9 Eylül 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

9 Eylül 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te re 2A Ti * i K | m B h 9 EYLÜL — - -a— — ——— — Güzellik ve sıhhat için ilk şart Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonrâ — KABSIZLIK Barsak, karaciğer ve mi 4| denin kusurlu işlemes! demektir. Bu üç uzvun İ- £ | yi işlemesini temin için "| muhakkak gece yatar. | ken ve sabah aç karnma “| bir kahve kaşığı MAZON Mmeyva tuzu almız, alm- ması gayet lâtif tesiri ta- BZ | hit ve kolaydır. Mazon meyve İ TUZU &5 | nun İsmi taklid edilebilir ğ ; ğ: fakat ne terkib ne d â tesiri taklid MAT aKL li v ü RADYOLİN DİŞLERİ, Dişler çehı'aifı Güzelleştirir. NEVROZİN Sizi günlerce ıstırab çekmekten kurtarır MEYYATEzZU RADYOLİN DİŞLERİ, Dişler mideyi En şiddetli baş, diş ağrılarını, üşütmekten mütevellid bütün - gağnamna ştiırir . sancı ve sızıları keser, nezleye, romatizmaya, — kırıklığa — karşı çok müessirdir, Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz | İsmine dikkat; — Taklidlerinden sakınınız ve Nevrozin yerine başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz. öldür # Modelci aranıyor & Taliplerin — Kasrmpaşada Havuz fabrikaları modelci — ustabaşısma | müracaatları. | İ EREEEREE S LA RADYOLİN dişleri temizler ve parlatır, mikropları yüzde yüz rür. Diş etlerini besliyerek hastalanmalarına mâni olur. Ağız kokusunu keser, Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra RADYOLİN — — 10 Eylül 3Büyükdere Beyazpark'ta MUALLA ve Arkadaşları konseri SABAHA - kadar GREGOR idaresinde KIR BALOSU İspanyol dansözleri, Dan& müsabakası, Deniz eğlenceleri, Telefon: 32 - 43 — Duhuliye serbesttir. Masalarınızı evelden tedarik edebilirsiniz, —K 242 BÜRİDAN Cumartesi akşamı BÜRİDAN Istanbül Şubesi Müdürlüzğ ırd>n Mübayaa edileceğini 4, 5, 7 Eylül 1938 tarihli muhtelif SB';& ei 3 ' ilân ettiğfimiz Diesel Motörüne aid teklifin kabul müddeti ! rin 1938 tarihine kadar temdit edilmiştir. ! gae — Mabel cevap verdi; — Seni kutarmıya geldim, İsviçreli derhal ayağa kalktı. Titri- yor ve bir sürü biribirini tutmryan söz- ler söylüyordu. Bunları teşekkür keli- mesi içinde toplayabiliriz, Mabel: — Beni takip et, - dedi, - Eğer bir daha yakalanmamak istersen ne bir söz söyle, ne de bir harekette bulun.. Ümit içindeki İsviçrelinin bu ihtara cevabı, başiyle tasdik yolunda tecelli etti. Mabeli takip ederek dışarı çıktı. Ka: dın kapıyı iyice kapadı. Sonra katların merdivenlerini - tırmandılar. - İsviçreli saf ve temiz havaya kavuştu. Mabel yer altına inen merdiven ka- pısını da kapadı. Karanlık ve küçük bir avluya vardılar. Avlunun bir kö - şesinde biri bekliyordu. Mabel bu a- damın yanına giderek elindeki anahtar- ları teslim etti. Acaba bu kadın zın- dancıyı nasıl kandırmıştı?. Belki de uzun zamandanberi, onu elde etmiş ve kendi menfaatine çalıştırmıştı. . Hiç bir devriyenin bulunmadığı yolb lardan geçtiler. Bir kaç dakika sonra kendisini açlıktan ölüme mahküm gö- ren genç kurtulmuştu. Luvrdan dışa- rı çıktıkları sırada şaşırdı. Heyecana düştü. Diz üstü çökerek Mabelin ete- ğini öpmeğe başladı. Hiç bir şey söy- lemiyor, yalnız etek öpüyordu. Mabel zavallı İsviçrelinin bu haline acıdı: — Haydi gel!, - dedi, ÂAsker takip etmiye başladı. O nere- ye giderse gidecekti. Hattâ cehenneme bile, Hattâ dünyanın öbür ucuna bile. Mabel dünyanın öbür ucuna gitmiyor- du, Bu adamdan müthiş bir iş bekliyor- du, İnnosan mezarlığının yanında dur- du. Perili eve girdi. Çalışma odasına çıkarak bir ışık yaktı. Dolabın birinden ekmek, çörek; bir desti şarap çıkararak hepsini bir masa- Üstüne koydu, , ” , — Zannedersem, dedi, hem açsın, hem de susuz. Haydi 'ye, iç!.. İsviçreli” sevincinden gülerek yeme« ye başladı . Karnı doyduktan sonra Mabel: — Âdın ne senin? - diye sordu. — Rüller!, Vilhelm Ruller.. — Nerelisin?, — Üntervaldenli.. — İsviçrede mi bu yer?. — Evet. — Bana İsviçrelilerin bir iyiliği ça-. buk unuttuklarını söylemişlerdi. Doğ- ru mudur bu?. — Hayatımın sizin olduğunu söyle- miştim, Önu istediğiniz gibi kullana « bilirsiniz. — Bana İsviçrelilerin bir hakareti de pek güç unuttuklarını söylemişlerdi. İsviçreli dişlerini gıcırdattı; — Beni altı numaralı zındana koyan zabit elime geçmesin. Onun bir ördek gibi boynunu. koparacağım.. Vilhelm yirmi beş yaşlarında bir a- damdı, Beyaz, pembe çehreli, mavi gözlü, sarı sakallıydı. Üç sene önce gü- zel Filibin maiyetine girmişti. Bo- yu uzün, omuzları genişti. İriyarı, dev cüsseliydi, O zamanlar maiyet askerleri hep yakışıklı, iri vücudlu adamlar ara- sından seçilirdi.. Mabel: — Ya, - dedi. < Demek seni zındana atan zabiti yakalarsan boğacaksın?, — Evet.. Bunu yapmak için elime geçmesini beklemiye de lüzüm - yok. Ben onu nerede bulacağımı bilirim, — Şimdi böyle söylüyorsun, Hele a- radan on beş yirmi gün geçsin.. O za- man görürüz, unutursun her şeyi,, — Aslâ!,. Bu kelimeyi öyle kuvvetli söylemiş- ti ki, Mabel, genç askerin intikam ateşi içinde yandığına tamamiyle kani ol- muştu. — İyi ama, dedi; kralın bir zabitini öldürmek belki kolaydır, fakat cinayet; , le itham edilerek yakaljanmak tehlikesi ,var. O zaman da gelip seni kurtaraca - ğimat sanıyorsan aldanırsın. Asker ceyap verdi: — O zaman ölsem de gam yemem.. Zabite beni öldürmek istediğinden de- gil, beni sebepsiz olarak ölüme mah - küm ettiği için kızdım, Daha dün bana bölükte benden sadık kimse olmadığı- nı söylüyordu. Yapılacak en güç işleri hep bana havale ederdi. Beni tevkif et- tiği zaman kendisine: “Kabahatim ne?.,, diye sordum, Kabahatimi söyle- miş olsaydı, gücenmezdim. Beni alçak- çasına zındana atarak sebepsiz öldür- mek istediği için kendisini aslâ affede- mem, Bu adam elimle ölecek.. Sonra bana ne isterlerse yapsınlar. İsviçreli bunları büyük bir soğuk kanlılıkla söylemişti. Kalan şarabı da içtikten sonra madent bardağı elinde sıkarak : — Önuü, - dedi, - böylece boğazın- dan tutacak ve bu bardağı siktiğim gi- bi gırtiağını sıkacağım. Bir kaç saniye içinde bardak Vil- helm Rullerin kuvvetli elinde yamyas- sı oldu. Mabel gülümsedi. — İyi ama, dedi, bu adamı öldürdük- ten sonra memleketine dönmek istemez misin? Orada seni bekliyen kimse yok mu? . İsviçrelinin gözleri karardı. Sesi tit- redi: — ÖOrada, Untervaldenin eteklerin- de, beni düşünen akşam vakitleri, ço- banlar sürülerini getirdikleri zaman Vilhelm için Allahına dua eden ak saç- l1 bir kadımn var.. Annem var.. — AÂnnen mi?. — Evet.. Memleketten — çıkarken bana ,Paris denilen esrarengiz şehirde başıma bir felâket geleceğini söylemiş- ti. Kendisini dinlemedim. Fakat simdi öonun haklı olduğunu anlıyorum, İhti - yar Margarit çok doğru söylemiş., Mabel, garip bir sesle sondu: | t — Anneni çok seviyorsun dfş_ıı ef — O beni, kendisini ıelegımd daha çok sever. : Mabel titriyerek cevap vcrğl;ikle 4 — Anneler evlâtlarını, sevil Anne” rinden daha çok severler. Dinle! ol nin esrarengiz şehir dediği yerde ü lunun öldüğünü işitmesini isfğ“’ğı“. Çünkü bir annenin çok sevdiği © nun ölümünü haber alınca onun Pf L dar üzüleceğini, nasıl ıstırap t ni bilirim, Vilhelm, sen anneni memleketini göreceksin!.. ir $© İsviçrelinin gözlerine derin b düş vinç belirdi. Yanaklarından yaşlar tü. Ellerini bitiştirerek: ; M — Size de nasıl dua edeyim: teşekkür edeyim. — İsviçreye gidebilmen için '::; epeyce altın vereceğim. Sonra (;:IP a kimsenin yakalayamaması - İÇİN ğ den — tedbirleri alacağım. — * pe vardığın zaman, bütün sal'femğuı ıdü” ralara rağmen elinde gene Paı:anbnccçf ğunu, anneni rahatça g'esînd_ı“ punâ bir paran olduğunu göreceksil. dut mukabil annenin yalnız senin için etmesini değil., Siz Allahın bir meleğisiniz VE cennete gideceksiniz.. Mabel boğuk bir sesle!? e — Belki de cehenneme! - GY rıldandı. Benim için deği, ”» Gar için.. O anndüla de adr An'dö £ dır.. ÖL Vilhelm eliyle alnma '““”ı;u:ı!* — An dö Draman. Bumt işledim , i bap” — Alâ.. Şimdi beni dinle.. ş”ğ; kar seden, öldürmek istiyen nbi_““g;;ı, bir bahati yok. Çünkü o da “m? e askerdir. Aldığı emirleri yefl“Mî mek için para ile tutulmuş bir pi çinâ" Bu adamı öldürürsen D HL .- b A B

Bu sayıdan diğer sayfalar: