Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ha li harbe girmekte menfaati yoktur İngitiz ıh“lîlerl Tada .Ml]" Tz ki — BU ile takviye edilmiş Türk as - kal yan (Baştarafı 9 üncudâ) * Misir. küvvetleriyle ve e muharebe edecektir. — Habeşistan cephesi: Bu-. da İtalyatnın karşısına İngiliz küvvetleri, Cibutideki Fran taları ve Habeşler çıkacaktır. Ön iki adalar: İngiliz fi - Hetinin adalara çıkmak ihtimali Vardır. S r Üt Üebir Son derece geniş bir deniz “3_3 Sahası; Zira Almanya Şimal , indeki ve daha fazla Baltık- | “İ sahillerini pekâlâ müdafaa e- 'ceği hakle İtalyanın kolay. Müdafaa edebileceği yalnız bir h. Vardır, bu da Atranto kanalr .. Spayacağı Adiryatik sahille - İş . İtalyanım diğer sahilleri mü- di SOğu ; hücumlara açık kalacak, maen, diğerleri de nisbeten İle yakım olan şehirleri bom - h“dlmln edilecektir. Bu şehirler "4 müdafaa tertibatı ile koru - Tuya Viğe tâk kadar da çoktur. T taraftan, Sardunya ve Si: hîıîa adaları iaşesi temin oluna - , ssek bm!'le iz birer müstalkem mevki girecektir. Zira unutmaya- yi " Si İtalyan donanması Fransız - donanmasına nisbetle çok yttt ıw?amn müstemleke Yoll arı İğüin İtalyanm töpu topu 22 bin tonluk iki zırhlısı vat., Bun Ja harpten evvel yapılımış, fa - ; Sonradan yeni bir sisteme kori zırhlılardır. İki tane daha var Ohlar da henüz yenilenmekte. $eT bin tonluk dört zırhlısina| 'qihr:e ; bunların yalnız ikisi he - Yeni denize indirilmiş, ne zar Eq,: hizmete girecekleri de ma * S değil, t ir ç ç bi ha Usısında bulacak. En kuvvet- İtı] $e cp e İüka do İtap, Beki, y t“r, ) Ve bunlara da karşı Verecektir. ÖO zaman İtal - p talyanın kruvazörleri ise tam İsanmki kadar. Bundan bapi«s alay İngiliz krüvazörünü şu: an filosu bir iki seler ya . taraf nanması aşağı yukarı ab * tdilmiş bir vaziyete düşecek. nn ticaret filosu da aynı abluka altına alınmış ola . Bundan İtalyan sahilleri ve M r:?ı_'?muzdı muhafara qmğlz Belki de o Ah Lee gibi tarafımdan kurtarılıp hikâyesini anlatacaktır. Teyn * “tin Ob Hazine (Başlarafı 10 uneuda) edemi- hazi. hğ— Seninle bir anlaşma yapmış- D“üt O Tihia h. t Üy Eğer sözümüzü tutsaydık, bu tlerden koruyacaktı .... İste sözümüzü tutmadık.... H o başını önüne eğdi. de yavaş yavaş, kuvvetle: ı eksildiğini duyuyorlardı .. den Öbreyn acı, acı: B Tüye ha ak, diye bağırdı.. Bak ge. k.. Gemimize... tib; Ptden — geminin içi olduğu Möl'ünüyordu. Ve geminin SA Ve Gurru yere oturmuştu. Her Cânr sıkılarak toplarla öy- topların bir tarafını açmış- İhüm“â yerden altınlar dökül. eı Sipliya Oları din Yini di © altınlarla oynuyordu... 9r, hopluyor, iki avucuna Nhyv?"lduruyordu ve sonra bö« du. Altınlar sabah güne. Işığ : %W:’ıu_gı altında pırıl, pıril ya. Ob,% k Nhir » Viş yeğinden hd Bray ı — HOnün ise ölümle camlaş. | !,h_;ldgö?.lerinde altınların — aşıltısr| p, YOrdu. Üay e Bu işiltr, güneşin aksi de | J"“,l“'di_ ŞUU, güneş 1 ; gülerek bir şey söy. Mi istedi, yoksa bu ihtilâç takallüs muydu?. Kimbi - kâan boşanmıştı. Amak Üüzere sustu. şehirleri çok zarar görecek ve iaşe temini imkânı kalmıyacaktır. Almanya işin içinden kolayca sıyrılabilir veya, hiç olmazsa de- yam edebilir; çünkü İsveç demiri, karbonu, sun'i kauçuğu, Romanya petrolü, sun'i madde sanayili ve is" tokları var. Fakat İtalya gayet çabuk, endişe verici bir vaziyete düşecektir. Diğer taraftan, üç sahili işgal edildi mi Trablusgarp artık daya, namaz, Çünkü memleket ordu bes liyecek imkânda değildir, her şeyi d şardan getirmek lâzım. İtalya Trablusgarba 20 bin kişi gönderdi ki bundan 10 bin asker çıkaracağını ümit ediyor. Fakat bu İtalyanlar oradaki iklim şera- iti altında çok daha az hizmet e- debilecekler, bunun için çok daha fazla bakılmaya ihtiyaç göstere . cekler. İtalyanım Tunusa birdenbire hü ctüm etmesi bugün artık mümkün değildir. Mısıra karşı aynı şekilde bir taarruz da imkâtısızdır. İtalya İngiltere, Fransa ve Türkiye ile bir muharebe takdirinde sıra ile Trablusgarbi, Habeşistanı ve on iki adaları yüzde yüz kaybedecek- tir. Bundan başka, yukarda da söy lediğim gibi, Alplarda çok çetin bir muharebe etmek zarüretini de gözönüne alması lâzımdır. Bu har bin de İtalyanın aleyhine dönmesi için bütün sebepler vardır ve ne - ticede harp yarımadanınm en fazla nüfuslu şehirleri üzerine inecek - tir. Nihayet Arnavutluk cephesinde İtalyanın ne kadar büyük bir kuv vet sarfetmesi lâzımdır ki Türk - Yunan ordusuna karşı koyabilsin. İtalya bir kere — Arnavutlukta ma:lüp oldu mu, Almanya da şark ta Ümit ettiği neticeleri alamazsa, İtalayanın yüz binlerce Slâvla do. lu yerleri ilhak ettiğini unutma - yan Yugoslavya ne gibi bir rol oy nıyacaktır! etice Yukardaki birkaç mülâhazadan daha başlarken söylediğim gibi, şu netice çıkıyor: Berlin - Roma mihverinde İtal. yanın askeri vaziyeti Almanyanın bir tâbi halindedir. Harp çıkarsa İtalyanın —Almanyaya tâbi oluşu daha fazla artacak, öna bir hizmet kâr halini almak tehlikesini bile gösterecektir. Harpte sırtına en fazla yükü İtalya alacak, tehlike. ye de en fazla o maruz buluna * caktır. İtalyanın buyüklerden ve hu tehlikzlerden kurtulması ancak yalnız Alman malzeme ve tekniği ni değil, aynı zamanda bizzat Al - man askerlerini memleketine ka . bul etmesiyle mümkündür. İtalyan ordusunun, İtalyan mil- letinin bu vaziyeti görmemeleri de mümkün değildir. İtalyan si - yaset dünyasında, gerek girdikle. ri yolda firenleri sikacak, gerek Almanya ile anlaşmaya eski ma - hiyetini, yani bir hayat sigortası mahiyetini verecek derecede mü- şahede ve iktidar sahibi kimseler olmaması da gayrikabildir. (La Tribune das Naticas'dan) Spor için güzel bir blüz sAr) saYaka;, 192 ilmek örünüz, Bu Yldız örgü dlş 10 Şe9ğimetre örünüz. Her taraftan'birer ilmek eksil- aymıiz, L tiniz, Sonra kapa Parçaları nasıl birleştirirsiniz ? Parçaları ıslak bir beze sararak tersinden ütüleyiniz. Omuzları ve kol altlarını kapayınız. Ön kenarlarmi dikiniz. Dikiş yerlerini ütüle- yiniz. Kemeri ikiye katlaymız ve blüza hafif bir büzgü ile bu kemeri dikiniz. Omuzları büzerek, yahut ufak pililer teşkil ederek kolları di- kiniz. Cebleri kemerden 15 santimetre yukarda ve önden 2,5 santi. metre uzakta örgü ile birleştiriniz. İşlenmiş yıldızlar sadece atkılardan mürekkeptir. Bunlar iki renk. Kullanılacak renkler şunlardır: Kırmızı li olurlarsa daha güzel olur. Bağ- Başlarah 8 incide Öörgü 2,5 numara bir şişle — örülür, Biten ve bışlayan ask! Gülhane parkında Patuşu bek- liyordum, Bu gsonbahar akşamı yaldızlı gök arasımda ağaçlar san* ki demirden yapılmış hissini veri. yordu. Derin sessizliği bir kuş crvıltısı bile bozmuyordu. Ne mesuttum!.. Mes'uttum; çünkü seviyordum ve seviliyordum. Ruhum sanki yaz bahçesinde büyüyen bir nebat gi- bi açılıyor, çiçekleniyordu. Fatuşla “Aslan,, heykelinin ya- nında randevumuüz vardı. Biraz sonra sevgilimin uzaktan geldiği- ni işittim. Birden önüme çıktı. Sanki o ana kadar kendisini böy le hiç görmemiştim. Ah, ne kadar genç ve güzeldi!.. Yüzü akşam güneşinin sön ışıkları altında parlıyor, hafif rüzgârla u- çarı saçlarının altında sarışın ve düz alnı meydana çıkryordu. Ağzı mütebessim, fakat biraz zalim, da- ima değişen gözleri, gülerken bile ümitsizdi. Ne kadar canlı, güzel * di! Başka bir kadından ne kadar farklıyıdı! , Fakat acaba ne*düşünüyordu ? Acaba her ikimiz de ne düşünüyor duk?, Fatuş bana sokuldu. Elleri. ni sıktım. .O zaman aşkımız mü- tekabilen o kadar saf ve şiddetli idi ki konuşmağa bile lüzum gör- mezilik. Heyecanlı- kalblerimizin vuruşundan başka bir söze ihti- yaç var mıydı?, Bütün saadet bizimdi ve bu sâ.- detten « hiçbir endişesiz, — hattâ membadan ' içilen tatlı su gibi - krymetini anlamadan istifade edi- yorduk. Buhunla berâber zihnimde e$ - rarengiz ve sıkıcı bir fikir ge Acaba şimdi uzakta ağaçlar ara- sında biten bu lâtif gün, dünya * nın son günü olmryacak mıyidı? Acaba niçin, günler, haftalar, seneler geçiyordu? Fikrime bir « den müthiş bir hakikat saplarımış- tı. Her yaşayanın, koşanın, uça - nmw aşkı gibi bizim aşkımız da bi- tecekti. İnsana böyle bir fikrin üzerine beyaz, sari üzerine yeşil, açık mavi üzerinde maron. Düğmeler de işlemeli renkte olmalıdır... gelmesi bile felâketin yakın oldu" ğunu göstermez mi?., Maamafih kader bize bir kaç hafta idaha mü. sade etti? Fakat sonra acı yüzii- nü gösterdi. Maziyi düşünerek, istikbale ba- karak kendimizi aldatmağa çalış. tık. Boş gayretler.. Bir sabah Fa- tuşun şu itirafta bulunmasına hiç bir şey mâni olmadı: — Sıkılıyorum! . Fatuşu. kollarım arasına alarak eski sesimi bulmağa onu öpmeğe, aşkırma dair yeminler etmeğe çar Irştım.. Heyhat, hepsi faydasızdı. Şimdi bendden kaçıyor, saklanıyor ve günler geçtikçe daha lâkayd, daha yabani oluyordu. Nihayet gittil. Bundan şikâyet etmeğe hakkım var mıydı? Fatuş bir ölünün me. zarını beklemeğe değfil, bir canlı- nın evinde oturmağa gelmişti. Maamafih bu —ayrılıktan pek mahzun olmuştum. Ümtsizlikle her akşam Gülhane parkına, ilel- ebet kaybettiğim saadetin son şa. hitleri olan heykele ağaçların ya- n'na gidiyordum. Bir gün gene böyle akşamın kâ ranlıklar içinde dolaşırken garip ve çocukça bir fikre tutuldum. Zannediyordum ki sevgilim be- hemehal arkamdan gelecek.. Bu fikirle başımı çevirip bakmadan yürüyordum. Nihayet bahçenin büyük yolu. na çıktım, Örtalık iyiden iyiye kararmıştı. Beni burada tütan kuv vet neydi? Titrediğimi hissettim . Ayni zamanda başımı arkaya çe- virmek arzusu o kadar şiddetli idi ki az kalsın irademi kaybedecek- tim. OCmuzlarım üstünde sanki siyah gölgeler hâreket ediyor ve bir ses: — Yürü, yürü Fatuşu görecek sin! diyor gibiydi. Ben inat ve israrla yürüyordum. Ve arkamda seri bir ayak sesi, Fa. tu$un ayak seslerini işidinceye ka- dar yürüdüm. Şüphesiz Fatuşun yürüyüşü diğer kadınların yürü- yüşüne benzemezdi. Biraz sonra, yaşvaran bir ses bağırdı: — Fikret, Fikret!. . Bu, bir mucizeydi. Park beni ge ne sevgilime kavuşturmuştu. Şim di dönüp bakabilirdim. Ses gene tezrar etti: — Fikret! . Taptığım bu sese karşı nasıl mu kavemet — edebilirdim?. Nihayet döndüm. Yazık! — Tanımadığım, biçare bir kadın gördüm. Bana doğru, tehdit eder bir tavırla ge- liyordu : — Ah, alçak.. Sen ha?l. — Hanım efendi, galiba aldan. dınız !, Bana dikkatle bir ah çekti: — Doğru, dedi, beni affediniz. baktı ve derin Fakat o kadar betbahtım kil. Be. ni de, çocuğunu da bırakıp gitti.. Sizin isminiz de Fikret mi?, — Evet, efendim. . Bu cevap verildikten sonra ilâ- Ve ettim: — Hanımefendi, buradan çıka- İrm, .İkimiz de vaktimizi kaçan ha yallerin arkasında boş yere kaybe. diyoruz , Kadın güzelliği Baştarafı 8 İncide Otuz yaşında ise, zarafeti bir çok. dikkat ve ihtimamdan — muhafaza etmek mümkündür. Bu yaşta, geçen senelerin tecrübesinden istifade ede- rek tuvalet yapılır. Ötuüz yaşındaki bayan gençliğitde kendisine dikkat etmiş ise cildi in. celiğini ve taravetini henüz muha' faza etmektedir. Bu takdirde. çok mübalâğalı bir makyaja — ihtiyacı yoktur. Bu yaşta cildin taravetini gösterecek bir. krem, oldukea koyu renkte bir pudra, çok hafif. bir ruj ve göze çarpan renkte bir dudak boyası kullanılır. Bu yaşta kirpikler uzatılır, göz ka pakları boyanır, zayıf bayanlar vü- cuda yapışan, şişman bayanlar ge- niş roblar giymeğe — başlarlar, Bu yaşta mücevher takmağa başlanrır. — Bu suretle olduğundan daha genç — görünmek — imkânları elde edilir. Bu yüz gençliğine, rüh — gençliğini ilâve edecek meziyetlere malik olan bir kadın gençliğini kaybetmekten — HIİKÂYECI katiyen köorkmaz. ? PLANŞ 10 VI PLİNS 10 is the seat b, c the jacket poe'reta 2. A: der ÂAnzüğ (Sportan- | zuğ) â der Rock (die Jacke) b die Brusttasche © die (aufgesetste) Sei- tentasche d der Rockkragen (Kra., gen) ©& der Aufschlag (Revers) f das Knopfloch £ der Knopf h der Ârmel İ das Rockfutter (Fut. ter) kder Böinling — der Enickerbockerhose (der Golfhose, der Enicker- böeker; âhnlieh früher: die Pumphose); das Ho- senbein; auf , der Rück- seite der Hosea der Ge BâhRteil (das Gesâh, der n boşanan ağzı bir daha f der Hosensehlitz | e der Ârmel (Sehlitz) | d der Kragen ğ | e di (weiBe) Weste g. FRAK | f die (weibe) Binde â frak | b frak eteği (frak kuy. | 10 JAKETATAY (bonjur, is, ruğu) tanbulin) ; ;:L a Jaket T b jaket etefi e beyaz yelek kel f beyaz kravat (beyaz — | papiyon) [ SAA D. Fi |habit m. Vhabit noir; | © AÜGCU DANCĞĞE FAŞti le frac, 1'habit â gueue | BERİKNNİ ; | 10. F: le coöstüme jağuette (de morue)| | a le frac cğEn jaquette- b le pan d'habit (la Kİ YA Husda e la manche ci | d le eol e la manche | ö &ol e le pantalon rayâ (le & le öilük ada | pantalon fantalsle) f le nceud blane (| 10, the morning-coat — 9. İ: the evening - dress suit: a the eoat (the swallow . tall) b the coat - tail & the evening . dress coat | e the sleeve b the coat-tail ı d the collar c the sleeve | e the (striped) trousers d the collar | 10. A: der Cutaway (Cut, e the (white) — waistcoat | Sehwenker) ör vest ; *1 a der Rock f the (white) tie ı b der Rocksehoğ (Sehof) 9. A: der Frackanzuz | e der Ârmel | a der Frack * d der Kragğen b der Rockschoğ | e die (gestreifte) Hose ç (Schob) | (Phantasiehose) | 80 Hosenboden b, © die Rocktaschen) YELEK a üst cep b alt cep e yelek astarı d yelek düğmesi 8. F: le gilet a İa poche supârleure bla poche inferieure (le gousset) e le doublure du gilet d le bouton de gilet 8. İ: the waâistcoat or vest # the upper waistcoat (vest) pocket b the under waistcoat (vest) pocket c the waistooat (vest) li« ning (the lining) d the waisteoat (vest) button (the button) 8. A: die Westa a die obere Westentascha b die untscre Westen'a, sche e das Westenfutter (Fut, ter) d der Westenknopf (Knopf) BİNİCİ PANTALONU (binici külotu) a bacak b pantalon düzğmesi e süvarilik d külot kemeri 4 F: la culötte de eheval a la jambe b le boutön de cülotte e le double fond d la coiture de la culotte 4. İ: the breocehes (the ridinz- breeches) & the eg of the breeches b the tronser button (tha ”T