13 Mart 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

*& kiğ 13 MART — 1939 —-—-——— -— Kan vericilerin ıztıraplı Bin defa kan veren adam Iİngilterede, daima hazır 3000 kan vericisi olan husu Hastalara sıfıhatli bir insandan kan hnakletme Amm:liyesinin tarihini ıa_raşüracak olursak, bir tedayvi usu- Ünün tekemmül — edebilmesinin ne ddar uzun zamana ve ne çetin bir Slışmaya mütevakkif olduğunu bir €re daha anlarız. Bir insanın kanını diğer bir in Sana akıtma fikri ilk defa — ortaya dlldığı zaman alâkasızlık ve istih- ğfla karşılanmıştı. 1490 senesinde T yahudi hekim, ihtiyar ve hasta Bapa sekizinci İnnocent'e üç erkek Scuğun kanlarını verdi. Papa ve ÜÇ Çocuk derhal öldüler. Doktor es- Tarengiz bir surette ortadan kaybol- du' Kan nakletme fikri de unutul- u, İki asır sonra, 1665 de Richard “ÖVer isminde bir doktor bu ameli- YeYİ ilk defa olarak muvaflakiyetle fatbik etti. İlk tecrübesini köpekler Üzerinde yaptıktan sonra, fazla kan | " Ybetmek yüzünden ölüm — haline &elen bir çocuğu, koyun kanı enjek- SİYonu yaparak kurtardı. O seneler- kan verme, sadece ağır ciğer has" falıkları ve deliliğe karşı kullanılır- Ü. Ve kan, şimdiki gibi gruplara 3Yrılmadığı için, insanlara kedi, kö- k ve koyun kanı verilirdi. _Fai—:at, kan nakline hâlâ faydalı İT buluş gözüyle — bakılmıyordu. leyhte cereyanlar o kadar kuvvet *hdi ki, Fransız doktorun çalışma- T 'da neticesiz kaldı ve bu ameli- Yenin tatbiki resmen menedildi. Aradan iki asır daha geçti. 1877 t İğlen James Blundell isminde bir Mgiliz doktor, çocuk — doğururken A kan kaybeden kadımlara kan Ğ €tmeze teşebbüs etti. Hasta ka- tu'ı“arm dördü öldü, yüzlercesi kur- du, m1900 senesi Nobel Tıb mükâfatı- Lankazğnan Viyanalı bir doktor, ki fgteıner. insan kanları arasında- Üğ al'kîarı ve bir kan — seromunun küfr bfr insanın kanındaki kırmızı bütîhrmî pıhtılaştırmak veya büs- uf' eritmek gibi — tehlikelere yol ğ İleceğini keşfetti. Bugün, kan, €tme ameliyelerinin yüzde yüz İh aAflakiyetli oluşu, o — doktorun t kanlarını muhtelif — gruplara Birnp tasnif etmesi — yüzündendir. Sök tecrübelerden sonra kan ve- * kan alanın kanlarının — ayni î!qî.a dahil olmasının — lüzumu tıb tpa, 'e kabul edildi. Cihan harbi . Sinda kan verme ameliyeleri bir şdı Ağir vyaralıların hayatını kurtar- 'a Akat doktorlar büyük bir müş- HÜ kare ğ , !meğe arşılaşıyorllaîdı.: Kanını ver- Te Gzı sıhahtli insanlar bulmak Fesi. Bu işte de kızılhaçtan yar- İi , Tediler. İngilterede şimdi, da” ÜN .. yîmî' cemiyet vardır. Kanlarını h'îîte Be razı olan bu üç bin kişinin İnça ” Diri kadındır ve hepsi sıhhatli rdır, Bunların her türlü ih- ları cemiyet tarafından temin * Yalnız bir nevi mahbus ha- l:a,şıı_’aşarlar. çünkü acele bir vaka , Ahda derhal arzu edilen hasta: S'q-re Sitmeleri lazımdır. — Uzak bir hkqnş;zzmeğe gidemezler, seyahate feekol lar, bir akrabalarma gide- Te y Salar bile cemiyet idaresine ad- ma!ae'tüef(’n numaralarını - bırak- aa ” Sağrılınca derhal gelmeleri fahgiy ”- Bu 3000 kişinin kanları G!Iter &dilmiş ve gruplara ayrılarak H*T Te kayıtları — geçirilmiştir. hla NBi bir hastaneden kanı mese- kan n İlya “Ç &i Brupundan olan bir hastaya letmek için birini istedikle- dziır 300 kan vericisi olan hu- | ri zaman, cemiyet delterlere baka: rak (A) grupu kanlı sıhhatli bir aza- sını hastaneye gönderir. Kan nakletme ameliyesi, alan ka- dar veren için de tehlikelidir. Bazı memleketlerde hâlâ icap ettiği kadar tatbik edilememesinin — sebebi de, kan venmgilerin pek kolaylıkla bulun- mamasıdır. Kan vericiler, sıhahtle- rini bozmamak için ancak dört Deş dela kan verebilirler,. Kan verme te- koru şimdilik iki Fransızdadır. Bu genç adamların her biri 1000 defa si bir cemiyet var hayatı Kan, hastaya gayet ağır, dakika da on damla olarak verilir. kan vermek gibi mühim ve tehlikeli bir fedakârlık yaparak — insaniyete hizmet etmişlerdir. Kan nakletme ameliyeleri müna- sebetile bazan gülünç vakalar da o- lur. İskoçyalılar hasisliklerile meş- hurdurlar. Gayet cömert tanılan bir İngilize, bir İskoçyalıdan kan nak- ledilir ve İngiliz iyileştikten — sonra son derece hasisleşir, hattâ hayatıfir kurtâran İskoçyalıya bir hediye bi- le almıyârak, bir teşekkür mektubu yazmakla iktifa eder. Pohua bağırdı: nız mı?.. Sihirbaz put gibi duruyordu. Pohuaya: leceğime inanıyor mu? başiyle: — Evet! işareti yaptı. Pohuaya: sin! dedim. Duk-Duklara böyle in. san beyni yiyerek insanların öylmi. yeceği yalanlarını uydurarak neden bu kadar zulümle hareket ediyor? Kendisi insan olduğunu unutuyor- mu? Pohua bu suali aynen tekrar etti. Sihirbaz hiddetle reddetti: — Hayır! Ben insan değilim!.. di- ye bağırdı. — O halde nedir? Sihirbaz ayni tehevvürle şaşı göz. lerini döndürerek: — Ben (cin)im..! dedi. Ve bü- tün Duk-Duklar da istediğim zaman derhal cin olabilirler! Onun için cin. lerin âemine — uçurulmaktan kork- maml/.. Sihirbazdan büu cevabı alınca ha-. kiakten hayret — ve tereddüde düş. tüm. Bu adamı korkutmanın hayli güç olacağı anlaşılıyordu. İptidat insanların çok kuvvetli ve hunhar olmalarına rağmen son de- 'tect korkak oldukları malümdur. Onlara bu korkaklığı veren batıl i- tikatlarıdır. | Nevralji© Nezle Baş ve Diş ağrıları INA Dindirir — Sor dedim, herif bunu yapabi. * Pohua sihirbaza sordu: Sihirbaz | — O halde bana doğru:,'uî söyle- aat — Ceddin Guan . Müri bu şim- — : şeklerle hepinizi birden yerin dibine- — cinlerin âlemine uçurabilir, anladı- Gayet gariptir ki onlara — bizim zihniyetimizin almıyacağı yerlerde harikulâde bir cesaret ve- ren de gene batıl itikatlardır! . Batıl itikatların insan ruhu üze. rinde bu ayni zamanda zıt ve müte- nakız tesiri hayret edilecek bir eşy” dir. Ölmiyeceğine veya ölümün saadet olduğuna inanan bir vahşi, bütün bu imanına rağmen, ölümden en na. rin ve Âciz bir böcek gibi korkar!.. Fakat ruhuna yalnız batıl itikatları- nın verdiği iman hâkim olduğu za- man vahşi, harikulâde cesur bir in. san kesilir!.. Bu diyarda hilekâr ve melânetli zekâsına rağmen hiç şüphesiz Duk- Dukları bin türlü hilelerle bilerek, aldattığı halde kendisi de hakikaten birçok batıl itikatların esiriydi. Ken di de aynen etrafındaki yarı hayvan insanlar gibi kendisinde hissettiği (insan olmak) feykalâdeliği ancak '(cin olduğu) kanaatile izah edebil- diği ve buna da inandığı anlaşılryor du. O yakit, diğer Duk-Dukları kör- ku ve dehşetle mağlüp — eden basit hilelerimizin hiçbir tesir yapmadığı bu kurnaz sihirbaz üzerine şöyle bir tecrübede bulundum. Pohuaya: — Söyle Hulan Guluya ki ben onu bin yaşına kadar bir cinin bar- saklarında yaşatmaya müuktedirim!. B eai z ; | ıKızıtl Gölge HABER'İN RESİMLİ ZABITA ROMANI: 113 | KIĞANIDEN Bik P oziVEYLER FAKAT BiZiMA | İSAKIN ©L OĞ Ğ O FAKIRDIR. BE RI İKi MACE, F, S BABACIĞIM KU- AKIR DIR. BE TARAFI R MUVAFFÂAK © ŞA PERESİ Zîfnjgwq KİZİ, ğî'fjg',ğf Bi BİR ÇOK CES-|İNARB AÇARAK | LAYI SEVİ YORAŞİSANA ZENGİN MCe yti 3; ,(Ğ":.,BAT:.. CAGİMNZDAN Bd KABİLE: ||z) lo ĞDIM YAVİKARB:LEDİR Oğ. ikizır GÖLGEYE ONUNLA EVLEN.İŞİİ BirR. KOCA BU.-| | Ga MUVAFFAk OLUR- ÜXÜDAR EMİNMİ. LER YA A t Biz isE| 'TRATSIZLIK EDE| İMEMiİ WİÇİN (i Ğ SAK MESELÇ W4aL- B S'NİZ . BU Kizü ARASIN DA Üa K e. "LEJ:ĞĞ'ĞĞ%Ğ Üİ YY MAZ ÇÜNKİ OR1ZEVİN GÖGE DE NE 1 ; ” y > gö TFNĞİNİ Bi B aa — ÇARELER: İN I..;.Lr:'—â VETLDİR. ; A ! U A, bu'ş:mün d )| LERMEN Ki tÜNGA: LARIN KÖYÜN. DE ? SMILEY || SANSETTİGİM ELMAS |BU ARAZI-| (OYLE AMA ÜÜ WARrRBETMEĞİ | - 7 T WE ZENGİN ( YADENİ DAMARLARI İNİN LONGA| |BU ARAZİ y ive EDN Bg Z':ı'f- z BEŞAAN. NAFYA | ŞA M CAKEIN J’::DAMMR ON K FEVKALADE ZEN - TİZDRA 276 SANA 41D :3” P- Piyalün. “4”04%__ BİR MABUB . ASIR ?xısx. DUMAYAN BİRİANDEN ör vey WVEPT Ğ N, aN a ”“""'331 ç ? YOK .KİZİL GÖLGE Ve KUVYETLİ iyi A Tan F r A H - KABLE NYUNA ııquf ':n.:'ğ,?; A TacızZ .vg.s. SINİN LERE MERHAMETSİZ SÖ —SELAM. RPESİNİ GÖRME İ , GE K , Gı TTi $İ! Voll» Sül Z M FİKRİN | PEANANİ ŞU KULA BİR GECE YAYAŞCA GT Kİ ; " (5 K SMJLEY Gi- ZI ĞBİR YERE SAKLARI, KAKAT ÖRTA-|MLEVNUM HSYA İNi XABİ NfEŞrA; H İ|OTAY/ SEV/YOR... | |DER VE KIZI KAÇIRIRIZ | |YEYLER kızı ı.omuıqâ, f,ı | |Da Bir mzn_rvERu'ı.iıg!s ği,î:..î’ KEÇ . : BiLHASSA BU 1Ş TÇİN| | KIZ4 KENDİMİZ| TANİT.| | KAŞIRDIĞINA KANARAT EDER. S S/ SENDEMİ BU TARASINDA|i KABLE RESININ Ki |MAMAK İÇİN YÜZÜNÜ | |VE HARB AÇARLAR.HARBİ LA CMALARA İNAN HARP TMPUZ ASA İÖRTERİZ . NULÜBEYE tov| İ FAZANA ĞA > T ASN ADAM AYA BAŞUI AÇ N YACIĞz| | GOZARA 41D BİR EMARE ; ÇIKAR- # af T > —a R“4 ; MAK « 'it 'ÇİN BiR Br öi ÇÜRE DUŞUNU, YORDU Zeti LAf —ı"*) Santa Kroze adası yerlilerinin yaptırkları, burunları dalgakıranlı ve köşklü sandallar YAZAN: L.Busch 35 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Sihirbaz hiddetle bağırdı: « Hayır ben insan b Pohua sihirbaza bunu aynen söy- ledi. Herif bu tehdidi işitir işitmez yüzünü, suratına bir yumruk yemiş gibi buruşturdu. Şaşı gözleri birden bire yalnız akları görünecek derece şaşılaştı. Zayıf boynunda dışarı fır- lamış olan gırtlağı birkaç defa oy- nadı, Sonra kısık ve tutuk bir sesle: — Benim gibi bir reisin böyle bir cezaya çarpılmasına sebeb nedir? Diye sordu. O vakit anladım ki bu adam için hükmetmek ve saltanat sürmek ihti- rası her sevin fevkindeydi. Duk-Duk lar gibi meşhur ve büyük bir gizli cemiyetin hükümran — reisliğinden bir cinin barsaklarına düşmeyi ö- lümden daha büyük bir zillet olarak görüyordu! Pohuaya: — Şu halde, dedim, bana buğün kendisinin envai zulümle idare ettiği bu gizli cemiyetin sırlarını söylesin! Pohua sihirbaza bunu — söylediği zaman herif tekrar titredi. Gözlerini bir yengeç gözü gibi oynatarak: — Ne öğrenmek istiyor? diye sor- du. — Kendisini imtihan etmek isti- yorum! dedim. Eğer cevaplarını mü kemmel verebilirse onu affedeceğim! Cezasını vermeden gideceğim!.. Pohua sihirbaza bu ceyvabı bildi- rince sihirbazın yüzünde vahşi bir memnuniyet parladı. Biran dalgın bir halde düşündü. Sonra: — Peki ama, dedi, ancak yedi şey sorabilir! Pohuaya: — için?.. Diye sördum. Sihirbaz şu garip cevabı verdi: — Çünkü bu ay batalıdanberi 7 insan beyni, yani yedi insan ruhu yedim! Elbette bilirsiniz ki Duk- Dukların esrarını söylemek ölümle olur!.. Her sırrı söyledikçe bir defa öleceğime göre ancak yedi şey söyli- yebilirim! Sihirbazın bu garip sözlerine hay- retle ve gülümsiyerek: — Peki!., dedim. Evvelâ versin bakalım: Duk-Duk ne demektir?.. Sihirbaz hayretle yüzümüze baktı: — Duk-Duk kertenkele demektir! dedi. — Kertenkele mi? Bir Duk-Duk neden kertenkeledir?.. Sihirbaz: _ — Zira, dedi, Duk-Dukların ruh- larını kertenkeleler taşır! Alemden âleme, yeryüzünden, yer dibine gö- türürler!,, Bir kertenkelenin yarısı koparıldığı zaman gene ölmez, her iki kısmı da canlıdır.! Yarısı kopa: rılan' gene yaşar ve öteki yarısı tek- rar vücut bulur! Duk-Duklar da ay- nıdır! Duk-Duk da bir kertenkele- dir. O da birkaç, ruhludur.! Birkaç dela ölüp dirilir!.. İ (Devamı var) cevap

Bu sayıdan diğer sayfalar: