13 Mart 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

/HABER hat pi uıwww İi 4 - K M W - . Binicilerimizden — şunu Yazan: %myan bini- OİM, *Por federas. 4 % 14 üncü bey- lhğel atlı müsa. İ Tin — proğra- İ tesbit Ffsı:n yıl, bu etmiş- en Şerefini ka. $ olan Türk Mavet b Binicilerimiz, titiz bir dikaklle anl renmanlarına N Üaltn kupa- devam ediyorlar dâkikada memleketimizde |e “Su malümdur. Geçen yıl / Oyanın Beynelmi dünyanın en büyük ordularına mensup bir çok rakipleri geride bırakarak İtalyan başvekilinin e- e el Endüstri âlemi İç |şapa Markanın 4 H()â'şllmez bir kuvvet olduğunu ul_ş CONCOURS) mükâfatı vermek Ç *tile tasdik ve kabul etmiştir. | VA MARKA HUBAT UNLARI f ; Sıhhatinizin yardımcı kolları K î Nens baharatı: | w Üri te“felfleriniz lezzet ve iştiha kaynağıdır ... #a Sİ: 1915 M. NURİ ÇAPA Beşiktaş İ V ===: YENE ! Geçen ytl beynelmilel atlı müsabaka lara işlirak eden binicilerimiz. Musolini kupasını muhafaza edelim NIZAMEDDIİN NAZİIF | candan niz açık olmasını ancak temenni | değildirlerye?, Siz, atlarınıza alış> Çiki aylık müddetin her - anında, —— bekliyoruz : liniden altımn kupayı almış ve galip. ler burada bize bir milli bayram | yapmak gaadetini bahşetmişler- di. Musolini kkupasına tamamiyle temellük edebilmek için üstüste üç defa milletler kupası yarışını kazanmak icap eder. Bizden evvel bu yarışı kazanmış bulunan ekip- ler arasında yalnız bir kere Al- manlar bu muvaffakıyeti göster. miş, ikinci defa konâan kupa ise şimdiye kadar — elden ele dolaş- mıştır. — Geçen yil, bü sütun- larda muvaffak subaylarımızı al. kışlarken demiştik ki; *O? #ahrik Adariz. — Siz. Hu memleketin spörcu gençliğine en güzel nümuneyi verdiniz. Bu ku- payı bir defa bile almış olmanız bizi sevindirmeğe kâfidir. Fakat gönül istiyor ki bu kupa, bize gel. dikten sonra başka diyarlara göç Bir sinema artisti Lübnan Cum- || huriyetinin en büyük nişanını nasıl aldı ? Adam dalgalara kapılarak açıklara sürükleniyordu; boğulacağı muhakkaktı. Birdenbire, esmer, güzel bir delikanlı suya atıldı... Birkaç ay evvel Lübnan “sahille. rinde ufak bir boğulma ve kurtar- | ma vakası oldu. Bu vaka belki gün. delik gazetelerin müteferrik hâdi. seler sütununda birkaç satırlık yer alır, belki de mahallf zabıtağının raporları arasında unutulur gider- di, Fakat böyle olmadı, O gün Akdeniz her vakitki gibi masmavi değildi. Kirli gri rengin. de. Beyaz köpükler, kararmağa yüz tutmuüş kar yığınları gibi çırpı- niyor, Fakat bu kötü havaya rağ- men-deniz banyosunu yapmakta i. had edecek kadar cesur insanlar da yok değil, İşte bu tehlikeye meydan okuyanlardan birisi, dalgalara ka- pılarak açıklara doğru sürükleni . yor. Fakat bu manzaraya gözleri korkudan büyümüş bir halde ba - kanlar arasında, tehlikeyi gözüne alarak, boğulmak üzere olan adamı kurtarmağa cesaret edecek hiç kirisa yal” Savinnilar erasından hir |-delikanlı suya'atıldı. Çok Mmahir bir yüzücü olmasına Trağmen üzerine vuranğ görmesine mâni olan, ken- disini sahile doğru atan dalgalarla boyuna çarpışıyor. Bu çarpışmada etmesin. .Zira bunun şinden daha büyük bir azap cla.| caktır.,, ) Ve .... çalışmak, daha kuvvet- li muvaffakıyet şartları elde et. mek için bizden bir irşat bekleme- diklerine aslâ şüphe etmediğimiz binicilerimizden, bir an ümit kes. meden bugünlere ulaştık. Şimdi ayni arzuyu bir daha tekrarlıyo- ruz: “—. Biniciler! Bu kupayı muha. faza etmeniz bütün memleketin en temennisidir, biliyorum, biliyoruz. Atlı yarış, her şeyden evvel at meselesi ve gene her şey- den evvel talih meselesidir. Talihi. edebiliriz. Fakat atlarınızın iyi ol- ması bir imkân ve nihayet bir. bilgi işidir. Acaba şu uzun yıl içinde at işini halledebildiniz mi? — Yor- gün olmıyan, sakat olmryan, yaşlı, ürkek, aksi, idmansız oldukları söylenemiyecek atlarla mı bu se- yahate çıkacaksınız? Biz böyle ol. duğuna şüphe etmemek mevkiin- deyiz. Zira şu at satın alma dava-| sı bu yıl içinde mutlaka halledil- miştir, sanıyoruz. Sizden, sizin bi. nicilik kabiliyetlerinizden, — üni- formanızın şerefini yüksek — tut- mak için imkânsız sanılanı yapabi- leceğinizden eminiz , Fakat acaba atlarınız naııldiğ? Huysüz değiklirler ya?. İdmansız kınsınızdır ya?, Onları hünerleri- nize yatkın bir hale getirmişsiniz dir ya?.,, Musolini kupasının galibini se- çöcek yarışın günü Mayısın altısı imiş, Bilmelisiniz ki bu bir buçuk bü memlekette, bütün vatandaş- gelişi bir | zevktir, fakat gidişi hiç gelmcyi-: iki defa hayatı tehlikeye — ğiriyor. Fakat nihayet kendinden — geçmiş zavallı adamın vücudunu bitkin bir halde sahile çıkarıyor. Bir hayatı kurtarmak için ken. dini tehlikeye atmakta —tereddüd etmiyen bu adam taltife lâyıktır şüphesiz. Fakat şüphe yok ki bu zat alelâde bir fan! olsaydı ya avu- cuna birkaç lira konur, yahud da paraya ihtiyacı olmryan bir adamsa kendisine bir tahlisiye madalyası verilirdi. Fakat bu defa bu iş böy- le olmadı. Ertesi gün bizzat Lüb. nan Treisictümhuru bu delikanlının göğsüne Lübnan cumhuriyetinin en büyük nişanını taktı. Çünkü bu zat asrımızm en alâka ile takip e- dilen mesleki olan sinemacılık âle. mine mensuptur, “Serviler altında Cemile” filmini çevirmek üzere Su- riyeye gelen genç bir Fransız artis- ti Joze- Nogero'dur. 'İşte onun iİçindir ki bu alelâde ha. ber ehemmiyet almiş, birçok gazete sütunlarında dolaşmış ve Joze Ne- gero için epey bir reklâm vesilesi olmuştur. Bu hâdiseden sonra sa. rine ve biribirlerine söracaklardır. Musolini kupasını bu yıl ida mem- leketimizde — bulundurmanız bu milletin müşterek bir temennisi- dir. Ve bunu yalnız bir temenni olarak ta ileriye sürmüyoruz. Bu. na inanm:ş ta bulunuyoruz. Altı mayısta, İtalyanın o yarış yerin- de belirdiğiniz anda sizi alkışlaya- cak halka yarış sonunda bayrağı. mızı da alkışlatmanızı istiyoruz . Sportmen İtalyanın Türk bayrağı- ni alkışlaması bizim kanamıyaca- ğımız bir zevkti. İtalyadan göğ. sünüzde —yeni madalyalarla ve mutlaka altın kupa ile dönmenizi bekliyoruz. larınız, bu sualleri kendi kendile. : — Nizameddin NAZIF ça / C NC %ü;âae v N Jo Ü T7) Nogero natkârm ismi duyulmağa başlanm- ı ciydiler de kaza olmadı. Yalnız bir ca bir sinema müharriri kendisile görüşmeğe gitmiştir. “Joze Nogero mütevazı bir genç- tir, Mesleğini sevörek yapıyor, Et- rafında fazla gürültü —yapılmasını istemiyor. Kendisine teklif edilen her rolü kabul etmiyen, beğendiği rolleri alan /hir mes!ehaşw,ıçok samaer bür âalikın]l. m' rimatn TEMLEĞİ Üzerinde toplafürğılğgörün- ce: — Aylarca açık havada, -- tabiat ortasında yaşâdım. “Serviler altın. da Cemile,, filmini Suriyede çevir. dik, bu vesileyle bütün Suriyeyi de- ve ve'at sırtında dolaştım, * Sanra da “Mavi Tuna” filmini çevirmeğe başladık, Bu filmde ben bir çinge- ne rolünü oynuyordum. Bu film yü- zünden aylarca hakiki çingeneler a. rasında kaldım, —Onlarla beraber atlara bindik, kırlarda dolaştık, az zaman sonra derim de onların deri. sine benzedi. Biliyorsunuz: Mavi Tuna filmi müzikli bir filmdir. Bu filmde Al- fred. Rod'un meşhur Zigan orkes- trası bizimle beraber çalıştı ve Al- fred Rod filmin baş rolünü bizzat kendisi oynadı. Fakat bu film sa. dece bir musikili film değildir. Bir hissi tarafı ve bir de zabıta roman- larınt hatırlatan cephesi - vardır. Film beygir Yyetiştirip satan “bir çingene aqirefînde geçer, Film şir- kelti Tuna kiyılarında geniş arazi kiraladı. Buraya hakiki çingene &- rabaları getirdi, Birçok çingeneler buraya ayılariyle, keçileriyle yer - leştirildi. Çadırlar kuruldu ve bun- dan sonra filmin çevrilmesine bâş- landı. Arada geçen müdedt zarfın. da hepimiz çingenelerin yaşayışma alıştık. Hakiki bir göçebe yaşayışı. nın zevkini duymağa başladık. Film icabr at üzerinde yer dolaştık, Hem de ne atlar! Haşarı, sinirli, zaptolunmaz, cinsten, Bere. ket versin filmi çevirenler iyi bini. Muharrir bu | (görüşmesini şu suretle anlatiyor: yer. defasında ben aftan düştüm, — Sizin gibi iyi bir binici nasıl o- hür'da attan düşer? Ü —.'Heni de kampm en uslu atma binmiştim, - Fakat nasıl o'lduğufı.u bilmiyorum. At birdenbire şahlan « mağa başladı. Ben bunu hiç bekle- mediğim için muvazenemi kaybet, tim ve yere (düsştüm ”Eirafımdaki. ler tabif kahkahüğr kopffüllar. Ve “eğer hakiki! çingene olsaydin seni derhal afaroz eder, kabileden tar- dederdik,, dediler, Maamafih bu düşüşten dolayı bana yine bir ceza verdiler. O akşam kampta içilen tîî’ıı tün içkilerin masrafını bana- ödetti- ler. — Demek oluyör ki böyle uslu hayvanlara binmek de tehlikelidir, — Tabil. Bir gün rejisör, figü, vanlar için ordudan çürüğe çıkarli., mış atlardan yüz tane satın almış« tı. Bir işe yaramaz, gözleri kğş, hareketten kalmış beygirler, Fakat ahırda kala kala hürriyete hasret kalmıs bu zavallı hayvanların üze- rine fiğüranlar binince tasavvur €- dilemiyecek bir manzara ile karşı. laştık. Hayvanlar derhal gemi azı. ya aldılar ve ağızları köpük dolu koşmaya başlâdılar. Vâktâ bu ha« reket üzerindekileri korkuttu ama, rejisörü çok memnun etti. Onun da aradiğı böyle hareketli, - intizamsız bir ioşu'manzarasıydr. Derhal ma- kineleri çevirtti, — Bu, çingene kamrgâk_ımda. ya. şarken, keman, def, yahut zurna çalmağı öğrenmediniz mi? — Hayır, Çüünkü Tfilmde şarkı söyle_meğe mecburdum. Ve onun İ- çin yalnız şan yapmağa çalıştım, Bu sgözlerden sonra Joze Nogero Mavi Tuna filminin çingene hava- larmdan birisini mirıldanmağfa baş. ladı. Artık söyliyecek başka bir gey kalmadığımı bana anlatmak İstiyor. dü... RADYOLİ ile SABAH, ÖGLE ve AKŞAM defa dişlerinizi Her yemekten sonra günde üç fırçalayınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: