M POSTASI İ Neyriyat”, Mödürüğl © | Ma ntAassimsUs İDARE EVİ » iytanbul Kasara eGdİESİ Poniz besona brake A, Sakal pori bim SANAR Yarı işleri, telafonuz> 23672” Mdarei er vap” 724370 ün & “30135 Bır müttefikimiz: İngiliz efkârrumumiyesi Yazan; Şekip Gündüz Fa bir çok bedbaht teşeb- bülslere girişti. Birbirinden kı- sa ömürlü entrikalarla kendini yordu. Her tezvirinden, ancak, diplomasideki zekâsının şöhretini zedeleyecek neti- İ celer doğdu. Ona uzaktan, hünerleri yıpranmış bir çambaza bakar gibi, bu düşkünlüğüne acıyarak baktık. Hayır, dünyanım her devletinde bir gençleşme, yenileşme (ve dinçleşme kasırgası eserken bu Fransanın şu an- Jayışsız, şu sezişsiz hal ile ayakata dur- masına imkân yoktur, Türk ordusu Genel Kurmayının ikin ci başkanı Örgeneral Asım Gündüz, Haty topraklarına ayak basınca, Ha- taylılarda beliren coşkun sevincin yük- sek mânasını anlayamıyan bir devlet, biç bir şeye akıl erdiremiyor, hiç bir şeye akıl erdiremez dersek hata mr et- miş olüruz?, Payas'dan Antakyaya kadar uzanan yol üzerinde, Türk Orgeneralinin, ya- bancı bir devlet mümessiline gösterik mesi mutad ceali bir güleryüzle karşr Jandığı iddia edilebilir mi? Yüz kişi, bin kişi değil, Orgene ralin yolu üzerine bütün Hatay dö- külmüştü. Bu manzarayı gördükten sonra artık intibabata, Milletler Cemiyeti komis- yonlarına, müzakerelere, muahedelere, şunlara bunlara ne lüzum var? Bir in- san yığınını bu derece coşkun bir kah kınışı önünde ne durabilir? Hataylı hür | yaşamak istiyor, bize dayanarak yaşa- mak istiycr, bizimle ayni talihin insanı ve ayni yolların yolcusu olarak yaşı- mak istiyor. İmparatorluğun zayıf devirlerinde de, imparatorluktan ayrdmamak arzu- sile yanan insan, yığınları vardı. Bun- lar da Osmanlı camlasından ayrılma- mak için avaz avaz bağırırlardı. Fakat kuvvetin önünde boyun eğmeğe mecbur kalırlar, ve büyük Avrupa devletleri arasındaki anlaşmaların, pazarlıkların biter bedeli halinde imparatorluk cami. Asından koparılırlariğı, Bugün bizden olup ta bizimle bera ber yaşamak arzusunda ısrar edenleri, hiç bir siyasa kombinezonu ve hiç bir kuvvet bizden ayıramaz, Hatay bizi is- tiyor, istediği olacak, Hataylı bizim gi bi olacaktır. Bu sözler, sadece bizim şahsi nikbin- Yiğimizin bir ifadesi addedilmemeli, bu sözlerle bizim memleketteki umümt nikbinliğe tercüman olduğumuz kabul edilmelidir, ... Savarona yatında Atatürkün son İç- timai, memleketin, tercüman olduğu- muz bu umumi nikbinliğini bir kot da- ha küvvetlendirmiştir. Evvelki gün, Ankaraya hareket ederken Bayarm söylediği sözlere inanmakta tereddüt etmemekteyiz. Evet; — Hatay meselesini sekiz on güne kadar iyi bir surette hell&leceğiz. Milletler Cemiyetinin, garip bir te- salüf neticesi olarak Hataya musallat ettiği iki bunağın, Hatay 'Türküne düşma olanların tarafını tutmuş ol masına ehemmiyet verenlere Avrupa efkârrumumiyesinde, bilhassa İngiliz elkârrumumiyesinde bize ve davamıza karşı gösterilen müzahereti işaret et- mek isteriz. Çok yakın bir zamanda Fransa ile çok sıkı bir takım siyasi ve askeri müzakerelere girişmiş olduğu- mi hatırladığımız İngilterede, Paşve- kili tarafından muhtelif zamanlarda; Parlâmentosunia Fransayı memnun edecek beyanatta bulunulduğunu hatır On dört yaşındaki | kızlar henüz ilk mektepte okurken bu Amerikalı küçük bayan iki çocuk anasıdır.. Florens ismindeki bu kızın on dört ay. lık bir kız çocuğu vardır, şimdi de ikin. ci çocuğunu dünyaya getirmek üzere, has taneye yatmış bulunuyor. Öteki kızlar bu yaşta babalarından be- bek beklerken, ikinci'canlı bebeğine ka. vuşacak olan Florens bu mesut hâdiseyi düşünerek şimdiden seviniyor. Kocası Vilyam Rud da başıucunda beklemekte dir. çocuk anası! ş Suşnig, bir türlü | karısını göremiyor Eski Avusturya Başvekilinin isficvabı halâ bitmedi Eski Avusturya baş vekili Şuşnig, son - günlerde resmen ev lenmiş olduğu ka. nasında (O Belveder şatosunun bahçe - sindeki bir köşke kapatılan Şuşnig, orada! babası ve 9 Şuşniğin yeni konsı yaşındaki oğlundan başka bir genç kadmla beraber bulunu- yordu. Bu, Kontes Fugger idi. Şuşniğin, bu kadınla evlendiği de haber verilmişti, Fakat bu izdivaç resmen bun. dan bir hatta kadar evvel, (o Viyanadaki bir kilisede aktedilmiştir. Yalnız, bu me- rasimde Şuşrig bulunmamış, nikâh gi. yabında kıyılmıştır. Bugün Şuşniz Belveder şatosurdan yanadaki Metropol oteli binasına götü- rülmüştür. Alman gizli polis teşkilâtnm Avusturya şubesinin bulunduğu bu bina. da Şuşniğe bir oda (verilmiştir. Bunun yanmdaki yazı ve çalışma odası ise yal- niz Şuşniğin isticvabırıda kullanılmakta. dır. Halbuki, Şuşnig, Metropol oteline nak- ledilmedeh evvel, şatodan bir otomobil. le “eşyaların, nakledildiği görülmüştü. Bugün anlaşıldığına göre, bunlar eşya değil, eski Başvekilin dosyalarıdır. Polis, bunlar üzerinde daha derin bir surette araştırma yapmak için şatodan çıkarmış, polis merkezine götürmüştür. Bu evrak üzerinde yapılmakta olan tetkikler es Basında Şuşnig de sorguya çekilmekte ve bu isticvaplar bazan saatlerce sürmekte. dir. Eski başvekil buraya (nakledildikten sonra karısile resmen evlenmiş, fakat bu- güne kadar, karısını görmesine müsaa. de edilmemiştir. Şuşniğin karısı da bugün Belveder şü- tosurdan çılımış bulunuyor. Buraya yal. nız eski Başvekilin babası mütekait ge- neral Şuşnig oturmaktadır. Şuşniğin ka. rrsı ise, kainbiraderi Artur von Şöşmigle beraber Viyanada bir apartıman daire- ladığımız İngilterede, efkârrumumiye Hatay davasında âdeta Türkün mütte- fiki addedilebilecek bir manzara arzet- mekteâir, Fransaya ve Hataylıya düşmem olan lara bu hali işaret etmekten hususi bir zevk duyduğumuzu nasıl inkâr edebi- Miriz? “ Şekip GUNDUZ sinde oturuyor. Şuşniğin oğlu da, bir geceyatısı mektebindedir ve tatil günle. rinde ya büyük babasını görmeye geli- yor, yahud da amcasının yanına gidiyor. Avusturyadaki son darbe üzerine sefil bir vaziyete düsen bu aile. ile bugün: hatirlanması İâzımgelen bir aile dala vardır ki 6 da evvelki başvekil Dol, füsün karısı ve çocuklarıdır. Avusturyadaki bir hükümet darbesi €- nasında öldürülen Dolfüsün karısı ile bi. ri on, biri yedi yaşındaki iki çocuğu, bu- gün Çekoslovakyada Bratislava şehrin. de bulunuyorlar. Avusturyanın Âkibetini derhal anlayarak vaktinde Çekoslovak- yaya kaçan kadın, şimdi de daha emni. yette olmak için, Amerikaya gitmek ni- yetindedir. Kendisine, Çekoslovakyadan pasaport verilmiş, bu pasaportu o Amerikan sefa, rethanesi de imza etmiştir. Fakat, Dol- füsün karısı ve çocukları, paraları olma. dığı için Amerikaya gidemiyorlar. Bu- nun üzerine kadın, bugün Almanya ta. rafmdan müsadere edilmiş bulunan A- vusturyadaki mallarının satılmasını ve paranın kendisine iadesini (istemiştir. Buna henüz bir cevap gelmemiştir, X Maktul başvekil Dolfüsün karısı ve çocukları Mısır Milli Müdafaa bütçesi 25 Miyon Lira Kahire, 21 (A.A) — Başvekil Mu- hammet Mahmut paşa, bütçe projesini parlamentoya tevdi etmiştir. Milli mü- dafaa tahsitatr, bütçede 25 milyon lira. Bugünün Ispanya kralı kim ? Yüz bin sterlinlik teklifi reddeden armatör ! Ispanya kralı... Bu ismin verildiği kimse, ne eski kral Alfonstur, ne de Frankocular muzaffer olduğu takdirde tahta geç- mek arzusunda olan prenslerden biri, BİPEEİE ELLA) Sed EŞ geek : liyor. Bu, büyük bir İngiliz vapır sa, bibidir ve gemileri İspanyanm bükü- metçiler elinde bulunan Jimanlarma igler. İspanya harbinden sonra kendileri. ne büyük bir ticaret vasıtası bulacak- larinı anlıyan bir çök İngiliz tüccar- ları orayr mal sevketmeye başlamış. lardır. Fakat, Franko kuvvetlerinin bombardımanı atında bu ticaret çok tehlikeli bir şekil almış, hemen hemen bütün İngiliz gemileri ticaretten vaz- geçerek İspanya limanlarına sokul. maz olmuşlardır. Yalnız, Cek Albert Bilmeir, gemi- lerinin İspanya limanlârina yaptıkları #eferleri bilâkis arttırmış, ve hükü- metçilerin elinde bulunan limanlara daha fazla sevkiyat yapmaya başla. mıştır. Franko tayyareleri ve gemileri ta- rafmdan bombardıman edilen İngiliz ticaret vapurlarının hemen hepsi Cek Bilmeir'indir ve bu hâdiseler avam ka. marasında münakaşalara #ebeb olur- ken bu gemi sahibinin ismi sık sık geçer. Bütün tehlikelere ve maruz kaldığı hâdiselere rağmen, İspanya #eferleri- ne devam eden Cek Bilmeir bu gün hükümetçi İspanyanın Avrupa ile olan hemen bütün tlearetini eline geçirmiş gibidir. Bunun iiçn kendisine, bu sa. hada olan hâkimiyetinden dolayı, “İs- panya kralı” ismi veriliyor. Ayrıca, Londra ticaret merkezinde büyük nüfuz sahibi olan Cek Bilmeir genç bir adamdır ve bu işe bundan üç sene evvel başlamıştır. Üç sene ev. vel, bir gemi şirketinin müdürü ile ve karısıyla beraber, bu şirketin bütün işlerini idare ediyordu. İspanya harbi başlar başlamaz, kendisine açılan kâr kapınmı görerek, Cek Bilmeir, şirketi kendisi satmalmış ve daha birçok gemiyle zenginleştire- rek, İspanyaya sefere başlamıştı. Londrada söylendiğine göre, İspan. ya lmarlarma mal göndermesini kes- mesi için kendisine 100.000 ingiliz 1. rası teklif edilmiştir. Fakat, "İspan- ya kralı” bunu kabul etmemiştir, ti- caretine devam etmektedir. “ —. KURUN Bir ziyaretin manasi OMANYA kralı Majeste Karolin mü- tenekkiren İstanbulu riyaretinin ve Atatürkle konuşuşunun hariçte dikkat ve alâkoyla karşılandığını koydetiikten sonra Asım Us şöyle yazıyor: “Hakikat hslde (o Romanyanın coğrafi ve beynelmilel siyasi! vaziyeti mühimdir. Bir taraftan Balkan Antantumın, diğer ta, raftan Küçük antantın kıymetli birer &2. vudur; sonra bügün kendi başına bir âlem olan Sovyet Rusyanın cenup budutlarında Lehistan İle bususl anlaşmaları o vardır. Bu itibarla Romanya Avrupanın merkezi ile Akdeniz ve Karadeniz & meselelerinin üzerinde düğümlendiği en hassas bir mın, taka demektir. Beynelmilel vaziyetteki bu nezaket hasebiyle Romanyanın beynelmis lel dostluğu da çok kıymetlidir. Diğer dev. lellerden başka İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya gibi büyük Avrupa devletleri ie olan münasebetlerinde bu kıymetin tesir, leri sıksık görülür. Coğrafi ve beynelmilel siyasi vaziyeti dolayısile Avrupanın he, men ber köşesinde başka bir tarzda bağ- hılikları olan bir memleketin en yüksek salâhiyelli devlet reisi mütenekkiren ve tamamen hususi mahiyette olsa bile İstan, bula gelerek Atatürk ile konuşur ve bun. dan dolayı da şurada, burada o dikket ve merak uyanırsa bunu biraz da tabii bul, mak İcap eder sanırız. Ancak şa noktayı da tebarüz ettirmek faydahdır ki iki dost ve müttefik devlet reisi arasında geçen mülâkatın gerek Bal- kanlar, gerek Avrupa sulmu O İçin sadece iyilik işareti olduğunda hiçbir kimse şüp. hevedemez. Zira diğer türlü deliller ber. taraf edilse dahi yalnız Balkan anlantı, nın dört, beş senelik hayatı bülün cihan ca bakikatin teslim edilmesine kâfi gelir, Atatürk ile Majeste Kral Karviün şahsan tanışmış olmaları ve bugünkü kermakarı, şık siyaset âlemini birlikte gözden geçir» miş bulunmaları Balkan antantına dahil memleketler için olduğu kadar diğer Avr pa memleket ve milletleri için de sulhun kıymetli bir garantisi sayılmalıdır. TAN Halkın eğlence yerleri arr era iel MİM Kİ” kanlığında gözlnocular ve sinemasi larla müşterek bir toplantı yapıldı. Halkin ucuzca eğlenebilmesi yolunda esaslı karar lar verildi, Sabiha Zekeriya, bu mevzu ele rafında fikirlerini şöyle hüldsa ediyor: “Bu karar, şimdiye kadar üvey çocuklar sibi, kırlarda, bayırlarda, o mezarlıklarda hava ve eğlence arıyan halka, verilen bü. yük ehemmiyetin bir ifadesidir ki, bunü “gazino , fiyatlarının ucuzluğu,, serlevhâ- sile geçiştiremeyiz. Halk (tiyatroların. halk eğlencelerine, hslk kültürüne verilen ehemmiyet, balkçılığın sözden fiile geçişle ni gösteren çok kuvvetli bir delildir. Neşell bir halk, gülen, eğlenen, eğlene bilen bir halk, bir milletin refah ve huzar seviyesinin alâmetidir, Çayırlara karıccö- lar gibi dökülmüş, temiz bir gazinoda, bir parkta bir müzik dinlemek, bir (o sinemi seyretmek zevkinden ve hakkından mab rum yözü düşünceli ve meyus bir balk. 0 memleketin refah ve huzuru, kendisin? verilen ehemmiyet hakkında şüphe verif” Halka bu eğlence (yerlerinin açılmasir bunların ucuzlatılması, halkçılığa doğ” atılan adımlardan bir tanesidir ki, buna Üzerinde şükranla, memnuniyetle, iruhora Ja durabiliriz.,, j CUMHURİYET Sulh meşalesi mi, politika âleti mi? ADIR Nadi, Halay intihabafının Hi detler cemiyetinin yüksek ve kontrolü altında — yapılması o yolun d Fransız teklifini niçin kabul — ettiğimi arlalıyor: “Biz Habeşistan değilir. Bir mileltin 1 tiklâlini müdafaa hususunda neye güre” mesi icap eltiğini Cenevfeden sormay” Bugün hiçbir Türk yoktur ki, “sulh yeti” lesi,, diye propagandası yapılan bu Seti yetin sadece bir menfaat ve politika olrak kör topal söründüğününde şüphesi bulunsun, Esasen Cenevre teşekkülüne girmemizi? en büyük sebebi, Milletler cemiyetini kof” kuluk vaziyelinden kurtarmak, onun ki insanlık ideallerine yakışır bir sev” der yükselmesine yardım — etmekti. Ve bugün de orada bulunuyorsak, yalnıs ümid ve düşünce ile hareket ediyorus mektir, şa; Evet, Milletler cemiyetinin Hatayda tihabat İşlerini murakabeye çağrılma reddedebilirdik. Fakat çıkmadık e ümid kesilmez derler; Cenevredeki m 0 Sesenin perişan — bir halde bulunmıs* rağmen: — Bakalım! Belki bn sefer kendini Bİ terir de ömründe iik defa olarak alm” Bar Deve £ des