SK e “de mallarımı alacak bir VEDERFE ĞT AŞT HUN GRGCAOUĞECEEETUŞERCARA A c?7 ıf“ı Profesör t aa ea aa aat b el aa e aati aa aattt aha b elt kekakakalakakeke el AA LAT LT L DELL L LT I L D LIL D L LA L L LEL L L Lİ A LOT DD Hamit Salahor'un cenaze merasimi « tş Profesör Hümid Salahor ve dünkü cenaze merasiminden bir görünüş Üniversiteye bağlı Diş Tababe- ti Mektebi profesörlerinden Hâ. mid Salahor evvelki gün vefat et- miştir. Henüz 52 yaşlarında olan bu değerli profesörün Diş Taba- beti mektebine büyük hizmetleri dokurimuş, protez şubesinde - bir çok talebe yetiştirmiştir. Altı sene evvel hastalarmış, ,çektiği ıstıraplara rağmen haya- tının sön demlerine kadar mektep- teki vazifesine İdevam etmiştir. Merhumun cenazesi dün mek- tebe getirilerek profesör arkadaş- ları ve talebelerinin iştirakiyle hazin merasim yapılmıştır. Tabu- tu başında profesör doktor Kâ- zım Esad, profesör Ziya Cemal, iloçent Feyzullah ve son sinıftan Bedri Özdoğu tarafından hitabe- ler söylenerek merhumun hal ter- cümesi, yüksek meziyetleri, ahlâk - ye.-seciye kuvveti izah edilmiş, ha- tırası taziz ve tebcil: olunmuştur. “Bunu müteakip cenaze merhu- Mmun Merkezefendideki aile mak- beresine götürülerek göz yaşları arasınıda defnedilmiştir. Cenaze a- İayında Üniversite rektörü Cemil Bilsel ve Tıp fakültesi dekanı ope- Tatör Kemal da bulunmuşlardır . YÜSÜVUGUGUĞU ĞAU UA CAĞ ANEGUĞÜRUARUARRERANE ıııılııııııııııııııııııııı VETUUSUUR GUU RUSEYA UKU CARAER A, Ankara, 5 (A.A.) — Cumhuriyet halk partisi genel başkan vekâleti- ne parti nizamnamesinin 28 inci maddesi mucibince değişmez genel başkan ve Milli Şef İnönü tarafım- dan başvekil ve İstanbul — mebusu Dr. Refik Saydam tekrar — intihap buyrulmuş ve keyliyet bütün parti teşkilâtına — tamimen tebliğ - edil miştir. Cumhuriyet halk partisi — genel sekreterliğine parti nizamnamesinin 28 inci maddesi mucibince değişmez genel başkan ve Milli Şef — İnönü tarafındâan — Erzurum mebusu Dr. Ahmet Fikri Tüzer tekrar — inthiap buyrulmuştur. Ankara, - 5 (AA) — Değişmez belerinin göğüslerinde merhumun üufak kıtada bir resmi vardı. Merhumun kırymetli ! bir uzviyetini kaybeden üniversi- teye ve talebelerine taziyetlerimi- zi bildiririz. ailesine, OOPRUAPRIDDI Cumhur reısımızî Ş İstanbul plânını tetkik etti *Cumhur reisimizin bugün-; lerde Yalovaya ç gidecekleri söyleniyor ; Ankara, 6 — Reisicmuhur İsmet İnönü dün öğleye doğru Nafia Ve- kâletine gitmis, İstanbulun imar plânmı tetkik etmiştir. Bu meşgüu. liyeti strasında Başvekil Refik Say- dam, Adliye Vekili Fethi Okyar ve Maarif Vekili Hasan Âli Yücel de | İsmet- İnönü'nün beraberinde bu. Iunmuşlardır b Nafia Vekili Geueral .Mi Fuat Cebesoy, Cumhurreisimize plân ü- zerinde izahat vermiştir. İsmet İnönü'nün bu günlerde Ya- | lovaya gidecekleri söylenmektedir. | Reisicumhurumuz bü akşam saat 16,30 da Estonya elcisini kabul e. Merasim esnasında bütün tale-ldecektir. Süt komisyonu -düzeltmek komisyon raporunu Iqtanbulun süt ışım ıı,ın kurularnı hazırlamiştır. Komisyon, yarın vali ve belediye reisi Lütfi Kırdarın iştirakile bele- diyede toplanacaktır. Bu içtimada varılan neticeler hak kında valiye, izahat verilecektir. Komisyonun ileri sürdüğü teklif ve mütalealar gözönünde tutularak yakında tatbikata geçilecektir. - Öğrendiğimize göre, — kömisyon, hazırladığı raporunda, — şehrimizde süt fabrikası tesisine elverişli muh. telif yerleri göstermiştir. — Bunlar- dan en müsait olanı vali tarafından seçilecektir. Komisyonun en müuvafık gordugu yerler arasında Haliç mıntakası da vardır, Fabrika yeri seçilirken yalnız ma- liyet fiyatına tesir edecek olan na- kil vasıtaları vaziyeti değil, böyle büyük bir müessesenin civar halkın sıhhatine dokunacağı nazarı — dik- kate alınmış, mümkün mertebe ev. lere üzak olması tavsiye edilmiştir. Zaten ileride Haliç, şehrin sanayi mıntakası olacağından süt fabrika- sının bu fabrikalar bölgesinde tesisi tâbit görülüyor. Fabrikaya getirilecek sütlerin bo- zulmadart pastörize edilebilmesi i- çin bunların şehir civarından tedari ki zarurt görülmüştür. Vakia yapı- lan tetkiklerde civarda kâfi süt bu. lunamamış ise de, süt müstahsille- rinin teşviki ve böyle toplu bir hal- müessese- gn kırurlması sayesinde süt istih- saffitmem sürelle arttırılacağı anla. zılmıştır. Zaten fabrikaya — daima. şehrin normal ihtiyacından — fazla süt getirilecek, bir günde —-atılamı- yan sütler tekrar fabrikaya toplana- râk bumlardan tereyağ çıkarılacak- tır, Böylece şehrin saf tereyağ ihti. yacını da kısmen bu fabrika karşılı | yacaktır. Yağı çıkarılan sütler pi- yasaya çıkarılmıyacaktır. Komisyoönun en çok üzerinde dur- duüğü noktalardan biri sütün mali- yet fiyatı meselesidir. Sütü, şimdi kinden pahalıya maletmamek çare. leri çok düşünülmüş, fakat saf sü-| tü, bugünkü yarı yarıya sulu süt fiyatına satmağa imkân bulunama- miştir, 12:15 kurüşa satılan sütlerin saf olamıyacağı tahakkuk etmiştir. Za: ten şehrin tanınmış sütçüleri, kendi |firma adlarını taşıyan mallarm ki. losunu 20 kuruştan memektedir. Maamafih belediye yeni fabrika aşağıya ver- ya daha büyük mikyasta iş yapa-. cağından saf süt satış fiyatının 18 kuruşu geçmiyeceği temin edilmek- tedir. Komisyonun uzun hesaplarla elde ettiği netice budur. Pastörize sütlere mahsüs — kâğıt, şişe masrafı bu fiyat dahilindedir. | Yeni neşriyat TÜRK ŞAIİRLERİ 15 günde bir intişar eden Türk Şairleri adlı ansiklopedinin 72 in- ci sayısı çıktı.. Bu çok değerli ese- ri muntazaman takip etmelerini| okuyucularımıza ehemmiyetle tav siye etmeyi bir borç biliriz, İkbal ve İnkılâp Kitapevle- rinden arayınız. genelbaşkan Milli Şef İnönü -tara- findan C.H.P. genel sekreterliğine tekrar intihap edilen Erzurum me- Parti Genel Başkan Vekâletine Dr. Refik Saydam intihap edildi aşağıdaki telgrafı çekmiştir: “Büyük Milli Şefimiz , ve değiş- mez — genelbaşkanımız İnönünün yüksek — teveccühleri eseri olarak Parti genel sekreterliğine tekrar se- çilmiş bulunuyorum. Esas maksadı aziz milletimizin si yasi bünyesini hayatiyete ve müba. sek vatanımızı refah ve mamuriyete ariştirmekten ibaret olan partimiziri ehemmiyet ve mesuliyeti gün geçtik çe artan faaliyetlerinde muvaffak o- labilmesi, bütün teşkilât kademele- rindeki arkadaşlarımızın devamlı çalışmalarına bağlıdır. Yüce parti- mize ve aziz şefimize karşı deruhte attiğim bu mesulivetli vazifede ar- kadaşlarımın şimdiye kadar göster. dikleri gayret ve faaliyetin ve esir- zemedikleri yüksek ve kıymetli mü- zaheretin devamını diler, bütün ar- busu Dr. F. Tüzer, Parti teşkıldtm'ıl kadaşlara candarı sevgiler sunarım.,, İki gürdenberi şehrimizde bu- lunan Dahiliye Vekili Faik Öztrak dün yeni yapılmakta olan yolları hal binasını ve Atatürk köprüsü- nü gezmiş ve tetkikler yapmıştır. Dün gazetecilere beyanataa bulu- nan Dahiliye Vekili - bugünlerde meclisten geçmesi beklenen yeni jistimlâk kanunu hakkında demiş- “— Lâyiharım heyeti . umumi- yesi olmasa bile, belediyeyi alâ- |kadar edecek belli başlı maddele: rini bu sene meclisten geçirece - ğiz. Çünkü şehir plânı tasdik e- |dildi. Artık şehirkle bir faaliyet '“devresi başlayacaktır. Bu faaliye- tin bazı noktaları, mevzuubahso - 'LIan maddelerin kanuüniyet kesbet- Dahiliye Vekili bu sabah Yalovayadıtti Vekil dün yapılmakta olan yolları ve Atatürk köprüsü inşaatını tetkik etti 'melerile alâkadardır. Fakat dâha lâyihayı tetkik etmeğe imkân bu- lamadım. Ankaraya dönüşümde tetkik eder, meclise sevkederim.,, Dahiliye Vekili, bu sabah Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdarla birlikte Yalovaya gitmiştir; Dahiliye Vekilinin bü seyahati, ! Reisicümhür İsmet İnönünün ya- kında Yalova kaplıcalarına «gitme- si -mühtemel , olması- dolayısiyle yapılmakta. olan hazırlıklarla alâ- kadardır. , Faik Öztrak hazırlıkları göz- |den geçirmiş ve bazı direktifler vermiştir. Dahiliye Vekilinin bu akşam şehrimize dönmesi - ve Ankaraya hareket etmesi muhtemeldir. Sovyet (Baştarafı 1 incide) Hariciye nezareti eksperleri, Sov- iyet cevabı üzerinde yaptıkları tet. |kikat hakkında dün sabah Lord Halifaksa ilk raporlarını vermişler- dir. Sovyet cevabının tetkikinden va rilan neticeler şunlardır: Sovyet cevabı, esaslı meselelerde Londra ile Parisin noktainazarına uygun. dur. Üç memleket tecavüze karşı karşılık!r paktlar akdetmekte hem- fikirdirler. Üç memleket erkânıhar- biyeleri arasımda da konuşmalar vukubulacaktır, Henüz üzerinde uzlaşılmamış o. cevabı lan nokta, garanti edilecek mem- leketlerin sayısıdır. İngiltere, Bel. çika, Polonya, Romanya, Yunanisş- tan ve Türkiye bir tecavüze uğra- dıkları takdirde derhal bütün kuv. vetlerile yardımlarıma koşacaktır. Fransa için de vaziyet böyledir. Sovyet Rusya, Finlandiya, Esş- tonya ve Letonyaya garanti veril. mesini istemektedir. Bu ' mesele, nazik bazı safhalar arzetmekle be- raber Londra siyasi mahafili, dip- lomasi yolile ve yahut doğrudan doğruya müzakere ile zorlukların bertaraf edilerek bir itilâfa varıla. cağına kanidirler. Eski Arnavut kralı Fransadan İngiltereye geçerek orada yerleşecek Eski Arnavutluk krali Zogo, Paris civarınidaki Versayda kira. 'ladığı şatoya gitmek üzere hazır- lıklara başlamıştır. Kraliçe ile bir- |likte şehrimizden bir çok eşya sa- 'tın almaktadır. Kralın yaveri seyahat hakkın.- da şu izahatı vermiştir : “— Kral daimi surette İngilte- rede yerleşmek arzusundadır. lBu hususta İngiliz hükümetine müracaat edilmiştir. Kral alacağı tevabı ve Londrada münasip bir ikametgâh bulunmasını beklemek üzere şimdilik Fransada oturacak- HK p ' Kraln maiyetindeki zevattan bir kısmt İstanbulda kalacaklar- dır. | Kral ve kraliçeye ailesi azaları, C)daköyde bu sabahki kaza Bir adam tramvaydan düşerek yara'andı Bu sabah Ortaköyde hir tram. vay kazası olmuş ve bir adam &- ğir surette yaralanmıştır. Heybeliadada oturan Dursun og- lu Ali Şevket Bebeğe bitmek üze. re Ortaköyden geçmekte olan bir tramvaya atlamak istemiş, fakat muvazenesini kaybederek yere düş müştür. Bu sukut neticesinde Ali Şevket başından yaralanmış ve ko- lu kırılmıştır. Yaralı, ifade veremi. yecek bir halde Beyoğlu hastane- sine kaldırılmıştır. husus? kâtibi ve yaveri refakat e. decektir. Seyahate ne zaman çıkı- lacağı henüz kat'i olarak belli de- gildir. Bu, Versayda hazırlıkların saray nazırı, Sotiri Martini, îki['aitmesîne bağlıdır. (Baştarafı 1 incide) adamın en feci bir şerait altında ölümiyle. neticelenen korkunç de- nizaltı kazasının tüyler ürpertici tafsilâtr ile doludur. Facianın akebinde vak'a yerine yetişen bir Fransız muhabiri ga- zetesine yolladığı yazıda şöyle di. yor: “Cuma sabahı, Davis aleti sa- yesinde, batmış denizaltının — üç adamı suyun yüzüne çıktılar. Kur tarma işiyle uğraşan römorkör - lerden biri tarafından alındıkları zaman üçü de yarı baygin bir hal- de bulunuyorlardı. Saat önda ge- ne Davis aletiyle bir dördüncü ka- zazede suyun yüzüne çıktı. Gene yarı baygın olan bu adamın, zehir li gazle zehirlendiği açıkça belli oluyordu. Bu adam, batan denizal- timmn içindeki en iriyarr ve gürbüz bir bahriyeliydi. İsmi Frankşov olan bu adam, tahtelbahirin — yapıldığı tezgâh - larda ustabaşılık ediyordu. Güçlükle kendine geldi. Ve göz lerini açar açmaz ilk sözü şu ol- du: “— Öbür arkadaşlar için çok az ümit var!.,, Bu sırada kurtarma ekibi bütün gayretiyle çalışryordu. Frankşov, yavaş yavaş kendine geldi. Göz- lerinden yaşlar boşanarak, deniz altr battıktan sonra şahit olduğu korkunç ve feci manzarayı şöyle anlattı: “— Kaza olduktan biraz sonra, arkadaşların karanlıkta gidip gel diklerini işitiyordum. Kimsede te- lâş yoktu. Hepsi de soğukkanlılı - | ğını muhafaza ediyordu. O kadar ki, saatler geçtikçe ölüm tehlike- si yaklaştığı halde, içlerinde ga- yet tabif bir halde spor hâdisele - rinin münakaşasını yıpıniır go- ıru.lüyordu. '" Fakât zehitlenmek tehhkeıı âr. tık butün korkunçluğu ile 'kendini |göstermeğe başlayınca, Davis â- letlerini kullanmak üzere hazırlık başladı. Ben gemiden ayrılırken, zehirli gazler tesirini bütün şid- detiyle göstermeğe başalmıştı. Mürettebatın bir kısmı mühte- lif kompartimanlara dağılarak ze. hirlenmeyi geciktirmeğe çalışıyor lardı. Fakat bütün bunlara rağ- men hepsinin muhakkak bir ölü- |me mahküm oldukları açıkça gö- İrülüyordu. Şunu da söyleyeyim ki her şeye rağmen, hiç kimse so- ğukkanlılığını kaybetmemiş, en ufak bir panik hareketi bile olma- miıştı, Gemiyi terkederken en son ida- kikada edindiğim intiba, zavallı dostlarımın pek yakında zehirle- nerek tamamen mahvolacakların- dan ibaret kaldı..,, Biraz sonra Frankşov, anlattık 'Kiosk âleti vasıtâsile larına şunları ilâve etti: “— Kaza olduktan biraz - sonra, kurtulmak istiyen üç aâadamın akibeti pek fe- ci oldu. İkisi derhal — boğuldular. Üçüncüsü ise deli oldu. ,, Kaza yerinde dolaşan cilerden biri gördüklerini anlatıyor : — Liverpoldan 20 mil uzak- teki Birkenhad —Kkörfezinde — bir yığın gemi toplanmış, batan The. is deniz altısını kurtarmağa çalışı- yorlar. Sakin ve güzel bir gece.. Etraftaki gemilerin — kuvvetli projektörleri ve ayın parlak ışığı 'körfezin her tarafını günldüz gibi aydınlatmış. Bir tarafta dalgıçlar suya inip çıkıyorlardı. Nihayet suların alçaldığı saat geldi. Ve diklemesine saplanmış olan Theisin kıç tararı 6 metre ka dar suyun yüzüne çıktı. Saatler geçiyor, sabah yaklaşır yor.. Fakat kazazede geminin mü- rettebatından hiçbir haber yok. .. Bu güzel ve sakin yaz gecesinde, üzerinde dolaştığımız suların altın da 94 adamın müthiş bir ölümle karşı karşıya bulunduğunu dü - gazete- şöyle şündükçe, — tüylerimiz ürperiyor . Dunun ve bugünün haber ve hadıselerı X IIIİ-—İI.Iİ.I.IIİIIİIIİI"IIll'l—ııl.!!ııı FOBUNUCÜĞUR SETTURİ CERE TU KU VUUC YAK NLY UU GAT TU FYU UA AE UK URAR A C UTLACRCEPREL CU RECURKUNEŞÇEREEEEGENER Denizaltı kazas) Saat ikiye doğru bir Serra ae b kan Va dRRSAN A e Theisden tekneye darbeler duyduğunu içerdekilerin henüz yaşad! şıliyor, “ULİ . ERFDENELR CA RA KUKU Ğ ERY . FM oi Li Ve o zamana kadar devaff ölü sessizliği birdenbire Her taraftan (Hurra) diye yorlar. Kurtarma ekipi bir kat la gayret sarfederek işine diyor. Biraz sonra, yeni bir kesi gene hüzne boğuyor: v W dahâ gevei” havedi' ” Suyun yüzüne üç adam $ fakat üçü de boğulmuştur. j Bu üç adam, yukarda vin sözleri arasında b vallılardır... Daha sonra, sabaha karS? yarelerle gönderilen dalgit ahsetlifi ö y teyit y | yetişti. Bunlar vaktiyle AM ?!İ nanmasınnın yüzdürülmâlin&' T rskıtp,ı için Tetisin gövdesini ll“wew latlarla bağladılar. Sabahâ '5.' neticesiz çalışma devam € bah olunca, Davis âletlew tulan birkaç kişi bütün Y gl!' ları unutturdu ve kurtarMâ miş ustalardı. İlk iş ola fena vaziyete girmemesl! umumi bir şevkle tekrar Tetisin alçalmış olan '“JW vf zerinde duran kuyı-ıxgul'—llı bir gemiden Mors ııaretl larak vurulmağa başlandi: bir muhavereye giı'iaııh'l“*k yordu, Gemidekiler bu işaretler? .ıii & verdiler, Vaziyetlerinin İ duğunu söylüyorlardı. Kuvvetli romorkörler: takılan kuvvetli halatlar Tetis'i var hızlariyle ç*k battığı yerden kurtarmağ$ yorlardı. Fakat hepsi fa;dzzm ,biraz sonra müthiş bir * “İliyor. Tetisin zorlanan k day a“”w latların tazyıkme parçalanıyor. İşte bundan sonra tallh'“’ den bütün ümitler kesm-"or.gıî kg'f* yor. Telsizler mütemadiyef PDT':! rak muhtelif vasıtalar ıstlyo, öt yareler, dalgıçların 40 metf uiç masına yardım edecek hUT tmaklkı Fakat gene her şeye tarma ameliyesinden -V ler getiriyor. Bu sırada güneş ba olmaktadır. Artık gece olmuş, sular meğe başlamıştır. Amirallik Bütün ümitle volduğunu bildirmeğe m ğı sırada, İngilterenin zinde binlerce adam, hiç d kurtarma işine hâlâ dev lar. Londra, 5 (AA.) — nizaltı gemisi faciasi bir tarzda yapılmış 9* şüphe etmelte ve resmi yapılmasını istemektedir- Çarşamba günü Ingiltef tün limanlarındaki kilisel nizaltı gemisinlde ölenle yinler yapılacaktır. Londra, 5 (A.A.) —T nizaltısını inşa etmiş olan Llaird müessesesinin rektörü, kazanın ön “rz pil borusuna sü gırm“ geldiğini bıldırmı-tıf- mesi ya boruda bir lfî” açık kalan ön kapaği" kapanmamasından ilefi lacaktır. Gemiden Davis le çıkmak istiyen idört müştür. Hâdise şöyle ğ miştir : Yüzbaşı Oram ile Voods, deniz yüzüne & ra mürettebattan * kl!ı kip etmiş, fakat meçh“ dlf” ten dolayı üçü ölü, biri gemiye dönmüşlerdir- dönen nefer de - s0nr tür, sakifi Of % Th* :t,ıvJ ENM |fazlasiyle meşgul etmekt? zeteler, kurtarma ı;lenn;’; jli kurtl"n # ,;zî'“ Te Kuti v tü y ge ge M. Va “'w f““.» erili VA L erdt p i;"’ »13 ,.,,._g; d | y y g ııl"'f