— atayda vaziyet De Daştarafı 1 incide örfi idare ilân olunmuş, idareyi as- kerler ele almışlardır. eri Antakyadaki Fran- ul etmemektedir. Garo tayyare ile sânm Suriye dö Martelle Yaralı Türki $ız hastahan. Fransız de! Beyruta gidere fevkalâde komiseri kı örüşüp talimat almış, akşam tayyare dönml Vaziyet çok nazik bir safhaya gir. miştir. Yaralı Türkleri hastahaneye almıyorlar Adana 1 (A.A.) — Hatayda vukua gelen hâdiselerde bigünah olarak ya- ralanan Türkleri, Fransızların emrin- nt de bulunan Antakya hastahanesi ka- | bul etmediğinden, yaralı Türkler Dörtyola gelmişlerdir. Bunlar Adama | memleket ha tedavi ali ahanesine (o getirilerek almacaklardır. Ankara, 1 (Hususi) — Hataydaki faciaları bizzat hükümetimize anlat- mak için Eti Türklerden Abdülhami Hayyamın idaresinde beş kişiden mü- rekkep bir heyet dün şehrimize gel- miştir, Heyet azası şunları söylemektedir- ler: — Hatay gazetelerinde yazılan ve Tayyareler vasıtasile kadın ve çocukların katlini protesto Yar Haştarafı 1 inelde bardıman ederek. ve mitralyöz ateşine tutarak binlerce sivil halkı ve bu me- yanda kadın ve çocunkları öldürmekte ve yaralamaktadırlar, Çin hükümeti 28 mayıs 1937'de mil- etler cemiyetinin açık şehirlerin bom- bardımannı resmen takbik ettiğini ha- tırlatmakta ve müdafaasız sivil Çin halkının Japon tayyareleri tarafından katline nihayet vermek üzere seri ve müessir tedbirler almasını milletler cemiyetinden taleb etmektedir... lagillereye malümat verildi Londra, 2 (A.A.) — Çin sefiri OLord Halifaksa Japon tayayrelerinin Kanton üzerine yaptıkları akınları protesto eden bir nota tevdi etmiştir. Avam kamarasında Londra, 2 (A.A) — Avam kamarasın- da Arthur Henderson, hariciye müsteşarı Butlere, Japon tayyareleri: Kanton yehrindeki sivil ahaliyi bombardıman et. meleri dolayı: hissettiğini sö; yebilecek vaziyette olup olmadığını &or- muştur, Butler, şu cevabı vermişti: “Biz hariciye nezaretinde bu hakkında matbuat taralından o verilen haberleri okuyarak bu hususta resmi raporların gönderilmesini istedik, Elime bu meseleye dair mufassal ve sarih rapor- lar geçmedikçe bu hususta beyanstta bu- lunamam.,, Henderson bundan sonra İngiltete hü- kümetinin müşterek bir protestoda bu- Iunmak üzere Amerika ve dokuz devlet müuahedesini imza eden diğer memleket- ler nezdinde bir teşebbüste bulunulma- sını muvafık addedip etmediğini sormuş- tur, Butler cevaben demiştir ki: “Böyle bir teklifi nazarı itibara alma- dan evvel hükümet, zannedersem bu hu- susta sarih malimatm gelmesini bekle- meği tercih edecektir.,, Çinliler kendi . kendilerini öldürüyorlarmış! Tokyo, 2 (A.A.) — Japon matbuatı ta- rafından neşredilen bir tebliğde Kanton Açık bir şehir olmadığı, bilâkis iyice tah- kim edilmiş olduğu ve Japon tayyareleri- nin munhasıran askeri hedefleri bombar- dıman ettikleri bildirilmektedir. Tebliğde, Çin halkı arasında nüfus za- akınlar üstü | | j tayyare toplarının atışından, ileri geldiği Hataydan almıp da Türk gazetelerin- | de çıkan haberler, mübalâğadan ta İ mamile uzaktır. Hattâ Hatay gazete Jeri oradaki Türk efküri umumiyesini daha fazla tehyiç etmemek ve Fran sızların takibatma uğramamak için hâdiselerin gayet az kısmını neşret- mektedirler. Orada bulunan Eti Türkleri, Sün- nİ Türklerden sonra gelen en büyük ekseriyettir. Eti Türklerinin Türk lis. tesine (o kaydedilmek istediklerini Fransızlar anladığı zaman derhal te- Yâşa düştüler ve Alevi adı altında biz- leri başka zümre addelmeğe başladı- lar. Rüşvet, dayak, tethiş, tehdit ve ölüm gibi her vasıtaya başvurdular. Polisler, milisler ve bizzat Fransız za- bitleri de bu hale iştirakten geri kal- madılar ve kalmıyorlar. İskenderunda bir kısım Bt Türk- leri de zorla Alevi yazıldılar. Türk | Vistesine yazılan Aleviler memuriyet | lerinden çıkarılmışlar, her türlü hak Ankaraya gelen Hatay heyeti | z - sızlığa ve garazs hedef olmuşlardır. Maamafih bütün bunlara rağmen ek- iyet gene bizimdir, Biz buna iman ettik, Esasen oradaki halkın kısmı aza- mını Türkler teşkil eder, Bütün Ale viler de Türk olduklarını anlamışlar- dır. Bunun delili bütün ileri gelen A- levilerin isimlerini 'Türk listesine yaz dırmış olmalarıdır.,, yiatının “obüsleri her tarafa düşen Çin ilâve edilmektedir. Fransanın teşebbüsü Paris, 2 (A.A) — Fransa hükümeti, Franko tayyarelerinin cumhuriyetçi İs- paryanın açık şehirlerini bombardıman &lmemelerini talep etmek üzere Burgos | nezdinde müşterek bir teşebbüste bulu- nulmasını İngiltere o hükümetine teklif elmiştir. Vatikanın bu teşebbüse iştirak edeceği ümit edilmektedir. Geçen salı günü Granollers o şehrinin bombardımanı neticesinde ekseriyeti ka- dın ve çocuk olmak üzere 400 kişinin öl- mesi Franseyı böyle bir o teşebbüste bu- İunmağa sevketmiştir. İngilterenin vandi Londra, 1 (A.A) — Lord Halifaks ile İspanya cumhuriyeti elçisi Azkaratenin dürkü görüşmeleri esnasında, İspanya büyük elçisi, İngiliz hariciye nazırmın nazarı dikkatini, Prankistlerin sivil ahali üzerine yaptığı bombardımanların yeni- den başlaması keyfiyeti üzerine o oelbet- miştir. Sanıldığına göre, Lord Halifaks de Ka- rateye, İngiliz hükümetinin bombardı- manlara bir nihayet verilmesi hususun- da bütün nüfuzunu istimal edeceği temi- Balını vermiştir. ingilterede hava müdafaası Bp” Baştarafı 1 #ncide İmacak ihtiyat sistemi mucibince, bil- hassa sıhhi imdad sahasında gösterilen vazifçleri öğrenmek için 400.000 kadın ve erkek staj görmektedirler. Sir Samucl Hoare, halkı maske tak mağa alıştırmak üzere 300.000 maske dağıtılmış olduğunu söylemiştir. Dahiliye müsteşarı Geoffroy Loyd, memleketin 100 mntakaya tak sim edil diğini, bu mıntakalardan her birinin düşman bombardıman tayyarelerinin geldiğini haber vermeğe memur sant- rallara doğrudan doğruya bağlı bir te- lefon santralma merbut bulunduğunu tasrih etmiştir. Kuvvetli işsret düdükleri mahalli makamların emrine vezilmiştir. HABER — Aksam postası 2 HAZİRAN — 1938 İTürk - Yunan muahedesi tasdik edildi Ankara, 1 (A.A.) — Bugün Fikret Si- layın başkanlığında (o yapılan büyük millet meclisi içtimamda ruzmamede bus lunan maddelerin müzakeresini müteakib Türk - Yunan dostluk ve bitaraflık uzlaşma ve hakem mü ahedenamesi ile (o sâmimi an » laşma munzam muahedenamesinin tasdikine sit kanunun müzakeresi- | ne geçilmiştir. Bu münasebetle söz alan Harleiye Vekili Tevfik Rüştünün sık sık sü- rekli alkışlar ve tasvip sesleriyle karşılanan ve tam metnini ayrıca bildirdiğimiz beyanatını takiben bir çok hatipler söz almışlardır. İlk olarak kürsüye gelen Nazım Poryo (Tokat) Başvekil Celâl Baya- rın Atina seyahatinden getirdiği bu güzel hediyenin pürüzsüz bir dostluk Madesi olduğunu işaret ederek “Bü- yük Önderin mesai arkadaşlarına ö- tedenberi verdiği direktifler üzerine tecaslis eden Türk - Yunan bağlılığı. nın buğün d4 en kuvvetli bir eseri karşısında bulunuyoruz.” demiştir, Hariciye encümeni âzasından bulun- mak itibariyle bundan sonra iki memleket arasında mevcut müahe- deleri hatırlatarak mevzuu mü:sk6- Te olan munzam muahedenin umumi bir tahlilini yapmış ve bu muühede- nin Balkan Antantları çerçevesi I- çinde yapılmış ve bu antantın ruhu- na teyit eylemekte bulunduğunu söylemiştir. Nazım Poryo demiştir ki: Cihan sulhunun en tehlikeli imt!- hanlar geçireceği bugünlerde Bal- kan variyetinin kalplerimize verdiği huzur ve emniyet şüphesiz Balkan misakina ve bu misaka samimiyetle bağlanmış olduklarmı her vesile ile gösteren diğer kıymetM komşuları- | mız Yugoslavya ile Romanyaya med yunuz, Bu itibarla sulkü takviye dan vu munzam ahitnmmerin mİ şularımizca da kıymeti pek büyük- tür. Al Muzaffer Göker (Konya) Yu- nn devleti ile Türkiye cumhuriyeti arasında aktedilmiş bulunan muaho- denin Türkiye cumhuriyeti büküme- tinin Atatüriten ilham alarak seno- lerdenberi sükünetle vekarla ve mem lekotin hakiki menfaatlerinden mül- hem olmak suretiyle idare etinekte olduğu dış siyasetinin takdirle anıl. maya lâyik yeni bir vesikasını teşkil eylemekte bulunduğunu söylemiş- tir, Hatip bir muahedenin hayatiye - ti için şart olan iki tarafın hakiki menfaatlerinin koruması ve iki mil « letin haleti rubiyelerine tevafuk et- mesi gibi iki unsurun bu munhedede de mevcut bulunduğunu tebarüz et- tirdikten sonra da bu munzam muâ- bedenin hiç bir devlet hakkında her hangi bir tehdidi tazammun etmedi- ğini kaydeylemiştir. Muzaffer Gökeri takiben söz alan Milli Müdafaa Encümeni Başkanı Go neral Kâzım Sövüktekin, Türkiye cumhuriyeti hükümetinin Büyük Şe- fin irşatlariyle iki millet arasındaki! anlaşmamazlığı kökünden bertaraf ederek onun yerine bütün dünya milletlerine nümune olacak surette hudutsuz döstlük ve kardeşliz mey- dans getirmiş bulunduğunu işaret ettikten sonra demiştir ki: “En fena en müşkül senelerinde Yunan mijle-| tini tanımış ve bu milletin fedakâr- | Uk, vatanperverlik ve cesaretine ga- hit olmuş ve onların dürüst hareket- lerini, nezaket ve inceliklerini gör- müş ve işitmiş olduğumdan her hu- susta bu dostluğa ve altı yedi sene- dir mevcut itlâfnameleri bir avaya toplayan bu munzam itilâfnameye büyük bir ehemmiyet atfetmekte- yim. Kâzım Sövüktekin sözlerini biti- rirken Yugoslav ve Romen mtlletle- riyle olan dostluğu saygı İle anmış ve hükümeti tebrik eylemiştir. Mehmet Somer (Kütahya) müza- kere mevzuunu teşkil etmekte olan muahedeyi “Türk - Elen milletleri araşında kahramanlık meydanların» da biribirlerinin yüksek meziyetleri- düsük dt İn nene Dlilmiğlniği gk bn syn EA alak mi ni anlamak süretiyle doğmuş eşsiz bir samimiyetin mütemmim eseri" o- Itrak tavsif etmiş ve Iki memleket devlet şefleriyle devlet adamlarının yarattıkları ve Iki milletin hisle. rine tamamiyle tekabul eden bu muahedenin yüksek değerini ve Bal- kan Antantının kudretini tebarüz et- tirmiştir. Hatip bundan sonra Hariciye Ve- kilinin beyanatlarında Bulgaristan ile olan münssebat etrafındaki iza- hat üzerinde durarak hükümetimizin gösterdiği sulhperverlikten Bulga- ristanın istifade edeceği ümidini iz- har eylemiş ve demiştir ki: “Bu gü- İ zel Htifak sulhun muhafazasını te- min etmek içindir. Onun için hari- «iye vekilimizin temenniyatına ben de iştirak eder ve Bulgar komşuları- mızın nazarı dikkatin! celbederim.” Cavit Oral (Niğde) Türk - Yunan muahedesinin herhangi bir siyasi muahedenin çerçevelerini aşan ve İ- çinde tarihin, hâdiselerin, realitele- rin, mill menfaatlerin gösterdiği ve öğrettiği zaruretleri ifade eyleyen bir yakınlaşma, bir anlaşma daha doğrusu bir kaynaşma mahiyetinde olduğunu söyliyerek Başvekil Celâl Bayar ile Hariciye Vekilimizin 8on Atina seyahatleri esnasında şahısla- rına karşı Yunan milleti tarafından gösterilmiş olan büyük muhabbet to- zahürlerin! ve bunun delâlet etmek- te olduğu manayı işaret eylemiştir. Fazıl Ahmet Aykaç (Blâziğ) Türk - Yunan milletleri arasındaki temas- ları ve münasebetleri kısaca İşaret ettikten sonra bugün bize varilen bu eser Iki millet arasında birçok ted- rübelerde görgüden doğan işbirliğini Aleme ilân edle!, bir sulh ve selâ- met beratidir, demiştir. Hatip bundan sonra Türk miileti- nin data sucu olan BUYUK Grisi.” nün anahatlarını çizmiş ve sözlerin söyle bitirmiştir: Ayni duygulara, ülkülere sadık her siyast ve içtimai heyet bizim ger- çek dostluğumuza güvenirse pek haklıdır. Bskiden Balkanlar Bal kanlılarındır, denilirdi. Bu düstü- rü artık bütün Balkanlar bütün Bal- kanlılarındır şekline koyan tekâmül dostlarımızın da bahsettiğim ideal. Tero, ayni sadakatle merbut oluşun- dan ileri geldi. Bunu bu yüksek kür- süde söylemekle en gerek saadeti duyduğuma şüpheniz olmasın ve bü- tün âlem bilsin ki Türkün şeref ve şiarı verdiği sözü tutmak, koyduğu İmzayı bir namus damgası esddetmek tedir. © Imzayı bulunduğu yerden silecek hiç bir el yoktur. Hatiplerin sürekli alkışlarla kar. şılanan bu beysnatlarmnı takiben mushedenin tasdikine ait kanun re- ye konmuş ve 306 rey ve mevcudun ittifakiyle kabul edilmiştir. B. M. Meclisi Cuma günü toplana- caktır. Rüştü Aras'ın beyanatı Ankera 1 (A.A.) — B. M. Meclisi- nin bugünkü toplantısında Türkiye - Yunanistan antantkordiyal (o paktına munzam olarak Atinada imza edilmiş olan muahedenin müzakeresine başla « nırken söz almış clan Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras aşağıdaki beya- natta bulunmuştur: Yüksek tasvibinize hükümetin arz - ettiği Türk - Yunan muahedesi daha evvelce yapılmış olan ve meri bulunan müahedelerin bir zamimesi ve iki kom- | Şu ve kardeş memlekette durmadan şu- urla ve istekle ini eden beraberlik temayüllerinin tescili ve tabii bir neti- cesidir. Muhteviyatını herkes biliyor. Çünkü Balkan konseyi Ankarada toplandığı vakit parafe edilerek tam metin ilân edilmişti. Bunu Başvekilimizin refakatinde Ati nâya yaptığımız ziyaret esnasında im- galadığımızı biliyorsunuz, o zaman da- hi tam metni yine matbuatta intişar etmişti. Bu suretle mükerreren neşredi len metni haricinde aleni veya gizli başkaca hi merbutu olmayan bu muahede uzaktan yakından biçbir dev- leti rencide ve istihdaf etmez. Yine biliyorsunuz ki, Yunanistan ile iki taraflı olarak aramızda 930 tarihli bitaraflık, tahkim ve uzlaşmaya dair bir muahede ile bir de, 933 de yapılan samirni anlaşma mushedesi vardır. Bu samimi anlaşma mushedesinin (esasir hükmünü kiye - Yunanistan müş- terek hudutlarınm iki devletin kefale- ti altında ihlâli kabil olmadığından tes- biti teşkil eder, Diğer komşumuz Bulgaristan ile de aramızda ebedi bir dostluk mushedesi ile bir bitarafirk tahkim “ve uzlaşma muahedesi mecvut olduğu cihetle ken- disine Yunanistan ile yapıldığını arz- ettiğim samimi anlaşma muahedesinin daha imzadan evvel malümat verilmiş- ti. Bu hususta Bulgaristan İl aramızda fikir teatisinden sonra aramızdaki bi- taraflık muahedesinin temdidi ile ik- tifa edildi. Ayni sene zarfında Balkan müttefikimiz Yugoslwya ile 925 de başlayan ve o devrenin yekdiğerini te- kip eden hadiseleri içinde muvakkat bir fasıla geçiren samimi temas iki ta- rafın çok uygun olan menfaatleri ile ve İki milletin birbirine karşı besledik- leri sayg: ve sevgi ile tekrarlandı. Ve samimi bir dostiuir muahedesine vârıl- di. Ayni suretle diğer Balkan müttefiki. miz Romanya ile de o vakit böyle bir Sömümt dostluk muahedesi yapıldı. Artık Balkanlarda bava değişmiş, asırlar ve asırlarca devam eden binbir törlü tecrübelerin ve çekilen ıztırapla- rn husule getirdiği bir anlayışla Baj- kan menfaat birliği ve kardeşlik duy- guları belirmeğe başlamıştır. Yunan milletinin bir teşebbüsü ile ve bütün Balkanların iştirekile vakit vakit ve yer yer toplanmakta olan hususi Bal- kan konferanrları bu yeni doğan temi? ve gür! du revac verdi.-İşte da idi ki, kardeş Yugoslav dev- letinin büyük kralı majeste Aleksan- drın Şe iki büyük devlet reisinin Konuşması Balkan anlaşmasına yeni !' cereyan verdi. Romanya Balkanlardaki bu can- İz cereyan ön safında yer tuttu. Bundan sonra Balkan anlaşmaları genişlemiş ve resmi bir mahiyet almış ve Balkan devletleri hariciyeleri ara sında bu maksatla görüşmeler birden- bire süratlenmiştir. Hepimizin dalma iyi hatırladığımıza şüphe olmayan 934 Senesi şubatında Atinada Balkan mi- | sakı imza olundu. O gündenberi dört müttefik Balkan devleti hariciye nazır- lârı muntazam bir surette ve muayyen itlerde toplantılar yapmakta ve de ima te halinde bulunmaktadırlar, Diğer taraftan Balkan milletleri muh telif sanat şubeleri orasında ve her sa- hada artarak yapılmakta olan ziyaret İerle ve konuşmalarla hükümetlere reh- ber olmakta devam etmektedir, Şimdi müzakeremiz!in mevzuunu te$“ kil eden Türk - Yunan muahedesi Bak kan yarım adasındaki milletler arasmda idamesi arzu edilen münasebetlerin timsali ve Balkan müttefikleri arasmda yaşayan çözülmez bağlılığın tabii in kişafının bir misalidir. Mahiyetini arzettiğim bu munzâfi muahedenin müstaceliyetle kabul “9 tasdik buyurulmasını yüksek heyeti” mizden rica ederim. Alman askeri mütehassıslar! Çinden askeri esrarl# heraber dönüyorlar, Hankov, 1 (A.A.) — Çin ajansı diriyor: Almanya büyük elçisi, Alman BEKö metinin Çiz hükümeti nezdindeki bütü Alman askeri muallimleri geri aldır. ğa karar vermiş bulunduğundan ye nezaretini haberdar etmiştir. muallimletin Çin hizmetinde Kalpık ret olunmuştur. G” mahaflili, bu İçeyfiyetten çok erdi etmektedir. Zira bu Alman muajli milli zaüdafsayı alâkadar eyliyen gok esrarı bilmektedirler, ta devam taleple: bi