Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
h ahıtika Hitler'in kararı: Muşkullerden tüşkül beğenmek! ir X İngiliz muharrırine göre Çt:"|“38|ovakya meselesinde verilecek karar, nazi idaresinin atisile de alâkadardır İ e-i © v |a İ e Ş iam D R V diğ . — 9. EYLÜL — 1038 — x rıdey Piktorial'dan: | Cqmssulaf Kebek'i kaybettikleri srrada 'lı Volt (1727. 1759), ölümünden on IE“""'flkı tarihi taşıyan bir mektu” ? SÖöyle yazmıştı: M“ bir müşküllerden müşkül beğen. U'J’etmde bulunuyorum ki, neye ' e"?"’szm: ben de bilmiyorum.., Ğüum ersem bu cümle bugün de Her Hn ağzından söylenebilir. Çünkü bu hş ka:a €&r Çekoslovakya — meselesinde yor ? Vvermek mecburiyetinde bulu. U karar yalnız bütün dünyayı T ettiği için değil, ayni zamanda âlı hazi idaresinin atisile alâkadar ol- Çin de mühimdir. *T Siyasi hayatında bundan evvel m.m 2 daha böyle müşkül vaziyette kal Ta huumdîğîm biri vardır, şimdi — Pariste MYor, eskiden nazi partisinin azala- th h"'l İmiş ve 1923 teşrini sanisinde dîlqğ İsyanından sonra Hitler hapse- %n Zaman onunla beraber bulunmuş. "%Ün Söyleditine göre Hitler. o teşebbü- %e Muvaffakiyetsizlikle neticelenme. 10 kadar mütesssir olmuş ki, ölümü İti İercih edecek hale gelmiş. Hattâ ; 15'1 N nasılsa tedarik ettiği bir tabân- %'“den arkadaşı almış. %liı ikk gün sonra — Hitler tekrar m'.ış ve: !qq Dim daha yapabileceğim bir çok H*t Olduğuna karar verdim, demiştir. İlgi Tin hayatındaki ikinci müşkül an İye öDesinin 30 haziran gecesi olmuş ;kat partide çıkan — isyan çabuk %H Tis ve o gün, nazi İdaresinin ma- "m.lhım bir tarih olarak kalmıştır. Ün Hitler üçüncü defa olarak müş Vaziyette bulunuyor ve mühim Vermek mecburiyetindedir. Bu i& V&eceği kararda bundan evvelki di- Müşkül anda olduğu — gibi, onun D Va. N istikbali ile alâkadardır. ' Bnmi görüşümde — aldanmıyorsam Müşkül vaziyete sokan şey, vere. İ ç Ar her ne olursa olsun, nazi ida- %gıdn_ İYi bir netice doğuramıyacak ol- y LRR Balv . | “Vîl Etinde mümkün olduğu kadar ile tip, Hirp karar verirse, harp demek- M Çıktıktan sonra da, İngiliz hü- hin gayet sarih şekilde söylediği M Ün neticesinin neye varacağını "%,Bun €tmek şimdiden kabil — değildir. Ti h*şk S#kle dökülünce Alman genelkur. M anlığı vaziyeti eline almak isti- u '!hehlıhuenn harbetmek istememesinin Nazın“dtm yalnız biridir. daresı Almanların zihninde yer 4 übı Şt!l' çünkü bu fdare onları eski- I'met edilir bir millet yapacağr hın;;“? Muahedesinin — zilletlerinden Mti vaadetmişti. bu vaitler yerine getirilmiş bu- h Un üçin ,1938 senesinden son. &h% esinin artık vazifesi kalma- On,u ülebilir h'îhqı İÇin, Hitler, umumi bir harp dor bır harbe sabebiyet vermek- l'. î -înwhğmlmde aldanmıyorsam, Hit: bir , “nde Südet Almanlarına muh. ' '% dekallls-et idare hakkı veren, fakat krat bir devlet tabiiyetinde bir hal şeklini kâbul a-ka edecektir.. ::nlan öyle bir hal şekli ne Südet Al- h a_d'na yapılmış olan taleblerle, "iir €rin ırk siyaseti ile kabilitelil 'ı?“"nı öyle bir karar Alman efkârı *Sinde acaba nasıl bir tesir husu" Sü İTetek ktir? '“ld z Evvelâ, iyi bir netıceye varil- İıy hakkında propaganda yapıla- aq—flı akat sonra tahlil ve tenkid baş. îlh_ ım Mevki sahibi bulunanlar ara- | hkı] Kizliden gizliye, fakat manalı *snı iç Boşnutsuzluklar görülecektir. N '"ükış Olanla elde edilmiş olan arasın Tedir S yapılacak ve bünun netice. diye araştırılacaktır. Acaba o zaman nazi idaresi Almanya henüz kâfi derece kuvvetli değil, henüz bazı fedakârlıklar yapmak mecburiyetin deyiz diye cevap verebilecek mi? zannet- mem., Belki, Almanya böyle hbir anlaşma- ya girerek dünya sulhuna bir kere daha yardım etti denilecektir. Bundan başka, Her Hitlerin kuvveti ve belki Her Hinlerin gizli polisinin herkesi ikna edici iktidarı ile parti şeflerine, na. zi idaresinin harici siyasette — değişiklik yapmasını icap ettiren anın geldiği ka- bul ettirilecektir. | Levazım ÂAmirliği satınalma komisyonu ilânları 1 No, lu Dikimevi için 96,860 adet bü- yük kopça 229, 382 adet küçük kopça 10.9-938 cumartesi günü saat 11,30 da Tophanede levazım âmirliği — satınalma komisyonu reisliğinde pazarlıkla eksilt- mesi yapılacaktır. İsteklilerin belli gün ve saatte komisyona gelmeleri. .-& * (180) (6182) İstanbul Deniz yollaması — için 25:30 ton hacminde ve 25 beygir — kuvvetinde bir hamule motörü 19-9-938 pazartesi gü nü saat 14,80 da Tophanede İstanbul levazım âmirliği satnalma komisyonunda açık eksiltmesi yapılacaktır. Keşif bedeli 2231 lira 32 kuruştur. İlk teminatı 167 lira 35 kuruştur. Şartname ve keş- fi komisyonda — görülebilir. İsteklilerin kanuni vesikalarile beraber belli saatte komisyona gelmeleri. (178) (6095) * * * İstanbul Levazım Amirliğine bağlı müessesat için 219000 kilo patatese veri. len fiat Vekâletçe pahalı görüldüğünden 13—9--938 salr günü saat 13 de Topha. nede İstanbul. Levazım Amirliği satmal- ma komisyonunda pazarlıkla eksiltmesi yapılataktır. Tahmin bedeli 14235 lira, ilk teminatı 1067 lira 62 kuruştur. Şart- namesi komisyonda - görülebilir. İstekli: lerin kanuni vesikalarile beraber helli saatte komisyona gelmeleri. (184) (6248) Veşekkür Sinema ve tiyatrolar kontrol memur- larından Baha Bulun ile elektrik şirketi muhasebe memurlarından Salâhattin Bu. lunun pederleri celep tüccarından Midil- lili Ahmet, evvelki gün vefat etmiştir. Cenazesi dün saat 12 de Cihangirde A- karsu yokuşunda 14 numaralı haneden kaldırılmış Firuzağa camij şerifinde öğ- le namazını müteakip Kasımpaşa aile kabristanına defnedilmiştir. Cenaze me. rasiminde bulunanlara. teşekkür edil- mektedir. ZAYİ Nüfus fezkeremi, şoför vesikamı kaybettim bulup getireni memnun ede- ceğim. — Kasımpaşada Doğruiş odun mağazasında şoför EKREM So'svaı mesele “Haftada yet wşbeş kuruşla geçineceksin!,, Hastalıktan yataklara düşen kimsesiz genç bir kadına ermeni hayır ctemiyetinin yardımı İşt2 budur Evvelki gün postanın masamıza yığdığı zarflardan birinden şu —mektup çıktı; Taksim: 5-9-938 Saygıdeğer HABER gazetesinin direktörüne Saypgılı bayım; Sizinle konuşacaklarım var. Kem dim gelecektim, fakat siyatik olduğum için biraz tahatsızım. İslerseniz siz ge- liniz veya yardımcınız varsa onu gön. deriniz. Ben sizin okuyucularınızda- nim. Konuşacaklarım mühim şeyler- dir. Lütjen gelecek olursanız kapının zilini dört defa çalınız. Saygılarımla Manya, Adresim: Taksim Feridiye caddesi numara 30, Pek münis bir ifade ile başlıyan ve ev kapısındaki zilin 4 defa çalınmasını tavsiye ederek bitişi ile fidyei necat a- rayan bir gangster tehditnamesine pek benziyen bu mektuba cevap vermeli miydi?. Karilerimizden olduğunu — söyliyen ve siyatiğe tutulduğu için yatağından kalkamıyan şu Manya adlı vatandaşın söyliyeceği sözler Taksime kadar zâh - met etmeğe değer miydi? . Mektup çok işlek bir hatla yazılmış- tr ve türkçesi pürüzsüzdü. Bir müddet elden ele dolaştı; ve kim okuduysa mutlaka meçhul kariin davetini kabul etmek taraftarı oldu. Maamafih HA- BER muharrirleri arasımda şu tarzda konuşanlar da bulunmadı değil; “— Tehlikeli iş. Kapımın dört defa çalınması, içerdekilere (hazır olun, ben tuzağa tutuldum) demek gibi olacak..,, Feridiyenin evleri bir çök esrarengiz hatıralarla dölüudur. Mektüp netarneli bir macera vaad ediyor, Kapı arkasın- da bir tokmak yemek, keseyi üste ver- mek hesaba dahil gibi geliyor bana.,, Gözler Rasım Usa dikilmişti. Mek- tup ona hitap ediyordu. Acaba gidecek miydi?. O, bu sırada yazısını hazırlamakla meşguldü. Haber direktörünün hakika- ten mühim işleri vardı. Fakat içimiz- de mühim işi olmryan kimdi ki. Niha- yet merak ve tecessüs beni, diğer iş- lerim arasından bu işe de vakit ayır - mağa sevketti. Akşam saat tam altı- da Feridiye caddesinin 30 nümaralı evi önünde soluğu aldım. Dört katlı küçük bir ev.. Sarı srvala- rı yer yer kirlenmiş, kabarmış, parça parça dökülüyor. Demir bir kapı. Zili dört defa çe- virdim. Gözleri dalgın bir adam kapıyı açtı: — Ne istiyorsun?. — Madam Manyayı. — Tanımıyorum, böyle birisini, Ve açtığı kapıyı hiddetle kapadı. Tekrar asıldım zile, Dört defa çaldım. Bu sefer kapı ellilik bir kadın tarafın- dan açıldı. Münis ve müzikli bir sesi vardı: — Siz gazeteci misiniz? - dedi - — Evet.. çok sıkı bir kontrole tabi tutmalıyız GURENEURANUNERUNKERERERENEME — Buyurun, buyurun... Gıcırdiıyan merdivenlerden dördün- cü kata çıktığım zaman içim sızladı.. Tahta üstünde demirden bir koğuş karyolası. Temiz, fakat yaması bol bir yorganı uzun ve mütenasip bir vücut * kabartıyor. Zeki parıltılı bir çift mavi göz ve temiz bir yastığa yayılmış gür sarı saçlar. Ahenktar ve çok güzel konuşmayı bilen bir genç kadın sesi; — Rahatsız oldunuz.. - dedi. - Size çok müteşekkirim. Haber, gazeteleri- mizin en insani olanıdır. Kimsem yok. Sizi okuyorum, Size ailenizdenim gibi bir yakınlığım var. Onu görünce itiraf ederim, Rahat bir nefes almıştım. Bu mektubu netameli bir maceranın başlangıcı sayan arkadaş haksız çıkmıştı. Ne kafamı patlatmış, lar, ne de keseme sarılmışlardı. İşte bu bayandan şu sözleri dinle- dim : “— Ben Eseyan lisesinde okudum. Annem, ayrıca beni mektep mektep dolaştırarak bir iki yabancı dil de öğretti; Vanlıyım. "Bundan üç vay ev- veline gelinciye kadat hiç kimseye müuhtaç olmadım. Zengin değildim. Fakat durmadan çalışırdım. Üç ay evvel siyatiğe tutuldum, Kazandığımı yediğim için kazanamaz olunca yeye- cek de bulamadım. O zaman aklıma memleketteki — yardım — müesseseleri geldi. — Bilhassa Ermeni Fıkaraperver Cemiyeti... Kendilerine, bana yardım etmeleri için müracaat ettim. Evvelâ cevap vermediler. Beyoğlu kaymakamına gittim, Onun tavsiye - siyle bir daha müracaat ettim. Bu se- fer yardım yapmayı vaad ettiler ama, beni bir hafta beklettikten sonra iki lira gönderdiler, “bununla iki ay ge- çin,, dediler. Bu sefer vilâyete müra- caat ettim. Nihayet bana hastalığımın DONNURUNULUU .?vı EHTEUUEZUNUK | Fıkaraperver cemiyetlerini devamınca, prensip olarak yardımı ka bul ettiler. Ne verdiler bilir misiniz? Haftada 75 kuruş. Hastayım, ev kira- sı vermem, yemek yemem, ilâç almam lâzım. Bütün bunları fıkaraperver ce- miyetimiz haftada 75 kuruşla yapabi- leceğimi söylüyor. — Belki paraları yok. — Her yıl balo verirler. Tokatlıya- nın arkasındaki dükkânlardan bir çoğu bu cemiyetindir. Ermenice gazeteler A. merikadan, — Mısırdan, — Marsilyadan, Hindistandan bu cemiyete gönderilen paraların listeleriyle doludur. Cemi - yetin idare heyeti azaları her yıl Pa- rise, Amerikaya gezmeğe gidebilirler. Bunlar ne ile oluyor? Bana öyle geli- yor ki bu cemiyet biz fıkaraların adla- rımızı sermaye edinmiş, her taraftan bol bol para toplamakta ve bize ver- memektedir. Bir cihet nazarı dikkatimi celbetti. Haftalrk yardımı yaparlarken makbuzlara verdikleri paranın miktarı- nı yazmamaktadırlar, Niçin? Her hal- de ÂAmerikada ve Mısırdaki hayırsever- lere bize 75 kuruş verdiklerini söyle- miyorlar, sanırrm, Bunuü kendilerine bildirdiğim zaman yardımı da kestiler... * . * Genç kadının iddiaları ne dereceye kadar doğrudur, bilemeyiz. Belki, kar- gılaştığı müşkül vaziyetten doğan te- essürü onu bu tarzda konuşturuyor. Fakat şurasr muhakkak ki memleket- te sosyal yardım eksikliği gün geçtikçe kendini hissettirmektedir, Bu işi — bir an evvel ve en mükemmel şekliyle ba- şarmak azminde — olmamıza rağmen bazı mıntakalarda az çok iyi işleyen sosyal yardım mekanizması bazı yer - lerde ya kaplumbağa yürüyüşiyle yü- rümekte veya taâamamiyle âtıl bulun- maktadır. Bunun şebeplerini tahlil ederken biz şu neticeye varmış bulunuyoruz: “Memleketimizde belki Kızılaydan başka kuüvvetli, modern, metodla ça- lrşan bir sosyal yardım şebekesi yok. Fakat mevcut küçüklü büyüklü hayir müesseselerini de pek yabana atmama- İryız. Bunlardan bir kısmını ıslâh, bir kısmının çalışmalarını tanzim edersek, bazılarında da varidatın ne suretle sarfedildiğini kontrola imkân bulursak sosyal yardım işimizi bir hayli kuv - vetlendirmiş oluruz. Fıkaraperver Cemiyetlerini çok sıkı kontrol etmemiz lâzım, * * & Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. -_ İcabında günde 3 kaşe alınabilir. I n Ha ( . ı.__ Eyfeu kulasinden 115 metre yüksek bir bina ÖVYET âlimleri, dünyanın en müuazzam binasını teşkil eyliyecek olan Moskova Sovyetler Sarayının şimşek ve yıldırımlardan korunması için bir proje ha- zırlamışlardır. Bu iş, cidden çok zor bir işti. Meselâ Avrupanım en yüksek yapısı olan Paristeki Eyfel kulesi, hemen her se- en, boralardan ve bunlarla beraber gelen yıldırımlardan oldukça vahim surette müteessir olmaktadır. Halbuki, Moskovadaki Sovyetler Sarayı, 300 metre yüksekliğinde metre daha yüksek ola. bulunan Eyfel kulesinden 115 caktır. * fayet edeceği tahakkuk eylemiştir. Bu vaziyette yıldırım, binaya bir gşey yapamıyacaktır. Katlar arasmdaki meta, lik döğemeler de binanın esas iskeletine raptedilecek ve . bu İskelet te toprağa verilecektir. — Binanın inşaat esnasında da boralara ve yıldırıma kar, n,..// e ıılnh!d&*- Sövyet âlimleri, pas tutmaz çelikten yapılmış olan bir moödel üzerinde, hemen her santimetreyi ayrı ayrı tet. kike tâbi tutmak Üzere, yüzlerce tecrübe yapmışlardır, Bu tecrübeler iki sene sürmüştür. Nihayet iki senelik tec, rübelerin neticesi olarak, âlimler, Sarayın yıldırımı çe- kecek her noktasmı, toprağa konmüş bir buçuk ilâ iki metre genişliğinde muazzam metalik ekranlarla muha- faza edilmesini tekarrür ettirmişlerdir., Bu suretle konulacak ekranların, Sarayı ve bilhassa 100 metre irtifamdaki Lenin heykelini muhafazaya ki. Yeşil ışıklı hacerisemavi EÇEN ay içinde Aktiubinsk şehrinin üzerinden bü. yük bir haceri semavi, meteorit geçmiş ve bütün şehir parlak yeşil bir ziya ile aydınlanmıştır. Cenuptan şimale doğru seyreden meteoritin gökyüzünde bıraktığı kuvvetli yeşil çizgi, bir dakikaya yakın bir müddet silin. meden kalmıştır. şı korunması için hususf bir tertibat düşünülmüş ve bu tertibat tamamiyle tesbit olunmuştur. İnşaat esnasmda, toprağa verilmiş olan bir kablo, adi bir balon ile 600 metre yüksekliğe çıkarılacak ve bütün elektrik cereyan- larımı ve yıldırımları, bu kablo kendisine çekecektir.