9 EYLÜL — 1988 Güzellik ve sıhhat için ilk şart Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonfâ KASIZLIK Barsak, karariğer ve mi denin kusurla İşlemesi emektir. Bu üç uzvun i- yi işlemesini temin için İle muhakkak gece yalar, ken ve sabah nç karma |B bir kahve kaşığı MAZON |“ meyva tozu aliniz, alm. ması gayet Vâtif besiri ta. ğ bil ve kolaydır. Ğ © Mazon meyvg ğ TUZU | mun İsmi taklid edilebilir” | 1 fakat ne terkib ned | | RÂDYOLİN DİŞLERİ, Dişler çehre$İ Güzelleştirir. hadleri ” Sizi günlerce ıstırab çekmekten kurtarır MEYVA TUZU RADYOLIN DİŞLERİ, Dişler mide! j En şiddetli baş, diş ağrılarını, üşütmekten mütevellid bütün > Sağlamlaştırır » sancı ve sızılar keser, nezleye, romatizmaya, kırıldığı karşı çok müessirdir, Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz | İsmine dikkat; Taklidlerinden salınmız ve Nevrozin yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz. TEMEYEYLA RADYOLİN dişleri temizler ve parlatır, mikropları yüzde Yü rür. Diş etlerini besliyerek hastalanmalarına müâni olur, Ağız kokusunu keser. Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra RADYOLIN DENİZBANK # Modelci aranıyor Taliplerin (o Kasımpaşada Havuz fabrikaları modelci © ustabaşısma müracaatları. mu Büyükdere Beyazpark'ta Sine MUALLA ve Arkadaşlarıkonseri SABAHA kader GREGOR idaresinde KIR BALOSU İğpanyol dansözleri, Dünü imüsabakası, Deniz eğlenceleri, Telefon: 32 - 43 - Duhuliye serbesttir. Masalarınızı evelden tedarik edebi mİ 212 BURIDAN « Mabel cevap verdi; — Seni kutarmıya geldim. İsviçreli derhal ayağa kalktı. Titri- yor ve bir sürü biribirini tutmıyan söz- ler söylüyordu. Bunları teşekkür keli- mesi içinde toplayabiliriz, Mabel — Beni takip et, - dedi. - Eğer bir daha yakalanmamak istersen ne bir söz söyle, ne de bir harekette bulun.. Ümit içindeki İsviçrelinin bu ihtara cevabı, başiyle tasdik yolunda tecelli etti. Mabeli takip ederek dışarı çıktı. Ka- dın kapıyı iyice kapadı. Sonra katların , 7 Zatnedersem, dedi, hem açsın, hem de susuz. Haydi ye, iç İsviçreli/ sevincinden gülerek yeme ye başladı . Karnı doyduktan sonra Mabel; — Adın ne senin? - diye sordu. — Rulkr!, Vilhelm Ruüller., — Nerelisin?, — Untervaldenli.. — İsviçrede mi bu yer? — Evet, — Bana İsviçrelilerin bir iyiliği ça> bük unuttuklarını söylemişlerdi, Doğ” rü mudur bu?, — Hayatımın sizin olduğunu söyle- ilân ettiğimiz Diesel Mo Mübayaa erlilseeğiri 4, $, 7 Eylii 1938 tarihli muhtelif ida rüne aid teklifin kabul müddeti 15 B Istanbül Şüvesi Müdürlüğ id “zl BURİDAN 2. le itham edilerek yakalanmak tehlikesi var. Ö zaman da gelip seni kurtaraca - ğımı sanıyorsan aldanırsın. Asker cevap verdi: — O zaman ölsem de gam yemem.. Zabite beni öldürmek istediğinden de- gil, beni sebepsiz olarak ölüme mah - küm ettiği için kızdım. Daha dün bana bölükte benden sadık kimse olmadığı Bı söylüyordu. Yapılacak en güç işleri hep bana havale ederdi. Beni tevkil et- tiği zaman kendisine: “Kabahatim ns?.,, diye sordum, Kabahatimi söyle- miş olsaydı, gücenmezdim. Beni alçak- çasma zındana atarak s*bepsiz öldür- Mabel, garip esle sordu? garip eğil gi? — Anneni çek seviyorsun değ! — O beni, kendisini sevdiği” daha çok sever. e Mabel titriyerek cevap ver” ç.4 — Anneler evlâtlarını, sevil rinden daha çok severler, Dinlet? nin esrarengiz 'şehir dediği yerde lunun öldüğünü işitmesini is idi Çünkü bir annenin çok serdiği OLE, nun ölümünü haber alınca ons gr dar üzüleceğini, nasıl ıstırap esi mi ni bilirim, Vilhelm, sen ann memleketini göreceksin! pir 2 İsviçrelinin gözlerine derin dör merdivenlerini - tırmandılar. İsviçreli miştim, Onu istediğiniz gibi kullana - mek istediği için kendisini aslâ affede- vinç belirdi. Yanaklarından iz saf ve temiz havaya kavuştu. bilirsiniz. mem, Bu adam elimle ölecek. Sönra tü. Ellerini bitiştirerek; . | yag Mabel yer altına inen merdiven ka- — Bana İsviçrelilerin bir hakareti de bana ne İsterlerse yapsınlar. — Size de nasıl dua edeyim pısını da kapadı. Karanlık ve küçük pek güç unuttuklarını söylemişlerdi. İsviçreli bunları büyük bir soğuk teşekkür edeyim, gani bir avluya vardılar. Avlunun bir kö - şesinde biri bekliyordu, Mabel bu 2- damın yanma giderek elindeki anahtar- İsviçreli dişlerini gıcırdattı; — Beni altı numaralı zındana koyan zabit elime geçmesin. Onun bir ördek kanlılıkla söylemişti, Kalan şarabı da içtikten sonra madeni bardağı elinde — Isviçreye gidebilmen ai seni epeyce altm vereceğim. Sonra icap 9 kimsenin yakalayamaması igin #ıkarak ; ir K ları teslim etti, Acaba bu kadın zın- gibi boynunu koparacağım.. — Onu, . dedi, « böylece boğazın den tedbirleri alacağımı izin pp dancıyı nasıl kandırmıştı?. Belki de Vilhelm yirmi beş yaşlarında bir a- dan tutacak ve bu bardağı siktiğe an vardığın zaman, bütün sarfe! oldi uzun zamandanberi, onu elde etmiş ve kendi menfaatine çalıştırmıştı. Hiç bir devriyenin bulunmadığı yol lardan geçtiler, Bir kaç dakika sonra kendisini açlıktan ölüme mahküm gö- ren genç kurtulmuştu. Luvrdan dışa rı çıktıkları sırada şaşrrdı. Heyecana düştü. Diz üstü çökerek Mabelin ete ğini öpmeğe başladı. Hiç bir şey söy. lemiyor, yalıuz etek öpüyordu, Mabel zavallı İsviçrelinin bu haline actdr: — Haydi gel!. . dedi. Asker takip etmiye başladı. O nere ye giderse gidecekti. Hattâ cehenneme bile. Hattâ dünyanın öbür ucuna bile. Mabel dünyanın öbür ucuna gitmiyor- du. Bu adamdan müthiş bir iş bekliyor. du, İnnosan mezarlığının yanında dur- du. Perili eve girdi. Çalışma odasına çıkarak bir ışık yaktı, Dolabın birinden ekmek, çörek, bir desti şarap çıkararak hepsini bir masa" Üstüne koydu, damdı. Beyaz, pembe çehreli, mavi gözlü, sarı sakallıydı. Üç sene önce gü- zel Filibin maiyetine girmişti. OBo- Yu uzun, omuzları genişti. İriyarı, dev süsseliydi. O zamanlar maiyet askerleri hep yakışıklı, iri vicudlu adamlar ara- sından seçilirdi... Mabel; — Ya, - dedi. : Demek seni zımdana yakalarsan boğacaksın?. — Evet. Bunu yapmak için elime geçmesini beklemiye de lüzum yok. Ben onu nerede bulacağımı bilirim, — Şimdi böyle söylüyorsun. Hele a- radan on beş yirmi gün geçsin. O za- man görürüz, unutursun her şeyi. —Aslâ!, Bu kelimeyi öyle kuvvetli söylemiş- ti ki, Mabel, genç askerin intikam ateşi içinde yandığına tamamiyle kani ol muştu, — İyi ama, dedi, kralın bir zabitini öldürmek belki kolaydır, fakat cinayet» bi gırtiağını sıkacağım. Bir kaç saniye içinde bardak Vil- helm Rullerin kuvvetli elinde yamyas- sı oldu, Mabel gülümsedi. — İyi ama, dedi, bu adamı öldürdük- ten sonra memleketine dönmek istemez misin? Orada seni bekliyen kimse yok mu İsviçrelinin gözleri karardı. Sesi tit- redi: — Orada, Untervaldenin eteklerin- de, beni düşünen akşam vakitleri, ço- banlar sürülerini getirdikleri zaman Vilhelm için Allahıma dna eden ak saç- h bir kadın var. Annem var.. — Annen mi7, — Evet... Memleketten o çıkarken bana ,Paris denilen esrarengiz şehirde başıma bir felâket geleceğini söylemiş- ti, Kendisini dinlemedim. Fakat şimdi onun haklı olduğunu anlıyorum. İbti - yar Margarit çok doğru söylemiş., ralara rağmen elinde gene pare ecek unu, anneni rahatça geçindir" bir paran olduğunu göreceksin do mukabil annenin yalnız senin gin etmesini değil, isti — Sizin için de dum etmesi. .,., yorsanız, siz buna muhtaç deği yet Siz Allahım bir meleğisiniz V£ cennete gideceksiniz. Mabel boğuk bir sesle? |, gf — Belki de cehenneme! - bir ann” rıldardı. Benim için değil Drama için.. O annenin de adı An ÖÖ dır.. as İ : Vilhelm eliyle alnıma vur” ray — An dö Draman,. Buaö bap” lâ.. Şimdi beni dinle sl ei gabitin seden, öldürmek ei gi? yir bahati yok. Çünkü o da n geti” askerdir, Aldığı emirleri yeri mek için para ile tutulmuş PİF bu di Bu adamı öldürürsen