22 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

22 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 HAZİRAN — 1998 Denizciler bayramı Nasıl kutlulanacak 1 Temmuzda yapılacak denizciler bay. ramının programı deniz, ticaret müdür. lüğü tarafından hazırlanmıştır. Progra. mia göre o gün denizdeki bütün gemiler sancaklarla karadaki deniz müesseseleri de gene bayraklarla ve elektriklerle do- nacacaklardır. Saat on birde bütün denizcilerin işti. rakile Taksim cumhuriyet âbidesine bir çelenk konulacaktır. Bu merasime deniz kumandanlığından bir bölük asker, yük. #ek Deniz ticaret mektebi talebeleri, De. nizyolları, Akay, Kılavuzluk, liman iş- letmeleri, Şirketihayriye ve müteferrik armatörler ve gemicileri temiz ve yekne- sak elbiselerile iştirak edeceklerdir. Za- bitanın elbiseleri beyaz o kasket, lâcivet caket ve pantalon ve siyah iskarpin, mü. fetebatın elbiseleri beyaz veyahut men- sup bulundukları idarelerin kabul ettiği renkte ceket, siyah (pantalon ve resmi kasket olacaktır. Her kurumun önünde o kurumun fot. Su bulunacak ve denizciler ellerinde hep bir boyda Türk ve parti bayrağı taşıya. caklardır. Alay'saat 10,30 da Denizyolları bulva. rından önde bando, sonra Sırasile, Deniz ticaret mektebi, Deniz ticaret zabitanı, tahlisiye İşletmesi müretjebatı, Deniz. Yolları mürettebatı, liman işletmesi, Şir. ketikayriye, Havuzlar ve (İstinye işlet. meleri âmelesi, hususi armatörler müret tebatı olduğu halde Taksime hareket ede ceklerdir. İ Alay hareket ettiği zaman limandaki bütün vapurlar düdüklerini çalarak se. lâmlıyacaklardır. Saat tam on birde âbideye merasimle Çelenk konacak ve bayrak çekilecektir. Bayrak çekilirken de vapurlar birer da. kika düdük çalacaklardır. Çelenk konma Omerasiminden sonra sırasile genç denizciler namına Deniz ti. Caret mektebinden bir talebe, Deniz tica- cemiyeğimden Br kaplan birer mit 20) İiyeceklerdir. Bundan sonra büyükleri. mize tazim ve şükran telgrafları çekile. <ektir, O akşam İstanbul radyosunda denizci. ler marşı çalınacak ve bunu müteakip Deniz ticaret müdürü Müfit Necdet ta. rafından | temmuz hakkında bir hitabe irat edilecektir. Gece bütün deniz müesseseleri, gemiler, Kızkulesi elektriklerle aydınlatılacaktır. Bu arada fenerler işletmesinin donataca. İn sabih fener kulesi Dolmabahçe ile Kız kulesi arasında demirliyecektir. Liman İşletmesi de iki ışrkle duba hazırlıyacak, bunlar Kızkulesi açıklarında duracaktır. Şenlik fişekleri bu dubalardan atılacak. tir. Husust armatörler de limandaki va. Purlarını donatarak gösterilecek mahal. lerde demirleteceklerdir. Şirketihayriye o gece kendi denizcileri. De ve ailelerine tahsis edeceği bir vapurla ön bir gezinti ve şenlikler yapacak Denizbankın iki büyük vapurile iki A. kay vapurunda da denizciler | bayramı #erefine müsamere ve balolar verilecektir. İLİ ak a ie Ingiltere Mağ'üp edilemez Londra, 21 (A-A.) — Mimi Liberal Partisi konseyinin senelik konferan. mi nutuk söyliyen Harbiye nazırı —— Belişe ezciimle demiştir ki: lâhlanma sahasında herikalar Yaratık. Memleket, halen müdafaaya hazırdır. Bu memleket, silâhlanma için gün- de bir MESELE| “Bize vasıta veriniz, im- kânsızlık bırakmayalım!,, Her sahada büyük muvaffakiyetler kazanan yeni nesil bunu bize isbat ediyor Bir kaç gün evvel, gençlerimiz, plânörle uçuşrö- korunu kırdılar, Ayni günlerde Avrupadan bir. çok kupalarla dönen genç atlı. larımızı bayram. > ladık. Dünyanin muh» telif o memleket . lerine tahsil için gönderilen (o tale- belerimizin çoğu o memleketlerin en yüksek mek- teplerinde, yan ya na okudukları baş ka milletlerin yeni nesillerine Üstün muvaffakiyetler elde etmektedirler , Aynı metodlar. la yetiştirildikleri takdirde bizimkiler, her sahada, mutlaka diğerlerinden üs. tün oluyorlar; modern vasıtalar elde ettikçe bizimkilerin, her sahada, karşi- larına çıkarılacak her rakibi geçecek» leri muhakkaktır. Yeni: neslin, her muvaffakıyetten sonra, haklı bir ge- rurla bize şöyle bir dönüşü ve; — Vasıta veriniz, imkânsızlık bırak. mıyayım... Diyen bir hali var. Evet, yeni nesil kendinden Urdu! sazlğ Ullkran Gaga ER Gn ge şüllea yenileşen memleket, taze bir halka kavuşuyor ve hayata atılan gençlerin çoğalışı nispetinde Türkiyemiz daha kudretli bir mana alıyor. Yeni nesil en ziyade hangi sahada kabiliyet gösteriyor? Bu suale cevab verirken büyük bir sevinç duymaktayız. Zira yeni nesil, hiçbir iş bölümünü unsursuz bırakma- mak istidağını gösteriyor. Bir zaman yalnız softa yetişirdi. Sonra yalnız kalem efendisi yetişti. Daha sonra yalnız subay yetiştirir gibi olduk. Bir zaman geldi herkes ticarete merak sardırdı. Yeni nesil ise, enerjisini, muhtelif iş bölümletine makul nispet. lerde yaymak (zekâsını gösteriyor, gençlerin, gün geçtikçe, Istidatlarmı iyice ölçerek hayata atıldıklarını gö- rüyoruz. Hayat mücadelesinde nasılsa ele ge- çirilmiş diplomaların hiçbir kıymeti muallimiz Plânörle uçusta Türkiyeye güzel bir dünya rekoru kazandıran Türkkuşu nden Ali Yaldız (ortada) ve Türkiyeye bir dünya ikinciliği ka- #öndiren üki Taymeti plânörcümilz; Cemal Aytaç ve Rasim... olamıyacağını, ve işin iyi, kötü, kibar ve bayağı diye sınıflandırılamıyacağı. m bu nesil adamakıllı anlamıştır. Umumi harb, yetiştirdiği nesillere, kendilerinden evvelki nesillerin; Kıt kanaat geçinme, Tevekkül, aza kanaat, Gibi fena tarafına üstün temayül lerine, “çök kolay para kazanmak ve bunun İçin her zekâ oyununu meşru saymak,, gibi pek fena bir temayül telkin eder gibi olmuştu. Umumi harb nesilleri, (bereket versin kısa bir za- an içini fatime bir let halini almıs olan bü temâyüllerinden “Kendilerini güçlükle kürtarabilmişler ve doğru yolu buluncaya kadar epey zahmet çekip bir hayli fire vermişlerdi, Yeni neslin, iş sahasında her bölü- me unsur vermesini, sadece içtimai #1. nıf belâsından kurtuluşumuza borçlu. yuz Cumhuriyet, muasır dünyada gördüğümüz muhtelif rejimlerin şata- fat ve reklâm hastalıklarına tutulma- dan, mütevazı bir çalışma ile ve hiç hissettirmeden “sınıfsız çemiyet,, te. lâkkisini memlekete adamakıllı yay. mış ve bilhassa yeni nesillere tamami- le sindirmiştir. Bugünün genci muhar- rir, avukat, subay, tabib, mühendis, mimar olur gibi lokantacı, çiftçi, ber. ber, garson, demirci, manav, vatman tenekeci, kalayer ve goför oluveriyor. Ve yeni neslin tabibi yeni neslin $0. förüne asla tepeden bakmıyor, onun- la konuşruken üst perdeden konuşur Yazan: Ensari ş” r m Bülent © gibibir tavırta. ş kımıyor. Herkes is tidadını biliyor. Edindiği Işi sevi - , nerek ediniyor ve , her işin, dikkatle ve inanarak çalı * gıldığı otakdirde, sahibini en yük» sek refah veka. . zanç derecelerine , ulaştırabileceğin i anlıyor. , — Buanlayışm ve . edinilen işe zevkle sarılışm neticeleri yavaş yavaş mem- leketi sarmakta - dır. Şüphesiz far- kındasınız, Eski . den berber dükkü- nınm temizi ve gi- kı Türklerin az bu lunduğu semtler. de idii Nazik ve usta berber de mutlaka bir tatlısu frengiidi. Beş yıl evveline gelinceye kadar ka, dınlarımızın saçlarımı hep lövanten ustalar tanzim ederdi. Şık kadınların ağzında hep yabancı adlar dolaşırdı. Halbuki beş yıldanberi, saç tuvaletin- den bahseden Türk kadınının güzel dudaklarında yalnız Türk adları dola- şıyor. Lokantalarda da böyle. Büyük bir çokluğu lokantacılık sanatınm a. laylıları elinde bulunmasına rağmen bu sahada da yeni neslin bagarıcı kud. retini hissetmeye başlıyoruz. Çiçekçi- Mx raahermda, ill üg-yrinorra dendi piyasalarımızda yabanet rakib kalmı- yacağını tahmin etmek mümkündür. Terzilerimiz piyasadaki bütün yabancı firmalardan üstün. Yeni neslin makas. darları Yunanistan, Romanya, Yugos. lavya ve hattâ birçok İtalyan ve AL man şehirlerindeki sanatdaşlarmdan yüksek. ir ... Yeni nesilden hayata atılanların i#- tidatlarma uygun iş seçmek ve tuttuk. ları işleri sevmek hususunda hissedi, len meyil ve kabiliyetleri Türk oemi- yetindeki sınıfsızlaşmanın gün geçtik- çe kökleştiğini göze vurduğu kadar e. konomik bünyemizin ve bundan ötü. rü kurulacak yeni ailelerin sağlamlaş- ma dereceleri hakkında da bir fikir verebilir. Ensari Bülend a. bile içersinde tek bir düğün olmuştur. Otomobillerin badava muayenesi ŞesANRADARI otomobil klübleri ittihadının tavas- sutu üzerine Fransa nafia vekâleti başlıca Fran- sız şehirlerine birer kamyon göndermiştir. Bu kamyonlar da otomobillerin bütün âletlerini muayene etmek için icab eden ölçüler ve cihazlar vardır. Bunlar kendilerine müra. eaat eden bütün otomobilleri parasız muayemeye mecbur. durlar. Bu âletlerde yapılan muayenelerde alınan neticelere göre mevcud otomobillerden yüzde sekseninin frenleri fe- nadır. Yüzde altmışının direksiyonları bozuktur. Yüzde Sekseninin fenerleri belediye nizamlarına uygun değildir. Bu satırları yazan Fransız gazetesi ilâve ediyor: vazi- yet korlrunç değil mi? On senede bir düğün da mukaddeste oturan Samaritenler en eski ya- hudi kabilesidir. Mevcutları ancak 200 kişidir. Bunlar kendi kabilelerinden olmayanlarla kaV'iyyen evlen- mezler. Dul kalmış yahut boşanmış bir kadın tekrar ev. lenmek hakkma melik değildir, Onun işin bu kabile ara. sında evlenmek gayet nadir olur. On senedenberi bu ka- Gece doktorları ER yerde polise bağlı gece doktorları vardır. Bun- lar yeryizünlün en çok iş gören memurları sayıla- bilir. Bir misal verelim: Geçen sene Paris polis doktorları 5700 vakaya gitmiş- lerdir. Vasati olarak gecede 15 vaka. Polis emrinde 5 gece doktoru olduğuna göre, her bi. Tisine gecede vasati olarak 3 hasta düşüyor demektir. Fa. * kat bu yalnız vasati bir rakamdır. Çünkü doktorların tek bir vaka çıkmadan sabaha kadar bekledikleri geceler ol- duğu gibi her doktorun yedi, sekiz kanlı, ameliyatlı va» kalarla karşılaştığı sıkıntılı geceler de vardır. ban gitmiştir. * Kaplanın intikamı pg iraNva Imparatorluğunun en meşhur avcist Binbaşı Rober Hoslet feci bir av kazasına kur- Bu zat Hindistanda Jalpur civarında avlanırken ko. caman bir kaplanm hücumuna uğramış, kaplana iki el a. teş etmiş, fakat hayvanı ancak pek hafif surette yaralıya- bilmiştir. Öfkelenen hayvan derhal avemm üzerine atıl- mış, araya girmek için kimseye fırsat verecek zaman bi- Takmadan zavallıyı parça parça etmiştir, Bu suretle Kip. ling'in tabiriyle “Karanlık ormanların kükümdarı,, kor. kunç bir intikam almış oluyor. ik Kaza mı bu? Buz gibi cinayet | Yazan; KARA DAVUD Beykozda bir facia oldu. Yirmi va- tandaşın biraz temiz hava almak ni- yetile bindikleri kayık su aldı, battı. Dört kişi boğuldu. Dört kişi de zama - nın tedavi edilmedikleri için öldüler. — Sebep? — Kayık eskiymiş; su alıyormuş. Başka bir sebep yok.. Ne kayık bir yere çarpmış, ne kayığa bir çarpan ol- muş. Tahkikatı yapanlar diyorlar ki: — Kayıkçıda kabahat yok.. O, kayı- ğını kiralamak istedikleri zaman "bu kayıkla gezintiye çıkılmaz. Başınıza bir belâ gelir,, demiş, fakat öbürleri e memişler, “adam senide, atın ölümü arpadan olsun,, demişler. O halde kabahat kimin?. Kabahat evvelâ kayıkları ve sandal- ları arabalar, tramvaylar, otobüsler ve otomobiller gibi sıkı ve devamlı bir kontrol altına almayışımızın. Sonra, çü, rüklüğünü bildiği ve söylediği halde paraya tamah edip kayığmı kiralamış olan betbahtın ve en nihayet böyle çü- rüklüğünü bildiği ve söylediği hakle paraya tamah edip kayığını kiralamış olan betbahtın ve en nihayet böyle çü- rük bir mendebura binmek hatasını işlemiş olanların, Ölenlere Allah rahmet eylesin. Fakat bu ne ihtiyatsızlıktır efendim? Vatan. daş kendine nasıl acımazsın? Nasıl göz. göre canmı, tehlikeye sokarsın?. Yayıkçının kabahati şüphesiz başın- dan aşkın. Hem bu bir basit kabahat veya bata da değil, Bu açık bir cürüm, hattâ buz gibi bir cinayetl.. Onun; * — Kayık çürüktür. Başınıza bir be. lâ gelir. Demekle iktifa etmemesi sandalı ver- memesi, ve cebren almağa kalktıkları takdirde avaz: çıktığı kadar; — İmded! İmdaad! Mi Diye bağırıp polisi, jandarmayı ça- ğırması ve bü işe zorla mâni olması lâzımdı. Pariste çıkan Le Temps gazetesinin 17 haziran 1938 tarihli sayısında, ikin- ci sayfada "yabancı memleketlerden haberler,, sütununda Sovyet Rusyada verilmiş son idâm hükümleri arasında şu habere rastladım: “Soviyetskaya Sibir gazetesin- den öğrendiğimize göre, geçen bir Mayısta, Novosibirsk civarında Yena nehrinde işliyen Feribot- lardan biri amele bayramına gi- denleri taşırken, çok yüklü oldu. ğu için batmış ve içindekilerin yirmi dördü boğulmuştu. Mahke- me bu amelelerin çalıştıkları fab- tika direktörü ile Feribot kapta- nını idama mahküm etmiş ve hü- küm, mahkümlerı kurşuna dizmek Suretiyle infaz edilmiştir. ,, “Kaza, kaza!,, diye tutturmuş gidi- yoruz. Sovyetler birliğindeki bu vaka ile Beykozda cereyan eden faciayı kaza addetmek mümkün müdür? Elbette değildir. Sandalın çürük ol. duğu malâm. Su alacağı malüm. Hattâ aldığı malüm. Bu sandal batmaz da ne olur? İçine bir kişinin girmesine bile müsaade edilmemesi lâzım gelirken yir- mi kişi binmiş, Kazaya hamledilen baz: fatialar in. sanı kast eseri olan cinayetlerden çok tedhiş ediyor; insan bu gibi hallerin müsebbiplerine daha fazla hiddet edi- yer. Hazır hatırımıza gelmişken şu ka- yıkları, sandalları ve limanda işliyen o çakâralmaz “motör,, leri bir iyice göz- den geşirsek bari., Kara DAVUD Romanya kralı Bükreşe döndü Bükreş, 21 (A.A.) — Rador Ajansı bildiriyor: Kral Karol, Luccafarul yatı ile, Ka- radenizde ve Boğaziçinde yaptığı g*& zintiden bu sabahi Köstenceye dönmüş ve 21 top atımı ile karşılanmıştır. Kral, hususi treni ile öğle üzeri de Bükreşe muvasalat etmiştir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: