuş- tur, Fakat Lâmbo işleri dolaşık yollara sokmuştur. , Ayni zamanda Lâmbo bu işler için borçlanıyor. Bu esnalarda Yani, Lâm- bonun evine gidip gelmektedir. Ve Lâm bonun karısı vardır, Bu suretle Yani ile Lâmbonun karısı madam Katina da tanışıyorlar. Bir gün Limbonun karısı Katina ortadan kaybolmuş, mesele tahkik edi- lince Katinanın Yaniye kaçtığı anlaşıl- mıştır. Bu yüzden Yani ile Lâmbonun araları fena halde açılmıştır. Bu vak'adan biraz sonra Katina, Lâmbo aleyhine bir boşanma davası aç- muş, fakat iş ilk merhalede sulh mahke- mesinde halledilerek karı koca barış- mışlar, Katina Lâmbonun evine avdet” etmişi Ön beş gün kadar beraber eski ko- cası ile yaşadıktan sonra Katina tekrar kaçmıştır. Bundan çok mütçessir olan Lâmbo bir gün Yaniye tesadüf etmiş ve onu başmdan yaralamıştır. Bu hâdisesi de mahkemeye intikal etmiş- tir. Fatih dairesinden çıkan davacılar ağız kavgası ede ede Beyazıda 'kadar geldikleri vakit Lâmbo cebinden altı kur şunlu, toplu tabancasını çıkararak Ya- niye üç el ateş etmiştir. Tabancadan çıkan kurşunlar Yaninin sol bacağıma ve sol kasığına isabet etmiş ve mecruh bağıra bağıra yere düşmüştür. Yakalanan Lâmbo dün adliyeye ve- rilmiştir. Lâmbo zabıtaya verdiği ifadede cür- münü itiraf etmiş ve: — 800 lira paramı, üstelik karımı aldı, eşyamı haciz ettirdi. Mahvoldum. Demiştir. Yaninin cesedi morga kaldırılmış- ir, Meçhul ceset anlaşıldı Darülaceze civarında bir ceset bulun- duğunu yazmıştık. Cesedin sandalcı Sa ih oğla Galip olduğu zebirlenme ve saire olmadığı, kalbi durarak öldüğü an- Taşılmıştır. Bomba ile balık avlayanlar Denizde bomba ile balık avlamak öteden beri yasaktır. Fakat son za- bazı kimselerin gene ötede surette bomba ile balık tu tar. Niyazi ve Bahri isminde il sandalla Ahırkapı sahillerinde balık atarlarken zabıta ikisini de men gene böyle pan bu iki balıkçı evraklarile birlik- te adliyeye teslim edilmişlerdir. İki evi kim soydu? Bir kaç çün evve) Edirnekapıda il ev soyulmuş, hırsızlar ele geçirileme- mişti. Zabıta tahkikat neticesinde bu inunen Karagüm- isminde birini va- tespit edilmiştir. Mehmet Ali adliye- ye verilmiştir. Kumarbazlar Edirnekapıda bir kahvede kumar İzmirde kılavuzluk işleri İzmirde bulunan İstanbul © Deniz Ticaret Müdürü Müfit Necdet Bey, İzmirde klavuzlak işlerini tanzim ile meşgul olmaktadır. Müfit Bey cuma günü avdet edeceklir. Çocuk oyuncakları sergisi Çocuk oyuncakları imal eden mü- #weselerimizin yakında o Amerikada toplanacak beynelmilel çocuk oyun- cakları sergisine iştirakleri için Ame- rika Ticaret Odalarının birinden şeh- Milliyet'in romanı: 16 oynatıldığı haber alınmca, evvelki gün zabıta burada araştırma yapmıştır. A- raştırmada dört kişinin kumar oyna- dığı görülmüş, bunlar ve kahve sahi- bi Fatih sulh mahkemesine teslim e- dilmişlerdir. m Nüfus umum müdürü geldi Nüfus Umum Müdürü Ali Gali Trakyadan şehrimize gelmiştir. Al Galip B. Trakyada teftişatta bulun- muştur. Bir sene temdit Demirden zeytinyağı varillerinin muafiyet usulürile gümrükten geçiril- mesi müddeti bir sene temdit edilmiş- ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM bi... Donka da bi ateş. Üstüne bir damla damlasa daha düş- meden buhar olup uçacak... Artık bu mu da gördükten sonra Moresko'ya ve aldığı beş bin dolar için: “He İâl olsun!” demekten başka söylene- cek öz kalmıyor.. Çocuklar, siz ihti yar Sam'in sözlerine balmumu yapış- rm: Bu kadın gene beş bin dolarını alacak... Vay canma... İkisi bir arada Terceme: KAMRAN ŞERİF bir ölmedi... Ah onları öyle oldukları gibi fotoğraf makinesinin önüne gö türmek kabil olsaydı!... bakıma ortada fol yok yumurta yok- tu. Ritn bara dayanmış duruyordu. Makiyajinin gittikçe sarardığı için e kızarıyordu: Nihayet yüzünde, palyaço suratı gibi, iki kır- v başka bir şey değil di; hâlâ da gülümsiyordu... Ve ziya- fet bitmeden evvel hiç kimse sofraya adı. Donka divanhanede otüru- yor, zümrütlerini, zibelinini teşhir e diyordu. Birer birer herkes onun ya- yana gitti. Hattâ Bill bile en sonra o- rada karar kıldı. Nihayet R yapyalnız. “llânat Şubesi” nden küçük Joe Ray vardı. Sonuna kadar durdu. Onu gör- düm: Yakalığı yumuşamış, kelli felli bir adamın takamıyacağı bir hale gel MEMLEKET HABERLER! Kütahyada avcı bayramı Porsuk menbama gidildi, hem avlanıldı, hem eğlenceli bir gün geçirildi KUTAHYA, (Miliyet) — Halkevi- 'ne mensup 80 avcının ve bir o kadar da vetlinin iştirakiyle «Porsuk» Kaynağı yakınlarında bir Avcılar bayramı yapıl. muştur. Halkevi Spor Komitesi tarafından tertip ve muvaffakiyetle idare edilen bu bayrama başta Valimiz Sakıp Behiç Beyefendi olmak üzere bütün hükümet erkânı da iştirak etmiştir. Bayram gününün yarısı avla, diğer yarısı da atış müsabakaları ve türlü eğ- İentilerle geçti. Atışlarda birinciliği Mı hasebei hususiye müdürü Rauf Bey ka- | zandı. da iştirakiyle Halkevine gelindi. Halkevinde milli oyunlar oynandı. Bu eğlentiler geç vakte kadar devam et t Sporun canlı bir şubesi ve vatandaş- lar arasında yardımlaşma kuvvetlendirmek, gençleri yurt müdafa asma hazırlamak yönünden de en fay- dalısı olan avcılık şehrimizde beş altı senedenberi ayni günlerde yapılan bu bayramlarla gittikçe yazılmakta ve kuv vetlenmektedir. Maarif haberleri Kütahya Bseli 1 Eylül kurtuluş gü- “> 11 Eylülde derslere başlana- Lise müdürlüğüne Afyon lisesi mü- | dür muavini Masa Köz Bey tayin €- Avcılar bayramına iştirak ede : Otomobillerin muayenesi Otomebillerin fenn: muayeneleri bu ayın (27) sinde bitmektedir. Yeni plâ- 'kaların sene başından itibaren takıl ması tekarrür etmiştir , Yeni temizlik ahırı yapılacak Fatihte yol üzerindeki belediye te- mizlik işlerine ait ahırm © yıkılma: tekârrür etmiştir. Belediye Edirnek pı haricinde asri ve banyo dairelerini havi bir ahır inşa ettirecektir. Kooperatifte odun fiatı Belediye Kooperatifi odun fiatlerini 265 ten 280 e çıkarmıştır. Koopera- tif kömür tevziatımdan şimdilik vaz- geçmiştir. Bunun sebebi de kömürün pahalı olmasıdır. 75 tahsildar cezalı! miye başlamıştır. Dün de 15 tahsil- dar hakkında yevmiye kesilmek ce- zası kararı verilmiştir. Tecziye edilen tahsildarların adedi 75 olmuştur. Sümer Bankın nakli Sümer Bank Umum müdürlüğünün Ankaraya nakline devam edilmekte- ların kısmrazamı gitmiştir. da bir haftayâ kadar nakli ikmal e- dilecektir. Sümer Bank Umum müdürü Nurul lah Esat Bey, dün beraberinde mü- hendiz Adnan Bey olduğu halde, U- şak fabrikasını teftişe gitmiştir. Nu- rullah Esat Bey Uşaktan imi, kaç gün gidecektir. kaldıktan gidip ti “Yavrucuk yorgun! Evine götürüp ge leyim”, dedi. Onu-otomebiline kadar götürdü. “Hepimiz mütesesifiz ama, alıkoymak mümkün değil!” Diye bir de ağız yaptı. Kadını bayağı kovdu... Bayağı kovdu... Ötesi var mı canım; diyorum size... Bunu Oliver yaptı. Bu hareketini çirkin buluyorsu muz, değil mi? Hayir... Hiç te çirkin değildi, bilhassa çirkin değildi. Oli- ver'den çirkin bir hareket sadır olur iç? ve Kim biliyorum... Belki Rita da üç aydan- beri Oliver'den bu puseyi bekliyor. du. Belki de onunla yalnız, yapay: nız geçirdiği bu beş dakika onun na: rında Bili Turner'in ziyafetinden ca ha kıymetli idi... Çocuklar, erkek de- nilen mahlük acayip bir hayvandır; biz henüz bu hayvanım bütün huyla- rın. öğrenemedik... — Henri, bana bir “Old - fashioned” “daha ve: Donka «mretmekten hoşlandı; belki Rita muti davranmak Akşam dönüşte Şehir bandesunun | duyğusunu | dildi ve işe başladı. Liseye mülhak pansiyon binası ya- pılmağa başladı. Bu sene henüz birinci smıfı açılan Bisemize hariçten de epeyce talebe mü- racaat etmektedir. Mahsul vaziyeti yet muhitinde henüz harmandan kalkılmamıştır. Hattâ yer yer biçilme dik ekinler bile vardır. Hâsılat çok bereketlidir. Buğdaym Istanbul kilesi 70 - 120, arpa 40-50 kuruştur. Ziraat Bankası mübayaatı yar dım etmese buğday daha çok düşecek. Merkez kazasından satılabilecek buğ day miktarı 100 ve arpa 600 vagon tah- min ediliyor. Ekmeğin okkas 4-5, keçi eti 15, koyun 20 kuruştur, 10 uncu Cümhuriyet bayramına hazırlık Onuncu Cümhuriyet bayramma ha- zıvlık komitesi her hafta toplantılarına devam ediyor. Bu haftaki toplantıda slgık» meselesi konuşulmuş ve resmi da ire ve mücesseselerle diğer belli başlı sa nat ve tcnret bol elektrik ışığiyle aydınlatılmasının temini, evle rin dışarılarına , ampuller konulması w- mumi tenvirat için lâzım gelen ampul- lerin komitece şimdiden ısmarlanması ararlaşınıştır. Büyük ve süslü taklar için şimdiden projeler ve hazırlıklar ya- pılıyor. edenlerden bir grup Cemiyetlerde Marangozlar ne istiyor? Marangozlar Cemiyeti, dahilde i- mal edilmiş 40 bin balık fıçısı bulun- duğundan ve ihtiyaca kâfi miktarda fıçı imal edilmekte olduğundan bahs ile hariçten fıçı ithalinin men'i için teşebbüsatta bulunmuştur. o Ticaret Odas, bu hususta tetkikatta buluna- rak neticeyi İktisat Vekâletine bildir- miştir. Manifaturacılar ve İş kanunu Manifaturacılar Cemiyeti, İş Kamu- nu İâyihasının diğer iş sahipleri için tayin ettiği saatten fazla manifatura- Yalova seferleri azaldı Akay İdaresi cuma günlerine mah- sus Yalova seferlerini azaltmıştır. Ya- kmda Şirketihayriye de sonbahar ta- rifesini tatbike başlıyacaktır. İngiliz seyyahları Atlantis vapuru ile şehrimize 400 * Faik B. — gidiyer. i hakkında tetkikatta bulunmak üzere Viyanaya gidecek olan altıncı şube müdürü Faik Bey bu ay sonunda ha- reket edecektir. * Macar ve © Bulgar Sefirleri. — Macar ve Bulgar Sefirleri Ankaradan imize gelmişlerdir. hü halde ni- gin ayni adama âşık olayorlar? Ayni rolleri oyniyorlar? Şirketin “Edebiyat Şubesi” nde “Kadın kalbinin esrarı” dedikleri işte budur... “Her halde Donkâ muzaffer oldu. Öyle büyük bir zafer ki, yutulamıya- cak kadar büyük bir şekerleme gibi az kalsın onu Kızlar düşü” nün bir kere, Rita Mara'smın elinden ze... Oliver'i, dünyan en güzel ada- nın en güzel adamını elin Mara'nın, şerefine veri- len ziyafete bulunmasa, ilk temsil- den sonra ; zaferi talmasma mani ol. du. Rita evine döndü. Fakat Rita iç- ki içmez, kokain kullanmaz, bunları yapmadan bu vakayı nasıl hazmede- cek bilmem! Donka, Oliverile Bill Turner'in arasına Rita'nın yerine o- turdu; hiç İkimse onun aleyhinde tek bir kelime söylemeğe cesaret edeme- di. Bu gidişle. Bill kendisine yeni bir mukavele teklif ederse hiç hayret et- mem doğrusu... Çünkü kendisini ben Hereke gençleri Yokluklar içinde canlı bir varlık gösteriyorlar IZMIT, (Milliyet) — Bir iki gün evvel Herekedeydim. Çıkardığı yerli kumaşları, halıları, battaniyeleriyle memleketin her tarafında ismi sık sık geçen İzmit körfezinin bu çok cana yakın, sevimli köyünde ax ve fakat Herekeden bir manzara. özlü bir gençlik kaynağı var: HERE- KE İDMAN YURDU... Kuruluş tarihinden itibaren köyün tertemiz havasında tatlı bir sıcaklık, ülkülü kaynaklıklar doğuran Hereke İdman Yurdu, körfezin boydan boya uzanan sahillerinde en fazla hare ket, muvaffakiyet gösteren, göster- miş bulunan bir spor fikir yatağıdır. Bu yıl da Kocaeli mntakası ikinciliği ne kadar yükselen Hereke İdman Yurdu, bütün mahrumiyetlere, yok- luklara katlanarak ve fakat büyük bir azimle çalışarak ve yüksek netice lde etmi O kadar ki, burada bir spor saha- w olmadığı halde, gençler boş bir ar sayı kenleri yaparak, didinerek spor hareketleri yapılabilir bir şekle sok- mağa muvaffak olmuşlardır. Yurdun genç ve değerli bir reisi var. Halim Bey. Bu yaradılışta spor- cu ve spor âşıkı olarak doğan genç, az bir zaman içerisinde köyün bütün gençlerini toplyarak onları Yurdun ucak çatısı altma çağırmış, gençliği kahvelerin, hattâ meyhanelerin pis, müteaffin havasndan (kurtararak memlekete faydalı birer kiymet yap- mıştır. Herekede bulunan kumaş fabrika- s yüzlerce fakir işçileri barmdıran, besliyen ve onları takdir edilmeğe de- Her bir intizam ve disi mizden birisidir. , Hereke fabrikasının müdürü bulu nan Reşat Beyi gerek halk ve gerek- se gençlik o kadar candan seviyorlar ki, her nereye gitseniz, her kiminle konuşsanız derhal size tatlı tatlı Re- şat Beyin iyiliklerinden, çalışkanlığın dan bahsederler. Hereke İdman Yurdu gençlerini halkını Reşat Bey gibi kıymetli bir a #nbeyleri olduğundan dolayı tebrik ederim. Fatsaya iyi su FATSA, — Belediyemiz son gün- lerde büyük bir faali; o bütün su getirtmiştir. Fakat bu su, ancak kap ve çamaşır yıkamı- ya yarar. Kireçli olmak hasebile içil- miye elverişli de; i yu içen halk, daima dan ıtırap çekmektedir. Sabık Valimiz Nazif Beyin Fatsaya iyi su getirmek teşebbüsünü yeni va- tamamlıyacağını ümit ediyo- ruz, Fatsa, iyi bir suya kavuşur, s6- 'kaklarının temizliğine dikkat edilirse Trakyada panayırlar TEKİRDAĞ, 16 — Bu sene 15 ey- lülde Uzunköprüde, Hayreboluda 3 gün devam etmek üzere panayır ku- rulmuştur. 17 eylülde o Malkarada, 25 eylülde Çorluda, 5 teşrinicvvelde Tekirdağında panayır kurulacaktır. Panayırlarda her türlü tüccar eşyası, lirim... Hangarda çalıştığımız günden beri tanırım... Hani şu sinemaya baş- likleri buruşur, yanakları ağırlaşır, a- ğı... Ne diyeyim... Canım ırarda Keyfi yerinde oldu- ğu zaman çehresi bu ifadeyi alır... bile... Sözün kısa çorbalar sofraya hindi gelmeden çok evvel yağa kalkip: “Mersi, Mili, dedi. Çok tatlı bir gece geçirdim... Fakat eve dönmeli Yolum uzun... Oliver Oliver, bir melek gi- kalktı, insanda bırakmıyan tebessümünü gösterdi, (bu haliyle tam bir İnsiliz Aristokratı idi li yu Sonra “İ11 > Dedi. Donka ile birlikte çıktı. Baka- İm yarın gazeteler buna dair ne ya- zacak?... Merak ediyorum, doğrusu. “Delidir, diyeceksiniz... Amenna, İzmit kışa giriyor Mesire yerleri boşaldı iyet) — Evvelki mek inde “Yazı görmeden demiştim. Şimdi, “gi” riyoruz”” değil de (kışa girdik) diye düzeltmek doğru olacak. 'Günler var ki, havanın temiz, #- çık rengi birden bire değişerek su - yatsız kocakarılar gibi çekilmez bir hale, çenesi durmadan dır dır etmeğe başladı. Bir yağmur bir rüzgâr, bir s0 ğuk.. İyi amma ne duruyoruz. Herke: iyorlar. Kış geldi. Ve iste- iye ilâve de ediyorlar. — Ne çabuk... Renk renk roplara bürünerek, bi çim biçim modalar çıkaran genç kız- İar, başları, yakaları açık, kolları & - valı, paltolonları ütüsüz, fiyaknları yerinde delikanlılar artık görünmez ol dular, Belediye bahçesine, yazlık sine malara artık kimseler gitmez oldu. Çeşit çeşit insanlarla dolup dolup bo- salan mesire yerleri. 1p iss1z, bomboğ kaldı?. Ağaçlara bakıyorum; yeşillikleri henüz solmamış, takvime bakıyorum. “henüz kışa vakit'var” diyor. İnsanla ra bakıyorum, herkes biribirini tesel li etmeğe çalışıyor: — Canım diyorlar, Bu, yaz böyle, ne kadar kışlar gördük. Fakat şu genç kadın, kürklü man- tosuna sarılmış küçük dağları ben ya- rattım diye mağrur, azametli geçtik” çe, şu ihtiyar adam, yıllarca kullana kullana yıprattığı paltosunu giydikç8 şu, delikanlılar yeni yeni pardesü mo daları çıkararak babalarının canın! sıktıkça: — İşin amı, cimi kalmadı diyo * rum. Kış geldi.. Gerçe, üzümün, inci“ rin çıktığını yeni gördük; henüz ta damadık. Yaz, meyvaları henüz ma- navların dükkünlarından çekilmedi. Galiba mevsimlerde seyrini şaşırdı. Yaza, kış, kışa yaz demekten başka çare de kalmıyacak.. si. Tabiatte olduğu gibi bu, yıl gönül“ lerde de hazan var? Her yaz, romam tk aşk sahnelerine şahit olduğunu i- i iz, Manastırın koyu gölgelik- Hi ağaçları, Değirmenderenin sık fon 'Gölcük cennetinin mavi, bana öyle geldi ki bu ri, doya doya biribirlerine kavuşturamadı. Kalplerinde kasırga - lar savrulanlar bile tabiatin bu, ezici, üzücü, kahrma zebun oldu gitti. Her şeye pos diyelim. Fakat bu, Kışta kıyamette şu, bozuk, çukur İz mit yollarından nasıl geçmeli?. Cevdet Yakup Bu da ayıların doktoru galiba manlığa girmiş, nü ve yanıbaşında iri bir ayının yatıp uyuduğunu görmüştür. Esat öki nün ayı tarafmdan öldürüldüğünü an“ Yıyarak teessüründen yerden büyükçe bir taş almış, ayıya atmışi karak karşısında Esadı gi rine hücum etmiş ve şidde! mü“ cadele başlamıştır. Ayı Esadı yere ya“ tırmış ve üzerine çıkmıştır. Esat öl dürüleceğini anlayınca kendisini ya- lancıktan ziyetine sokmuş ve mücadeleden vazgeçmiştir Bunun ü zerine ayı Esadı bırakmış ve yanında durup arasıra yüzüne tökürmiye, göğ” sünü dinlemiye ve bir mütehassıs gi- bi muayene etmiye başlamıştır. Öldü- güne tamamile kani olduktan sonra pençelerile yeri kazmış, toprakları E« sadın üzerine çekmiş ve uzaklaşmıştır. Geceye kadar bu halde kalan Esat karanlıktan bilistifade topra dan çıkarak evine kaçmıştır. Bir çok yerinden yaralı bulunan Esat tedavi altındadı keiömnemmkn Istanbul Beşinci icra memurluğun - dan: Mahcuz ve furuhtu mukarer tor- na tezgâhı, makap, müstamel otomobil, yazıhane, koltuk, kanape ve sair eşya 239.933 tarihine müsadif cumartesi gü- nü saat 10 dan itibaren Beyoğlunda Parmakkapıda Şahirbey garajında bilmü zayede satılacağı ilân olunur. (7462) ilem bir kadın filmde ne yapmaz?... Çün- kü bilirsiniz ki Oliver ancak perde üstünde iyi bir âşıktır. ü rare > ; hu gece klübe gelir ler mi? Haydi bakalım, pokerinize ve ediniz... Sizi rahatsız ettim... usura bakmazsmız, deği medim mi? Âlâ. Heari, Da susuz bir viaki ver? Haz Eler, Sami bousten'nin bur rada, Hollywood'da ilk bang. | kurduğunu dinlemek iaterseniz.. “Yok, artık bu gece klübe gelin mez... N .. Oliver: — Arabayı durdur. istiyorum, dedi larla aydınlanmış çeşmenin bu hunduğu > Senta ,Morika meydanin- da geçmişlerdi. Şimdi daha serin ve daha tenha mahallelere doğru gi yorlardı. Daha orada, hava iod, de- Bizsazı, Barhimuhitikebir konuyordus Ben sürmek

Bu sayıdan diğer sayfalar: