12 Mart 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

12 Mart 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e” Asrın umdesi "MİLLİYE T”'tir. 12 MART 1933 Ankara caddesi, 100 No. liye İdarehene £ muharrir ye Müdi 240318 Yal leri Mlürleğ : 24319 İdare ve Matban £ 24310 ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariçiçin Rx. ie 4 Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen süshalar 10 kuruştur. — Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete mü: racaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'a- İiyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeniköy Askeri Rarat merkezinden verilen malümata göre, bugün hava te mamen kapalı ve yıldız istikametinden kuvvetli rüzgirle olarak devam edeceke tir. Kar yağması ihtimali kuvvetlidir. 3-ME3 tarihi taryiki TEZ mi. Nal ve mıh fiatları Gazeteler yazıyor: Sintlrı. yükaelmi.; Banda cak ne var? Abidin Daver ağabeyi mr alma mıhına vuracağını çe sici ve resmile ilân etti edeli pi; Pei ve mıh çekilmiş. Rağbet var diye yül fiat istiyorlar. Mesele bundan ibaret... Bir müd. det sonra herhalde fiatlar tabii hadde iner.. Endişeye mahal yok!. Türkçenin türkçesi.. Dil işlerinin en çabuk yoldan müsbet netice vermesi için mesai- nin frenklerin rationnel dedikleri şekilde esaslı olması lâzemdir. Ben kimsenin çalışmasına ilişmek iste- miyorum amma, bir kısımlarının (Türkçenin türkçesi) ni aradığma ye bulduğuna şahit oluyorum. Türkçede hâlâ yaşayan türkçe ke- limelerin, meselâ (tavuk) kelime- sinin falan köydeki ismini bulup yazıyorlar. Eğer bu şekilde esasen mevcut ve yaşayan kelimelerin kö- $€ bucaktaki diğer karşılıklarını toplamaya kalkarsak iş bugünün işi olmaktan çıkar, Bence en cid- di iş şimdi (Kamusu Türki) deki yabancı asıldan türkçeye sokul- muş kelimelerin türkçe mukabille- rini bulmaktır. Bu iş mühim, fay- dalı olduğu kadarda çetindir. Çünkü bulunan karşılığın uydur- ma olmaması, siyveye uyması ve dile, kaleme ve kulağa güzel gel- mesi yaşayabilmesinin şartlarıdır. Bir iki gün evvel bir Darülfü- nun müderrisinin uzun ve iyi yazıl mamış bir makalesini okudum. Beş kelime ile ifade edilecek bir fikri otuz beş kelime ile anlatan ve cümleleri bir düzüye tekrar e- den bu makalenin içinde öyle ga- Ahmet Şefik kapıyı yavaşça itti artımanıma girdi. Ilık bir hava, ık, halılar, eski gravürler... kendi zevkine göre döşen- Sokak, dışarıdaki hayat gözlerin- | den birdenbire silinmişti. Yalnız ce- ketinin kıvrımları arasından sızan | bir lâvanta kokusu vardı ki, ona dı- gn hatırlatıyordu. İçeriden yazıhanede mektup yaz- makla meşgul karısın sesi duyuldu: — sen misin? Şefik şapkasmı astı, bastonunu bıraktı, pardesüsünü bir kenara at- tı. Parmaklarıyla saçını tarar gibi düzelti; — Evet, benim, dedi. Meliha içerden geldi, iri, temiz muhabbet dolu gözlerile kocasmn gözlerine baktı: — Neye gene bu kadar geç kal- dın, dedi. oturup gazetesini du. İçinden şöyle düşünüyordu: Mualla da ona: — Neye gene bu kadar erken gi- di e okumağa koyul- yorsun, demişti. İki sevgiyi böyle muvazi yörüte- bilmek, ne çılgmca şey! Günün birinde birini birakmak, birini intihap etmek lâ- zım gelecekti. Şefik nasıl olmuştu da böyle nef- sini ikiye bölebilmişti? Fakat bu ka- dar meçhul insanlarla dolu kalaba lık, büyük bir şehirde evli bir a bazan, evinin dışında yeni bir haya- tın macerasma kapılmaktan kendini menedemiyor. Netekim Şefik te bir akşam, Mu- allaya tesadüf ettiği zaman, dayana» mamış ve takibe 1. Trame vaydan iniyordu. Bu kadında on dan evvel inmişti, Her gün yazıhanesinden evine ve evinden yazıhanesins o muntazaman mekik dokuyan Şefik, işte o gün yoldan çıkmıştı. İşte o günden beri iki kadın hep böyle söyleyorlardı: — Neye bu kadar erken gidiyor. sun? — Neye bu kadar geliyorsun? Evet, hineediyordu Li artık birin- den birini intihap lâzım gelecekti. ten Munllâ sabırırzlanmağa Fakat bir de beri tarafta Meliha vardı. düşünen, lere, evin bin türlü teferruata ihti- mam eden, çiçekleri daima tazele- yen bir kadın. Bu daima sakin, kendine hâkim, bilgili ve kendini emniyette bilen karısı hakikatin karşımda ne bale girerdi? , İhanet görmüş, sebepsiz, amma hiç sebepsiz terkedilmiş bir kadını düşününüz. Ahmet Şefik yu ve doğru düşünmeği seven adamlardan- dı. Ona karşı ne serzenişte buluna bilirdi? Onu bırakarak gösterecek alçaklığı, evden kaçışı hangi yalanla mazur gösterebilecekti? Birdenbire bu kadar derin bağla» Ancak evinin işini rip kelimeler vardı ki; muharriri de bunları kimsenin anlayamıya- cağını düşünerek birer numara ile aşağıda türkçelerini (1!) yazmıştı. Ben buna da taraftar değilim. Yabancı kelimelere karşılık bula- lam amma bunları yazı diline gir. memiş halk lâflarmdan alalım. Kendimiz icat etmiyelim, Orta As- ya lehçelerinden de nakletmiyelim. Çünkü bunların saf ve su karışma mış olduğunu kimse iddia edemez. Çince, moğolca, orduca, acemce veya binbir Asya dillerinden söz almıştırlar. Muharrirleri muayene , Dün görüştüğüm meşhur bir he- kimimizle bazı sanat sahiplerinin akıl muayenelerinden bahseder- ken söz bize yani muharrirlere rı bu kadar caniyano bir surette kı yabilecek: cesareti de olmadığını am- . Birdenbire kapı açıldı ve ahçı ka- dın içeriye girdi: — Hanım, dedi, tatlının şurubu ——— tikal etti. Bu zat dedi ki: — Son bazı mü — Böyle şey olur mu?.. dedim. O ısrar etti: — Vaktile şoförler için de bu teklifi yaptığım zaman itiraz edil. mişti, amma şimdi bu gayet tabit sayılıyor. Eğer bu rivayet doğru çıkarsa hekimlerle arası açık olanların işi dumandır vallahi! FELEK kıvama geldi, — Peki, şimdi geliyorum. Meliha | hemen yazdığı mektubu itti, yerin den kalktı ve kafasını hemen gaze- tesinin arkasına çeken (kocasma göz ucuyla baktıktan sonra, dışarıya çık- . Ahmet Şefik düşünüyordu ve iz- tirap çekiyordu. a Mukadderatının tayin edileceği sırada, bu kadın surubun kıvamı meşgul... Hiçte bir şey mu? Ah, mümkün olsada bilsen... Muallâ, sokağa 3 man gözünün önünden hiç gitmeyen kadın... Sokakta adeta onun hayali. nin arkasmdan gidiyor gebiydi. Fa. kat bu kasırga; arasmda sığmacak yer aradığı zaman hemen evine ko- şuyor ve orada bir az si i yordu. Fakat karısı bunlardan bir şey anlamayordu. Ahmet Şefik ayağa kalktı, s#alo- Bun içinde bir aşağı, bir yukardo. laşmağa başladı, öteberi eşyay! ka- başladı. Melihanm yazdığı mek- özüne iliştir — Sezniye de meden mektup Yazı- yor? Bir sadme vücudunu sarstı. Eği lerek satırlara göz att. Okuyordu, fakat bir şey anlamayordu “Biliyor. sun ki artık beklemeğe tahammülüm kalmadı... Burada boğuluyorum. Ne bir ufuk var, ne bir şey...” Şefik hemen doğruldu ve Yazı masasından uzaklaştı. Çünkü Meli. hanm ayak sesini duymuştu. Gene 6 her zamanki gibi sakin, gene her vakitki gibi kendine hâkim... Meli. ba içeriye girinee, koltukta tekrar gazetesine dalan kocasına iri, temiz gözlerile bir kerre daha baktı. Sonra umu ta Tapuda Tapu sicilleri Tapu idaresince, tapu sicilleri. nin yeni kütüklere geçi! devam edilmektedir. Alemdar mn takasını teşkil eden 17 mahalleden Celebioğlu Alâettin, 1hmet Geylâni” Hocapaşa, Hubıyar ve Alemdar mahallelerinin siciller yeni kütüklere şimdiden nakledil. miştir, Bu mahallelerin ibtiva et. tikleri gayrimenkullerin tasarruf muamelâtında da | marttah * beri tapu sicil nizamnamesi “ahkâmı tatbik edilmektedir. Üsküdar tapusu Usküdar Tapu Başmemurluğu haziranda İstanbul'dan Üsküdara nakledilecektir. Kadıköyünde de haziranda ayrı bir tapu memurlu- ğu ihdas olunacaktır. Üsküdar ve Kadıköyüne ait kayıtların tanzimi ve fişlere tefri- ki için çalışılmıya başlanmıştır. Yeni kadastro teşkilâtı Haziranda şehrimizde yapıla- cak yeni kadastro teşkilâı için kadroya ithal edilmek üzere Ka- dastro meslek mektebinden me- memurların listesi İstanbul Tapu idaresinden istenmiştir. Bu teşki- lâta 40 - 50 memur ilâve edilecek- tir. tesi ve pazartesi ve çarşamba ey ml e ya bu müddet zarfmda müracaat et- miyenlerin hakları sakit olacağı i- lân olunur. Fantomanın kardeşi Meşhur sabıkalılardan Fanto- | ma Mehmet'in kardeşi Abdürrah- man, Sirkeci'de Sanasaryan hanım da hamalların yattığı odaya gir miştir. Abdürrahman, orada san- dıkları kırar ve para çalarken ya- kalanmıştır. , Deve tekmesi Edirnekapı'da Adem ağanm de. velerine (O bakan (o Hasana, de- velerden birisi tekmeyle vurarak yaralamış, hastaneye kaldırılmış- Yangın başlangıcı Karaköy caddesinde Felemenk Bahrisefit Bankasında elektrik tel leri kontak yaparak tutuşmuş ise de itfaiye gelerek söndürmüştür. Düştü, ayağı kırıldı Parma kapıda oturan 55 yaşın- da Madam Derla, Yeniçarşı'dan geçerken düşerek ayağı kırılmış, hastahaneye kaldırılmıştır. Tramvay çarptı Çarşıkapı'dan o geçmekte olan Madam Yasa'ya 654 N. li tramvay çarparak hafifçe yaralanmasına sebebiyet vermiştir. 12 randevu evi kapatıldı Geçen hafta içinde Beyoğlu ve İstanbul taraflarında 12 gizli ran- devu yeri meydana çıkarılmış ve buraları kapatılmıştır. Zabıta umumhanelerde bulu- nan kadınların tescil edilmeleri ve hepsinin muntazaman muayeneye tâbi tutulmaları hususuna da faz- la ehemmiyet veriyor. Son zaman larda bazı kadınların zabıtaca tes cil edilmeden gizli olarak umum- hanelere girip çıktıkları anlaşıl- mıştır. Emniyet Müdürlüğü ikinci şu- bazı umumhanelerde böyle bir ta- kım kadınlar yakalanmış ye mua- yeneye sevkedilmişlerdir. Muaye- neden sonra bunlar da zabıtaca tescil edileceklerdir. Gelen seyyahlar Evvelki gün Augüstüs vapuru ile şehrimize gelmiş olan seyyah- lar İskenderiyeye gitmişlerdir. Dün de Colombos vapuru ile 300 Alman ve İsvicreli, İsteadin- dam vapuru ile 400 Amerikan sey yahı şehrimize gelmiştir. Seyyahlar ekseriyetle dolar ü- zerinden tediyatta bulunmakta ol- duğundan, bu nokta müşkilâtı mu- cip ol ir. Borsada dolar ü- zerine muamele olmadığından tüc car dolar kabul etmemektedir Bu müşkilâtin önüne geçmek i- çin, seyyahlardan çek kabnl edil- mektedir. | Amerikan Ekspress Bankası seyyahlarm elinde bulu- nan çekleri, yalnız seyyahlara “İ mahsus olmak üzere değiştirmek- tedir. Uludağda ski eğlenceleri Uludağda kar eğlencesine gi- dip müthiş bir fırtmaya tutularak büyük tehlikeler geçirdikten ee lan Turing Kulüp heyeti, Uludağı na ayni maksatla yeni bir seyahat Heyete, bu sefer 20 kişi iştirak edecektir. Bu meyanda 5 te kadın vardır. Terkos Müdürü M. Castel. neau ve madamı da bu meyanda bulunacaktır. Heyet, bayramdan bir hafta vel Bursaya hareket edecektir. Bu sefer, geçen seyahatte alı. nan tecrübeye göre heyet lâzım ge len vesaitle mücehhez bulunacak- tır. | MELEK 'te Komedilerin en şen ve en neşelisi YAYRUM filminde seyirciler katılırcasma gülmek- tedirler. Baş rollerde: FERNAND GRAVEY ve FLORELLE lâveten: Sesli VARYETE ve Paramount i i Bu hafta her yerde konuşulan 2 mükemmel film: ELHAMRA'da Sinemanın en güzel yıldızı MARLENE DİETRİCH filmlerin en güzeli SARIŞIN sezen, İngilizce, ve Almanca şarkı söylüyor. İlâveten: Mickey Mouse vel Dünya havadisleri. ISTANBUL BELEDİYESİ Darilbaday; illeri İstanbul Şehir Tiyatrosu Harik Hayat Sigortalarınızı Galstada Yeni neşriyat İktisadi Devletçilik İkinci etlt - 240 sahife Ahmet Hamdi Beyin “İktisadi İetçilik”* kitabının ikinci cildi de ba- sılmıştır. “İktisadi Devletçilik” in bu cildi birinciye nazaran daha ehemmi- yetli bir takım mütaleaları ihtiva et- mektedir. Eser bir mukaddime ile beş fasıldan ibarettir. Birinci fasıl “ferdi iktisat nizamının sonu” olup bir rejimin istihalesi şeklinde müta İunmaktadır. İlinci fasıl da “ye- ni memleketlerin kuruluş nizamları” bir tahlil yapılmış olup pi memleketlerin, Garp il- inkişaf usullerinden ayrı vam etmektedir. Beşinci ve son fasıl ise “millet iktisat rejiminde para me- selesi” ne tahsis olunmuştur. Müellif mahiyeti kiyma ir e den hasıl olacağı tetkik dır. Eserin sonunda kitabım bir hulâ- sası da vardır. Bu eseri mıza hararetle tavsiye ederiz. RAOUEL MELLER Geçen sene HENRY ROUSSELL tarafından vücuda getirilen ŞAHANE Menekşeler filminde tatlı ve nefis bir Fransızca konuşuyor ve bir çok İspanyol şarkıları taganni ediyor. ARTISTIK SINEMASINDA İlâveten : FOX JURNAL ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. "Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpauyasın- hir xere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4886. OPERA'da Binlerce seyirciler En büyük harp filmi TANNENBERG HARBİ eserini takip ediyor Kaza ve Otomobil Ünyon Hanında Kâin 479 Bu günkü program İSTANBUL 1200 m. 18 - 18,45: Nihal Hanım. 18,45 - 20: Orkestra. 20 - 21,30; Bedayii musikiye heyet, Gramofon, Ağ 21,30 » 22,30: sa haberi, saat ayarı, Ajans ve Bor. 18.40 - 19.10 Gramofon. 19.10 - 19.40 Alaturka saz. 19.40 - 20.10 Gramofon. 20.10 Ajans haberleri ve hava raporu Budapeşte 560 m. 17,45: E Pertis Sigan 1 Ney” ü 1 gafa Jacobi vs.) 20: Föyten - Spor, talarmı. Orkes-. 9 Milliyet'in edebi romanı: 46 MAKEDONYA Kin, Politika ve Kan. Aşk, B İgaristan' le lak diği ei “Bulgaristan”ın rültülere biz niçin pabaş barlıyarmi Bir Paris gazetesi yi #enebi kadı pebi kadının eşkiya tarafmdan dağ * kaldırıldığını” yazmış. Londra bini ve bilhassa “Tay-| mis”e intikal etmiş, nihayet Amerika gazeteleri bu kadının “Miş Ston” Süme | taşıyan bir misyoner olduğunu tasrih eylemişlerdi. | Abdülhamidin korkaklığını bilen öl | rupa gazeteleri bu işi sırf şantaj yapı- rak osmanlı sefaretbanelerinden para çekmek için dallandırıp budaklandırıyor- ül Fakat uykusuz kalan da yalnız Ha- deki parlaklık vardı. Siyah bıyıkları” nı burarak hafifçe öksürdü. Kafasmı hâlâ haritasından ayıramıyan Hasan Tosun Beyi dürttü: — Çok uykusuz kalınışa benziyor sunu. Kısa boylu yüzbaşı, bir çakmakta» şınm üstüne krstırdığı kavı, bir çelik parçasını indirip kaldırarak yakmağa çalışıyordu. Hasan Tosun Bey, yor- a gülümse- — Be birader. Kibrit bu kadar ucuza satılırken bu kullanılır mr? — Ucuzluk; pahalılık için değil. yaba başladım. Erkâniharp bir kibrit çakarak w- zatı: — Poğan (1).. Sen bu kadını han- gi çetenin kaldırdığını zannedersin? — Onu Allah bilir. Yalnız verilen haberlere bakılırsa “Sandanıki” nin bu işte parmağı yok gibi geliyor ba- na.. Salik süz eğ yek. Fakat ihti. Tatlı hareker etmek Tâzım olduğu i çin Selânik kumandanı mıntakası Ferit Paşa “Kevgili” deki bölükleri de harekte getirmiş. — Yandık öyleyse. » 2 ya. Pogan, “siz de ama cahilsiniz” gi. bilerdem ssrıttı. — Binbaşım. . — dedi — Eğer bu ü kansız balletmemizi | istiyorsak, irki ölmemesi birinci şart- tr. Hayret etme; bak anlatayım : Biliyorsun ki Obu o çeteler o bir ii .. “ Verhovistler”, “Santıristler” falanlar filânlar gibi. düşmandır. Halbuki ben iki kere iki dört, eminim; bu dalaverayı “Verho- vist ” ler yapmıştır. Tosun Bey dikkatle dinliyor, arası- altımdan ben kuvvetle ümit ederim ki, bu me- selenin içyüzünü öi —al.. — Başka bar istediğin var mı? Erkâniharp gülümsedi: — Tabii. . ne 0? Yokur uykun mu Üç ayı ler mi, kaldılar mi, şunu bir anlıya- yaz. i Kolağasnın kaşları kendiliklerin- den çatıldılar: — Pogan Recep! Poyan Recep. - Bıktım artık yahu.. “Vardar güneşi Apostol filân yere gelmiş” koş Pogan! «Guta kaptan; çetesi |“ Usturugayı (Devamı var) (1) Balkan harbinde ölmüştür mamaya .

Bu sayıdan diğer sayfalar: