10 ——— <—— aa N 1 | (Baştarajı ö ıncıda) |lik olmak üzere Beyoğluspor (Pera) klübü ile bir maç almışlardı. Dün Taksim stadında hakem Şa- zi Tezcanın idaresinde oynanan ©- Yunda takımlar sahada şöyle teşkil /| edilmişlerdi; | Galatasaray: Osman — Faruk, Ad"_an — Musa, —Rıza, Yusuf — |Bedü, Salâhaddin, Cemil, Murat, | S9rafim, , Pera: Çafatinos — Civelek, Hris |0 — Çavoş, Etyeno, Caner — Ta- | lea, Culafi, Mesinezi, Bambino, To- dori, Oyuna Peranın vuruşu ile başlan | dı. Daha oyun başlar başlamaz Ga- | latasaraylıların atrenmansız ol- Pukları ilk nazarda göze batıyordu. tralılar güzel bir akın ile Galata- Sarâ_? kalesine indiler. Faruk iska : Seçti. Osman da çıkış — yaptı. Kale | âoş Talea topu boş kaleye atama- fdlı Oyun Peranm hâkimiyeti altın- ı da Cereyan ediyor. Galatasaraylılar a Pera kalesini ziyaret — ediyorlar. çoliçte oynayan Müurat aksıyor. ğj!dıî bozuk. Haflar da daha henüiz G" Varlık göstermiyorlar. Bu arada | Valatasarayın güzel bir akınını gö- TÜyoruz, Murat sürdüğü topu sağa- SIğa geçirdi. Bedii topu Salâhaddi- Te gönderdi. O da müsait pozisyon” da olan Sarafime verdi. Fakat Sa: |Tafimin ani şütü kale direğinin di- | binden avta.... Galâtasaray forları ve bilhassa ta- ğşn heyeti umumiye itibarile milli / Ölmeden çıkardığı maçları göstere- Miyor, Perahların güzel bir akınını... Ad han iska geçti. Vaziyet — tehlike'i Faruk yetişerek göle mani oldu. Galatasarayın golü __Murat, haflardan aldığı — topu SÜrerek rakip nısıf sahasına girdi. Bediiye verdiği pası Bedii — ortada emile gönderdi, Cemil de — güzel İT sürüşle takımının ilk - golünü Yaptı. Şimdi biraz oyun canlanır — gibi. C_emîl topu sökerek ilerliyor. Çekti- Si şüt kalenin hemen yanından ka- €tinin şaekın bakışları arasında av- ta gitti. Oyun zevksiz, Sarr-Kırmızı İlar âdeta zorla öynuvorlar. | Galatasaray aleyhine çekilen fa- /| Vulü Osman güzel kurtarıyor. İkin- G bir favül daha Banibinonun vo- le Şütünü Osman enfes bir plonjon- ]a kurtarıyor. Sarı-Kırmızılılar a- €yhine atılan körneri Peralılar avta atryorlar, Akma geçen Galatasaraylılar Pe- ra_ hısıf sahasına indiler. Saralimin Sütünü kaleci kurtardı. - Sarı - Kırmızılıların bir akımın- da kazandıkları koörneri — Saralim î“’t_a attı. Devre 1-0 Galatasarayın | 'Shine bitti. ikinci devre Poeralılar oyunun başındanberi içbir işe yaramıyan Taleayı çıkar- dilar, Galatasaraylılar da takımla:- Tnda tadilât yaptılar. Sarafim çık Süş Murat solaçığa,Salim soliçe geç Misti.Oyuna G. Saray başladı. Bir ân Galatasaraylıların — parladıkları öimdi birinci devreye nazaran daha îanlı bir oyun çıakrmağa — çalrette at görülüyor. | Galatasarayın ikinci golü d_Cemil sürdüğü topu soliçe geçir- d'- Soliçin çektiği şütü kaleci kal>- *N çıkarak yumrukladı. Top Sal- Min önüne düştü. Verdiği rası Mu îat çektiğini kaleci topu yerde kar iladı. Şimdi sarı - kırmızı — talır ön la hâlsim oynuyor. Forlar kale !iküf_lde nayrılmıyorlar., Ve Pera teb ç eh' anlar geçiriyorlar ve bu aradz Süîml— ve Salâhaddin cidde : güzel Ütleri kalenin hemen sağından ve lundan avta gidiyor. VPC-A müdafaası güzel — oynuyo! * bütün tehlikeleri atlatıy>- Bir dra Galatasaray kalesi önüne iner aa forlarının bir atışı hatalı du> - — Fuldu. Verilen favulü Bambir” âîdigüzel bir vole şütle kaleye gön” * Fakat bugün güzel oyunla: ğîran Osman buru da tırtarmak Beciltmedi. Akabinde Osman sol Hi da güze! bir şütünü enfes bir , MMonla kurtardı ve tonu müuha- * erine gönderdi. — Galatasarayın > Galatasaray - Pera — <JABER — Akşam Postas, | bu akınını Peralılar kornerle — dur- düurdular, Çekilen korneri Cemil kafa ile ka: leye gönderdi. Fakat bu hücumu karşılayan Peralılar topu Salâh- 1 dinin önüne düşürdüler. Salâha? din de ani bir voöle ile topu ikir defa Pera ağ'arına tattı. (2-0' Peranın ilk golü Bu gölden sonra Peralılar âkimiyete geçtiler. Ve — Bambirı Mesinezi vasıtasile yaptıkları akır ları da Osman önledi. Bu a-- ? Gaaltasaray aleyhine olan korner netice vermedi. Ve — ayaklarına a)- dıkları topla sarı kırmızı muhacim | ler Pera kalesi önüne indiler. Sa! dan inkişaf eden bu hücumda Mı- ratla Salimin acele yüzünden çek tikleri şüt direğe vurarak geri gel yor., Bekler topu körnere gönderiye lar, Fakat netice yok. Galatusara: baskısı biraz devam ediyor. Salim Cemil ve Salâhaddinin çektiği şii: leri kaleci kurtarryor bu arada Sa limin sıkı bir şütünü kaleci elindear kacırdı fatcat çabuk yetişerek tuttu: Peranın ikinci golü Oyunun bitmesine on, on beş da: kika var. Bu sırada bir pera akı nımda Mesinezi aldığı topla — ileri atılryor ve kalecinin — çıkaran boş bıraktığı kaleye topu — gönderiyor 21. Pera baskısı devam ediyor. Yukar da söylediğimiz gibi sarı-kırmızı!ı- lar çok bozuk oynuyorlar. Ve bu nun acısımnı da heme> görü, -.lar, Birinci gölden biraz sonra — genr Mesinezi güzel bir pozisyonda ya- kaladığı topu Galatasaray ağlarına takryor. 2-2. Biraz sonra da oyur 2-2 beraberlikle bitiyor? Oyun hakkında bir şey söyliyecek değiliz. Yalnız sarı-kırmızılılar gele- cek hafta milli küme şampiyonluğ:: nu, hem de biraz inada binen, — bir maç yapacaklardır. Dünü — oyun bizi tatmin etmedi. Rakipleri İstar bula gelerek Belvü otelinde kamp kurarlarken: “Galatasaraylı!trım de bir hayli çalışmaları lâzımdır. Be! ki Pera takımı Dem' -ordan dah- teknik ve daha koömbine bir oyur oynayabilir. Yalnız şunu uz:*-a- malrdir ki Ankaralılasda da tü'cen- miyen bir gayret ve sonsuz bir e- nerji vardır. Bu sebebten sarırkırır: zılıların şampiyonluk için çok çetin Don Juan ı-, çok sevdiği karısı Movito ile beraber.. Geçenlerde — şampiyonluğun mevzuubahsokluğu mühim — bir maçta, İrlandalr boksör Jak Doy- lün ilk ravundda nakavt olduğu henüz unutulmamıştır. Yakışıklı ve güzel bir genç olan Doyl hakkında son gelen Avru- pa gazeteleri (Don Juan boksör) demekte ve onun hususi hayatmma ait bir çok tafsilât vermektedirler. Bu tafsilâta göre, İrlandalı şam- piyon, bizim sefih diye tanıdığı- mız Maks Bire taş çıkaran bir şahsiyettir. Boks hayatında yükselir yüksel mez, kadınların nezdinde de kıy. meti fevkalâde artan Doyl, hakiki bir don Juan olup çıkmıştır. Dünya şampiyonluğu için en gözde namzetler arasına karışır - ken, 935 senesinde bir sinema şir- Don Juan boksör Yaptıklarının dedikodusu dillere destan olan Jak Doyl Sakın bir çiftçi hayatı yaşamak emelinde sikalı başka bir sinema artisti ile evlenmiştir . Bu izdivacı gelene: — Hakiki saadeti şimdi tattım, diye anlatıp durmuştur. Fakat aile hayatında hakiki saa- deti bulduğunu söyleye dursun, Doylün ring üzerindeki — muvaf- fakıyeti birdenbire düşmeğe baş - lamış, ve ilk defa olarak Edi Filips ismindeki bir boksör karşı- sında hiç beklenmeyen — mağlübi- yete uğramıştır. Bunu, başka acr muvaffakrıyet- sizlikler de takip edince kendisini sorguya çeken gazetecilere karşı Jak Doyl, işi filozofluğa vurmuş; — Merak etmeyin, demiş.. Ba- şım karım Movito gibi melek ta- biatli bir bekçi olduktan sonra, ben nasıl olsa tekrar çalışır ve mu vaffak olurum. Hem ringde kendimi bir kaç ke re daha gösterdikten sonra artık boks hayatından çekileceğim.. Bir çiftlik alacağız.. İki lde çocuğu- muz olacak, mes'ud, çok mesud ve sakin bir hayat yaşayacağız.,, sırasınlıla önüne İstanbul ikinci iflâs memurluğun- Mahkemece 25-10-935 tarihinde iflâsına karar verilen ve halen Tak- simde Talimhane meydanınında 12 numaralı Belkis apartımanında o- turan ÂAhmet oğlu İzzetin — iflâsın açıldığt ilânıma rağmen kimse gel- mediğinden iflâsı — kaldırılmasına 14-7-939 tarihinde karar verildiği ilân olunur. : keti tarafından angaje edilmiş, ilk filmini çevirdiği —dilber artist Tomari Desni ile sevişmeğe baş- lamış, sonra gene sinema yıldız -| larından Jirdit Allen ile evlenmiş- tir . 937 senesinide, onun karısından boşandığı ve Normandi gemisin - de rastgeldiği Gibe Holman ismin de güzel bir kadınla seviştiği du- bir karşılaşma yapacaklarını — dü- şünmek lâzımdır,. T. K. DELİBAĞ yulmuştur. Amerikada nişanlanan | liki genç çok geçmeden ayrılmış. lar ve Doyl Movito isminde Mek- Jroloğ Dr. Kemal Üzsan lrar yolları, deri ve İrengi hn: talıkları mütehassisı | 'ünelbaşı İstiklât caddesi No, 30 Bursa =nrı üstü Tel. 41235 Dr. Ahmet Akkoyunlu Taksim - Talimhane Palas No. i Pazardan maada her gün saat 15 den sonra. Telefon: 40127 16 TEMMUZ — 1939 Eski Ânam Fransada, çocukluk arkadaşı olan 'f_ İmparatoru —— bir genç kızın düğününde bulundu Matmazel Jan'ın nikâhı kıyılırken Anam imparatoru Bao Dal (x işa- retli) çocukluk arkadaşmın bu mes ut gününde yanmda bulunuyordu Anam imparatoru Samajeste Bao Dai'nin küçükken tahsilini yaptığı Fransada bulunduğunu muhtelif fır satlarda yazmıştık, Son posta ile gelen Fransız gaze- teleri yin& üzün uzun Anam hü - kümdarından bahsetmektedirler. Buna da sebeb, Samajeste Bao Dai'nin eski bir çocukluk arkadaşı olan matmazel Jan isminde — genç bir kızın nikâh merasiminde bizzat hazır bulunmuş olmasıdır. İmparator, Fransadaki tahsil dev resinde şarki Pirene eteklerindeki bir şehirde yapmıştır ve orada şim. di valii umumi olan bir zatm evin. de kalmış, onun — nezareti altımda tahsilini ikmal etmiştir. Bao Dai, valii umum? Mösyö Şar- lr cidden baba gibi sevmektedir. Çocukluğunun en güzel zamanla- rını geçirdiği şehri, Mösyö Şarim evini hiç unutmaz, Hele valâi — umuminin kızı olan Jan, onun en iyi go_cukluk arkada- şıdır. İmparator, çocukluk arkadaşınm evleneceğini duyar duymaz, hemen Paristen hareket etmiş, hayatmın en güzel hatrralarile dolu Pirene e. teklerindeki şehre gitmiştir. Düğün günü, sabık talebe ve bugünkü im. paratoru karştlarmda görünce gencç gelin ve babası bir an şaşırmışlar, fakat sonra deli gibi sevinmişlerdir. Senelerdenberi biribirlerini gör - - miyen bu eski dostlar, —mes'ut bir hâdiseyle tekrar birleşmiş olmanın verdiği sevinçle, düğünü sSonsuz bir neşeye garketmişlerdir. Hattâ yalnız düğüne davetli olan- lar değil, şimdi bütün bir şehir se- vinç içindedir. Çünkü Anam impa - ratoru Bao Dai, bütün çocukluğunu geçirdiği bu şehirde herkesin mu. habbet ve sevgisini kazanmağa mu vaffak olmuştu. Müjde! Gaziantep Bülbülü HASAN HÜSEYİN'in okuduğu ve AŞIK VEYSEL'in bestelediği ATATÜRK AĞITI 270304 No, tahtında ODEON Plâklarında satışa çıktı. Bu plâkr her halde dinleyin |beğeneceğiniz, seveceğiniz AAT olakkaktır, DAUA L 160 çalışryordu. Arabactı: tiştik.. Şimdi n dedi . olamaz... — Niçin?. larmı geçmek, dını prensesin sanmıştı. diye sordu. di diye sordu. rursa geçmeğe bulunan Andreyi gârebilmeğ: — İşte madam, arabalara ye- — İleri geçmek.. — İleri geçmek mümkün de- ğil! Prensesi geçmek mümkün — Çünkü yasaktır, kralın at- küreğe götürür.. — Dostum beni dinle, ne is- tersen Öyle yap, her halde ile- ri geçmek isterim, Jilber, o vakte kadar bu ka. — Siz onlardarı değil misiniz? — Öğrenmek.. arzusu iyidir. Fakat her şeye dan karışmak fenadır. Jilber kızardı: — Affedersiniz madam, de- Kadın arabacıya dönerek: — Peki, şimdi ne yapacağız? — Vitriye kadar arkadan gi- deriz.. Eğer orada prenses du- — Evet.... Ama benim kim ol- duğumu sorarlar.. Hayır bu ol. JOZEF- BALSAMO Jilber: — Madam, e yapmak lâzım? dedi.. riz. Jilber: — Söyle dostum, söyle, güzel ve muvafıksa tatbik ede « maz... Başka bir çare düşüne - müsaade ederse- niz size bir fikir söyleyeyim ... eğer — Caddeyi bırakarak başka insanı dosdoğru miş oluruz. maiyetinden biri lüzumü olma - ** gakat bir yoldan Vitri kasabasını dola- şır ve bu suretle kat'iyen hüre metsizlik etmeden ileriye geç. — Çocuk doğru söylüyor.... Sürücü, başka bir yol yok mu?. — Nereye gitmek için?. — Nereye olursa olsun, on- ları geçelim de.. — Evet, evet! Burada sağ ta- rafta Marol köyüne giden bir yol varndır. Bu yol ilerde cadde. — Bravo! İşte istediğimiz bu! — Fakat madam bu yoldan gidersek, yol iki kat uzar., — Eğer caddeye prensesten evvel çıkarsanız iki lira var, — Arabanın korkmaz mısınız?, kırılmasından — Ben hiç bir şeyden kork- müsaade isteriz. ladı, mam. Eğer arabr parçalanırsa yoluma atla devam ederim.. O anda araba sağ tarafa düö« nerek başka bir yol takibe baş. JOZET BALSAMO Sonra Jilbere: — Eğer bu gece.... dün gece bir yerde kaldı mr? diye sordu. — Evet, Sen Diziye kasaba - sında.. — Saat kaç idi?, — Ancak on bir... — Akşam yemeği için de- mek, pek güzel.. Sabah yemeği yemek tabif.... Arabacıya seslendi: — Yolumuzda ehemmiyetli en yakm kasaba hangisidir?. — Vitri, madam.. — Şimdi Vitriye ne kadar u. zaktayız?. — Üç mil... — Hayvanları nerede değiş- tireceğiz?. — Volter kasabasında.. — Peki, yoluna devam et .... Eğer yolda arabalar görürsen derhal bana haber ver.. Kadınla arabacı konuşurken, Jilber tekrar baygınlık geçir - meğe başlamıştı. — * Kadın yerine oturduğu sıra- da delikanlının yüzü solmuş, | gözleri kapanmış, olduğunu gör. dü. — Zavallı çocuk! dedi. Gene fenalaştı! Bu da benim kabaha- tim.. Biçare açlıktan, susuzluk- tan Ölmek üzere iken onu söy- lettim de, yeyecek bir şey ver- meği düşünmedim.. Kadın kaybettiği vakti ka « 157 zanmak için çantasından kesme billürdan bir şişe çıkardı. Şi- şenin boğazına bağlı altın zin- cirde bir gümüş kadeh asılıydı. Madam, şişeden kadehi doldu- rup Jilbere vererek: — Şimdi bunu iç de sonra ba- karız, dedi. Jilber bu defa kendine Tica ettirmedi. Bünun sebebi ya kaiehi ve- ren elin fevkalâde güzelliği, ya- hut “Sen Diziye, dekinden ziyade açlık duyması idi. Kadın ilâve etti: — Şimdi de bir bisküvi ye- yiniz. Bir saat sonra güzelce yemek yeriz.. — Teşekkür ederim, madam. Jilber içkiyi içti ve bisküviyi de iştiha ile midesine indirdi. Kadın: — Pekâlâ! dedi. Şimdi biraz kendinize geldiniz. Eğer beni bir sır arkadasşı olarak kabul ederseniz prensesin takımımdarnı olduğunu söylediğiniz arabayı niçin takip ettiğinizi söyleyiniz. — Doğrusunu size iki kelime ile anlatayım. Ben baron dö Ta- verneyin yanında otüruyordum. Prenses oraya gelerek — evvelce de söylediğim gibi yarım saat kaldı. Giderken barona arkasın- dan Parise gelmesini emretti. .. Beni yetim olduğum için kim- se beni düşünmedi.. Orada pa-