——— — —— g— Kadıköy Hava Kurumu menfaatine 15/9/938 PERŞEMBE GÜNÜ AKŞAMI Büyük Sünnet Düğünü Sazımıza ilâvelerle beraber, HOKKARAZ, KARAGÖZ, KUKLA ve kalre. . Kadıköy Inci Gazinosu müdüriyetine hergün saat 16 dan24e kadar müracaatları basur #nömelefindö, basit memölerinin her türlü iltihaplarında, Lez miş fistüllerdö, kanayan badür memeletinin tedavisinde daimâ muvaffakiyetle şifayı temin eder. Çocuklarını sünnet ettirmek istiyenlerin ya EBELER > Eski Feyziati az # yatılı Boğaziçi Liseleri yatısız li Ana sınıfı ile ilk kısım en yeni ve modern tesisat ile Bebekte eski Fransız Sen Jozef mektebi binasında, orta ve lise sınıfları Arnavutköyünde tramvay caddesinde Çifte Saraylarda kız ve erkekler için ayrı dairelerde. Her gün saat 10 dan 17 ye kadar yeni talebe kaydı için Çifte Saraylarda mektep idaresine müracaat edilebilir, İsteyenlere RENEE rene ederin eze Ten REM b Saraçhanebaşında Horhor caddesindep m Kızılay Cemiyetinden: N GenİYetimizce aşağıda yazılı beş kalem eşya satın alınacaktır. Taliple. larında yazılı tarihlere kadar İstanbulda Yenipostane ocivarın . e lâY hanındaki satış deposu direktörlüğüne kapalı sarfla tekliflerini . a . alar Ve farla izahat almak ve şartname ile nümüneleri (o görmek Ülze. Kız Yatılı kür direktörlüğe müracaat etmeleri Jüzumu ilân olunur. Erkek Ii ç Yatısız aa, İlk, orta, İlse sınıflarile fer ve edebiyat kollarini havidir, Ecnebi lisânı ilk sınıflardan itibaren başlar, Arz: «den talebe okulun husüsi oto büslerile haklolunur. Kayıt için her gün sant 10 dan 17 ye kadar müracaat sabul olunur, letiğenlere tarifname gönderilir. Telefon: 20530 “ M2 Podöşüet 15.9.938 Saat 11 e kadar M2 Parlak kayışlık deri Bam İd M2 Parlak zerhlı derisi 2GSSİ ll. #y 52 Çadır bezi 15.9.9038 , 1S Eiki Şeamsülmekitip ki Urgan 15.9.9038 . 16, | vu Okullar Güneşi Ana — Ilk — Orta İstanbulun en eski ve ciddi özel okuludur. Yuva - Tlk - Orta kısımlara hergün yatılı, yatısız kız ve erkek talebe yazılır. Leyli için çok sıhhf bir binadır. İlk kısım dördüncü ve ı beşinci b me Fransızca, Orta kısımda Fransızca, a Aimenei oem vardır, Beşiktaş: Yıldız « Tel: 42282 İDENİZBANK Istanbul şubesi müdürlüğünden : Bankamıza aid deniz vesaitinde kullanılan muşamba örtülerden 270 YATISIZ Edirne Nafla Müdürlüğünden : ı İş, © Edirne bölge sanat okulunda £ yapılacak 5369 lira 54 kuruşluk tamirat Deş gün müddetle açık eksiltme ye konulmuştur , şi İşe ait eksiltme şartnamesi, mukavele projesi, hususi, fenni şartna. ekiş “e işleri genel şartnamesi, keşif evrakı Edirne Nafıa müdürlüğün. Yazıhane nakli aa işin ihalesi 20 Eylül sak günü saat 15 te Edirne Nafıa müdürlü- da yapılacaktır , Man girebilmek için 403 Hralık muvakkat teminat vermek ve Ni vesikaları ibraz etmek lâzımdır. Ali Galip Yener ve şeriki Mehmet Nu Nafra Vekâletinden veya Edirne Nafra müdürlüğünden bu işe girmek | ri Çanga yazıhanelerini Voyvoda hanı adedi yağlattırdacaktır. İşin şartnamesi Materyel Dairesinden alınabilir. ehliyet vesikası, $ - 6 numaraya naklettiklerini ilân €* Teklifler en geç 20.9.938 tarihine kadar merkür daireye verilmiş bulun- > 938 yılma sit Ticaret yenile eEak0l12) » malıdır. BÜRİDAN / BURİDAN 7241 Yetindeni dolayı seni hiç bir vakit af nez, Me Doğru.. Zabit beni zındana emirle » Onun kabahati yok. Fakat beni öldürtmek istedi, Ben kimi öldüre- Ye Bana bunu söyleyeceğinizi sanı- İçi Yorum, Beni buraya sır! bunu söylemek E€tirdiniz, değil mi?, e Öyle.. Sana, senin ölümünü iste 8 *n kim olduğunu söylüyeceğim. Fa- Biz Sana “işte vakit geldi!,, demeden $€y yapmıyacağına önce yemin et- isin 1, — Yemin ederim. > Burada kalacak ve kimseye gö- yeceksin. — Buna da yemin ederim. : a İhtiyacın olan yeyip içeceği ben 2, hafta da iki gün uğrayarak geti” <*ğim. Şimdi de bana: “Haydil,, de #amân tereddüt etmeden ve ta- *deteğim şekilde hareket edeceğine in et, Böy © Yemin ederim. Şimdi sıra swzde.. leyin bana o alçağın adını, — Margarit dö Bürgony.. > Kraliçe,. Evet bir hissikablelvuku Mâ bunu bildirmişti, Herkesin hür - öz ##tiği bu kadının cehennemden ko ta bir şeytan olduğunu anlamış - Va, #üten.. Onun beni ürküten bakış - yim Eğer cesaret edeydim. pe Vilhelmin sustuğunu görün- zan > Hislerini, dedi, başkasına söy - Üye nin. Şimdi bu adı öğrendin: iyi bakalım, gene ayni şekilde inti- almak filrinde misin?, ”. — Ayni şekilde mi? Hayır... Çünkü, v e zabit cisaydı onu öldürmek - yi başka bir şey düşünmezdim. Fakat, Mirai öldürmeden evvel, bana çek- eti azabı onun da çektiğini görmek m pe Ayni zamanda kraliçeyi, bie v İN Bİbİ sokakta rastlayıp öldüremerm VE Sarayı sıkı muhafaza altındı İn Yanına nasıl sokulabilirim. Bunlar; hiç düşünme.. Öldürmek işin kraliçenin yanına yaklaşmağa ve vurmağa hiç lüzum yok. Onu daha kolay ve emin bir şekilde öldürmek kabildir. — Nasıl? Mabel, bir an keskin gözlerini muha- tabınm çehresine dikti, Onu tam İste- diği ruh haleti içinde görünce izaha girişti: — Yolda rastladığın bir adamın sa- na kraliçeye teslim edilmek üzere bir paket verdiiğni söylemiştin, değil mi? — icap ağ bu adamın yüzünü ve adını hatırlar mısın? — İsmi Filip dö Neldir. Kendisini tanımakta da hiç müşkülüt çekeceğimi sanmıyorum. Çünkü çok düşünceli, ke- derli ve sapsatı bir yüzü vardı, Mabel, cebinden bir paket çıkardı. — Peki, dedi, Filibin seninle kraliçe» ye yolladığını paket budur. Sende bundan mükâfat bekliyordun. Nihayet Margaritin seni nası) taltif ettiğini gör- dün. İsviçreli titredi. Filibin kendisine verdiğinin ayni olan paketi Mabelin e linden aldı ve hayretle bakmağa baş » Jadı. Mabel; — Aş! dedi. İsviçreli paketi açtı ve gene hay retle: — İki kıymetli taş? diye mırıldandı. Mabel izah etti: — İki zümrüş taşı.. İşte vakti gelin. ce bu iki zümrütle kraliçeden öyle bir intikam alacaksın ki onu bu intikâm - dan kimse kurtaramıyacaktır. Bunları iyice sakla, Zaman: gelince sana söy- leyeceğim bir adamı bulacaksın. O a- dam sana bu iki taşı verenin kim oldu- ğunu sorarsa ne cevap vereceksin?, — Filip d8 Nel diyeceğim. — Ya bu taşların sana nerede veril diğini öğrenmek isterse ?.. —— ları tarafından yakalandığını gören zavallı askerin düştüğü hayreti tarif imkânsız olur, Onun yalnız: — Ben ne yaptım? - diye bağıracak kadar vakti oldu. Ayni zamanda ağzı tıkanarak hemen götürüldü. Kimse müteessir görünmü- yordu . Çünkü ani tevkifler Luvrde eskisk olmıyan şeylerdendi. Bu yüzdendir ki, kraliçenin askerlerinden birinin tevkifi en küçük bir hayret ve alâka uyan dırmadı, Asker altında zındanlar bulunan Lavrüin büyük kulesine doğru götürül- düğünü görlince işin farkma vardı. Yeraltına inilecek kapıdan girerken de ağzmdaki tıkacı çıkarmıya muvaffak oldu ve gene: — Ben ne yaptım? - diye bağırdı. Zabit bu bağrışa cevap vermeyi ihmal etmedi: — Öğrenirsin.. — Hapiste ne kadar kalacağımı söy- leyiniz hiç olmazsa?. — Onu da şimdi öğrenirsin. Artik mukavemet (© göstermiyordu. Bi; kuzu gibi yürüyordu. Birinci sınıf zındanların bulunduğu merdivenden in- diler. Burada durmıyarak ikincisini in- miye başladılar. Buraya inildiğini g5- rünce başına gelen felâketin büyüklü- günü anladı. Şiddetle tepinmiye ve ve bağırmıya başladı. Lâkin bu bağır- malar kalın duvarların arasından dışa- rıya sızmuyordu. Dar, pis, havası ağır bir deliğe gelmişlerdi. Bir kapı açıldı. Asker içe- riye itildi ve kapı kapandı. İlk saat içinde, kapatıldığı dar 2ın- danda sıçrayarak, kafası taşlara çar- pıp parçalamak istedi. Fakat bir İsviç- reli kafası çok sert clacaktı ki parça- lanmadı. Yalnız alnı kabardı. Sakalını kopz? - mıya çalıştı. Buna da muvaffak olama- dı, Nihayet, kafasını taşlara çarpmak- tan, sakalını koparmıya çalışmaktan gok acı duyarak bayılıp yere düştü. Düştüğü yer suluydu. Serinlik çabucak aklını başına getirdi. Sonra olduğu yer- de oturdu. Su içinde oturduğunun farkında olmaksızın, kendisine sürünüp geçen sıçanlara, kertenkelelere ehem - miyet vermeksizin düşünmüye daldı, Hurultuya benzer bir hıçkırıkla: — Öleceğim, açlıktan, susuzluktan öleceğim. Hangi kata indiğimi iyice gördüm. Girdiğim yeri de biliyorum dedi. Buraya konulanların yalnız ölü. leri çıkar, Artık vatanımı, doğduğum kulübeyi, güzel ineklerimizi, dağlar. mızı göremiyeceğim. Asker toplayanın sözlerini dinlemeseydim, Luvrü gör - mek merakımı yenebilseydim bu felâ- ket başıma gelmiyecekti, Zavalir anne- eiğim. Oğlun Vilhelmin hiç sebep yok- ken açlıktan öldürüldüğünü işittiğin zaman kimbilir ne yapacaksm?. İsminin Vilhelm olduğunu öğrendiği- miz bu adam, başını dizleri üstüne ko yarak inlemiye başladı. Fakat zaman - la bu inlemelerin hiç bir işe yaramıya- cağını anladı ve o zaman yeis içinde derin ve acı bir süküta vardı. Artık ağ- layamıyordu. Altı numaralı zmdanda imdi yalnız nefes alışı işidiliyordu. Açmıydı? Susuz muydu? Ölecek miy - di? Bunu da bilmiyordu. Ölümünü bek- lemek üzere boylu boyunca uzandı. Bu sırada zındanın kapısı gürültüsüzee a- çıldı ve ayni şekilde kapandı. Az evvel derin bir karanlık içinde yüzen zından şimdi aydınlanmıştı, Şa” şırarak hattâ alıklaşarak başını kaldır- dı, Aydınlık, bir kadınm elinde tuttu- ğu hırsız fenerinden taşıyordu. Kadının yüzüne bakınca onü tanr makta müşkülât çekmedi. Bu kraliçe- nin baş odacısı Mabeldi. Asker şaşkın bir halde, bu hâdise - den istifade etmeyi bile aklına getir - miyerek: — Ne istiyorsunuz? diye sordu.