ek eğ bir taksiye and İ | O Ne zaman? i — — yim saa t kadar oluyor. > < Şey söylelli mi? ii artyacak. mi sırada telefon çaldı. in aldi, Poz li geçti: Merhaba Doyi, İnin sesi telefonda; muhakkak görmem lâ. A Lı Nerede ve ne zaman? Beni ) akşam. Akşam yemeğini pi Mine yer misiniz? haa hay, Sakin bir yer İsti- benim klüpte buluşalım, Sada yeriz, ai Fakat frak ve beyaz Evye gömlekle gelin. tmp <mekten sonra dolaşacağız deg, Doyl telefonla sizi aradı. Türleng —By telefonu kapattı; m6 estarengizlik! ”.. Mürten Doyl saat tam sekizde p EiYinmiş olduğu halde klüpte : ” buluştu.: Pay Size bir âdetimi haber vere- kiş y, Mükemmel bir fikir. çak “çok mepeli geçti. Doyl YA kac ve hoşsohbet biriydi. vap sonra cigara salonunda a reliğey e çörine yanve vi lerini getirttiler, Mel Haydi bakalım, esrarengiz | rm, dedi, anlat. Sizi dinliyo - | va Rülümaedi ; nl Anlatacaklarımı nasıl karşı . | mz doğrusu merak ediyo! >> Ne diye endişeli görünüyor- Sa geli gi yn Simdi önü anlıyacaksınız. Pet | Ni kumar arkadaşlarını bal) memür edilmiştim. > Evet, Saha 37 Bu işte muvaffak olduğumu doğrusu kısmen muvaffak ol — Bravo! sânıyorum. ii Acele etmeyin, Henüz hiçbir bri etmiyorum ve teşebbüs. * devam etmeden önce sizin * Körüşemek istiyordum. > Teşekkiir ederim. bü Bir saniye! Gazetede zabıta tip İharatı şefi olmak hasebile ga. ai Vaziyetteyim. Zabıta İle a m Bâyet iyi olduğunu söyle - il, > görmüyorum, çünkü Vüzilem,., Fakat diğer taraftan e araları pek iyi olmıyan İn vatandaşlarla dost geçinmek» e © mesleğim hesabına fayda slam te) Bu muhakkak, fakat usul bi. Sa değil mi? Kğ Tehlikeli olmasına tehlikeli. tai derece bitaraf hareket etme. Bim Mecburum. Her iki taraf da be- Casusluk yapmıyacağıma İna- hi Polisler tahkikâtr zorlaştı Si bir şey yapmıyacağımı, hır. ceği Ja kendiletini ele vermiye. bildikleri için benden bir lar, Bu vaziyet” kana garip görünebilir ama, sie için öyle değildir, ga- endâisinden fedakârlık yap adan herkesle dost geçinir. > Anlıyorum, Bu sebepledir ki her N We © tarafda da dürüstlük şöh- bi, © Piar İhanet ettiğime kana. &etirilirse hesabımın derhal m leceği de muhakkaktır. Onla ideleri vardır. affetmezler. — Demek bu dostlarınız saye- sinde petti Greve dair mmalümat elde ettiniz? — Evet. Ancak, müracaat etti- ğim adam şahsen Petti Grevi tanı mıyordu. Bana, takip edilmeğe lâ yık bir ipucu gösterdi. — Ne zaman işe başlıyoruz öy. leyse? Gazeteci ne söyliyeceğinde bi- raz mütereddit göründü: — Bakın size söylemekte terei Bu kusurumu İ düt ettiğim noktaya geldik. Mügş- yö Peter namına tahkikat yapma- nız dolayısile siz de bir polis va. ziyetinde bulunuyorsunuz. Bu &e- beple size hoşunuza gitmiyecek bir teklifte bulunacağım. — Nedir teklifiniz? — Görünüşte tehlikeli olmıyan fakat içinde epey şüpheli vaziyet. lerle karşılaşacağımız bir yere gö- türmek istiyorum. Lâkin bir şar- tım var: Gördükleriniz ve öğren- dikleriniz etrafında kimseye bir| şe; “ İşey gıtlatmıyacaksınız. Ben kendi hesabıma orada sizin gibi yapmı - ” | yabilirim, çünkü Petti Grev benim meslekdaşımıdı, iakat polisten sa- yılmanız sebebile siz benim gibi yapamazsınız. Vaziyet bu, gelmeği muvafık! görmüyorsanız bana söylemekte tereddüt etmeyiniz. Furlong biraz düşürtlü. — Karşılaştığınız müşkülü an . yorum. Teklifiniz çok dürüst, fa fazla tafsilât istemeden fikrimi si: ze anlatayım. Ben zabıta mensu - bu değilim ve vatandaşlık vazife - lerime aykırı Hüşmemek şartile ağ taraftan zabıta bana karş: fok na. İzik davrandığı için ona da müte- İ gekkirim, Fakat şimdiki vaziyette ben Petti Grevin katilini bulmağa memur edilmiş bulunuyorum ve bu yolda öğreneceğim her şey ben ce mühimdir. — Izimiz de ayni gaye için ça. İ şıyoruz, Ben üstelik bu uğurda havadis toplamakta bana çok fay- dalar: olan birçok ahbaplıkları kay betmek tehlikesini de göze almış bulunuyorum. 201 Bu düşüncede iken bulundu - Nakleden: F. K. — Fikrinizi aniadım. Tamamile size tabiim ve Petti Grevin katl hâdisesine taallüku olan malümat- tan başka ne öğrenirsem sizin sü saadeniz olmadan kimseye söyle - memeği de vâaâdediyorum. Bu kâ. H mi? — Tabii... nunla beraber muhtemel bir teh. likeyi de size haber vereyim: Biri si buna ihanet ettiğinize zahip o lursa tehlikeye düşersiniz. Fakat böyle söylediğim için darılmayın henüz Metektif sıfatile tanınma - dığmız cihetle bu ibtimal pek za” yıftır, ” Forlong güldü; — Gururumu © kıracağınızdan, korkmayın, meşhur olmadığımı biliyorum. — Çok mühim muvaffakıyetle. ! riniz olduğunu bilmiyor değilim, ancak amatörsünüz ve yenisiniz. Bu sebeple şelirin sabıkalıları mu” hitinde henüz meşhur değilsiniz. Bu şimdilik sizin Jehinizde bir yu. Maamafih kimbilir? Sizi ta, nıyanlar da bulunabilir... İsterte- niz oraya ben yalnız gideyim? — Rica ederim Dayi, benim için bu kadar üzülmeyin Beni böyle bir yere göturdüğünüz için size mü İteşekkirim. İcabında kendimi mü- daflaa etmesini de bildiğimi sanı. yorum. — O halde mesele yok. Sizi i - kaz etmeği vazife bildim. Bunun. la bereber sizden beklediğim ce - İ. Yemek esnasında işten | kat ben de hesaplı hareket etmek | vap da bu idi. Şimdi bahsimize ge- mecburiyetindeyim. Sizden daha| lelim: Mandaren isminde biz bar | biliyor musunuz? | — Evet. Bugün ilk defa öğren- miştim. Direktörlerinden biri öl - — Havadisi biliyorsunuz de mek? Gazetede de bu cinayet ko. nuşulmuştu. Eğer Sir Peter mu - vakkaten beni mezun addetme - miş olsaydı tahkikatırı ben ya- pacaktım. Fakat cinayeti siz ne - reden öğrendiniz? Gazeteler da” ha yazmadı, yarın yazacaklar. Za bıta akşam gazetelerine malümat vermeği, Forlong izahat verdi: (Devamı var) KAHRAMAN HAYDUD Teşekür ederim. Bu”! .İ lar konulmuştur. Her şey fakir, fa- *İ rini örterler, baş örtüleri kayar ve Oralarda akşam haşlıbeşma bir âlemdir, Güneş, selvilerden süzüle- rek evlerin pencerelerine çarpar, mezar taşlarında dinlenir ve sundukanm arkasmda (çöreklenir. Kadmlar ufak çocuklarmı kucakla. rına alarak, kapı önlerinde topla. sırlar. İşten dönecek erkeklerini bekler, konuşurlar. Birisi, bir tram- vay kazasını; öteki, yeni bir Savaş olacağını anlatır, Öbür yandan çö- cuklar keçi yavrulariyle oynaşarak mezar taşlarından atlar, itişir, dö“ i “ İ güşürler. Kız çocukları takunyaları Üzerinde, ayakları bürkula burkula, bir iki sokak ötedeki çeşmeden su taşırlar, Sıra kapmak için etekleri lanarak, düşerek, o yuvarlanarak koşuşurlar. Kovaların, tenekelerin tangırtısı onların çok hoguns gider. Oralarda akşam her yerden daka sevimli gelir, Erkekler işten döner. ler. Ve kapı eşiklerinde dinlenirler. Erkeklerin işten dönüşünde evlerin kapıları açıktır. Açık kapılardan, bazan malta taşı döşenmiş, bazan toprak ev altları görülür, Buralara hasırlar, çuvallar serilmiş, yastık. kat temizdir, Pencere ünlerinde fes- Yiyan saksıları arasından slak bez- lere sarılmış su destileri göze çar. par. Selvilerin arasından süzülen kozalak kokulu bir rüzgâr ak patla. ka perdeleri bütün bir günün yor- *İ gunluğuyir esnetir, Evlerin pencereleri gün her saatinde açıktır, İçerd meğin taze Günün beş vaktinde bir sokak öte- deki mescitten ihtiyar müezzinin yorgun sesi duyulur: “Tanm ulu, dur, Tanri uludur. Tanridan başka tapacak yoktur.,, Oralarda oturanlar dindârdırlar, Fakat bu dindarlık mutedildir. Ka. dınlar yazma baş örtüleriyle başla” omuzlarında toplanır. Artık onlar başlarının örtülü olup “olmadığını unutmuşlardır bile... Genç kızlar ev ğim bir adam bakkırida fazla bir bir! çıplak bucak'larmı : | bu odanın kapısı açıldı. İçeriye kır sakalir, saçları vaktinden ev. vel ağarmış bir adam girdi. Areten; — Nasıl? Büyük Engizitör denen adam bu mu! diye mırıl- dandı. Dandolo vakur ve azametli sesile sordu: — Müsyö! Büyük Engizitör. le görüşmek istemişsiniz? Evve- Jâ size şunu haber vereyim, ben artık vazifede değilim istifa et- tim, Areten eğildi: — Monsinyör, istifa etmiş ol- duğunuzu Venediğin hesabına büyük bir kayıp olarak kaydedi. yorum. Fakat ben büyük engizi- törle değil, bizzat Sinyör Dan - dolo cenaplarile görüşmek ar - züsundayım, — Ya! O halde sırf şahsıma taallâk eden bir mesele. — Zati devletleri maksadımı anlayınca hükmedebilirler. Ev - velâ aflınızı istirham ederim. Za tâlinizi orahatsız cylemekien maksadım hoşunuza gidecek bir şey bildirmek içindir. — O halde çekinmeden söyli- yebilirsiniz. — Niçin olduğunu pek hilmi. yorsam da gerek sizin, veyahut da size mensup olanlardan biri- teveccühünüz bulunduğunu zân- * nediyorum. Bu adamın İsmi de Rolan Kandiyanodur. Areten bu sözleri söyler #öy « Jemez olduğu yerde dehşet için de kaldı, — Muazzam bir pot kırdım, Diye düşündü. Çünkü Dando. lo oturduğu yerden birdenbire sıçrıyarak ayağa kalkmıştı, ren- gi sararmış, elleri titriyordu, Hemen şairin girdiği kapıya ko. şarak kilitledi, Yerine döndüğü zâmân Aretene hafif sesle sordu; — Böyle bir zanida nasıl bu- İunuyorsunuz? Bana ne söyle - mek için geldiniz? Onun tarafın* dan mı geliyorsunuz? Sizi o mu gönderdi? Çabuk söyleyiniz. Şair büsbütün şaşırmıştı. — Hayır, hayır diye bağırdı. Onun tarafından değil, kendi arzumla geldim. Fakat mademki bu isim sizi o kadar müteessir e. diyor, ben aldatımışım, o halde gideyim. — Hayır, kalınız! Dandolo Aretepin üzerine na- zarların: dikmişti, Alnında, iri ter taneleri parlıyordu. Nihayet kendine hâkim oldu. Sakin bir sesle? — Müsyö, dedi. Oturunuz. Fikrinizi açıkça söyleyiniz. (BL Rüya ve hakikat aMtlarındaki barırlara oturarak 8ö- kük dikerler, Kisa basma entarile. ri, diz kapaklarmın üstlerine kadar , sokaktan gelip geçönlere gösterir. Onler Lunun farkında bile değildirler, İçleri, ko. zalak kokulu rüzgür gibi temizdir. İşte Ayge, annesilç birlikte, bu selvilere bakan evlerin on ufakla. rından birinde otururlar, Ufak, ku- tu gibi bir eveeğiz... İki odaları var- dır. Birinde yemek yerler ve yatar- lar, Ötekini de misafir odası olarak kullanırlar. Bu odağı, Ayşenin yün isi yaptığı zamandan arttırdığı Yürlerle işlenmiş, alir yeşilli köşe yastıkları, duvarlarda el işi kâğıdın. dan yapılmış çerçeveler içinde bir bayram günü ayak resimeisine çek. tirilmiş #oluk renkli fotoğraflar vardır. Bir de, yüklüğün yanma 80- kulmuş, fistünde Galata ve Boyazıt kulelerinin bayraklarla donanmış resimleriyle, Meşrutiyet halirası ig- Icamlş teneke bir sandık. Bu Ay- genin çeyiz salıdığıdır. Ya... çeyiz sandığı! Bu sandık, önün, annesin. den sonra en yakın sevgilisidir, O. nun içinde, göğüslerine rokoko iz-| lenmiş patiska kombinezenlâr, yı boyar “A” markası yapilmiş tepsi örtüleri, Bursa havluları, silecek, bamam keseleri, üstünde kiraz ve şeftali çiçeklerile 5-10 arşm batma, yatak yorgan çarşafı sarı bir ha, mam tası ve daha ufaktofek neler, S in bunlar, sıcaktan yeni e nisa gibi te. ikecnö ME KARAN .— Ayşe ve annesi yarım #aat Merde tütün mağazasında yaprak devgirir- lerdi. Sabahleyin altıda evden çı- karlar, akşam yedide dönerler, A- na, &ız bayatlarmdan biç de şikâ, yet etmezler, Onlar kanaatkârdir. lar. Tanrmın bu kadar da vermedi. Ei kulları olduğunu düşünerek avu- nurlar. Ana kız, İkisinin de en bü- yük sevinçleri sandığa yeni bir şey Mâve etmekten ibarettir. Kenarları oya işlenmiş bir ipek baş örtüsü, bir mendil, onlarda büyük sevinç- KAHRAMAN HAYDUD Hattâ üç tabutu sipariş için bizgat dışarı çıktı.. Usta biz ma. rangoz ile görüştü. .Öğleden son ra gondolu ile sarayına döner- ken, Emperyanm sarayının ö. nilnden geçti. Görünmemek için gondolun köşküne sokuldu. Per- delerin arkasına gizlendi. Şairin tabiâtinde biraz (kadın lk) vard. Yani hissettiği korku nakadar şiddetli olursa olsun merak hissi her şeyin üs. tünde idi, Gözücu ile perdenin arasından sârya baktı, Önünde bir sürü kalabalık gördü. Gon. dülcüye sordu; — Burlar niçin toplannu: — Zati devletlerinin baberle- ri yok mu? Sabahtanberi bütün Venedikte mühim bir şayia ge- ziyor, Sinyora Emperya gitmiş. Şair sevinçle haykırdı; — Gitmiş mi? — Evet, dün gece, — Emin misin? — Bakınız, eşyalarını satıyor. lar. Aretenin artık korkusu kal - mamıştı. Cesarctle bir kahraman gibi gondülün köşkünden mey * dana çıktı ve sandalcıya rıhtıma yanaşmasını emretti, Birkaç dakika sonra karaya çıktı. İşittiği havadisin hakikat olduğuna birkaç kişiye dahâ s0. rup kanaat getirdikten sonra Sen 8: # * ri > kalerma 3u taşı çekilmiş gecelikler, | ler doğurur. Ondan başka, pencere önündeki çiçekleri ve saç manga'm altında yavrularını emziren tükiri severler, Ayşe geceleri annesini u. yutur ve idare lâmbasıım ışığı sl- tindâ #andıği açarak, kimbilir kaç kere öpüp kokladığı ba gül sabun kokan gömlekleri, havluları tekrar lekrer öper, katlar, devşirir. Bütün hulyası bu sandığı tıka basa doldü- rabilmek, onlara tam saadeti geti- rocek, annesini tütün tozları ora. smda öldürmekten olsun kurtara. bilecek erkeğe bomboş gitmemektir. Çeyiz sandığı o taraflarda büyük bir saygı ile sevilir, Yeni kız evlen- direnler için; — Aşkolsun doğrusu, kızına ağız dolusu iki sandık verdi! — Tanrı daha çok versin. Kadm dişinden tırnağından arttırdı dn &v- lâdmı el evine çiplak yollamadı. Dar:sı dostisr başıma! Diye konuşurlar, Bir gün Ayşeyi istediler. Bu, on- lerim yaşayışlarında bir dönüm nok. İtası oldu. İstiyen erkeği zaten ya, kınden tanıyorlardı, İyi, güclü kuv- vetli, namuslu bir adamdı. Manav- WWk yapıyordu, Kazancı da fena de- ğildi. Yalnız bir kusuru vardı: İçer. di. Aygenin annesi bu noktada çok tereddüd ediyordu. Çünkü o, rah. metlik korasında içkinin kötülükle- rini çok yskmdan görmüştü. Tanrı günahlarını bağışlasın, merhum da çok içerdi, Hele son günlerde ağız tadıyla bir akşam yemeği yiyeme- mişlerdi. Her akşam kavga, her akşam kavga... Ve nihayet koca a- dam, o zıkkunn yüzünden devrilip Bitmişti. Ayşenin annesi koca evine, genç kizlarin içlerinde esen bahar kokulu bir havayla gitmiş, rakı o. mun baharmı soldurmuş, öldürmüş. tü. Şimdi kırmın syni akıbete düş- mesini istemiyordu, Bunun için, Ayşeyi istiyeni karşısına aldı ve bir erkek gibi konuşmağa başladı. — Sonu yarın — 201 Emperyanın sarayı hıncahınç doluydu. Grup grup toplanmış genç sinyörler bu harikulâde hâ dise , hakkında konuşuyorlardı, Diğer taraftan birtakım köylüler kâhya ile pazarlığa girişmişler « di Şair biz kısım halk tarafından selâmlanarak, bir kısmını da ken disi selâmlayarak ilerledi. Kâh - yanın yanına geldi. Kâhyarnın her şeyi yok bahasma satmak ve parasını alarak Emperyaya gö. türmeyip başka tarafa savuşmak fikrinde olduğu anlaşılıyordu. Areten sanatına âit bazı ufak tefek şeyler sâtm alarak sârayı- na gönderdi. Sonra merakla sa * tışın Hihayetini bekledi. Akşama doğru sarayda yalnız tek tük birkaç müşteri kalmıştı. Onlar da gittiler. Emperyanm sarayı dahili tezyinat ve servetinin nıs. fıni soyguna vermiş bir vaziyet- te idi. Her taraf dağılmış, kalan eşyalar yerlerde, ötede berille sürünüyordu. Bu manzara karşı sında şair kâhyaya döndü: — Ben olmasaydım eşyaları çok ucuz satacaktın, dedi, Sana eşyaların hakiki kıymetlerini söy lememiş olsaydım elinde olan ha sılat yekünu yarı yarıya as 6 - Tardu. i Kâhya şairin ne tabiatta bir adam olduğunu saraya gelip git, > Sak niz işi