22 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

22 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 MİRİ HOVBOYLAR DİYARINDA 23 HAZİRAN — 1938 ÇARŞAMBA Hicri; 1357 -- Rebiülâhır; 23 Hnayin dağa inegi Biti 429 19,45 e A 226 12,15 16,16 19,45 2148 208 ——————— “Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24222, Beyoğlu için; 44644, Kadıköy Için: 60020, Üsküdar Için: 60625. Yeşilköy, Bakırköy, Bebek, Tarabya, Büyükdere,Feverbahçe, Kandılı, Eren. köy, Kartal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon muhabere memu. runa yangın demek kâlidir. Rami itlaiyesi: 22711 Di 20 Beyazıt kulesi: 21908. Galata yangın kulesi: 40060, Sıhhi imdad: 44998. Möddelunimilik: 22290. Emniyet müdürlüğü: 24382. Elektrik Şirketi: Beyoğlu: 44801 » İstanbul: 24378. Sular: İdaresi; Beyoğlu: 44783. Beşikteş: 40948. Cibali: 20222. Nuruosma. hiye: 21708. Üsküdar - Kadıköy: 60773. Havagazi ; İstanbul: 24378. Kadıköy: 60700. Beyoğlu: 44042. Taksi Otomobili İstemek İçin Beyoğlu eibeti: 49084. Bebek ciheti: 36 . 101. Kadıköy ciheti: 60447, Denizyolları İstanbul acenteliği: 22740. Karaköy: 42882. Putartesi Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma Sali Tophaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mudanya, 19 Karabiga, 20 Bandırma, Ga» Matadan 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mersin. Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Sirkeciden 15 Ayva. Jık, 18 Bartın. z Perşembe Tophaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Galatadan 12, Kurudeniz, 6 BURTDAX ————— ve küşat resminde bu başı önünde, a. Hayır... Gözler kralm başvekili An Cuma Tophaneden 16,30 Mudanya, 19 Karabign, Sirkeciden 10, Mersin, Gümartesi Tophaneden 14, Mudanya, 20, Bandırma, Sirkeciden 15, Ayvalık, 18, Bartın Pazar Topbaneden 9, İmror, 90,20 İzmit, Galaladan 8,30 Mudanya, 10,30 İz- mir Sür, 12, Karadeniz, 22,20 Mudanya, Müzeler Ayasofya, Roma « Bizans, Yunan eserleri sarnıçlar, Ticaret ve Sanayi Müzesi, Sıbht Mü: (Ru müzeler hergün saat 10 dan 15 ya kadar açıktır.) Türk ve İslâm eserleri müzesi: Pazartesiden başka hergün saat 10 dan 16 ye kadar ve Cuma günleri 16 den 17 ye kadar açıktır, Topkapı Müzesi: Hergün sant 13 den 16 ya kadar açıktır. Memleket Dışı Deniz Seferleri Romanya vaptırları: Cumartesi günleri 13 de Köstenceye; Salı günleri 18 de Pire, Beyrut, İskenderiye. İlalyan vapurları: Cama günleri saat 10 da Pire, Brendiz!, Venedik, Triyeste. Avrupa Hattı Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 23079 Semplon ekspresi hergün Sirkeciden saat 22 de kalkar ve Avrupadan geleni saat 7,25 le Sirkeciye muvasalat eder. Konvansiyonel 20,30 da kalkar, 10,22 de gelir. Edirne postası: Hergün saat 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir, Anadolu hattı Hergün hareket eden şimendiferler: Söat 8 de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de Diyarbakır ve Samsun, 15,30 de Eskişehir, 19,10 da Ankara ekspresi, 20 de Adapazarı, Bu trenlerden saat 9 da hareket eden Ankara muhleliti Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. MÜNAKASA İLANLARI: » İahisarlar idaresi için 500 kilo beyaz sabun pazarlıkla salın alnacaklır, Pa zarlık yarınki perşembe günü saat 1 de idarenin Kabalaştaki levazım ve müba yaat şubesinde yapılacaktır. Yirmi üç buçuk kratlık bir çift pırlanta teş taş küpe sandal bedesteninde yarınki perşembe günü sant 2 de müzayede İle sahlecaktır. GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Coe Lulz dürya şam biyonu Çinili Köşk, Askeri Müze ve ağlâp etti. BÜRİDAN Prensesler, krala tahsis edilen yerin 22 HAZİRAN — 1938 Yazan ve çizen YALTINSARY. CUMA GEÇE LİM..SEN İRİ Istanbul Radyosu 18,30 plâkla dans musikisi, 19,15 konfe. rans, Fatih halkevi namına Dr, Fahreddin Kerim (yaz ve sinir) 19,59 orsa haberle. ri, 20 Saat ayarı, Grenviç rasathanesinden naklen, 20,02 Nezle Uyar ve (oarkadaşlari tarafından Türk musikisi ve halk şarkıla. rı, 20,45 hava raporu, 2048 Ömer Rs Doğrul tarafından arapça söylev, 21 Ce. mal Kimil ve arkarlaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 21,45 orkestra, 22,15 alans haberleri, 22,30 plâkla sololar, öpera ve operet parçaları, 22,50 son haber ler ve ertesi günün programı, 23 son, BÜKRE$: 19,15 radyo salon orkestrası, 20 şarkılar 31,15 keman konseri, 21,50 kabare plâk- ları, 22,45 kafe konser. BUDAPEŞTE: 10,15 sigan orkestrası, 21 temsil nakli, 22,53 opera orkestrası, 24,10 cazbant. BERLİN: 19 binde, 20,10 plâk, 21 bando, 21,90 radyo erkesirası, 22,30 caz plâkları, 23,59 hafif müzik ve cazbant, 1,10 plâk, ROMA: 20,30 orkestra, 21,30 hafif müzik, 22 ae keri bando, 23,10 piyano konseri, 24,19 carbant, VARŞOVA: 20,30 radyo orkestrası, 22,10 Şopen kon i, 3 senfonik konse: 7 mmm yere çıkmıya muvaffak olanı bir adam.. yağı çıplak adam bu binada asılacaktı, Velhasıl bu bina idam yöri Monfokon- du, EA ğe Ka A Halktan hiç biri, İlam yerinin halka. Yarına geçirilerek ilk defa asılacak olan bu mahkümla meşgul olmuyordu. İsmi neydi? Bunu belki biliyorlard. Kabahati neydi, ne yapmıştı? İşte bunu bilen yoktu. Onunla meşgul olmıyan hiç kimse dedik. Bu bir hatadır Çünkü bu zavallı #le meşgul olan biri vardı. O da, şu u. zün boylu, iri gövdeli, azametli, soğuk yüzlü, süslü ve ziynetli elbiseli, onuncu Ytüinlia hemen yanımda at süren alam- dı: Kralın amcası Kont dö Valuva... Mahküm arasıra başını arkaya çe virerek, konta, ateş saçan gözlerle ba. kıyordu. İşte o zaman, bu azametli ve kudretli gördüğümüz senyör sapsarı kesiliyor ve atını hızlaştırıyordu. Acaba bu kral kadar nüfuz sahibi ve saltanat basamaklarına yakın bulunan zatla Monfokona asılmıya götürülen bu düşkün mahlük arasında ne münasebet bulunabilirdi?, Cellâtların eline teslim edilmiş böyle bir adamın bakışı, bu mubteşem zatı ocaba niçin titretiyor- du? Alay geçtikten sonra balk dağılınıya başladı. Bir kısmı o gün alışama kadar musluklarından su yerine şarap akacak olan çeşme başlarına koşuşmaya, bir Unğ4n #ururez eputreförg YEyOS rsi birer mersiye okuyan çalgıcıların etra- fına toplanmıya, büyük bir kısmı da ölüm evinin etrafında yer alabilmek için Pentr kapısına (Bu kapı sonradan Sen Denis kapısı adını almıştır.) doğru yayıldılar. Onuncu Lâinin geçtiği her sokakta, ayni Meş'e, muhteşem alaydaki yüksek zevatın hepsini selâmlıyan ayni alkış. Bunların hepsini mi alkışlıyorlardı?, gerrand dö Marinyinin Üzüntülü çehre. sinde gezinirken, dudaklar bedua oku» yordu. Marinyi ile Valuva kralın iki yanın- daydılar. Biribirlerini kin dolu ve kor, kunç bakışlarla süzüyorlardı. Bu iki a- damı biribirinden uzaklaştıran müthiş kin, bu dakikada deha bariz bir şekilde görülüyordu. Şarl dö Valuva, Marinyinin gözel Pilip zamanındaki kudreti yanında âç zini bir türlü unutamıyor, Şimdi sıra kendisinindi. Artık biraderzadesi kral olmuştu. Lâinin kral olduğu günden- beri de kimbilir nasıl ve ne kadar müt- hiş bir intilkten hazırlıyordu. Biribirlerini şu kadarcık sevmiyen bu iki adamı, halk ta şu kadarcık sev- miyordu. Bitâkis onlara ellerinden gel- diği, güçlerinin yettiği nisbette fırsat buldukça hakaret etmekten geri kalmı- yordu. Karanlığı sıyıran bir güneş gibi, çan sesleri ve muzika ilkbahar güneşi, saf- lanan bayraklar ve iki yüz bin Paris. linin: — Kraliçe! Matyarit dö Butgony!u Diye bağırmas:, korkuyu ve gayzi samXi ortadan kaldırdı. Şimdi kraliçeyi takdir âvazeleri bütün şiddetiyle ortalığı çınlatıyordu. —j. MONFOKON: ÖLÜM EVİ. Geniş ve yüksek bir yer!.. Üstü ör- tülü ve müzehhep bir koltuğa cturan ktalm bulunduğu yerden daha alçak sahada hassa askeri dizilmiş duruyor- du. Bu, pırıldıyan güneş altında öyle muhteşem, öyle muazzam renkli ve öy- Ie mühip bir manzara vücuda getiriyor du ki kendi parâlâriyle vücuda getiri- len bu debdebz ve tantana karşısında halk âdeta kendilerinden geçmiş gibiy- diler; biraz ilerisinde duran arabolarından in- memişlerdi. Tepe, altın, sırma ve ihtişam içinde par parıl yanıyor ve bu muhteşem manzâtanın Üstüne ölüm evinin kor . kunç gölgesi yayılıyordu. ölüm evi; Bu üzerinde zincirler sar- kon liç kat kalın kirişlerin istinat etti- ği on altı adet büyük amudun ağırlığı- nu kaldtrabilen kocaman küğir bir bina idi. Burada yüzden fazla mahkümu bir anda sallandırmak mümkün olabilecek» ti. Bu korkunç bir rüya, bir hayal gibi görünüyordu. Bu rüya veya hayali An- gsrrand yontturduğu taşlar ve şekil verdirdiği demirlerle hakikat hâline getirtmişti. Şimdi eserinin karşısında gülüyordu. Şarl dö Valuva, kralın önünde riya- kârane eğilerek başvekil dö Marinyiyi haset dolu bir bakışla takip ediyor ve rakibinin bu yeni galibiyeti karşısında hiddetinden kudurmak derecelerine ge- liyordu. Angerrand dö Merinyi: — Şevketmeap.. » dedi. » Kıymetli ve eşsiz babanızın şerefini bir kat daha yükseltmek düşüncesiyle nâçizane vü. cudâ getirdiğim eser işte budur. Bunun inşa masrafını tamamen kendi servetim den ödeyeceğim.. Babanıza takdim et- mek istediğim şeyi oğluna hediye edi- yorum. Eğer velinimetim gayretimden memnun olmuş görünürlerse, ben de pek sevineceğim. Onuncu Lüi: — Eksik olmayınız. Hizmetinizden son derece memnunum.. Bu bina da cidden, öğünülecek kadar güzel. Bu dakikada takdirle dolu bir mırıl. tı, müthiş bir bakışla Valuva'yr süzen Marinyi alkışiıyordu. , Kont Valuva dişlerini gıcırdattı. Kin ve hırsın alnına topladığı terleri sildi. Bu sırada, kralın bulunduğu yüksek Kontun yanına sokularak koluna do « kundu. Sonra martosunu açtı. Manto- nün altınida gizli duran bir kutuyu gös“ tererek kulağına ancak kontun işide- ceği bir tarzda, bir kaç kelime söyle- di, Valuva, kutuyu alarak azametle doğ. ruldu. Marinyiye bakışlarında, şimdi bir se» vinç eseri görünüyordu. — Artik senden korkum yok.. Mah- volduğun gündür. - diye mırıldandı. Paris belediye reisi, kralın can: sı- kılmıya başladığını görerek cellâdm, mahkümu asması emrini verince, cel. lât mahiüma yaklaştı. O, hayatının son dakikalarını yaşi- yordu, Son defa olarak Valuvaya bak- tı, Kralın amcazadesi gene sapsarı ke silerek ve titriyerek geriledi. Mahküm, kuvvetli ve metin bir sesle haykırdı: — Möruzatım var!, Valuva, yenilen sendeledi. Herkeş, mahkümun ne söyliyeceğini dinlemek için susmuştu. Bu mahşer ye- rinde Şimdi en küçlük bir kıpırdama bi. le mevcut değildi. Bu derin sükütu bi- ribiri peşinden üç defa inliyen bir bo- ru sesi yırttı. Herkes boru sesinin geldiği yere bak- t(, Eral,, kraliçe, prensesler, senyörler, bassa askerleri ve cellâd oraya bakıyor- lariı. Hepsi de, orada, böşlarında mâğrvr simalı üç delikanlının bulundu. gu yirmi kadar atlı görüyorlardı . Onuncu Lüi kızmıştı. Hiddetten sap- sarı kesilmişti. Ayağa kalkarak bağır dı; — Bizi boru ile çağırmıya cesaret eden kim oluyor?. Gür bir ses cevap verdi: — Ben! — Sen mi? Sen kimsin? — Angerrand dö Marinyinin asılma" #mı ve aklalet isteyen bir adamlı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: